Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
mantıklı
Meanings of
"mantıklı"
in English Turkish Dictionary : 50 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
mantıklı
sensible
adj.
General
2
General
mantıklı
sane
adj.
3
General
mantıklı
level
adj.
4
General
mantıklı
coherent
adj.
5
General
mantıklı
likely
adj.
6
General
mantıklı
plausible
adj.
7
General
mantıklı
valid
adj.
8
General
mantıklı
judicious
adj.
9
General
mantıklı
legitimate
adj.
10
General
mantıklı
levelheaded
adj.
11
General
mantıklı
just
adj.
12
General
mantıklı
senseful
adj.
13
General
mantıklı
rational
adj.
14
General
mantıklı
level-headed
adj.
15
General
mantıklı
common-sensical
adj.
16
General
mantıklı
clear-headed
adj.
17
General
mantıklı
feasible
adj.
18
General
mantıklı
philosophical
adj.
19
General
mantıklı
wise
adj.
20
General
mantıklı
well-advised
adj.
21
General
mantıklı
well-balanced
adj.
22
General
mantıklı
no-nonsense
adj.
23
General
mantıklı
sound
adj.
24
General
mantıklı
fair
adj.
25
General
mantıklı
clearheaded
adj.
26
General
mantıklı
raisonné [french]
adj.
27
General
mantıklı
reasoning
adj.
28
General
mantıklı
well-reasoned
adj.
29
General
mantıklı
unhysterical
adj.
30
General
mantıklı
witful [obsolete]
adj.
31
General
mantıklı
lucid
adj.
32
General
mantıklı
healthy
adj.
33
General
mantıklı
right-minded
adj.
34
General
mantıklı
right-thinking
adj.
35
General
mantıklı
skillful [obsolete]
adj.
36
General
mantıklı
logically
adv.
37
General
mantıklı
within reason
adv.
Phrases
38
Phrases
mantıklı
it adds up
expr.
Colloquial
39
Colloquial
mantıklı
hard-headed
adj.
40
Colloquial
mantıklı
it figures
expr.
41
Colloquial
mantıklı
that figures
expr.
Idioms
42
Idioms
mantıklı
(as) sober as a judge
adj.
43
Idioms
mantıklı
with both oars in the water
expr.
Speaking
44
Speaking
mantıklı
it makes sense
expr.
45
Speaking
mantıklı
it figures
expr.
Technical
46
Technical
mantıklı
reasonable
adj.
47
Technical
mantıklı
logical
adj.
Medical
48
Medical
mantıklı
rational
adj.
Logic
49
Logic
mantıklı
logic
adj.
Archaic
50
Archaic
mantıklı
political
adj.
Meanings of
"mantıklı"
with other terms in English Turkish Dictionary : 233 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
mantıklı düşünen kimse
reasoner
n.
2
General
mantıklı olma
logicalness
n.
3
General
mantıklı düşünme
reasoning
n.
4
General
mantıklı düşünme sistemi
dialectics
n.
5
General
mantıklı olma
sanity
n.
6
General
mantıklı yorumlama
dialectic
n.
7
General
mantıklı düşünen kimse
clear thinker
n.
8
General
ilk başta son derece mantıklı gelen sonrasında anlamsızlaşan düşünce
epiphanot
n.
9
General
mantıklı açıklama
rationale
n.
10
General
mantıklı düzenlilik
sequaciousness
n.
11
General
mantıklı düzen
sequacity
n.
12
General
mantıklı düşünce
rational thought
n.
13
General
mantıklı açıklama
reasonable explanation
n.
14
General
mantıklı bir davranış
a rational behavior
n.
15
General
mantıklı bir davranış
a reasonable behavior
n.
16
General
mantıklı düşünceyle cevaplanması mümkün olmayan sadece sezgilerle anlaşılabilen hikaye
koan
n.
17
General
mantıklı bir soru
a reasonable question
n.
18
General
mantıklı düşünme
clear-thinking
n.
19
General
mantıklı varsayım
logical assumption
n.
20
General
doğru/mantıklı değerlendirme
sound judgement
n.
21
General
mantıklı açıklama
legitimate explanation
n.
22
General
mantıklı açıklama
proper explanation
n.
23
General
mantıklı yaklaşım
sound approach
n.
24
General
belirgin veya mantıklı sebep olmaksızın her şeye itiraz etme davranışı
negativism
n.
25
General
belirgin veya mantıklı sebep olmaksızın emir ve önerilere karşı çıkma eğilimi
negativity
n.
26
General
mantıklı sebep
rational reason
n.
27
General
mantıklı neden
rational reason
n.
28
General
bir şeyin olumlu veya mantıklı yanı
acceptable face
n.
29
General
saçmalık veya mizahtan ayrışan mantıklı veya ağırbaşlı bulgu
matter [obsolete]
n.
30
General
olayların akışı içerisinde meydana gelmesi mantıklı görülen veya doğal karşılanan şey
matter-of-course
n.
31
General
mantıklı düşünme
witcraft [rare]
n.
32
General
mantıklı prensipleri veya ahlaki değerleri çürüttüğü düşünülen etki
leprosy
n.
33
General
mantıklı olma
wits
n.
34
General
mantıklı yorumlama
dialect [obsolete]
n.
35
General
mantıklı temel
place [obsolete]
n.
36
General
mantıklı kimse
sensei
n.
37
General
düşünmek (mantıklı bir şekilde)
reason
v.
38
General
mantıklı gelmek
be acceptable to the mind
v.
39
General
mantıklı olmak
be wise to
v.
40
General
mantıklı davranmak
reason
v.
41
General
mantıklı kılmak
rationalize
v.
42
General
mantıklı olmak
make sense
v.
43
General
mantıklı saymak
deem reasonable
v.
44
General
bir şeyin mantıklı olmadığını düşünerek -den vazgeçmek
think better of
v.
45
General
mantıklı bulmak
find something reasonable
v.
46
General
mantıklı gelmek
sound reasonable
v.
47
General
mantıklı gelmek
seem reasonable
v.
48
General
insanlara mantıklı gelmek
seem to make sense to people
v.
49
General
mantıklı davranmak
behave reasonably
v.
50
General
mantıklı davranmak
act reasonably
v.
51
General
mantıklı gelmek
make sense
v.
52
General
mantıklı konuşmak
talk sense
v.
53
General
mantıklı olmak
have merit
v.
54
General
mantıklı kılmak
rationalise
v.
55
General
Mantıklı görünmek
seem logical
v.
56
General
Mantıklı görünmek
make sense
v.
57
General
mantıklı görünmek
make sense
v.
58
General
doğaüstü açıklama yerine mantıklı olanı koymak
rationalise away
v.
59
General
doğaüstü açıklama yerine mantıklı olanı koymak
rationalize away
v.
60
General
mantıklı hale getirmek
logicize
v.
61
General
mantıklı hale getirmek
logicise
v.
62
General
mantıklı ve tutarlı görünmek
hold water
v.
63
General
mantıklı sınırın ötesine yayılmak
overextend
v.
64
General
mantıklı yoldan
discursory
adj.
65
General
iyice düşünülmüş ve mantıklı
reasoned
adj.
66
General
en mantıklı olan
sanest
adj.
67
General
mantıklı (kimse)
logical
adj.
68
General
mantıklı düşünen
reasoning
adj.
69
General
makul ve mantıklı
rational and reasonable
adj.
70
General
aşırı mantıklı
ultrarational
adj.
71
General
mantıklı olmayan
unanalytic
adj.
72
General
mantıklı olmayan
unconceivable
adj.
73
General
mantıklı olmayan
unsensible
adj.
74
General
mantıklı gibi görünen
wise-like
adj.
75
General
mantıklı düşünen
right-minded
adj.
76
General
aşırı mantıklı
overlogical
adj.
77
General
tamamen mantıklı
close
adj.
78
General
mantıklı çıkarımla ortaya çıkan
consequent
adj.
79
General
(safsatalar) kısmen mantıklı
semilogical
adj.
80
General
net ve mantıklı düşünen
sober-headed
adj.
81
General
kısmen mantıklı
subrational
adj.
82
General
mantıklı bir biçimde
logically
adv.
83
General
mantıklı olarak
logically
adv.
84
General
mantıklı bir şekilde
judiciously
adv.
85
General
mantıklı bir biçimde
validly
adv.
86
General
mantıklı düzen ile ilerleyerek
sequaciously
adv.
87
General
mantıklı olarak
in all reason
adv.
88
General
mantıklı olarak
in reason
adv.
89
General
mantıklı bir şekilde
in reason
adv.
90
General
mantıklı düşünmeden
unreasonably
adv.
91
General
mantıklı bir şekilde
unhysterically
adv.
92
General
mantıklı gerekçe ile
groundedly
adv.
93
General
mantıklı bir şekilde
dialectically
adv.
94
General
mantıklı olarak
dialectically
adv.
95
General
mantıklı bir şekilde
solidly
adv.
96
General
mantıklı gerekçeye dayanarak
solidly
adv.
97
General
mantıklı gerekçelere dayanarak
solid
adv.
98
General
makul veya mantıklı gerekçelere dayanarak
solidly
adv.
99
General
mantıklı bir biçimde
clearly
adv.
Phrasals
100
Phrasals
mantıklı olmak
stack up
v.
101
Phrasals
mantıklı bir şekilde karşı çıkmak
reason against something
v.
102
Phrasals
mantıklı gelmek
bend to
v.
103
Phrasals
bilgileri bir araya getirerek tutarlı/mantıklı bir sonuç ortaya çıkarmak
reconstruct (something) from (something else)
v.
104
Phrasals
eldeki bilgilerin ışığında mantıklı bir sonuca varmak
reconstruct (something) from (something else)
v.
105
Phrasals
(birine) mantıklı görünmek/gelmek
click with (one)
v.
106
Phrasals
mantıklı açıklamalarla kuşkuları dağıtmak
explain something away
v.
107
Phrasals
mantıklı bir şekilde karşı çıkmak
reason against
v.
108
Phrasals
(birine) mantıklı bir açıklama yaparak anlamasını sağlamak
reason with (one)
v.
Proverb
109
Proverb
mantıklı soru sorarsan mantıklı cevap alırsın
a civil question deserves a civil answer
110
Proverb
mantıklı soru mantıklı cevap gerektirir
a civil question deserves a civil answer
Colloquial
111
Colloquial
mantıklı önerme
starter
n.
112
Colloquial
mantıklı tavsiye
starter
n.
113
Colloquial
görünürde mantıklı ama normalde saçma bir düşünceyi savunmak
chop logic
v.
114
Colloquial
mantıklı olmak
keep a level head
v.
115
Colloquial
mantıklı olmak
be in one's right mind
v.
116
Colloquial
mantıklı kararlar vermek
keep a level head
v.
117
Colloquial
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
can't very well (do something)
v.
118
Colloquial
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak
couldn’t very well (do something)
v.
119
Colloquial
(bir şeyi yapsa) daha mantıklı olmak
do better to (do something)
v.
120
Colloquial
mantıklı olmak
be (just) as well
v.
121
Colloquial
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmak
be (just) as well (to do something)
v.
122
Colloquial
mantıklı olmak
be as well
v.
123
Colloquial
bir şeyi yapmak mantıklı olmak
do well to do something
v.
124
Colloquial
eskisinden daha cesur/mantıklı şekilde yaklaşmak/davranmak
woman up
v.
125
Colloquial
mantıklı olmak
compute
v.
126
Colloquial
mantıklı düşün
listen to reason
expr.
127
Colloquial
(bir şey yapmak) hiç de mantıklı olmamak
can’t/couldn’t very well do something
expr.
128
Colloquial
kulağa mantıklı geliyor
(that) sounds good
expr.
129
Colloquial
kulağa mantıklı geliyor
(that) sounds like a plan
expr.
Idioms
130
Idioms
(bir probleme karşı) mantıklı hareket eden kimse
a daniel come to judgement
n.
131
Idioms
mantıklı bir tercih
a good bet
n.
132
Idioms
mantıklı bir tercih
a safe bet
n.
133
Idioms
daha mantıklı bir tercih
a good bet
n.
134
Idioms
daha mantıklı bir tercih
a safe bet
n.
135
Idioms
en mantıklı olanı
a good bet
n.
136
Idioms
en mantıklı olanı
a safe bet
n.
137
Idioms
(daha) mantıklı bir seçim
a better bet
n.
138
Idioms
(daha) mantıklı bir seçim
better bet
n.
139
Idioms
(daha) mantıklı bir seçim
a safer bet
n.
140
Idioms
(en) mantıklı bir seçim
safest bet
n.
141
Idioms
(en) mantıklı bir seçim
best bet
n.
142
Idioms
olumlu/mantıklı yan
the acceptable face of
n.
143
Idioms
kurgu bir hikayenin normalde parçası olmayan ama hayranları tarafından sonradan mantıklı olabileceği düşünülerek eklenen bölümleri
fan canon
n.
144
Idioms
kurgu bir hikayenin normalde parçası olmayan ama hayranları tarafından sonradan mantıklı olabileceği düşünülerek eklenen bölümleri
fanon (fan canon)
n.
145
Idioms
mantıklı olan herkes/herhangi biri
anyone in their right mind
n.
146
Idioms
geçerli/mantıklı bir dayanak
a leg to stand on
n.
147
Idioms
geçerli/mantıklı bir savunma
a leg to stand on
n.
148
Idioms
(birinin) yaptığı deliliğin altında yatan mantıklı/haklı neden/amaç
method in (one's) madness
n.
149
Idioms
mantıklı olmak
have a long head
v.
150
Idioms
(yapması) mantıklı olmamak
can't very well (do something)
v.
151
Idioms
(yapması) mantıklı olmamak
couldn’t very well do something
v.
152
Idioms
(yapması) mantıklı olmamak
can't very well do something
v.
153
Idioms
birine mantıklı davranmasını söylemek
talk some sense into somebody
v.
154
Idioms
mantıklı davranmak
keep one's wits about one
v.
155
Idioms
mantıklı görünmek
stand to reason
v.
156
Idioms
mantıklı olmak
have one's head screwed on the right way
v.
157
Idioms
mantıklı hareket etmemek
have taken leave of one's senses
v.
158
Idioms
mantıklı olmak
have a level head
v.
159
Idioms
mantıklı açıklamalarla kuşkuları dağıtmak
explain away
v.
160
Idioms
kulağa mantıklı gelmek
ring true
v.
161
Idioms
mantıklı gelmek
stand to reason
v.
162
Idioms
mantıklı kararlar vermek
have a level head
v.
163
Idioms
sağduyusunu kullanarak mantıklı bir sonuca varmak
put two and two together
v.
164
Idioms
sakin ve mantıklı olmak
be (as) sober as a judge
v.
165
Idioms
mantıklı düşünecek durumda olmamak
go out of (one's) senses
v.
166
Idioms
mantıklı bir neden göstermek
show good cause
v.
167
Idioms
(bir şey için/bir şeyi yapmak için) mantıklı bir neden göstermek
show good cause (for something/for doing something)
v.
168
Idioms
mantıklı olmak
have both oars in the water
v.
169
Idioms
mantıklı düşünebiliyor olmak
keep a clear head
v.
170
Idioms
mantıklı olmak/kalmak
keep (one's) head right
v.
171
Idioms
uyuşturucunun etkisindeyken mantıklı davranabilmek
hold one’s high
v.
172
Idioms
kafası iyiyken/güzelken mantıklı davranabilmek
hold one’s high
v.
173
Idioms
mantığını/mantıklı düşünme yetisini yitirmek
lose touch with sanity
v.
174
Idioms
(birinin) mantıklı/makul olmasını sağlamak
make (one) see sense
v.
175
Idioms
(birinin) mantıklı/makul olmasını sağlamak
(make somebody) see sense/reason
v.
176
Idioms
bir şeye mantıklı yaklaşmak
keep something in proportion
v.
177
Idioms
mantıklı bir önerisi olmak
have a point (there)
v.
178
Idioms
pek/hiç mantıklı olmamak
be a bit/rather steep
v.
179
Idioms
mantıklı olmak
have your head screwed on (the right way)
v.
180
Idioms
mantıklı bir önerisi olmak
have a point
v.
181
Idioms
mantıklı olmak
have your head screwed on
v.
182
Idioms
mantıklı düşünebiliyor olmak
have/keep a clear head
v.
183
Idioms
mantıklı olmak
have both/your feet on the ground
v.
184
Idioms
mantıklı olmak
keep both/your feet on the ground
v.
185
Idioms
(birinin) mantıklı/makul olmasını sağlamak
make (one) see reason
v.
186
Idioms
mantıklı/makul olmak
see sense
v.
187
Idioms
mantıklı konuşmak
speak sense
v.
188
Idioms
mantıklı davranamayan
all over the shop [uk]
adj.
189
Idioms
mantıklı davranamayan
all over the shop [uk]
adj.
190
Idioms
mantıklı (bir şey)
no earthly (something)
adj.
191
Idioms
akla uygun/mantıklı/makul bir nedeni/sebebi olmaksızın
no earthly reason
expr.
192
Idioms
(biri) mantıklı düşünebiliyor
(one's) head is more than just a hat rack
expr.
193
Idioms
mantıklı düşünebiliyor
more than just a hat rack
expr.
194
Idioms
(birinin) görüşü mantıklı
(one) has a point (there)
expr.
195
Idioms
mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen
with both feet on the ground
expr.
196
Idioms
mantıklı bir kullanım alanı olmayan
no earthly use
expr.
197
Idioms
mantıklı olan hiç kimse
nobody in their right mind
expr.
198
Idioms
mantıklı olan hiç kimse
no one in their right mind
expr.
199
Idioms
mantıklı düşünecek durumda olmayan
out of (one's) senses
expr.
200
Idioms
bir şeyin hiçbir mantıklı açıklaması yok
there's no rhyme or reason to/for something
expr.
Speaking
201
Speaking
bu hiç de mantıklı değil
it doesn't make any sense
expr.
202
Speaking
bu hiç mantıklı değil
it doesn't make any sense
expr.
203
Speaking
bu sana mantıklı geliyor mu?
does that make sense to you?
expr.
204
Speaking
bu sana mantıklı geliyor mu?
does it make sense to you?
expr.
205
Speaking
bu sana mantıklı geliyor mu?
does this make sense to you?
expr.
206
Speaking
mantıklı değil
it makes no sense
expr.
207
Speaking
mantıklı düşün
think logically
expr.
208
Speaking
kulağa mantıklı geliyor
sounds like a plan
expr.
209
Speaking
pek mantıklı değil
it makes little sense
expr.
210
Speaking
söylediğin mantıklı değil
what you're saying doesn't make any sense
expr.
211
Speaking
sence bu mantıklı mı?
you think that makes sense?
expr.
212
Speaking
yapılacak en mantıklı şey
the most sensible thing to do
expr.
Law
213
Law
mantıklı şüphe
reasonable doubt
n.
214
Law
mantıklı yorum
reasonable interpretation
n.
215
Law
mantıklı hale gelmiş
legitimated
adj.
Technical
216
Technical
mantıklı veya sistemli olarak düzenlenmiş
raisonne
n.
217
Technical
mantıklı bir sonuca varmayan
inconsequential
adj.
Computer
218
Computer
anahtar sözcük kullanımı ve anlamına göre mantıklı sonuçlar sunan bir internet arama yöntemi
semantic search
n.
Medical
219
Medical
mantıklı olma
sanity
n.
Psychology
220
Psychology
mantıklı kılma
rationalization
n.
221
Psychology
mantıklı kılmak
rationalize
v.
Logic
222
Logic
mantıklı çıkarım
ergotism
n.
223
Logic
mantıklı sonuç çıkarmak
ergat
v.
224
Logic
mantıklı bir şekilde
logistically
adv.
Philosophy
225
Philosophy
soruların diyalektik veya mantıklı sıralanması ile örtülü kavramları formülize eden cevaplar üretmeye dayalı sokratesçi bir yönteme ait
maieutic
adj.
226
Philosophy
soruların diyalektik veya mantıklı sıralanması ile örtülü kavramları formülize eden cevaplar üretmeye dayalı sokratesçi bir yöntem ile ilişkili
maieutic
adj.
227
Philosophy
soruların diyalektik veya mantıklı sıralanması ile örtülü kavramları formülize eden cevaplar üretmeye dayalı sokratesçi bir yönteme ait
maieutical
adj.
228
Philosophy
soruların diyalektik veya mantıklı sıralanması ile örtülü kavramları formülize eden cevaplar üretmeye dayalı sokratesçi bir yöntem ile ilişkili
maieutical
adj.
Slang
229
Slang
mantıklı davranamayan
all over the shop
expr.
230
Slang
mantıklı davranamayan
all over the show
expr.
231
Slang
mantıklı davranamayan
all over the shop
expr.
232
Slang
mantıklı davranamayan
all over the show
expr.
Modern Slang
233
Modern Slang
bir durumla duygusal bağ kurduğu için mantıklı karar veremeyen
all up in his feelings
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of mantıklı
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy