mola - Turkish English Dictionary

mola

Meanings of "mola" in Turkish English Dictionary : 6 result(s)

English Turkish
Textile
mola n. orta amerika'ya özgü ters aplike tekniğiyle dikilip dekoratif amaçlı kullanılan renkli kumaş pano
Marine Biology
mola n. molidae familyasından pervane balığını da içeren bir balık cinsi
mola n. mola cinsi balık
mola n. mola mola
mola n. pervane balığı
mola n. güneş balığı

Meanings of "mola" in English Turkish Dictionary : 34 result(s)

Turkish English
Common Usage
mola break n.
Trish, I think this break will help you get over Chalky Heads breaking up.
Trish, bence bu mola Chalky Heads'in dağılmasının üstesinden gelmene yardımcı olacak.

More Sentences
General
mola rest n.
We took a short rest on the way.
Yolda kısa bir mola verdik.

More Sentences
mola stop n.
It is a perfect place to stop and stay for a while.
Bir süre mola vermek ve kalmak için mükemmel bir yerdir.

More Sentences
mola breather n.
I need a breather.
Bir molaya ihtiyacım var.

More Sentences
mola stopover n.
We had a stopover in Chicago.
Chicago'da mola verdik.

More Sentences
mola recess n.
Let's have some coffee during recess.
Mola sırasında biraz kahve içelim.

More Sentences
mola intermission n.
We'll chat some more during intermission.
Biz mola sırasında biraz daha sohbet edeceğiz.

More Sentences
mola hiatus n.
The band is on hiatus.
Bando bir moladadır.

More Sentences
Trade/Economic
mola recess n.
He is lively during recess.
Molada çok hareketli oluyor.

More Sentences
General
mola respite n.
mola pause n.
mola baiting n.
mola halt n.
mola bait n.
mola slack n.
mola layover n.
mola breathing-space n.
mola time-out n.
mola time out n.
mola relache n.
mola layoff n.
mola lay-off n.
mola blow n.
mola breathing n.
mola interpause n.
mola stick n.
Idioms
mola breathing space n.
mola breathing room n.
mola breathing spell n.
Automotive
mola pit stop n.
Education
mola breaktime n.
Basketball
mola timeout n.
Volleyball
mola time out n.
Modern Slang
mola a blow n.

Meanings of "mola" with other terms in English Turkish Dictionary : 121 result(s)

Turkish English
Common Usage
mola vermek stop over v.
We stopped over in Athens on our way to Paris.
Paris'e giderken, Atina'da mola verdik.

More Sentences
General
mola vermek stop off v.
Let's stop off and see a movie.
Mola verelim ve bir film izleyelim.

More Sentences
mola vermek take a breather v.
Let's take a breather.
Hadi bir mola verelim.

More Sentences
mola vermek take a break v.
I want to take a break.
Mola vermek istiyorum.

More Sentences
mola vermek break v.
It is important that they be safer when they take their breaks.
Mola verdiklerinde daha güvende olmaları önemlidir.

More Sentences
mola vermek have a break v.
They're having a break at the moment.
Şu anda mola veriyorlar.

More Sentences
mola vermek stop off at v.
I stopped off at Osaka on my way to Tokyo.
Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.

More Sentences
mola vermeden without a break adv.
I have been writing since two o'clock without a break.
Mola vermeden saat ikiden beri yazı yazıyorum.

More Sentences
Automotive
mola yeri rest stop n.
Can you hold it in until the next rest stop?
Bir sonraki mola yerine kadar tutabilir misin?

More Sentences
Traffic
mola yeri rest stop n.
I'm going to stop at the next rest stop.
Bir sonraki mola yerinde duracağım.

More Sentences
General
mola yeri halt n.
mola yeri stop n.
mola yeri resting place n.
bir yerden mola vermeden geçme transit n.
mola yeri rest house n.
(yolculukta) mola stopover n.
mola yeri stopover n.
mola yeri pull-up n.
bir gecelik mola overnight stop n.
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola year out n.
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola year off n.
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola gap year n.
hayatın belirli evrelerinde verilen (genellikle) bir yıllık mola bridging year n.
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri jook n.
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri jook joint n.
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri juke joint n.
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri juke house n.
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri jook house n.
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri juke n.
on dakika mola ten n.
iş sırasında mola süresi allowed time n.
iş sırasında mola süresi time allowance n.
mola yeri vent [obsolete] n.
kısa mola breathing place n.
ormancı veya kızakçıların mola vermeden yürüdükleri mesafe pipe n.
oyun perdeleri arasındaki mola interval [uk] n.
mola sırasında kahve içme coffee n.
mola vermek take something off v.
mola vermek pause v.
mola vermek stop off in v.
mola vermek stop work v.
mola vermek have a slack v.
mola vermek rest v.
bir yerde durmak (mola vb) stop at v.
bir yerde mola vermek stop over in v.
mola vermek remit v.
bir gecelik mola vermek make an overnight stop v.
mola vermek take a time-out v.
on beş dakika mola vermek take a fifteen minute break v.
seyahat sırasında mola vermek break a journey v.
mola vermek give a break v.
beş dakika mola vermek take five v.
10 dakikalık mola vermek take ten v.
mola vermek sit down v.
mola vermeyen unrespited adj.
mola vermeden unintermittedly adv.
Phrasals
(bir şey) için durmak/mola vermek stop for (something) v.
(bir şey yapmak, almak için durmak/mola vermek stop for (something) v.
Colloquial
tuvalet için verilen mola toilet break n.
on dakika mola vermek take ten v.
mola bitti break over expr.
Idioms
mola yeri a port of call n.
(şehirler arası araba yolculuğu sırasında verilen) kısa mola a pit stop n.
soluklanma/mola verme fırsatı a breathing space n.
soluklanma/mola verme fırsatı breathing room n.
mola vermek take breath v.
mola vermek break off v.
mola vermek make a break in v.
mola vermek rest on one's oars v.
mola vermek take one's break v.
uzun süre çalıştıktan sonra mola vermek rest on one's oars v.
uzun bir seyahatte dinlenmek, yemek yemek, tuvalet için mola vermek make a pit stop [us] v.
mola verip keyif yapmak stop and smell the coffee v.
tuvalet için verilen mola nature stop expr.
Speaking
mola veriyorum I'm taking a break expr.
mola verdim kendime I gave myself a break expr.
küçük bir mola vereceğiz we'll have a little break expr.
kendime bir mola verdim I gave myself a break expr.
mola vermemiz gerekiyor we need a break expr.
mola bitti the break is over expr.
Tourism
mola yeri wayside n.
Technical
mola noktası breakpoint n.
Computer
mola noktası breakpoint n.
Automotive
mola yeri pull-in n.
Traffic
mola yeri travel plaza n.
mola yeri service plaza n.
mola yeri service area n.
mola yeri rest area n.
mola yeri service station n.
mola yeri resto n.
mola yeri motorway service area n.
mola yeri rest and service area n.
mola yeri service centre n.
Marine
halatı mola etmek cast off the rope v.
mola etmek cast off v.
(mola noktası veya dönüş yerini) geçmek overrun v.
Marine Biology
mola mola ocean sunfish n.
mola cinsi balık mola n.
mola mola mola n.
Education
mola paspası naughty step n.
Military
mola planı stopover plan n.
mola yeri halt area n.
Sport
mola (voleybol/basketbol) intermission n.
oyun sırasında özel bir nedenle verilen mola time-out n.
(amerikan futbolunda) karşı takımın oyuncusu tam şut atacakken mola isteme taktiği icing the kicker n.
(krikette) toprağa çarptıktan sonra yana fırlayan top sebebiyle verilen mola wrong'un n.
(krikette) toprağa çarptıktan sonra yana fırlayan top sebebiyle verilen mola bosey n.
(kriket) bir şeyler içmek ve oyun ekipmanını düzenlemek için verilen kısa mola drinks n.
(krikette) üç oyun arasında verilen mola interval n.
kürek çekerken verilen mola shoot n.
mola istemek request time out v.
(amerikan futbolunda) karşı takımın oyuncusu tam şut atacakken mola istemek ice the kicker v.
Basketball
kuralların izin verdiği mola sayısından fazla mola kullanma excessive timeout n.
Volleyball
taktik mola tactical time-out n.
teknik mola technical time-out n.
Baseball
iki devre arasındaki mola the seventh-inning stretch n.
Archaic
mola vermek unyoke v.
Slang
(maçta) mola süresi stanza n.
mola verip keyif yapmak stop and smell the roses v.
kısa bir mola vermek take five v.
mola verip keyif çatmak stop and smell the roses v.