Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
olağanüstü
Meanings of
"olağanüstü"
in English Turkish Dictionary : 145 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
olağanüstü
splendid
adj.
2
Common Usage
olağanüstü
extraordinary
adj.
General
3
General
olağanüstü
doozy
n.
4
General
olağanüstü
lulu
n.
5
General
olağanüstü
snorter
n.
6
General
olağanüstü
classical
adj.
7
General
olağanüstü
exceptional
adj.
8
General
olağanüstü
unusual
adj.
9
General
olağanüstü
prodigious
adj.
10
General
olağanüstü
out of the ordinary
adj.
11
General
olağanüstü
fantastic
adj.
12
General
olağanüstü
huge
adj.
13
General
olağanüstü
special
adj.
14
General
olağanüstü
breathtaking
adj.
15
General
olağanüstü
extraordinary
adj.
16
General
olağanüstü
phenomenal
adj.
17
General
olağanüstü
preternatural
adj.
18
General
olağanüstü
uncommon
adj.
19
General
olağanüstü
superior
adj.
20
General
olağanüstü
shining
adj.
21
General
olağanüstü
extra
adj.
22
General
olağanüstü
sublime
adj.
23
General
olağanüstü
spectacular
adj.
24
General
olağanüstü
dreamy
adj.
25
General
olağanüstü
uncanny
adj.
26
General
olağanüstü
supernormal
adj.
27
General
olağanüstü
marvellous
adj.
28
General
olağanüstü
portentous
adj.
29
General
olağanüstü
exceeding
adj.
30
General
olağanüstü
paramount
adj.
31
General
olağanüstü
abnormal
adj.
32
General
olağanüstü
smashing
adj.
33
General
olağanüstü
unearthly
adj.
34
General
olağanüstü
miraculous
adj.
35
General
olağanüstü
magnificent
adj.
36
General
olağanüstü
marvelous
adj.
37
General
olağanüstü
necromantic
adj.
38
General
olağanüstü
supernatural
adj.
39
General
olağanüstü
unaccountable
adj.
40
General
olağanüstü
fantastical
adj.
41
General
olağanüstü
terrific
adj.
42
General
olağanüstü
fabulous
adj.
43
General
olağanüstü
above the ordinary
adj.
44
General
olağanüstü
glorious
adj.
45
General
olağanüstü
extreme
adj.
46
General
olağanüstü
remarkable
adj.
47
General
olağanüstü
raving
adj.
48
General
olağanüstü
rare
adj.
49
General
olağanüstü
incredible
adj.
50
General
olağanüstü
sheenful
adj.
51
General
olağanüstü
outstanding
adj.
52
General
olağanüstü
wonderful
adj.
53
General
olağanüstü
teratical [obsolete]
adj.
54
General
olağanüstü
transphenomenal
adj.
55
General
olağanüstü
uncouth [obsolete]
adj.
56
General
olağanüstü
eminent
adj.
57
General
olağanüstü
unearthly
adj.
58
General
olağanüstü
larger-than-life
adj.
59
General
olağanüstü
larger than life
adj.
60
General
olağanüstü
lash [ireland]
adj.
61
General
olağanüstü
wild
adj.
62
General
olağanüstü
wizardly
adj.
63
General
olağanüstü
wonder
adj.
64
General
olağanüstü
wondered [obsolete]
adj.
65
General
olağanüstü
meridian [obsolete]
adj.
66
General
olağanüstü
hella
adj.
67
General
olağanüstü
high
adj.
68
General
olağanüstü
mirific
adj.
69
General
olağanüstü
mirifical
adj.
70
General
olağanüstü
mythologic
adj.
71
General
olağanüstü
mythological
adj.
72
General
olağanüstü
deuced
adj.
73
General
olağanüstü
devilish
adj.
74
General
olağanüstü
famous
adj.
75
General
olağanüstü
doggone
adj.
76
General
olağanüstü
first-class
adj.
77
General
olağanüstü
gaudish [obsolete]
adj.
78
General
olağanüstü
phantastic
adj.
79
General
olağanüstü
phantastical
adj.
80
General
olağanüstü
precellent [obsolete]
adj.
81
General
olağanüstü
sick-dog
adj.
82
General
olağanüstü
smacking
adj.
83
General
olağanüstü
smash
adj.
84
General
olağanüstü
standout
adj.
85
General
olağanüstü
star
adj.
86
General
olağanüstü
super
adj.
87
General
olağanüstü
superbad
adj.
88
General
olağanüstü
superordinary
adj.
89
General
olağanüstü
supersonic
adj.
90
General
olağanüstü
extraordinarily
adv.
91
General
olağanüstü
exceptionally
adv.
92
General
olağanüstü
prodigiously
adv.
Phrases
93
Phrases
olağanüstü
the berries
expr.
94
Phrases
olağanüstü
it's the berries
expr.
95
Phrases
olağanüstü
something else
expr.
Colloquial
96
Colloquial
olağanüstü
fandabidozi
n.
97
Colloquial
olağanüstü
rattling
adj.
98
Colloquial
olağanüstü
uber
adj.
99
Colloquial
olağanüstü
far-out
adj.
100
Colloquial
olağanüstü
far out
adj.
101
Colloquial
olağanüstü
narly
adj.
102
Colloquial
olağanüstü
primo
adj.
103
Colloquial
olağanüstü
helluva
adj.
104
Colloquial
olağanüstü
bold
adj.
105
Colloquial
olağanüstü
chill
adj.
106
Colloquial
olağanüstü
goddam
adj.
107
Colloquial
olağanüstü
heckuva
adj.
108
Colloquial
olağanüstü
stand-out
adj.
109
Colloquial
olağanüstü
pearler [australia]
adj.
110
Colloquial
olağanüstü
gaudy
adj.
111
Colloquial
olağanüstü
snazzy
adj.
112
Colloquial
olağanüstü
superterrific
adj.
113
Colloquial
olağanüstü
way-cool
expr.
114
Colloquial
olağanüstü
the glassy [australia]
expr.
115
Colloquial
olağanüstü
just the glassy
expr.
116
Colloquial
olağanüstü
the glassy [australia]
expr.
Idioms
117
Idioms
olağanüstü
out of this world
adj.
118
Idioms
olağanüstü
far out
adj.
119
Idioms
olağanüstü
it's boss
expr.
120
Idioms
olağanüstü
that's boss
expr.
Speaking
121
Speaking
olağanüstü
it is incredible
expr.
Law
122
Law
olağanüstü
abnormal
adj.
Slang
123
Slang
olağanüstü
a lulu
n.
124
Slang
olağanüstü
el primo
adj.
125
Slang
olağanüstü
out of sight
adj.
126
Slang
olağanüstü
gnarly [us]
adj.
127
Slang
olağanüstü
hellacious
adj.
128
Slang
olağanüstü
ill
adj.
129
Slang
olağanüstü
kicking
adj.
130
Slang
olağanüstü
pure fucking magic
adj.
131
Slang
olağanüstü
pfm (pure fucking magic)
adj.
132
Slang
olağanüstü
hype [obsolete] [us]
adj.
133
Slang
olağanüstü
dope
adj.
134
Slang
olağanüstü
sick
adj.
135
Slang
olağanüstü
superdooper
adj.
136
Slang
olağanüstü
superduper
adj.
137
Slang
olağanüstü
hellaciously
adv.
138
Slang
olağanüstü
a lulu
expr.
139
Slang
olağanüstü
that's rad
expr.
140
Slang
olağanüstü
bitchin'
exclam.
141
Slang
olağanüstü
bitchen
exclam.
142
Slang
olağanüstü
bitching
exclam.
British Slang
143
British Slang
olağanüstü
fanfuckingtastical
adj.
144
British Slang
olağanüstü
fanfuckingtastic
adj.
Modern Slang
145
Modern Slang
olağanüstü
acellent
adj.
Meanings of
"olağanüstü"
with other terms in English Turkish Dictionary : 401 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
olağanüstü çaba
spurt
n.
2
Common Usage
olağanüstü hal
state of emergency
n.
General
3
General
olağanüstü şey
prodigy
n.
4
General
olağanüstü kızarma
erythrism
n.
5
General
savaş ve olağanüstü hal mevzuatı
war and emergency legislation
n.
6
General
olağanüstü olma
fantasticalness
n.
7
General
olağanüstü derinlikte bir yerkabuğu yarığı
abyss
n.
8
General
olağanüstü iş
wonderwork
n.
9
General
olağanüstü bir örnek
extreme case
n.
10
General
olağanüstü manzara
spectacular
n.
11
General
olağanüstü hal bölgesi
emergency region
n.
12
General
olağanüstü büyüklükte şey
whapper
n.
13
General
olağanüstü şey
corker
n.
14
General
olağanüstü bölgeyi tahliye eden kimse
evacuee
n.
15
General
olağanüstü şey
lulu
n.
16
General
olağanüstü şey
marvel
n.
17
General
olağanüstü durum
emergency
n.
18
General
olağanüstü durum yönetimi
emergency management
n.
19
General
olağanüstü şey/kimse
humdinger
n.
20
General
olağanüstü şey
humdinger
n.
21
General
olağanüstü olma
marvelousness
n.
22
General
olağanüstü hal bölge valisi
emergency rule governor
n.
23
General
olağanüstü şey
phenomenon
n.
24
General
olağanüstü toplantı
extraordinary meeting
n.
25
General
olağanüstü durum
disaster
n.
26
General
olağanüstü su seviyesi
exceptional water level
n.
27
General
olağanüstü başarı
exploit
n.
28
General
olağanüstü büyüme
phenomenal growth
n.
29
General
olağanüstü önlemler
extraordinary remedies
n.
30
General
olağanüstü ihtimam
extraordinary diligence
n.
31
General
olağanüstü dikkat
extraordinary diligence
n.
32
General
olağanüstü başarı
extraordinary success
n.
33
General
olağanüstü yazar
author extraordinaire
n.
34
General
olağanüstü yetenekleri olan insanlar
people with extraordinary abilities
n.
35
General
olağanüstü yetenekler
extraordinary abilities
n.
36
General
olağanüstü deneyim
extraordinary experience
n.
37
General
olağanüstü olma
marvellousness
n.
38
General
olağanüstü uğraşlar
extraordinary efforts
n.
39
General
olağanüstü uğraşlar
extraordinary exertions
n.
40
General
olağanüstü şey
admiration [obsolete]
n.
41
General
olağanüstü veya sıradışı şey
lalapalooza
n.
42
General
olağanüstü durum
the marvelous
n.
43
General
olağanüstü kimse
all-timer [us]
n.
44
General
annelik konusunda olağanüstü kadın
alpha mummy
n.
45
General
olağanüstü performans
éclat
n.
46
General
olağanüstü eşitsizlik
prodigious inequality
n.
47
General
olağanüstü bölgeden tahliye edilen kimseler
evacuees
n.
48
General
olağanüstü şey
eye opener
n.
49
General
olağanüstü şey
eyeopener
n.
50
General
olağanüstü şey
eye-opener
n.
51
General
olağanüstü etki
magic
n.
52
General
olağanüstü güç
magic
n.
53
General
olağanüstü müzik yeteneği olan kadın
virtuosa
n.
54
General
olağanüstü öneme veya güce sahip kimse
big
n.
55
General
olağanüstü öneme veya güce sahip kurum
big
n.
56
General
olağanüstü şey
marl [dialect]
n.
57
General
olağanüstü arzu veya hevese sahip kimse
whale
n.
58
General
olağanüstü başarı
whow
n.
59
General
olağanüstü güçleri olan kadın
wonder woman
n.
60
General
olağanüstü olma
wonderment
n.
61
General
olağanüstü başarı
wow
n.
62
General
olağanüstü yetenek
brilliance
n.
63
General
olağanüstü yetenek
brilliancy
n.
64
General
olağanüstü şey
broth
n.
65
General
olağanüstü kimse
broth
n.
66
General
olağanüstü savaşçı
hero
n.
67
General
olağanüstü asker
hero
n.
68
General
olağanüstü yetenekli binici
horseman
n.
69
General
olağanüstü yetenekli kadın binici
horsewoman
n.
70
General
olağanüstü şey
hummer
n.
71
General
olağanüstü şey
monster
n.
72
General
(cüsse, enerji veya yetenek bakımından) olağanüstü kimse
buster
n.
73
General
olağanüstü kimse
buster [dialect]
n.
74
General
olağanüstü şey
buster [dialect]
n.
75
General
olağanüstü başarılı genç kadın
girl wonder
n.
76
General
olağanüstü şey
darb
n.
77
General
olağanüstü güçleri olan kimse
giant
n.
78
General
önemli veya olağanüstü bir deneyimden geçen kimse
graduate
n.
79
General
olağanüstü şey
one for the book
n.
80
General
olağanüstü yeteneklere sahip kimse
roarer
n.
81
General
olağanüstü şey
rouser
n.
82
General
olağanüstü gücü olan kimse
dynamo
n.
83
General
olağanüstü hale getirme
fantastication
n.
84
General
olağanüstü kimse
piece of work
n.
85
General
olağanüstü becerileri olan kimse
sensitive
n.
86
General
olağanüstü becerileri olduğu söylenen kimse
sensitive
n.
87
General
olağanüstü, şaşalı parıldama
glossy shine
n.
88
General
olağanüstü olma
preternaturalism
n.
89
General
olağanüstü şey
preternaturalism
n.
90
General
kendi türünde olağanüstü olan şey
smasher
n.
91
General
olağanüstü örnek
beauty
n.
92
General
olağanüstü şey
snorter
n.
93
General
olağanüstü kimse
stickout [us]
n.
94
General
olağanüstü hünerli kadın
superheroine
n.
95
General
olağanüstü edinim
superlucration [obsolete]
n.
96
General
olağanüstü zihin
supermind
n.
97
General
olağanüstü akla sahip kimse
supermind
n.
98
General
olağanüstü güvenlik
supersafety
n.
99
General
olağanüstü şey
superspectacle
n.
100
General
olağanüstü koşullarda hayatta kalacak şekilde önlemler alan kimse
survivalist
n.
101
General
olağanüstü bir şey olmak
be quite something
v.
102
General
olağanüstü çaba göstermek
spurt
v.
103
General
olağanüstü hal ilan etmek
declare a state of emergency
v.
104
General
olağanüstü yetkiler verilmek
be given exceptional powers
v.
105
General
olağanüstü yetkilerle görevlendirilmek
be given exceptional powers
v.
106
General
olağanüstü şeyler yapmak
do extraordinary things
v.
107
General
olağanüstü görünmek
monster
v.
108
General
olağanüstü hale getirmek
fantasticate
v.
109
General
olağanüstü hale getirmek
stew
v.
110
General
olağanüstü kızarma özelliğine sahip olan
erythristic
adj.
111
General
olağanüstü algılama olan
extrasensory
adj.
112
General
olağanüstü olmayan
unmiraculous
adj.
113
General
olağanüstü büyük
gigundous
adj.
114
General
olağanüstü derecede canlı
hyperreal
adj.
115
General
olağanüstü entelektüel olan
gigantic
adj.
116
General
olağanüstü değerde
gold
adj.
117
General
olağanüstü kalitede
gold
adj.
118
General
olağanüstü mükemmellikte
gold
adj.
119
General
olağanüstü dehası olan
demonic
adj.
120
General
olağanüstü dehası olan
daemonic
adj.
121
General
ilahi etkiyi düşündürecek kadar olağanüstü
inspired
adj.
122
General
olağanüstü güvenli
supersafe
adj.
123
General
olağanüstü bir biçimde
breathtakingly
adv.
124
General
olağanüstü bir şekilde
uncommonly
adv.
125
General
olağanüstü bir şekilde
shiningly
adv.
126
General
olağanüstü olarak
fantastically
adv.
127
General
olağanüstü düzeyde
tremendously
adv.
128
General
olağanüstü bir şekilde
portentously
adv.
129
General
olağanüstü şekilde iyi
wondrously
adv.
130
General
olağanüstü bir şekilde
superiorily
adv.
131
General
olağanüstü bir biçimde
phenomenally
adv.
132
General
olağanüstü bir biçimde
extraordinarily
adv.
133
General
olağanüstü bir durumda
in cases of emergency
adv.
134
General
olağanüstü biçimde
rarely [obsolete]
adv.
135
General
olağanüstü bir biçimde
exceedingly
adv.
136
General
olağanüstü biçimde
mirifically
adv.
137
General
olağanüstü olarak
fantasticly [obsolete]
adv.
138
General
olağanüstü biçimde
inordinately
adv.
139
General
olağanüstü halde
first-rate
adv.
140
General
olağanüstü biçimde
preternaturally
adv.
141
General
olağanüstü bir şekilde
outstandingly
adv.
142
General
olağanüstü güçlü anlamını veren bir ön ek
din-
pref.
143
General
olağanüstü güçlü anlamını veren bir ön ek
dino-
pref.
144
General
dikkat çekici ve olağanüstü olay anlamı veren son ek
-a'-rama
suf.
145
General
dikkat çekici ve olağanüstü olay anlamı veren son ek
-o'-rama
suf.
146
General
olağanüstü durum anlamı veren son ek
-o-rama
suf.
Phrasals
147
Phrasals
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak
excel at (something)
v.
148
Phrasals
(bir şeyde) olağanüstü başarılı olmak
excel in (something)
v.
Phrases
149
Phrases
olağanüstü bir şey/biri
he/she/it is something else
expr.
Colloquial
150
Colloquial
olağanüstü biri
a piece of work [us]
n.
151
Colloquial
olağanüstü zeki davranış
wise move
n.
152
Colloquial
olağanüstü yetenekler
extraordinary skills
n.
153
Colloquial
olağanüstü zeki davranış
masterly move
n.
154
Colloquial
olağanüstü biri/bir şey
a real dilly
n.
155
Colloquial
bir şeyin en olağanüstü olanı
honey of a something
n.
156
Colloquial
olağanüstü sonuçlar elde eden kimse
zinger
n.
157
Colloquial
olağanüstü/sıra dışı şey
lollapalooza
n.
158
Colloquial
olağanüstü bir şey
a doozy
n.
159
Colloquial
olağanüstü örnek
hell
n.
160
Colloquial
bir amaç veya organizasyon için olağanüstü heyecan gösteren kimse
moonie
n.
161
Colloquial
olağanüstü (bir şey)
helluva (something)
n.
162
Colloquial
olağanüstü biri/bir şey
helluva someone/something
n.
163
Colloquial
olağanüstü kimse
stand-out
n.
164
Colloquial
olağanüstü güçlü erkek
iron man
n.
165
Colloquial
olağanüstü hızda ilerleyen durum
fast lane
n.
166
Colloquial
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak
hit big
v.
167
Colloquial
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak
hit it big
v.
168
Colloquial
çok iyi/olağanüstü bir performans sergilemek
be on
v.
169
Colloquial
çok iyi/olağanüstü oynamak
be on
v.
170
Colloquial
olağanüstü başarı göstermek
come up aces [us]
v.
171
Colloquial
olağanüstü zeki davranış
master-stroke
adj.
172
Colloquial
olağanüstü zevkli
high old time [old-fashioned]
adj.
173
Colloquial
olağanüstü güçte
magnum
adj.
174
Colloquial
olağanüstü boyutta
magnum
adj.
175
Colloquial
olağanüstü (bir şey veya kişi)
a hell of a someone or something
adv.
176
Colloquial
olağanüstü (bir şey veya kişi)
a helluva someone or something
adv.
177
Colloquial
olağanüstü hal
extraordinary situation
expr.
178
Colloquial
olağanüstü bir şey/biri
he/she/it is something else
expr.
Idioms
179
Idioms
olağanüstü/fevkalade/kayda değer bir şey
something to shout about
n.
180
Idioms
olağanüstü nüfuzlu kişi
hot shot
n.
181
Idioms
olağanüstü güzel kadın (ironik kullanımda hiç güzel olmayan kadın)
the face that launched a thousand ships
n.
182
Idioms
olağanüstü çok miktarda para
silly money
n.
183
Idioms
olağanüstü kabiliyetli kimse
a whole team and the dog under the wagon
n.
184
Idioms
olağanüstü bir görüntü/manzara
a marvel to behold
n.
185
Idioms
olağanüstü bir şey
a real doozy
n.
186
Idioms
olağanüstü kimse
broth of a man
n.
187
Idioms
olağanüstü şey
one for the books
n.
188
Idioms
sağlık için olağanüstü derecede faydalı bir sıvı
wonder water
n.
189
Idioms
harika/olağanüstü olmak
be (the) bomb
v.
190
Idioms
harika/olağanüstü olmak
be the bomb [us]
v.
191
Idioms
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief
v.
192
Idioms
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief
v.
193
Idioms
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief
v.
194
Idioms
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar description
v.
195
Idioms
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar description
v.
196
Idioms
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar description
v.
197
Idioms
olağanüstü olmak
be a revelation
v.
198
Idioms
olağanüstü olmak
come as a revelation (to somebody)
v.
199
Idioms
fevkalade/olağanüstü/istisnai bulmak
write home about
v.
200
Idioms
işini olağanüstü yapmak
excel at
v.
201
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
not set the world on fire
v.
202
Idioms
(sporda vb) olağanüstü başarılı olmak
excel at
v.
203
Idioms
olağanüstü başarı kazanmak
curl the mo [australia]
v.
204
Idioms
çok/olağanüstü çaba sarf etmek
bend (one's) efforts
v.
205
Idioms
olağanüstü bir matematik zekasına sahip olmak
have a head for figures
v.
206
Idioms
olağanüstü olmak
be out of this world
v.
207
Idioms
olağanüstü bir başarı elde etmek
knock (something) out of the ballpark
v.
208
Idioms
olağanüstü bir başarı elde etmek
knock (something) out of the park
v.
209
Idioms
olağanüstü bir olay yaratmak
walk on water
v.
210
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
not set the world on fire
v.
211
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
not set the world alight
v.
212
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
not set the world on fire
v.
213
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
not set the world alight
v.
214
Idioms
olağanüstü olmak
come as a revelation (to somebody)
v.
215
Idioms
olağanüstü olmak
be a revelation (to somebody)
v.
216
Idioms
olağanüstü olmak
be larger than life
v.
217
Idioms
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek
hit (something) out of the ballpark
v.
218
Idioms
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek
hit (something) out of the park
v.
219
Idioms
olağanüstü bir şey olmamak
not set the thames on fire
v.
220
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
not set the world on fire
v.
221
Idioms
olağanüstü bir şey becerememek
never set the world on fire
v.
222
Idioms
olağanüstü/harika bir performans sergilemek
stop the show
v.
223
Idioms
olağanüstü bir
a peach of a (something)
adj.
224
Idioms
olağanüstü soğuk
(as) cold as any stone
adj.
225
Idioms
olağanüstü bir …
a peach of a …
expr.
226
Idioms
saçma bir şeyden olağanüstü bir şeye
from the ridiculous to the sublime
expr.
227
Idioms
olağanüstü bir şeyden saçma bir şeye
sublime to the ridiculous
expr.
Trade/Economic
228
Trade/Economic
diğer olağanüstü giderler
other extraordinary charges
n.
229
Trade/Economic
diğer olağanüstü gelirler
other extraordinary income
n.
230
Trade/Economic
düşülen olağanüstü amortisman ve olağanüstü miktarlar
extraordinary depreciation and extraordinary amounts written off
n.
231
Trade/Economic
olağanüstü büyük jüri
extraordinary grand jury
n.
232
Trade/Economic
olağanüstü giderler
extraordinary expenses
n.
233
Trade/Economic
olağanüstü amortisman
accelerated depreciation
n.
234
Trade/Economic
olağanüstü hal kanunları
emergency laws
n.
235
Trade/Economic
olağanüstü yedekler
extra reserve
n.
236
Trade/Economic
olağanüstü zarar
casualty losses
n.
237
Trade/Economic
olağanüstü kar
extra dividend
n.
238
Trade/Economic
olağanüstü kazanç ve kayıplar
extraordinary gains and losses
n.
239
Trade/Economic
olağanüstü yedek akçe
excess reserve
n.
240
Trade/Economic
olağanüstü kazançlar vergisi
excess profits duty
n.
241
Trade/Economic
olağanüstü giderler
extraordinary charges
n.
242
Trade/Economic
olağanüstü temettü
surplus dividend
n.
243
Trade/Economic
olağanüstü gelir
extraordinary income
n.
244
Trade/Economic
olağanüstü haller
exceptional circumstances
n.
245
Trade/Economic
olağanüstü işçi ücreti
callback pay
n.
246
Trade/Economic
olağanüstü rasyon
emergency ration
n.
247
Trade/Economic
olağanüstü ihtiyat
extraordinary reserve
n.
248
Trade/Economic
olağanüstü olan şey
phenomenon
n.
249
Trade/Economic
olağanüstü kar ve zarar
extraordinary gains and losses
n.
250
Trade/Economic
olağanüstü giderler
extraordinary expense
n.
251
Trade/Economic
olağanüstü ihtiyatlar
excess reserves
n.
252
Trade/Economic
olağanüstü durum
emergency
n.
253
Trade/Economic
olağanüstü tehlikeli durum
state of emergency
n.
254
Trade/Economic
olağanüstü yedekleri
extraordinary reserves
n.
255
Trade/Economic
olağanüstü vergi
emergency tax
n.
256
Trade/Economic
olağanüstü toplantı
special meeting
n.
257
Trade/Economic
olağanüstü bütçe gelirleri
exceptional budget receipts
n.
258
Trade/Economic
olağanüstü kardan sağlanan kaynak
sources from extraordinary operations
n.
259
Trade/Economic
olağanüstü amortisman
emergency amortization
n.
260
Trade/Economic
olağanüstü toplantı
emergency meeting
n.
261
Trade/Economic
olağanüstü yedek
excess reserve
n.
262
Trade/Economic
olağanüstü zarar
extraordinary loss
n.
263
Trade/Economic
olağanüstü iyi kalite
prime quality
n.
264
Trade/Economic
olağanüstü kolaylıklar
emergency facilities
n.
265
Trade/Economic
olağanüstü borçlar ve giderlere ilişkin karşılıklar
provisions for extraordinary liabilities and charges
n.
266
Trade/Economic
olağanüstü tehlikeli mal
extremely dangerous goods
n.
267
Trade/Economic
olağanüstü durumlar
exceptional circumstances
n.
268
Trade/Economic
olağanüstü zarardan dolayı kaynak kullanımı
fund usage due to extraordinary operations
n.
269
Trade/Economic
olağanüstü bütçe
extraordinary budget
n.
270
Trade/Economic
olağanüstü fon
extra fund
n.
271
Trade/Economic
olağanüstü bütçe
extra ordinary budget
n.
272
Trade/Economic
olağanüstü tehlike
extraordinary danger
n.
273
Trade/Economic
olağanüstü kamu harcamaları
extraordinary expenditures
n.
274
Trade/Economic
olağanüstü genel kurul
extraordinary general meeting
n.
275
Trade/Economic
olağanüstü kazançlar vergisi
tax on extra revenues
n.
276
Trade/Economic
olağanüstü bütçe
emergency budget
n.
277
Trade/Economic
olağanüstü kazanç vergisi
excess profit duty
n.
278
Trade/Economic
olağanüstü gelirler
extraordinary income
n.
279
Trade/Economic
olağanüstü yedek
reserve for contingencies
n.
280
Trade/Economic
olağanüstü tahsisat
extraordinary appropriation
n.
281
Trade/Economic
olağanüstü tamirler
extraordinary repairs
n.
282
Trade/Economic
olağanüstü ihtiyat
extra reserve
n.
283
Trade/Economic
olağanüstü ödenek
extraordinary appropriation
n.
284
Trade/Economic
olağanüstü teminatlı senet
first class paper
n.
285
Trade/Economic
olağanüstü yedekler
general reserve
n.
286
Trade/Economic
olağanüstü genel kurul
extraordinary general assembly
n.
287
Trade/Economic
olağanüstü yedek akçeler
extraordinary reserves
n.
288
Trade/Economic
olağanüstü ihtiyat
excess reserve
n.
289
Trade/Economic
olağanüstü hal
state of emergency
n.
290
Trade/Economic
olağanüstü yedekler
hxira reserve
n.
291
Trade/Economic
olağanüstü karar
extraordinary resolution
n.
292
Trade/Economic
olağanüstü amortisman
extraordinary depreciation
n.
293
Trade/Economic
olağanüstü riskler karşılığı
reserve for extraordinary risks
n.
294
Trade/Economic
olağanüstü temettü
extra dividend
n.
295
Trade/Economic
olağanüstü gelirler
extraordinary incomes
n.
296
Trade/Economic
olağanüstü masraflar
extraordinary expenses
n.
297
Trade/Economic
olağanüstü borç ve giderlerin karşılıklarının yeniden girişi
write-back of provisions for extraordinary liabilities and charges
n.
298
Trade/Economic
olağanüstü genel kurul toplantısı
extraordinary general meeting
n.
299
Trade/Economic
olağanüstü kar
extraordinary profit
n.
300
Trade/Economic
olağanüstü amortisman
exceptional depreciation
n.
301
Trade/Economic
olağanüstü bütçe gelirleri
extraordinary budget receipts
n.
302
Trade/Economic
reorganizasyon maliyetleri olarak sermayeye eklenen olağanüstü giderler
extraordinary charges capitalized as reorganization costs
n.
303
Trade/Economic
yasak ve olağanüstü ihtiyatlar
reserve fund
n.
304
Trade/Economic
olağanüstü genel kurul
egm (extraordinary general meeting)
n.
305
Trade/Economic
olağanüstü genel kurul toplantısı
egm (extraordinary general meeting)
n.
306
Trade/Economic
olağanüstü toplanmak
hold an extraordinary meeting
v.
307
Trade/Economic
olağanüstü toplanmak
hold an emergency meeting
v.
Law
308
Law
olağanüstü gelirler
abnegation budget receipts
n.
309
Law
olağanüstü zamanaşımı
extraordinary prescription
n.
310
Law
olağanüstü hakim emri
prerogative writ
n.
311
Law
olağanüstü hal
public emergency
n.
312
Law
olağanüstü toplantı
special session
n.
313
Law
olağanüstü hal
state of emergency
n.
314
Law
olağanüstü toplantı
extraordinary meeting
n.
315
Law
olağanüstü hal
state of emergency
n.
316
Law
savaş ve olağanüstü hal mevzuatı
war and emergency legislation
n.
317
Law
sivil olağanüstü hal planlama yüksek komitesi
the supreme civil emergency planning committee
n.
318
Law
sıkıyönetim ve olağanüstü hal kanun hükmünde kararname
emergency decree having the force of law
n.
319
Law
(birini) olağanüstü iadeye tabi tutmak
rendition
v.
Politics
320
Politics
afet yönetimi ve olağanüstü hallerde müdahale amaçlı uzay kaynaklı bilgi için bm platformu
united nations platform for space-based information for disaster management and emergency response
n.
321
Politics
olağanüstü kongre
extraordinary congress
n.
322
Politics
olağanüstü hal
state of emergency
n.
323
Politics
olağanüstü durum
case of emergency
n.
324
Politics
olağanüstü toplantı
extraordinary session
n.
325
Politics
olağanüstü kurultay
extraordinary meeting
n.
326
Politics
olağanüstü hal ilanı
a state of emergency declaration
n.
327
Politics
olağanüstü savaş önlemleri
exceptional war measures
n.
328
Politics
olağanüstü hal bölgesi
state of emergency region
n.
329
Politics
olağanüstü hal mahkemesi
emergency court
n.
330
Politics
olağanüstü giderler
extraordinary charges
n.
331
Politics
olağanüstü oturum
extraordinary session
n.
332
Politics
nato sivil olağanüstü hal planlaması
nato civil emergency planning
n.
333
Politics
olağanüstü hal yetkileri
emergency powers
n.
334
Politics
olağanüstü hal/durum
state of exception
n.
335
Politics
olağanüstü durum
urgent case
n.
336
Politics
olağanüstü zirve
extraordinary summit
n.
337
Politics
olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi
ambassador extraordinary and plenipotentiary
n.
338
Politics
olağanüstü iç durumlar
domestic emergencies
n.
339
Politics
olağanüstü hal bölge valisi
regional governor of the state of emergency
n.
340
Politics
olağanüstü yetkilerin toplanmış olduğu makam
vested with extraordinary powers
n.
341
Politics
olağanüstü hal ilanı
declaration of state of emergency
n.
342
Politics
olağanüstü savaş tedbirleri
exceptional war measures
n.
343
Politics
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi
autocoup
n.
344
Politics
sivil olağanüstü hal planlaması kıdemli komitesi
senior civil emergency planning committee (scepc)
n.
345
Politics
seçilmiş olan hükümetin yasaları çiğneyerek kendisine olağanüstü yetkiler vermek suretiyle mevcut anayasal düzenin dışında hareket etmesi
self-coup
n.
346
Politics
olağanüstü hal ilan etmek
declare emergency rule
v.
Institutes
347
Institutes
kamboçya mahkemeleri olağanüstü duruşmaları
extraordinary chambers in the court of cambodia
n.
348
Institutes
olağanüstü hal inceleme işlemleri komisyonu
the commission on examination of the state of emergency procedures
n.
349
Institutes
olağanüstü hal i̇şlemleri i̇nceleme komisyonu
commission for the examination of proceedings under the state of emergency
n.
350
Institutes
olağanüstü hal bölge valiliği
governorship of the state of emergency of region
n.
351
Institutes
olağanüstü ve tartışmalı iddiaları araştıran bir kuruluş
csi (committee for skeptical inquiry)
n.
Technical
352
Technical
maksimum olağanüstü su seviyesi
maximum exceptional level
n.
353
Technical
olağanüstü yedekler
extraordinary reserves
n.
354
Technical
olağanüstü durumlar
aberrations
n.
355
Technical
olağanüstü su seviyesi
level-abnormal water
n.
356
Technical
olağanüstü su düzeyi
abnormal water level
n.
357
Technical
olağanüstü su seviyesi
exceptional water level
n.
358
Technical
olağanüstü haller
aberrations
n.
359
Technical
olağanüstü su seviyesi
abnormal water level
n.
360
Technical
olağanüstü ışın
extraordinary ray
n.
361
Technical
suverilmiş ve menevişlenmiş olağanüstü uygulama çelikleri
quenched-and-tempered ultraservice steels
n.
Computer
362
Computer
olağanüstü durum
disaster
n.
Automotive
363
Automotive
olağanüstü otomobil
doozie
n.
Psychology
364
Psychology
denize karşı olağanüstü sevgi
thalassomania
n.
365
Psychology
olağanüstü hafızaya sahip kimse
mnemonist
n.
366
Psychology
olağanüstü hafızaya sahip kimse
mnemotechnist
n.
Chemistry
367
Chemistry
olağanüstü beyaz renkli kristalli bir madde
ammonium cyanate
n.
Biology
368
Biology
olağanüstü çevre koşullarında (sıcak su kaynakları vb) yaşayabilen organizma
extremophile
n.
Archaeology
369
Archaeology
hindistan maharashtra'da budist sanatının olağanüstü örneklerinin bulunduğu mağaralar
ajanta caves
n.
Religious
370
Religious
kutsal ruh tarafından verilen olağanüstü güç
charism
n.
371
Religious
kutsal ruh tarafından verilen olağanüstü güç
charisma
n.
372
Religious
hastaları iyileştirme, kehanette bulunma, günahkarları cezalandırma gibi olağanüstü güçlere sahip olan vodouna benzer, santeria dinine mensup rahip
babalawo
n.
373
Religious
hayvanların olağanüstü güçlere sahip olduğu inancı
zoism
n.
Environment
374
Environment
olağanüstü doğal güzellik bölgesi
area of outstanding natural beauty
n.
Meteorology
375
Meteorology
olağanüstü hava
anamalous weather
n.
Military
376
Military
olağanüstü sivil savunma
civil defence emergency
n.
377
Military
olağanüstü rasyon
emergency ration
n.
378
Military
olağanüstü hal veya savaş durumunda görevlendirilmeye uygun personel sayısı
selected reserve strength
n.
Baseball
379
Baseball
olağanüstü atış yapabilmek için (topun) üzerinde kimyasal maddeyle oynama yapmak
doctor
v.
Wagering
380
Wagering
(at yarışında) olağanüstü hız
class
n.
381
Wagering
olağanüstü hızlı at
class
n.
Music
382
Music
(popüler müzik) olağanüstü
solid
adj.
Abbreviation
383
Abbreviation
olağanüstü doğal güzellik bölgesi
aonb (area of outstanding natural beauty)
n.
384
Abbreviation
olağanüstü doğal güzellik bölgesi
aonb (area of outstanding natural beauty)
n.
Slang
385
Slang
olağanüstü veya sıradışı şey
lallapalooza
n.
386
Slang
olağanüstü veya sıradışı şey
lollapaloosa
n.
387
Slang
olağanüstü kişilik
piss-cutter
n.
388
Slang
olağanüstü kişilik
piss-whiz
n.
389
Slang
olağanüstü yetenek
game
n.
390
Slang
bir konuda olağanüstü başarılı olan kimse
nailer [dated]
n.
391
Slang
olağanüstü kimse/şey
the dog's bollocks
n.
392
Slang
olağanüstü şey
mother
n.
393
Slang
olağanüstü şey
dinger
n.
394
Slang
olağanüstü örnek
heck
n.
395
Slang
olağanüstü şey
smasher [dated]
n.
396
Slang
olağanüstü olmak
kick ass
v.
397
Slang
olağanüstü olmak
kick butt
v.
398
Slang
olağanüstü derecede iyi
(as) fine as dick's hatband
expr.
399
Slang
olağanüstü!
awesome!
exclam.
British Slang
400
British Slang
olağanüstü şey
topper
n.
401
British Slang
olağanüstü!
fannytastic!
interj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of olağanüstü
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy