English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | prophylactic adj. | önleyici | ||
So I ask the Commission whether the prophylactic resources are sufficient to avert this danger in the long term. Bu nedenle Komisyona önleyici kaynakların uzun vadede bu tehlikeyi önlemek için yeterli olup olmadığını soruyorum. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medical | prophylactic adj. | profilaktik | ||
The ban on their prophylactic use can be supported. Profilaktik kullanımlarının yasaklanması desteklenebilir. More Sentences |
||||
Psychology | ||||
Psychology | prophylactic adj. | profilaktik | ||
The one thing we have agreed upon is that we are not going back down the route of prophylactic vaccination. Üzerinde mutabık kaldığımız tek şey, profilaktik aşılama yoluna geri dönmeyeceğimizdir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | prophylactic n. | hastalıktan koruyan ilaç | ||
General | prophylactic adj. | tedbir amaçlı | ||
Medical | ||||
Medical | prophylactic n. | hastalıktan koruyucu | ||
Medical | prophylactic n. | koruyucu ilaç | ||
Medical | prophylactic adj. | hastalıktan koruyan | ||
Medical | prophylactic adj. | engelleyici | ||
Medical | prophylactic adj. | koruyucu | ||
Medical | prophylactic adj. | prezervatif | ||
Pharmaceutics | ||||
Pharmaceutics | prophylactic adj. | gebelik önleyici |