|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
sırt çantası |
backpack n.
|
|
Put down your backpack.
Sırt çantanı yere bırak.
More Sentences
|
|
General |
|
2 |
General |
sırt ağrısı |
backache n.
|
|
Tom has a backache.
Tom'un sırt ağrısı var.
More Sentences
|
3 |
General |
sırt çantası |
rucksack n.
|
|
Someone stole my rucksack.
Biri sırt çantamı çaldı.
More Sentences
|
4 |
General |
sırt ağrısı |
back pain n.
|
|
Have you told Tom about your back pain?
Tom'a sırt ağrılarından bahsettin mi?
More Sentences
|
5 |
General |
sırt çantası |
pack n.
|
|
I put my books in my pack.
Kitaplarımı sırt çantama koydum.
More Sentences
|
6 |
General |
sırt çantası |
knapsack n.
|
|
The hiker packed food and supplies into his knapsack.
Yürüyüşçü, sırt çantasına yiyecek ve erzak doldurdu.
More Sentences
|
7 |
General |
sırt üstü yüzme |
backstroke n.
|
|
I can do breaststroke but not backstroke.
Kurbağalama yüzebilirim ama sırt üstü yüzemem.
More Sentences
|
8 |
General |
sırt kaşıyıcısı |
backscratcher n.
|
|
Tom scratched his back with a backscratcher.
Tom sırtını bir sırt kaşıyıcısıyla kaşıdı.
More Sentences
|
9 |
General |
sırt çantalı |
backpacker n.
|
|
Tom is a backpacker.
Tom sırt çantalı bir gezgin.
More Sentences
|
10 |
General |
sırt masajı |
back massage n.
|
|
He wanted a back massage.
Sırt masajı istedi.
More Sentences
|
11 |
General |
(sırt) üstü |
flat adv.
|
|
She laid flat on her back, looking at the clouds pass by.
Sırt üstü uzanmış, bulutların geçişini izliyordu.
More Sentences
|
Tourism |
|
12 |
Tourism |
sırt çantalı gezgin |
backpacker n.
|
|
We feel that particularly due to the killing of the British backpacker Jeremy Parks on 28 October.
Bunu özellikle 28 Ekim'de İngiliz sırt çantalı gezgin Jeremy Parks'ın öldürülmesi nedeniyle hissediyoruz.
More Sentences
|
Medical |
|
13 |
Medical |
sırt ağrısı |
back pain n.
|
|
Does Tom complain about back pain often?
Tom sık sık sırt ağrısından şikayet eder mi?
More Sentences
|
Military |
|
14 |
Military |
sırt çantası |
knapsack n.
|
|
A middle-aged woman with a knapsack on her back seemed to be looking for a place to sit down.
Sırtında sırt çantası olan orta yaşlı bir kadın oturacak bir yer arıyor gibiydi.
More Sentences
|
15 |
Military |
sırt çantası |
rucksack n.
|
|
Someone stole my rucksack.
Birisi sırt çantamı çaldı.
More Sentences
|
General |
|
16 |
General |
ayarlanabilir sırt (koltuk vb) |
adjustable back n.
|
|
17 |
General |
sırt yüzgeci |
dorsal fin n.
|
|
18 |
General |
sırt üstü yatma |
recumbency n.
|
|
19 |
General |
kambur sırt |
humpback n.
|
|
20 |
General |
sırt yatağı |
bedroll n.
|
|
21 |
General |
sırt (dağ) |
shoulder n.
|
|
22 |
General |
sırt (kitapta) |
spine n.
|
|
23 |
General |
sırt çizgileri |
ridge lines n.
|
|
24 |
General |
sırt teknesi |
hod n.
|
|
25 |
General |
sırt (dağ için) |
crest n.
|
|
26 |
General |
sırt çantası |
haversack n.
|
|
27 |
General |
arka veya sırt anlamında önek |
dors n.
|
|
28 |
General |
sırt çantası |
field pack n.
|
|
29 |
General |
sırt dayama yastığı |
backrest cushion n.
|
|
30 |
General |
kambur sırt |
hunchback n.
|
|
31 |
General |
sırt çantası sapı |
tumpline n.
|
|
32 |
General |
sırt perdesi |
back wall n.
|
|
33 |
General |
sırt boşluğu |
dorsal cavity n.
|
|
34 |
General |
sırt tarafı |
dorsal side n.
|
|
35 |
General |
sırt çantası |
back-pack n.
|
|
36 |
General |
sırt çantasıyla seyahat |
backpacking n.
|
|
37 |
General |
sırt paraşütü |
back-type parachute n.
|
|
38 |
General |
sırt merteği |
hip jack n.
|
|
39 |
General |
sırt çantası |
back pack n.
|
|
40 |
General |
sırt çantası |
packsack n.
|
|
41 |
General |
sırt ipliği |
notochord n.
|
|
|
42 |
General |
sırt torbası |
backpack n.
|
|
43 |
General |
deri sırt çantası |
leather backpack n.
|
|
44 |
General |
askeri sırt çantası |
military rucksack n.
|
|
45 |
General |
sırt masajı |
back manipulation n.
|
|
46 |
General |
sırt çantalı gezi |
backpacking trip n.
|
|
47 |
General |
genellikle kümes hayvanlarının sırt kemikleri çıkarılarak yassıltılıp ızgara edilerek pişirilmesi |
spatchcock n.
|
|
48 |
General |
genellikle kümes hayvanlarının sırt kemikleri çıkarılarak yassıltılıp ızgara edilerek pişirilmesi |
spitchcock n.
|
|
49 |
General |
sırt ağrısı |
bad back n.
|
|
50 |
General |
sırt kaşıyıcısı |
scratch-back n.
|
|
51 |
General |
sırt kaşıyıcısı |
back scrubber n.
|
|
52 |
General |
sırt çantalılar |
backpackers n.
|
|
53 |
General |
sırt masajı |
backrub n.
|
|
54 |
General |
üst sırt |
upper back n.
|
|
55 |
General |
sırt dekolteli elbise |
low-cut back dress n.
|
|
56 |
General |
sırt dekoltesi olan elbise |
low-cut back dress n.
|
|
57 |
General |
günlük sırt çantası |
daypack n.
|
|
58 |
General |
sırt (kitap) |
back n.
|
|
59 |
General |
dağın ana eksenini oluşturan sırt |
backbone n.
|
|
60 |
General |
sırt dövmesi |
backpiece n.
|
|
61 |
General |
sırt çantasında taşınan hafif çadır |
backpacking tent n.
|
|
62 |
General |
sırt desteği sağlamak için kanoya bağlanmış kayış |
backband n.
|
|
63 |
General |
sırt üstü yatma |
recumbence n.
|
|
64 |
General |
koltukları sırt sırta olan iki tekerlekli bir tür at arabası |
tandem cart n.
|
|
65 |
General |
kitap kapaklarının kavisli sırt kısımlarını yapan işçi |
backer n.
|
|
66 |
General |
ucunda el biçimli uzantı bulunan sırt kaşıma sopası |
backscratcher n.
|
|
67 |
General |
sırt kaşıma aleti |
backscratcher n.
|
|
68 |
General |
sırt kaşıyıcı |
backscratcher n.
|
|
69 |
General |
sırta destek sağlamak veya ağrısını hafifletmek için sırt çevresine sarılan şey |
backwrap n.
|
|
70 |
General |
büyük kapasiteli sırt çantası |
bergen n.
|
|
71 |
General |
büyük kapasiteli sırt çantası |
bergan n.
|
|
72 |
General |
sırt desteği |
lazyback n.
|
|
73 |
General |
kamburu andıran kemerli sırt |
hog's-back n.
|
|
74 |
General |
sırt çantası |
mochila n.
|
|
75 |
General |
sırt çantası |
mochilla n.
|
|
76 |
General |
birkaç zirvesi olan veya uzun sırt meydana getiren yüksek kara parçası |
mountain n.
|
|
77 |
General |
sırt haline getiren şey |
ridger n.
|
|
78 |
General |
sırt çantasının üzerine bir şeyler asmaya yarayan çok halkalı şerit |
daisy-chain n.
|
|
79 |
General |
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruşu |
grain n.
|
|
80 |
General |
paralel sırt ve vadilerin doğrusal duruş yönü |
grain n.
|
|
81 |
General |
sırt sırta dayamış kanatları açık kuş profili |
rousant n.
|
|
82 |
General |
sırt çantasına monte edilmiş oturak |
ruckseat n.
|
|
83 |
General |
sırt çantasının oturak haline gelen kısmı |
ruckseat n.
|
|
84 |
General |
sırt omuru |
dorsel n.
|
|
85 |
General |
sırt bölgesi |
dorsel n.
|
|
86 |
General |
sahilin sırt bölgesi |
cusps n.
|
|
87 |
General |
sırt çantası ile tırmanış |
pack n.
|
|
88 |
General |
sırt çantasında taşınabilir çadır |
pack tent n.
|
|
89 |
General |
sırt çantalı gezgin |
packer n.
|
|
90 |
General |
sırt çantası |
papoose [uk] n.
|
|
91 |
General |
sırt çantası |
pikau [new zealand] n.
|
|
92 |
General |
kişisel eşyaların taşındığı sırt çantası veya rulo battaniye |
pack n.
|
|
93 |
General |
sırt çantasıyla sürüş yapma |
pack riding n.
|
|
94 |
General |
sırt çantasında taşıma |
packing n.
|
|
95 |
General |
günlük sırt çantası |
daysack n.
|
|
96 |
General |
gün içinde gerekli olacak eşyaların taşındığı küçük bir sırt çantası |
daysack n.
|
|
97 |
General |
önemli miktarda harcanabilir geliri bulunan sırt çantalı gezgin |
flashpacker n.
|
|
98 |
General |
katmanlı kum ve çakıldan oluşan uzun bir sırt |
os n.
|
|
99 |
General |
katmanlı kum ve çakıldan oluşan uzun bir sırt |
osar n.
|
|
100 |
General |
sırt kaşıyıcı |
scratchback n.
|
|
101 |
General |
sırt kısmı yüksek ahşap bank |
screen n.
|
|
102 |
General |
tepe ile düzlük arasındaki sırt |
shank n.
|
|
103 |
General |
kambur sırt |
crump [obsolete] n.
|
|
104 |
General |
sırt dayanan kimse |
standby n.
|
|
105 |
General |
(tarım arazisinde) sırt |
stitch [dialect] n.
|
|
106 |
General |
sırt çevirmek |
turn one's back on v.
|
|
107 |
General |
sırt üstü yatmak |
lie back v.
|
|
108 |
General |
omzunda sırt çantasıyla gezmek |
backpack v.
|
|
109 |
General |
sırt sırta vermek |
support each other v.
|
|
110 |
General |
sırt üstü yatmak |
lie on one's back v.
|
|
111 |
General |
sırt sırta vermek |
stand back to back v.
|
|
112 |
General |
sırt çevirmek |
turn one's back (on somebody) v.
|
|
113 |
General |
sırt dönmek |
turn one's back v.
|
|
114 |
General |
sırt ölçüsünü almak |
measure the back length v.
|
|
115 |
General |
sırt uzunluğunu ölçmek |
measure the back length v.
|
|
116 |
General |
(balerin) sırt düzken dizlerini bükmek |
plie v.
|
|
117 |
General |
sırt üstü uzanmak |
lie flat v.
|
|
118 |
General |
sırt çantası ile seyahate gitmek |
go backpacking v.
|
|
119 |
General |
sırt çantası ile geziye çıkmak |
go backpacking v.
|
|
120 |
General |
sırt geçirmek |
back v.
|
|
121 |
General |
sırt yerleştirmek |
back v.
|
|
122 |
General |
sırt kaplamak |
back v.
|
|
123 |
General |
sırt kaşımak |
backscratch v.
|
|
124 |
General |
sırt çantası takmak |
knapsack v.
|
|
125 |
General |
(kitabı) dikip düzenledikten sonra genellikle sırt kısmını kaplayarak güçlendirmek |
line v.
|
|
126 |
General |
sırt haline getirmek |
ridge v.
|
|
127 |
General |
sırt biçimine getirmek |
ridge v.
|
|
128 |
General |
sırt yönünde genişlemek |
ridge v.
|
|
129 |
General |
su üzerinde sırt üstü durmak |
skull v.
|
|
130 |
General |
sırt üstü yatmış |
supine adj.
|
|
131 |
General |
sırt üstü yatmış |
recumbent adj.
|
|
132 |
General |
kalkamayacak şekilde sırt üstü düşmüş (hayvan) |
cast adj.
|
|
133 |
General |
(at) sırt kemikleri kemik büyümesi ile birleşmiş |
broken-backed adj.
|
|
134 |
General |
sırt oluşturan |
ridgy adj.
|
|
135 |
General |
(özellikle erkek organ) sırt kısmına sabitlenen |
dorsifixed adj.
|
|
136 |
General |
(özellikle erkek organ) sırt kısmında bulunan |
dorsifixed adj.
|
|
137 |
General |
(dövüş horozu) özellikle bacakları felç bırakan bir sırt yarası nedeniyle felç kalmış |
coupled adj.
|
|
138 |
General |
sırt çantasında taşınabilen |
packable adj.
|
|
139 |
General |
düz sırt ile nitelenen |
flatback adj.
|
|
140 |
General |
sırt kısmı bronzlaşmaya olanak veren (giysi) |
sunback adj.
|
|
141 |
General |
yeme borusunun sırt bölümünde bulunan |
supra-esophagal adj.
|
|
142 |
General |
sırt üstü yatarak |
supinely adv.
|
|
143 |
General |
sırt anlamına gelen bir ön ek |
dors- pref.
|
|
144 |
General |
sırt ile birlikte anlamına gelen bir ön ek |
dors- pref.
|
|
145 |
General |
sırt anlamına gelen bir ön ek |
dorsi- pref.
|
|
146 |
General |
sırt ile birlikte anlamına gelen bir ön ek |
dorsi- pref.
|
|
147 |
General |
sırt anlamına gelen bir ön ek |
dorso- pref.
|
|
148 |
General |
sırt ile birlikte anlamına gelen bir ön ek |
dorso- pref.
|
|
149 |
General |
sert sırt kabuğu anlamını veren bir ön ek |
scut- pref.
|
|
150 |
General |
sert sırt kabuğu anlamını veren bir ön ek |
scuti- pref.
|
|
151 |
General |
sırt tarafında yer alan anlamına gelen bir ön ek |
supra- pref.
|
|
Phrasals |
|
152 |
Phrasals |
sırt üstü konuma getirmek |
turn up v.
|
|
153 |
Phrasals |
(birine/bir şeye bir şeyle) sırt çıkmak |
put (something) behind (someone or something) v.
|
|
154 |
Phrasals |
bir şeyle sırt çıkmak |
put behind v.
|
|
155 |
Phrasals |
sırt üstü yatırmak |
lay back v.
|
|
156 |
Phrasals |
sırt üstü yatmak |
lay back v.
|
|
Phrases |
|
157 |
Phrases |
sırt sırta |
back-to-back expr.
|
|
Colloquial |
|
158 |
Colloquial |
sırt çantası |
nap [aus] n.
|
|
159 |
Colloquial |
yamaçta su akışını sağlamak için yol boyunca yapılmış küçük bir sırt veya boşluk |
thank-you-ma'am n.
|
|
160 |
Colloquial |
sırt çantalı adam |
guy with the backpack n.
|
|
161 |
Colloquial |
sırt kısmı mavimsi ve alt kısımları beyaz olan, güney denizlerinde yaygın bulunan bir kuş |
blue billy [new zealand] n.
|
|
162 |
Colloquial |
erkeğin sırt üstü uzandığı, kadınınsa ata biner gibi erkeğin üstünde olduğu seks pozisyonu |
cowgirl position n.
|
|
163 |
Colloquial |
sırt çevirme |
freeze n.
|
|
164 |
Colloquial |
sırt çevirmek |
freeze v.
|
|
165 |
Colloquial |
sırt üstü yatmış |
face up adj.
|
|
166 |
Colloquial |
sırt üstü |
on back expr.
|
|
Idioms |
|
167 |
Idioms |
sırt tutulması |
crick in one's back n.
|
|
168 |
Idioms |
sırt tutulması |
crick in back n.
|
|
169 |
Idioms |
birisine sırt çevirmek |
turn one's back on someone v.
|
|
170 |
Idioms |
sırt sırta vermek |
work hand in glove with somebody v.
|
|
171 |
Idioms |
sırt çevirmek |
give the cold shoulder to someone v.
|
|
172 |
Idioms |
bir şeye sırt çevirmek |
rule something out of court v.
|
|
173 |
Idioms |
bir şeye sırt çevirmek |
throw something out of court v.
|
|
174 |
Idioms |
sırt üstü yatıp ingiltere'yi hayal etmek |
lie back and think of england v.
|
|
175 |
Idioms |
(birine/bir şeye) sırt çevirmek |
turn (one's) back on (someone or something) v.
|
|
176 |
Idioms |
(birine/bir şeye) sırt çevirmek |
turn (one's) back to (someone or something) v.
|
|
177 |
Idioms |
-e sırt çevirmek |
turn your back on v.
|
|
178 |
Idioms |
birine/bir şeye sırt çevirmek |
turn your back on somebody/something v.
|
|
179 |
Idioms |
birine sırt çevirmek |
turn your back on someone v.
|
|
180 |
Idioms |
(biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak |
work hand and glove with (someone or something) v.
|
|
181 |
Idioms |
(biriyle/bir şeyle) sırt sırta çalışmak |
work hand in glove with (someone or something) v.
|
|
182 |
Idioms |
(biriyle) sırt sırta |
hand in glove (with somebody) expr.
|
|
183 |
Idioms |
(biriyle/bir şeyle) sırt sırta |
hand in glove with (someone or something) expr.
|
|
Tourism |
|
184 |
Tourism |
omzunda sırt çantasıyla seyahat eden kimse |
backpacker n.
|
|
185 |
Tourism |
sırt-çantalı gezi |
tramping n.
|
|
186 |
Tourism |
sırt-çantalı gezi |
backpacking n.
|
|
187 |
Tourism |
sırt-çantalı gezi |
bushwalking n.
|
|
188 |
Tourism |
sırt-çantalı gezi |
trekking n.
|
|
Technical |
|
189 |
Technical |
bandın sırt yüzeyinden ayrılması |
flagging of adhesive tape n.
|
|
190 |
Technical |
dış lastik sırt kauçuğu |
rubber for tire regall n.
|
|
191 |
Technical |
koltuk sırt açısı ayarı |
seat back angle adjustment n.
|
|
192 |
Technical |
sırt yünü |
back wool n.
|
|
193 |
Technical |
sırt yükü |
backpack n.
|
|
194 |
Technical |
sırt dayanağı |
back rest n.
|
|
195 |
Technical |
sırt talaş açısı |
back rake angle n.
|
|
196 |
Technical |
sırt geçirilmiş lastik |
recapped tire n.
|
|
197 |
Technical |
sırt pompası |
back pump n.
|
|
198 |
Technical |
sırt paraşütü |
back type parachute n.
|
|
199 |
Technical |
sırt roketi |
jet pack n.
|
|
200 |
Technical |
sırt teşkili |
ridge forming n.
|
|
201 |
Technical |
sırt plakası |
backing plate n.
|
|
202 |
Technical |
sırt yapağısı |
back wool n.
|
|
203 |
Technical |
sırt roketi |
jetpack n.
|
|
204 |
Technical |
inişte bulunan seki veya sırt |
lynch [uk] n.
|
|
205 |
Technical |
alçak yuvarlak sırt |
roll n.
|
|
206 |
Technical |
sırt yapma makinesi |
surface cultivator n.
|
|
207 |
Technical |
lastiğe sırt takmak |
retread v.
|
|
208 |
Technical |
sırt roketiyle seyahat etmek |
jetpack v.
|
|
Computer |
|
209 |
Computer |
sırt sırta bağlanma |
back-to-back connection n.
|
|
210 |
Computer |
sırt sırta |
back to back adv.
|
|
Informatics |
|
211 |
Informatics |
sırt sırta sınama |
back-to-back testing n.
|
|
Mechanic |
|
212 |
Mechanic |
sırt genişliği |
body clearance n.
|
|
213 |
Mechanic |
sırt çekiş makinesi |
pully n.
|
|
Textile |
|
214 |
Textile |
fok derisinden yapılan küçük sırt çantası |
nunny bag [canadian] n.
|
|
215 |
Textile |
sırt yapağısı |
back wool n.
|
|
216 |
Textile |
sırt tahtası |
seam roll n.
|
|
217 |
Textile |
sırt yünü |
back wool n.
|
|
218 |
Textile |
doldurulmuş deriden yapılmış sırt çantası |
aparejo [dialect] n.
|
|
Architecture |
|
219 |
Architecture |
sırt sırta dayanmış |
addorsed adj.
|
|
Construction |
|
220 |
Construction |
sırt merteği |
hip rafter n.
|
|
221 |
Construction |
sırt merteği |
hip n.
|
|
222 |
Construction |
kamburu andıran kemerli sırt |
hogback n.
|
|
223 |
Construction |
çatı kaplamasındaki yalıtım veya döşeme bağlantılarıyla ilişkili olmayan kıvrımlı sırt |
mole run n.
|
|
Furniture |
|
224 |
Furniture |
sırt sırta oturulan bir kanepe türü |
canape confident n.
|
|
225 |
Furniture |
sırt kısmı merdiveni andıran aralıklı yatay çıtalardan yapılmış sandalye |
ladder back n.
|
|
226 |
Furniture |
sırt kısmı merdiveni andıran aralıklı yatay çıtalardan yapılmış sandalye modeli |
ladder-back n.
|
|
227 |
Furniture |
sırt kısmı merdiveni andıran aralıklı yatay çıtalardan yapılmış sandalye modeli |
ladder-back chair n.
|
|
228 |
Furniture |
sırt kısmı düz yapılmış kolçaksız sallanan sandalye |
lady's rocking chair n.
|
|
229 |
Furniture |
yatak sırt desteği |
bed rest n.
|
|
230 |
Furniture |
kolları ve sırt kısmı olmayan ve çift kişilik yatak haline gelen bir tür kanepe |
winnipeg couch [canada] n.
|
|
231 |
Furniture |
sırt sırta oturulan koltuk |
dos-à-dos n.
|
|
232 |
Furniture |
kullanıcıların sırt sırta geldiği oturma yeri |
dos-à-dos n.
|
|
233 |
Furniture |
sırt kısmındaki kıvrımları iki yandan çıkarak kolçakları meydana getiren döşemeli sandalye |
gondola n.
|
|
234 |
Furniture |
sırt kısmındaki kıvrımları iki yandan çıkarak kolçakları meydana getiren döşemeli sandalye |
gondola chair n.
|
|
235 |
Furniture |
sırt kısmı keman biçimli sandalye |
fiddle-back n.
|
|
Automotive |
|
236 |
Automotive |
sırt çizgisi |
dorsal seam n.
|
|
237 |
Automotive |
dış lastik sırt kauçuğunun merkeze uygulanması |
top capping n.
|
|
238 |
Automotive |
arka koltuk sırt dayaması |
rear seat backrest n.
|
|
239 |
Automotive |
dış lastik sırt kauçuğu |
camelback n.
|
|
240 |
Automotive |
koltuk sırt yüksekliği |
seatback height n.
|
|
241 |
Automotive |
koltuk sırt yastığı |
seat squab n.
|
|
242 |
Automotive |
sırt genişliği |
crown width n.
|
|
243 |
Automotive |
sırt yayı yarıçapı |
crown radius n.
|
|
244 |
Automotive |
sırt bölgesi |
crown n.
|
|
245 |
Automotive |
soğuk kaplama sırt kauçuğu |
precured tread n.
|
|
246 |
Automotive |
sırt geçirme |
building n.
|
|
247 |
Automotive |
sırt deseni |
tread design n.
|
|
248 |
Automotive |
sıcak kaplama sırt kauçuğu |
camel back n.
|
|
249 |
Automotive |
sırt deseni |
tread pattern n.
|
|
250 |
Automotive |
yönlü sırt deseni |
directional tread n.
|
|
251 |
Automotive |
lastiğe sırt takmak |
remold v.
|
|
252 |
Automotive |
dış lastiğe sırt geçirmek |
remold v.
|
|
253 |
Automotive |
lastiğe sırt takmak |
remould v.
|
|
254 |
Automotive |
dış lastiğe sırt geçirmek |
remould v.
|
|
255 |
Automotive |
dış lastiğe sırt geçirmek |
retread v.
|
|
Railway |
|
256 |
Railway |
(balast) sırt görevi görecek şekilde doldurmak |
shoulder v.
|
|
Aeronautic |
|
257 |
Aeronautic |
iç sırt kirişi |
inner ridge girder n.
|
|
258 |
Aeronautic |
pilot kabininin arkasından kuyruğa kadar olan sırt |
deck n.
|
|
259 |
Aeronautic |
paraşütün içinde bulunduğu sırt çantasına benzer kuşam takımı |
harness container n.
|
|
260 |
Aeronautic |
sırt yayıklığı |
chine flare n.
|
|
Marine |
|
261 |
Marine |
palye sırt bölgesi |
berm ridge n.
|
|
262 |
Marine |
sahilin sırt bölgesi |
beach ridge n.
|
|
263 |
Marine |
sırt donanımı |
backmounts n.
|
|
264 |
Marine |
yüksek atmosferik basıncın hakim olduğu sırt |
pressure ridge n.
|
|
Medical |
|
265 |
Medical |
(hasta taşınması sırasında kullanılan) sırt desteği |
backboard n.
|
|
266 |
Medical |
ani başlangıçlı sırt ağrısı |
sudden onset back pain n.
|
|
267 |
Medical |
bebekler için sırt üstü yatış öneren kampanya |
back-to-sleep campaign n.
|
|
268 |
Medical |
bebeklerin sırt üstü yatırılmasını öneren kampanya |
back to sleep campaign n.
|
|
269 |
Medical |
karın ve sırt ağrısı |
abdominal and back pain n.
|
|
270 |
Medical |
sırt ve bel ağrılarsı |
back and waist pains n.
|
|
271 |
Medical |
sırt tutulması |
stiff back n.
|
|
272 |
Medical |
sırt ipi |
dorsal cord n.
|
|
273 |
Medical |
sırt ağrısı şikayeti |
back complaint n.
|
|
274 |
Medical |
sırt ağrısı |
backache n.
|
|
275 |
Medical |
sırt tutulması |
stiff back n.
|
|
276 |
Medical |
sırt ağrısı |
dorsopathy n.
|
|
277 |
Medical |
sırt rahatsızlığı |
dorsopathy n.
|
|
278 |
Medical |
sırt korsesi |
back brace n.
|
|
279 |
Medical |
(ameliyat sonrası) hastanın giydiği sırtlık, sırt desteği |
backboard n.
|
|
280 |
Medical |
sırt bölümü |
dorsum n.
|
|
281 |
Medical |
uzamış ve sertleşmiş sırt |
pilaster n.
|
|
282 |
Medical |
femurun arkasındaki uzunlamasına kemikli sırt |
pilaster n.
|
|
283 |
Medical |
sırt ipliğinin çevresinde yer alan |
perichordal adj.
|
|
284 |
Medical |
sırt tarafında olan |
dorsalis adj.
|
|
285 |
Medical |
sırt ile ilgili |
dorsal adj.
|
|
286 |
Medical |
sırt tarafında olan |
dorsales adj.
|
|
287 |
Medical |
sırt-karın yönünde |
dorso-ventral adj.
|
|
Anatomy |
|
288 |
Anatomy |
sırt, skrotum ve kalça arasındaki bölge |
back, sack, and crack n.
|
|
289 |
Anatomy |
kordalılarda sırt ipliğinin (notokordun) kıkırdaklı baş kısmı |
cephalostyle n.
|
|
290 |
Anatomy |
tüm omurgalı hayvanların merkezi sinir sistemini oluşturan ve sırt bölgesinde yer alan sinir yolu |
nerve cord n.
|
|
291 |
Anatomy |
sırt omurları |
thoracic vertebra n.
|
|
292 |
Anatomy |
alt orbital sırt |
brow ridge n.
|
|
293 |
Anatomy |
sırt kasları |
back muscles n.
|
|
294 |
Anatomy |
sırt omurları |
dorsal vertebra n.
|
|
295 |
Anatomy |
supraorbital sırt |
supraorbital ridge n.
|
|
296 |
Anatomy |
birçok hayvanda bulunan, komşu omurların dik omurgaya doğru eğimli olduğu sırt omuru |
anticlinal vertebra n.
|
|
297 |
Anatomy |
abdominal aorttan çıkarak lomber omurları, sırt kaslarını ve karın duvarını besleyen 4-5 çift arterden her biri |
arteria lumbalis n.
|
|
298 |
Anatomy |
klitorisin derin sırt veni |
vena dorsalis clitoridis profunda n.
|
|
299 |
Anatomy |
klitorisin yüzeysel sırt toplardamarları |
venae dorsales clitoridis superficiales n.
|
|
300 |
Anatomy |
penisin derin sırt toplardamarı |
venae dorsales penis profunda n.
|
|
301 |
Anatomy |
penisin yüzeysel sırt toplardamarları |
venae dorsales penis superficiales n.
|
|
302 |
Anatomy |
sırt omurları |
whettlebones n.
|
|
303 |
Anatomy |
(organ, vücut bölümü) sırt bölümü |
dorsa n.
|
|
304 |
Anatomy |
sırt omuru |
dorsal n.
|
|
305 |
Anatomy |
sırt bölgesi |
dorsal n.
|
|
306 |
Anatomy |
medyan sırt düzlemi |
dorsimeson n.
|
|
307 |
Anatomy |
vücudu bileştiren aksın sırt yüzeyinde kesiştiği çizgi |
dorsimeson n.
|
|
308 |
Anatomy |
sırt ipi ile ilgili |
chordal adj.
|
|
309 |
Anatomy |
sırt doğrultusunda |
dorsad adj.
|
|
310 |
Anatomy |
sırt ve bele ait |
dorsolateral adj.
|
|
311 |
Anatomy |
sırt ve bel ile ilgili |
dorsolateral adj.
|
|
312 |
Anatomy |
sırt ve beli kapsayan |
dorsolateral adj.
|
|
313 |
Anatomy |
sırt bölümünde olan |
dosel adj.
|
|
314 |
Anatomy |
sırt bölümüne doğru olan |
dosel adj.
|
|
315 |
Anatomy |
sırt bölümünün yanında olan |
dosel adj.
|
|
316 |
Anatomy |
çıkıntılı (sırt omuru) |
costiferous adj.
|
|
317 |
Anatomy |
sırt ipliğinin kenarında bulunan |
parachordal adj.
|
|
318 |
Anatomy |
sakrumun sırt tarafında bulunan |
supersacral adj.
|
|
319 |
Anatomy |
omurganın en alt kısmının sırt tarafında yer alan |
supersacral adj.
|
|
320 |
Anatomy |
sfenoid kemiğin sırt bölgesinde bulunan |
supersphenoidal adj.
|
|
321 |
Anatomy |
etmoid kemiğin sırt tarafında yer alan |
supra-ethmoid adj.
|
|
322 |
Anatomy |
omurganın sırt tarafında yer alan |
supraspinate adj.
|
|
Pathology |
|
323 |
Pathology |
akciğer kanserine yakalananlarda kalça ve uyluk kaslarında zayıflık ve ağrıyan sırt ile kendini gösteren bir rahatsızlık |
lambert-eaton syndrome n.
|
|
324 |
Pathology |
sırt ağrısı |
notalgia n.
|
|
325 |
Pathology |
sırt ağrısı |
dorsalgia n.
|
|
326 |
Pathology |
vücudun arkaya doğru bükülmesine sebep olan sırt spazmı |
opisthotonos n.
|
|
327 |
Pathology |
üst sırt kaslarında ağrı |
dorsodynia n.
|
|
Parasitology |
|
328 |
Parasitology |
bazı halkalı solucanların segmentlerinde bulunan kalınlaşmış dikey sırt |
torus n.
|
|
329 |
Parasitology |
sırt kalkanı olmayan ve ağzı başının alt kısmında olan kene |
argasid n.
|
|
330 |
Parasitology |
sırt kalkanı olmayan ve ağzı başının alt kısmında olan kene |
soft tick n.
|
|
331 |
Parasitology |
sırt kısmı boyunca solungacı olan |
dorsibranchiate adj.
|
|
332 |
Parasitology |
sırt kısmı boyunca kanatçıkları olan |
dorsibranchiate adj.
|
|
Veterinary |
|
333 |
Veterinary |
büyükbaş hayvanı muayene ya da tedavi ederken kaçmaması için ayağa kalkamayacağı şekilde sırt üstü devirmek |
casting n.
|
|
334 |
Veterinary |
gelişkin sığırlarda sırt kısmında meydana gelen bir omurga çöküntüsü |
tie n.
|
|
335 |
Veterinary |
köpek, at veya lamanın boynundan kuyruğuna kadarki sırt iskeleti |
topline n.
|
|
336 |
Veterinary |
köpek, at veya lamanın boynundan kuyruğuna kadarki sırt iskeleti |
top line n.
|
|
Gastronomy |
|
337 |
Gastronomy |
dananın sırt bölgesinden çıkartılan bonfile ve ve kontrfileden oluşan bir biftek |
porterhouse n.
|
|
338 |
Gastronomy |
dananın sırt bölgesinden çıkartılan bonfile ve ve kontrfileden oluşan bir biftek |
porterhouse steak n.
|
|
339 |
Gastronomy |
sığırın sırt eti |
fleece n.
|
|
340 |
Gastronomy |
dananın sırt bölgesinden kesilen filetosu çıkarılmış biftek |
shell steak n.
|
|
341 |
Gastronomy |
sırt ikiye bölünüp göğüs düzleştirilerek hazırlanan (kuş eti) |
crapaudine adj.
|
|
Math |
|
342 |
Math |
sırt çantası problemi |
rucksack problem n.
|
|
343 |
Math |
sırt çantası problemi |
knapsack problem n.
|
|
Biology |
|
344 |
Biology |
(yumuşakçalarda) atık su boşaltımını sağlayan sırt hortumu |
syphon n.
|
|
345 |
Biology |
eklembacaklılarda sırt kısmına ait veya ilgili |
tergal adj.
|
|
Marine Biology |
|
346 |
Marine Biology |
kuzey amerika'da yaşayan, tüy benzeri uzun sırt yüzgeci olan, remora familyasından tatlı su balığı |
carp sucker (carpiodes cyprinus) n.
|
|
347 |
Marine Biology |
kuzey amerika'da yaşayan, tüy benzeri uzun sırt yüzgeci olan, remora familyasından tatlı su balığı |
quillback n.
|
|
348 |
Marine Biology |
kabuksuz deniz salyangozlarının sırt kısmındaki parlak renkli boynuz benzeri uzantı |
ceras n.
|
|
349 |
Marine Biology |
beyaz uçlu sırt ve kuyruk yüzgeçleri olan pasifik, hint okyanusu ve kızıldeniz'de görülen bir köpek balığı |
reef whitetipped shark (triaenodon obseus) n.
|
|
350 |
Marine Biology |
beyaz uçlu sırt ve kuyruk yüzgeçleri olan pasifik, hint okyanusu ve kızıldeniz'de görülen bir köpek balığı |
whitetip shark n.
|
|
351 |
Marine Biology |
sırt yüzgecine sahip, 6-9 metre uzunluğunda bir derin deniz balığı |
king of the herring (regalecus glesne) n.
|
|
352 |
Marine Biology |
sırt yüzgecine sahip, 6-9 metre uzunluğunda bir derin deniz balığı |
oarfish n.
|
|
353 |
Marine Biology |
sırt yüzgecine sahip, 6-9 metre uzunluğunda bir derin deniz balığı |
ribbonfish n.
|
|
354 |
Marine Biology |
sırt ipliği bulunan, ancak kafatası veya omurları olmayan uzun gövdeli bir kum canlısı |
lancelet (amphioxus) n.
|
|
355 |
Marine Biology |
parapodium türü deniz salyangozunun sırt lobu |
notopodium n.
|
|
356 |
Marine Biology |
çok genç dönemleri hariç kabuksuz olan, sırt veya yanlarında solungaçları bulunan yumuşakçaları içeren bir şube |
nudibranchiata n.
|
|
357 |
Marine Biology |
sırt yüzgecinde çıkıntısı olmayan köpekbalığı |
triakid n.
|
|
358 |
Marine Biology |
sırt yüzgecinde çıkıntısı olmayan köpekbalığı |
smooth dogfish n.
|
|
359 |
Marine Biology |
sırt yüzgecinde çıkıntısı olmayan köpekbalığı |
smooth dog n.
|
|
360 |
Marine Biology |
iki sırt dikeni olan dikenli balık |
two-spined stickleback n.
|
|
361 |
Marine Biology |
balığın sırt bölgesi |
dorsal surface n.
|
|
362 |
Marine Biology |
sırt yüzdeci |
dorsal fin n.
|
|
363 |
Marine Biology |
sırt yüzgeci |
back-fin n.
|
|
364 |
Marine Biology |
sırt yüzgeçi |
dorsal fin n.
|
|
365 |
Marine Biology |
sırt yükseltisi |
interdorsal ridge n.
|
|
366 |
Marine Biology |
sırt şokeri |
backpack shocker n.
|
|
367 |
Marine Biology |
sırt ipliği |
chorda dorsalis n.
|
|
368 |
Marine Biology |
yayın balıklarının sert sırt pulu |
scute n.
|
|
369 |
Marine Biology |
kuzey amerika'nın durgun sularında bulunan uzun sırt yüzgeçli etçil bir tatlı su balığı |
grindle (amia calva) n.
|
|
370 |
Marine Biology |
kuzey amerika'nın durgun sularında bulunan uzun sırt yüzgeçli etçil bir tatlı su balığı |
dogfish n.
|
|
371 |
Marine Biology |
kuzey amerika'nın durgun sularında bulunan uzun sırt yüzgeçli etçil bir tatlı su balığı |
bowfin n.
|
|
372 |
Marine Biology |
zoarcidae familyasına ait, sırt ve anüs yüzgeçleri bulunan uzun vücutlu dip balığı türleri |
eel pout n.
|
|
373 |
Marine Biology |
sırt, kuyruk ve anal yüzgeçlere verilen ad |
unpaired fins n.
|
|
374 |
Marine Biology |
dik sırt yüzgeci olan siyah-beyaz renkli bir trampet balığı |
jack-knifefish (equetus lanceolatus) n.
|
|
375 |
Marine Biology |
dik uzun sırt yüzgeci olan siyah-beyaz bir davul balığı |
jackknife-fish (equetus lanceolatus) n.
|
|
376 |
Marine Biology |
subtropikal ve tropikal sularda görülen sivri burunlu, dar vücutlu ve uzun sırt yüzgeçli büyük bir deniz balığı |
wahoo (acanthocybium solandri) n.
|
|
377 |
Marine Biology |
teleostei alt sınıfına mensup alepisauridae familyasından uzun gövdesi ve sırt yüzgeci bulunan kemikli açık deniz balığı |
lancet fish n.
|
|
378 |
Marine Biology |
teleostei alt sınıfına mensup alepisauridae familyasından uzun gövdesi ve sırt yüzgeci bulunan kemikli açık deniz balığı |
lancetfish n.
|
|
379 |
Marine Biology |
teleostei alt sınıfına mensup alepisauridae familyasından uzun gövdesi ve sırt yüzgeci bulunan kemikli açık deniz balığı |
wolffish n.
|
|
380 |
Marine Biology |
derisidikenlilerde vücut duvarında, sırt tarafında veya vücudun içi kısmında olabilen taş kanalın ucunda yer alan delikli veya gözenekli gövde |
madreporic body n.
|
|
381 |
Marine Biology |
derisidikenlilerde vücut duvarında, sırt tarafında veya vücudun içi kısmında olabilen taş kanalın ucunda yer alan delikli veya gözenekli gövde |
madreporic tubercle n.
|
|
382 |
Marine Biology |
subtropikal ve tropikal sularda görülen sivri burunlu, dar vücutlu ve mavimsi siyah renkte uzun sırt yüzgeci olan, gümüş rengi, hareketli ve büyük bir yemeklik deniz balığı |
queenfish (acanthocybium solanderi) n.
|
|
383 |
Marine Biology |
subtropikal ve tropikal sularda görülen sivri burunlu, dar vücutlu ve mavimsi siyah renkte uzun sırt yüzgeci olan, gümüş rengi, hareketli ve büyük bir yemeklik deniz balığı |
wahoo (acanthocybium solanderi) n.
|
|
384 |
Marine Biology |
atlantik'e özgü koyu mavi sırtı, gümüşi karnı ve koyu benekli sırt yüzgeci bulunan bir atlantik kılıçbalığı |
white marlin (tetrapturus albidus) n.
|
|
385 |
Marine Biology |
sırt yüzgecinde diken olmayan çeşitli köpekbalıklarına verilen ad |
blue dog n.
|
|
386 |
Marine Biology |
dişleri gaga şeklinde kaynaşmış olup sırt yüzgeci olmayan bir açık deniz balıkları familyası |
molidae n.
|
|
387 |
Marine Biology |
batı hint adaları'na özgü olup yüksek sırt yüzgeci ve parlak renkleri ile ayırt edilen ephippus cinsi bir balık |
light-horseman n.
|
|
388 |
Marine Biology |
tropikal bölgelere özgü, kırmızı sırt yüzgeci olan bir derin deniz balığı |
oarfish n.
|
|
389 |
Marine Biology |
tropikal bölgelere özgü, kırmızı sırt yüzgeci olan bir derin deniz balığı |
king of the herring n.
|
|
390 |
Marine Biology |
tropikal bölgelere özgü, kırmızı sırt yüzgeci olan bir derin deniz balığı |
regalecus glesne n.
|
|
391 |
Marine Biology |
tropikal bölgelere özgü, kırmızı sırt yüzgeci olan bir derin deniz balığı |
ribbonfish n.
|
|
392 |
Marine Biology |
dikenli fosil sırt yüzgeci |
ichthyodorulite n.
|
|
393 |
Marine Biology |
dikenli fosil sırt yüzgeci |
ichthyodorylite n.
|
|
394 |
Marine Biology |
subtropikal ve tropikal sularda görülen sivri burunlu, dar vücutlu ve mavimsi siyah renkte uzun sırt yüzgeci olan, gümüş rengi, hareketli ve büyük bir yemeklik deniz balığı |
ono n.
|
|
395 |
Marine Biology |
bombeli kafası, uzun ve kavisli sırt yüzgeci, beyaz çizgili veya izli gri gövdesi olan bir deniz memelisi |
risso's dolphin n.
|
|
396 |
Marine Biology |
genellikle dikenli sırt yüzgeçleri bulunan, centrolophidae familyasına mensup çeşitli deniz balıklarına verilen ad |
ruffe n.
|
|
397 |
Marine Biology |
pediküllü balığın sırt yüzgecinin ilk dikeni |
illicium n.
|
|
398 |
Marine Biology |
sırt bölümünde çok sayıda yüzgeci olan pullu bir balık alt takımı |
polypteroidei n.
|
|
399 |
Marine Biology |
büyük bir sırt yüzgeci olup soğuk denizlerde görülen siyah-beyaz dişli yırtıcı bir balina |
killer n.
|
|
400 |
Marine Biology |
sığ kuzey denizlerinde görülen sırt yüzgeci dikenli bir balık |
prickleback n.
|
|
401 |
Marine Biology |
gözleri sağda olup sırt yüzgeci kafasına kadar uzanan pisi balıklarını içeren bir familya |
pleuronectidae n.
|
|
402 |
Marine Biology |
(balıklarda) sırt yüzgecine ait arka bölüm |
soft dorsal n.
|
|
403 |
Marine Biology |
sırt yanı |
dorsolateral adj.
|
|
404 |
Marine Biology |
sadece kuyruğunda sırt ipliği olan |
urochordal adj.
|
|
405 |
Marine Biology |
asimetrik veya kalınlaşmış sırt yüzgeçleri olan |
heteracanth adj.
|
|
406 |
Marine Biology |
simetrik sırt yüzgeçleri olan (balık) |
homacanth adj.
|
|
407 |
Marine Biology |
iki adet sırt yüzgeci bulunan (balık) |
dipterygian adj.
|
|
Zoology |
|
408 |
Zoology |
kuş ve benzeri hayvanların sırt yüzeyi |
notaeum n.
|
|
409 |
Zoology |
kordalıların embriyo evresinde sırt tarafında baştan kuyruğa kadar uzanan çubuk şeklinde yapı |
notochord n.
|
|
410 |
Zoology |
sırt ipliği bulunan (canlı) |
notochordal n.
|
|
411 |
Zoology |
hayvanda sırt kısmı |
tergum n.
|
|
412 |
Zoology |
eklembacalıların sırt veya arka kısmı |
tergum n.
|
|
413 |
Zoology |
gümüş sırt goril |
silverback n.
|
|
414 |
Zoology |
sırt üstü yüzen böcek |
notonectidae n.
|
|
415 |
Zoology |
sırt üstü yüzen böcek |
notonecta undulata n.
|
|
416 |
Zoology |
sırt kanatçığı |
dorsal fin n.
|
|
417 |
Zoology |
sırt aortu |
dorsal aorta n.
|
|
418 |
Zoology |
sırt üstü yüzen böcek |
backswimmer n.
|
|
419 |
Zoology |
sırt diyaframı |
dorsal diaphragm n.
|
|
420 |
Zoology |
karından bacaklı kabuğunun yüzeyindeki sırt benzeri bir iz |
varix n.
|
|
421 |
Zoology |
yavrularını sırt derisindeki boşluklarda kuluçkaya yatıran, güney amerika'ya özgü bir kurbağa |
pipa n.
|
|
422 |
Zoology |
yavrularını sırt derisindeki boşluklarda kuluçkaya yatıran, güney amerika'ya özgü bir kurbağa |
pipa americana n.
|
|
423 |
Zoology |
yavrularını sırt derisindeki boşluklarda kuluçkaya yatıran, güney amerika'ya özgü bir kurbağa |
surinam toad n.
|
|
424 |
Zoology |
yavrularını sırt derisindeki boşluklarda kuluçkaya yatıran, güney amerika'ya özgü bir kurbağa |
pipa pipa n.
|
|
425 |
Zoology |
sırt kabukları |
scuta n.
|
|
426 |
Zoology |
sırt üstü yüzen (hayvan) |
notonectal adj.
|
|
427 |
Zoology |
(bazı kabuklarda) küçük sırt benzeri izleri olan |
varicellate adj.
|
|
428 |
Zoology |
sert sırt puluna ait veya ilişkili |
scutal adj.
|
|
429 |
Zoology |
sırt kabuğuna ait veya ilişkili |
scutal adj.
|
|
Botanic |
|
430 |
Botanic |
(yapraklar) iki sıra sırt dizilişli |
succubous adj.
|
|
431 |
Botanic |
iki sıra sırt dizilişli yaprakları olan |
succubous adj.
|
|
Agriculture |
|
432 |
Agriculture |
motorlu sırt atomizörü |
engine driven portable atomizer n.
|
|
433 |
Agriculture |
profil sırt yapıcılar |
profile n.
|
|
434 |
Agriculture |
sırt yapıcı |
ridger n.
|
|
435 |
Agriculture |
sırt ekimi |
ridge planting n.
|
|
436 |
Agriculture |
sırt ekimi |
ridgeplanting n.
|
|
437 |
Agriculture |
sırt yüksekliği |
ridge height n.
|
|
438 |
Agriculture |
sırt yapma |
ridging n.
|
|
439 |
Agriculture |
sırt yapıcı |
ridge rollers n.
|
|
440 |
Agriculture |
sırt pulverizatörü |
knapsack sprayer n.
|
|
441 |
Agriculture |
yatak veya sırt oluşturma |
listering n.
|
|
442 |
Agriculture |
sürülmüş tarlada sürülmemiş arazinin oluşturduğu sırt |
rig n.
|
|
443 |
Agriculture |
birden fazla oluğu birlikte sürerek yatak veya sırt oluşturmak |
bed v.
|
|
Breeding |
|
444 |
Breeding |
buzağı gibi hayvan yavrularının tabaklanmamış sırt derisi |
kip n.
|
|
Apiculture |
|
445 |
Apiculture |
sert sırt kabuk |
scutum n.
|
|
Environment |
|
446 |
Environment |
ikili sırt |
double ridge n.
|
|
Geography |
|
447 |
Geography |
new mexico-colorado sınırında, sangre de cristo dağları'ndan doğuya doğru uzanan sırt |
raton n.
|
|
448 |
Geography |
iki vadiyi birbirinden ayıran yayvan sırt |
ridge n.
|
|
449 |
Geography |
uzamış sırt |
elongated ridge n.
|
|
450 |
Geography |
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt |
saddle n.
|
|
451 |
Geography |
iki yükseltiyi birleştiren sırt |
saddle n.
|
|
452 |
Geography |
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt |
sag n.
|
|
453 |
Geography |
(mesa veya kanyon kenarında) uçurum, sırt ve yarıklardan oluşan çizgi |
breaks n.
|
|
454 |
Geography |
araziler arasında sınır oluşturan, şerit veya sırt halindeki çapalanmamış toprak |
lynch [uk] n.
|
|
455 |
Geography |
barometrik sırt |
ridge n.
|
|
456 |
Geography |
sırt zirvesi |
ridgetop n.
|
|
457 |
Geography |
uzun dar sırt |
drum [scotland] n.
|
|
Geology |
|
458 |
Geology |
asismik sırt |
aseismic ridge n.
|
|
459 |
Geology |
sismik olmayan sırt |
aseismic ridge n.
|
|
460 |
Geology |
yer katmanlarının iki zıt tarafta aşağı doğru eğimli olduğu çizgi veya sırt |
anticlinal axis n.
|
|
461 |
Geology |
erozyona dirençli olup genellikle dik eğimli tabakalardan meydana gelen uzun ve keskin tepeli sırt |
hogback n.
|
|
462 |
Geology |
sırt tepesi |
chine n.
|
|
Military |
|
463 |
Military |
askeri sırt |
military crest n.
|
|
464 |
Military |
sırt çantası |
back pack n.
|
|
465 |
Military |
sırt telsizi |
manpack radio n.
|
|
466 |
Military |
sırt çantası |
infantry pack n.
|
|
467 |
Military |
sırt çantası |
field pack n.
|
|
468 |
Military |
sırt terminali |
manpack terminal n.
|
|
469 |
Military |
sırt paraşütü |
back pack parachute n.
|
|
470 |
Military |
sırt çantası |
haversack n.
|
|
Sport |
|
471 |
Sport |
sırt egzersizi |
back exercise n.
|
|
472 |
Sport |
(güreşte) sırt üstü düşme |
backfall n.
|
|
473 |
Sport |
sırt üstü yüzme yarışı |
backstroke n.
|
|
474 |
Sport |
sırt üstü yüzen yüzücü |
backstroker n.
|
|
475 |
Sport |
güreşçiyi sırt üstü düşürme |
backfall n.
|
|
476 |
Sport |
sırt üstü yüzücü |
backstroker n.
|
|
477 |
Sport |
sırt numarası |
sweater number n.
|
|
478 |
Sport |
sırt numarası |
uniform number n.
|
|
479 |
Sport |
sırt numarası |
squad number n.
|
|
480 |
Sport |
sırt ve biseps |
back-and-bi n.
|
|
481 |
Sport |
sırt numarası |
shirt number n.
|
|
482 |
Sport |
sırt numarası |
jersey number n.
|
|
483 |
Sport |
jimnastik ve dövüş sporlarında sırt üstü yatan kimsenin bacaklarından ve ellerinden kuvvet alarak doğrudan ayağa kalkarken yaptığı manevra |
kip n.
|
|
484 |
Sport |
güreşte rakibin omuzlarının mat ile temasının kesilmeyeceği şekilde sırt üstü kalmasını sağlamak |
fall n.
|
|
485 |
Sport |
rakibin sırt üzerine kaldırılıp başın üzerinden atıldığı bir güreş hareketi |
hinder [dialect] n.
|
|
486 |
Sport |
rakibin sırt üzerine kaldırılıp başın üzerinden atıldığı bir güreş hareketi |
hinderlands [scotland] n.
|
|
487 |
Sport |
bir veya iki kişinin açık kızak üzerinde sırt üstü şekilde ilerlediği bir spor |
luge n.
|
|
488 |
Sport |
yere sırt üstü yatılarak yapılan mekik benzeri hareket |
crunch n.
|
|
489 |
Sport |
sırt üstü sıçrayarak gerçekleştirilen bir yüksek atlama tekniği |
fosbury flop n.
|
|
490 |
Sport |
(vücut geliştirmede) sırt üstü uzanıp halter kaldırarak yapılan bir egzersiz |
french press n.
|
|
491 |
Sport |
kızak üstünde sırt üstü yatılarak gerçekleştirilen bir tür kayak sporu |
street luge n.
|
|
492 |
Sport |
sırt çantasıyla doğa yürüyüşüne çıkmak |
pack v.
|
|
Weight Lifting |
|
493 |
Weight Lifting |
sırt üstü yatar pozisyonda ağırlık kaldırılarak gerçekleştirilen bir hareket türü |
pullover n.
|
|
494 |
Weight Lifting |
sırt üstü yatarken kollarla yukarı doğru ağırlık kaldırmak |
bench-press v.
|
|
Art |
|
495 |
Art |
(bale) sırt düzken dizleri bükme |
plié n.
|
|
Librarianship |
|
496 |
Librarianship |
sırt başlığı |
spine title n.
|
|
Bookbindery |
|
497 |
Bookbindery |
kitap cildinin sayfaları bir arada tutan sırt kısmı |
backstrap n.
|
|
498 |
Bookbindery |
sırt kartonu |
book-back cardboard n.
|
|
499 |
Bookbindery |
kitap ciltlemesinde süslemek veya yazıları korumak amacıyla yapılan sırt kaplaması |
band n.
|
|
500 |
Bookbindery |
kitap cildinin sırt kısmının ortası |
saddle n.
|
|