salatalık - Turkish English Dictionary

salatalık

Meanings of "salatalık" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
Common Usage
salatalık cucumber n.
Even compared with the standard European cucumber, that is a sensational success!
Standart Avrupa salatalığı ile karşılaştırıldığında bile bu muazzam bir başarıdır!

More Sentences
Gastronomy
salatalık cucumber n.
Chop some lettuce, cucumber, whatever else you might want for your salad.
Salatanız için biraz marul, salatalık ya da başka ne isterseniz doğrayın.

More Sentences
General
salatalık used for making salad adj.
Colloquial
salatalık cuke n.
Botanic
salatalık cucumber (cucumis sativus) n.
Slang
salatalık bug-fucker n.

Meanings of "salatalık" with other terms in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

Turkish English
General
salatalık turşusu pickle n.
I don't eat dill pickles.
Salatalık turşusu yemem.

More Sentences
Gastronomy
salatalık salatası cucumber salad n.
A horse doesn't eat cucumber salad.
Bir at salatalık salatası yemez.

More Sentences
salatalık turşusu cucumber pickle n.
I like to eat yellow rice with cucumber pickles.
Sarı pirinci salatalık turşusuyla yemeyi severim.

More Sentences
General
turşuluk salatalık gherkin n.
badem salatalık dwarf cucumber n.
turşuluk salatalık girkin [obsolete] n.
taze salatalık pickle [dialect] n.
salatalık dilimlemek slice the cucumber v.
salatalık şekilli cucumber-shaped adj.
salatalık şekilli cucumiform adj.
Colloquial
cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin is that a (something) in your pocket or are you just pleased to see me [cliché] expr.
Computer
bfg oyununda geçen salatalık benzeri bir sebze snozzcumber n.
Gastronomy
domates ve salatalık söğüş tomatoes and cucumber salad n.
güney ispanya’ya özgü soğuk içilen domates, salatalık, biber ezme çorbası gaspacho n.
kornişon salatalık gherkin n.
küçük salatalık gherkin n.
salatalık ruloları cucumber rolls n.
salatalık turşusu pickled cucumbers n.
sarımsaklı salatalık turşusu kosher pickle n.
salatalık turşusu wolly [dialect] [east london] n.
dilimlenmiş salatalık ve soğan turşusu bread–and–butter pickle n.
dereotlu salatalık turşusu dill n.
salatalık turşusu cornichon n.
Zoology
kabak, salatalık gibi bitkileri delen güve türünün larvası pickleworm (diaphania nitidalis) n.
Botanic
salatalık ağacı bilimbi (averrhoa bilimbi) n.
salatalık ağacı meyvesi bilimbi n.
salatalık ağacı cucumber tree (averrhoa bilimbi) n.
kabakgiller familyasına mensup, karpuz, kantalup kavunu ve salatalık gibi çeşitli sarmaşık meyvelerine verilen ad melon vine n.
salatalık ağacı cucumber n.
salatalık, kavun, hıyar gibi meyveleri içeren bir cins cucumis n.
salatalık, kavun, hıyar gibi meyveleri içeren bir cins genus cucumis n.
Agriculture
bezelye, patates, salatalık bitki familyalarında kahverengi renkli kök çürümesine neden olan bir mantar brown root rot fungus (thielavia basicola) n.
salatalık tohumu cucumber seed n.
sarı salatalık crookneck n.
Entomology
amerika'ya özgü çizgili bir kabak ve salatalık biti squash beetle n.
Slang
cebinde muz, silah, salatalık mı taşıyorsun yoksa beni gördüğüne çok mu sevindin? is that a (something) in your pocket, or are you just happy to see me? [cliché] expr.