su - Turkish English Dictionary

su

Meanings of "su" in Turkish English Dictionary : 3 result(s)

English Turkish
Computer
su n. paz
su n. pz
su abrev. pa

Meanings of "su" in English Turkish Dictionary : 41 result(s)

Turkish English
General
su water n.
As regards the presence of water, you have answered that.
Suyun varlığıyla ilgili olarak, buna cevap verdiniz.

More Sentences
su aquatic adj.
Later, we'll visit the aquatic park.
Daha sonra, su parkını ziyaret edeceğiz.

More Sentences
Technical
su water n.
In modern Mediterranean agriculture every cubic metre of water generates 3 euro worth of agricultural production.
Modern Akdeniz tarımında her bir metreküp su 3 Avro değerinde tarımsal üretim sağlamaktadır.

More Sentences
Food Engineering
su water n.
If jargon were the solution, Member State waters would still be teeming with fish, the CFP would be a world-beater.
Eğer jargon çözüm olsaydı, Üye Devlet suları hala balıklarla dolu olurdu, OBP de dünyayı dize getirirdi.

More Sentences
Common Usage
su water adj.
General
su fluid n.
su bourne n.
su stream n.
su watercourse n.
su bourn n.
su broth n.
su flood n.
su hydric oxide n.
su wet n.
su brook n.
su sap n.
su juice n.
su aqua n.
su streak n.
su vein n.
su l'eau (fr) n.
su wine [dialect] n.
su brim [obsolete] n.
su burn [scotland] n.
su flood n.
su aqueous adj.
Idioms
su adam's ale n.
su adam's wine n.
Technical
su port n.
Medical
su succus n.
Chemistry
su wai [new zealand] n.
su h2o n.
su hydrate n.
su hydrogen oxide n.
Abbreviation
su aq. n.
Slang
su dog soup [dated] n.
su dog's soup [dated] n.
su drizzle n.
British Slang
su oggin n.
su corporation pop n.
su council pop n.

Meanings of "su" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
tutulma (ısı/su vb) retention n.
After the accident, his knee was swollen due to fluid retention.
Kazadan sonra sıvı tutulması nedeniyle dizi şişti.

More Sentences
su kayağı water ski n.
Tom told me he was good at water skiing.
Tom bana su kayağında iyi olduğunu söylemişti.

More Sentences
su birikintisi puddle n.
There are several puddles on the roads.
Yollarda birkaç su birikintisi var.

More Sentences
su baskını flood n.
Man fears disasters such as floods and fires.
İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.

More Sentences
tatlı su freshwater n.
The Commission agrees with the recommendations concerning cetaceans, freshwater and sea turtles and seahorses.
Komisyon deniz memelileri, tatlı su ve deniz kaplumbağaları ve denizatlarıyla ilgili tavsiyelere katılmaktadır.

More Sentences
su tesisatçısı plumber n.
The plumber pumped the water out of the pipe.
Su tesisatçısı suyu borudan dışarı pompaladı.

More Sentences
su yolu waterway n.
The cargo ship sailed along the waterway.
Kargo gemisi, su yolu boyunca ilerledi.

More Sentences
atık su waste water n.
Environmental protection is important, whether it concerns waste water, packaging or emissions.
Atık su, ambalaj veya emisyonlar söz konusu olduğunda çevrenin korunması önemlidir.

More Sentences
su perisi nymph n.
A nymph lives there.
Orada bir su perisi yaşıyor.

More Sentences
su havzası water basin n.
We agree that water basin areas are not suitable bases for water pricing policies in all regions.
Su havzası alanlarının tüm bölgelerde su fiyatlandırma politikaları için uygun temeller olmadığı konusunda hemfikiriz.

More Sentences
(su) sıçratmak splash v.
I splashed my face with water.
Yüzüme su sıçrattım.

More Sentences
su üstünde afloat adj.
All I have to do is stay afloat and attuned.
Tek yapmam gereken suyun üstünde kalmak ve ayak uydurmak.

More Sentences
su geçirmez watertight adj.
Even the milling of genetically modified grain is not a watertight solution.
Genetiği değiştirilmiş tahılların öğütülmesi bile su geçirmez bir çözüm değil.

More Sentences
su geçirmez waterproof adj.
My jacket isn't waterproof.
Ceketim su geçiriyor.

More Sentences
General
su samuru sea otter n.
Sea otters are cute.
Deniz su samurları sevimlidir.

More Sentences
su baskını flooding n.
We had flooding because of last week's heavy rains.
Geçen haftaki şiddetli yağmurlar nedeniyle su baskını yaşadık.

More Sentences
su topu water polo n.
Tom joined the water polo team.
Tom su topu takımına katıldı.

More Sentences
su baskını flash flood n.
Dozens of people have died in flash floods triggered by torrential rain.
Onlarca insan şiddetli yağmurun yol açtığı ani su baskınlarında öldü.

More Sentences
kaynar su boiling water n.
It's cruel to put a live lobster into a pot of boiling water.
Canlı bir ıstakozu kaynar su dolu bir tencereye koymak zalimliktir.

More Sentences
su yatağı waterbed n.
I want a waterbed.
Su yatağı istiyorum.

More Sentences
su ürünleri yetiştiriciliği aquaculture n.
Broadly speaking I agree with the approach taken in the Commission's communication on the future of aquaculture.
Genel olarak Komisyon'un su ürünleri yetiştiriciliğinin geleceğine ilişkin tebliğinde benimsenen yaklaşıma katılıyorum.

More Sentences
su kaplumbağası turtle n.
What's the difference between a turtle and a tortoise?
Su kaplumbağası ile kara kaplumbağası arasında ne fark vardır?

More Sentences
su yatağı water bed n.
Have you ever slept on a water bed?
Hiç su yatağında uyudun mu?

More Sentences
su yolu watercourse n.
The engineers constructed a new watercourse.
Mühendisler yeni bir su yolu inşa ettiler.

More Sentences
su temini water supply n.
Further substantial efforts are required for example with respect to education, health and water supplies.
Örneğin eğitim, sağlık ve su temini ile ilgili olarak büyük ilave çabalara ihtiyaç vardır.

More Sentences
su sıkıntısı water shortage n.
It also stems from the water shortage, which might lead to epidemics.
Ayrıca salgın hastalıklara yol açabilecek su sıkıntısından da kaynaklanıyor.

More Sentences
su tabancası water pistol n.
The only weapons I have in my home are water pistols.
Evimdeki tek silah su tabancası.

More Sentences
su şirketi water company n.
Dan was fired from his job at the water company.
Dan su şirketindeki işinden kovulmuştu.

More Sentences
su şişesi water bottle n.
Please fill this water bottle.
Lütfen bu su şişesini doldurun.

More Sentences
su samuru otter n.
The otter was playing in the river.
Su samuru nehirde oynuyordu.

More Sentences
su değirmeni watermill n.
There was a watermill under the dam.
Barajın altında bir su değirmeni vardı.

More Sentences
durgun su backwater n.
Thousands of years ago, these hunters found a backwater planet.
Binlerce yıl önce, bu avcılar bir durgun su gezegeni buldular.

More Sentences
sıcak su torbası hot water bottle n.
Tom put a hot water bottle on Mary's forehead.
Tom, Mary'nin alnına bir sıcak su torbası koydu.

More Sentences
tuzlu su salt water n.
Is it possible to drink salt water?
Tuzlu su içmek mümkün müdür?

More Sentences
tatlı su fresh water n.
At least half the world's population will have fresh water.
Dünya nüfusunun en az yarısı tatlı suya kavuşacak.

More Sentences
çamurlu su puddle n.
The boy walked through the puddles.
Çocuk çamurlu suda yürüdü.

More Sentences
su kuşu water bird n.
A goose is a water bird.
Kaz bir su kuşudur.

More Sentences
buzlu su ice water n.
They carry rainwater and ice water from the Alps and the Carpathians to the North Sea and the Baltic.
Alpler ve Karpatlar'dan Kuzey Denizi ve Baltık'a yağmur suyu ve buzlu su taşırlar.

More Sentences
su kalitesi water quality n.
Local authorities alone cannot shoulder the financial burden of ensuring that water quality remains high.
Yerel yönetimler su kalitesinin yüksek kalmasını sağlamanın mali yükünü tek başlarına omuzlayamazlar.

More Sentences
su tabancası squirt gun n.
Was Tom the one who gave you this squirt gun?
Bu su tabancasını sana Tom mu verdi?

More Sentences
atık su sewage n.
A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.

More Sentences
su kulesi water tower n.
If you look over there, you can see a defunct water tower.
Şuraya bakarsanız, kullanılmayan bir su kulesi görebilirsiniz.

More Sentences
su ürünleri fisheries n.
In relation to fisheries and aquaculture products, there are some very particular challenges.
Balıkçılık ve su ürünleri ile ilgili olarak çok özel bazı güçlükler bulunmaktadır.

More Sentences
su temini supply of water n.
We depend upon the river for the supply of water to drink.
Biz içecek suyun temini için nehre bağlıyız.

More Sentences
su depolama water storage n.
Oxfam is spending EUR 200 000 on emergency water storage and distribution facilities and sanitation.
Oxfam, acil su depolama ve dağıtım tesisleri ile sanitasyon için 200.000 avro harcıyor.

More Sentences
su kirliliği water pollution n.
The question now arises as to how we manage water shortages and water pollution.
Şimdi su kıtlığını ve su kirliliğini nasıl yöneteceğimiz sorusu ortaya çıkıyor.

More Sentences
su teresi watercress n.
Add the watercress to the salad bowl.
Su teresini salata kasesine ekleyin.

More Sentences
su parkı water park n.
Tom and Mary went to the water park.
Tom ve Mary su parkına gittiler.

More Sentences
su aygırı hippopotamus n.
Tom told Mary that he thought a hippopotamus could run at a speed of about 30 kilometers per hour.
Tom, Mary'ye bir su aygırının saatte yaklaşık 30 kilometre hızla koşabileceğini düşündüğünü söyledi.

More Sentences
su arıtması water treatment n.
Excluding water treatment and distribution for the time being seems to me to be a wise policy.
Su arıtma ve dağıtımını şimdilik hariç tutmak bana akıllıca bir politika gibi görünüyor.

More Sentences
su dağıtıcısı water dispenser n.
This refrigerator has an integrated ice and water dispenser.
Bu buzdolabında entegre bir buz ve su dağıtıcısı var.

More Sentences
tatlı su balıkları freshwater fish n.
The trout is a species of freshwater fish.
Alabalık bir tatlı su balığı türüdür.

More Sentences
su seviyesi level of water n.
The level of water in the river has risen.
Nehirdeki su seviyesi yükseldi.

More Sentences
Common Usage
su tabancası water gun n.
su deposu reservoir n.
(su) sıçratma splash n.
su bardağı water glass n.
pis su borusu drain n.
su borusu waterpipe n.
su değirmeni waterwheel n.
su yüzüne çıkarmak reveal v.
(uçak/kap) (yolcu/su vb) taşımak hold v.
taşımak (hava/su) waft v.
yüreğine su serpmek relieve v.
su sızdırmaz watertight adj.
su almaz watertight adj.
su ile ilgili watery adj.
su dolu watery adj.
General
soğuk su sıkma squirting cold water n.
su akrebi water scorpion n.
doğal bir su kaynağı watering hole n.
su taşıyıcı çocuk water boy n.
burun deliği (su samuru) vent n.
su birikintisi pool n.
su faresi water vole n.
su üzerinde durma flotation n.
su perisi (dişi) nixie n.
su tabakası düzeyi water table n.
su sineği wet fly n.
iki deniz veya su kütlesini birleştiren dar su yolu strait n.
durgun su dead water n.
su kamışı reedmace n.
su tavuğu coot n.
bir tür su yosunu kelp n.
su balesi water ballet n.
su toplama catchment n.
su tabancası squirter n.
su yılanı water snake n.
takan kişiyi su yüzünde tutan şişme kuşam life jacket n.
su ve mimarlık water and architecture n.
su geçirmeme özelliği impermeability n.
su böceği water bug n.
su irtifası head n.
su bendi dam n.
tatlı su sweet water n.
yeraltı su tablası water table n.
su sporları aquatics n.
su kuyusu water well n.
hayvanların su içmesine elverişli yer watering place n.
su çizgisi waterline n.
su damlası a drop of water n.
su toplama sahası catchment area n.
durgun su ditchwater n.
su kabı (sukabağından yapılmış) gourd n.
su borusu (yeraltında) waterline n.
atık su havuzları sewage layoons n.
su borusu drainpipe n.
su baskını inundation n.
su yosunu tang n.
sıcak su torbası hot water bag n.
karında su toplanması ascites n.
duru su clear water n.
su bitkisi hydrophytic plant n.
bitkisel su ürünü aquatic plant product n.
birim zamanda akan su hacmi rate of flow n.
damıtık su distilled water n.
su kaynakları politikası water management policy n.
su birikintisi water n.
yüklü su kesimi load waterline n.
atık su boşaltım tesisleri sewage disposal plants n.
su geçirmez kumaş waterproof n.
içinden su akıtmak için açılan oluk ditch n.
durgun ve akmayan su standing water n.
su yolu culvert ark n.
hayvanların su içtikleri taş veya ağaçtan oyma kap watering hole n.
tatlı su omurgasızları freshwater invertebrates n.
su serpme aleti sprinkler n.
su mühendisliği hydraulic engineering n.
su geçirmez kapılar watertight doors n.
gelgitin etkisini gösterdiği su yolu tideway n.
su oluğu oluşturma gullying n.
su ısısı water temperature n.
şekerli su sugared water n.
basınçlı su pressure water n.
su akışını düzenleyen araç sluice n.
jüvenil su juvenile water n.
su bardağı tumbler n.
kereste ve diğer yüzer malzemelerden yapılma düz ve yüzer su taşıtı raft n.
su analizi water analysis n.
amerikan su otu american pondweed n.
su karıştırma dilution n.
su toplanması dropsy n.
kirli su birikintisi puddle n.
boş su kesimi light waterline n.
su sızdıran delik veya çatlak leak n.
su kirlenmesi water pollution n.
su bendi weir n.
taşkınca akan su torrent n.
basınçlı su ile dişleri temizleme aygıtı water pick n.
su sesi gurgle n.
su üzerine iniş landing on water n.
bir içim su eyeful n.
su şebekesi kirlenmesi water supply contamination n.
su bünyesi water body n.
temel su kalitesi parametresi main water quality parameter n.
su geçidi waterway n.
su birikintisi slough n.
su çarkı water wheel n.
su kuyusu draw well n.
ağacın su ve özsu taşıyan bölümü alburnum n.
su kaynağı body of water n.
incecik damlacıklar halindeki su serpintisi spray n.
ortalama su düzeyi mean water level n.
su oluğu penstock n.
içmeye ya da banyo etmeye elverişli doğal su kaynağı spa n.
su havzası great divide n.
elektrikli su ısıtıcısı immersion heater n.
su deposu cistern n.
ağır hidrojenli su heavy water n.
su kaplumbağası terrapin n.
su parkı aquapark n.
su dağıtımı water distribution n.
elektrikli su ısıtıcısı electric water heater n.
yangın sırasında hortumun su aldığı cadde musluğu fireplug n.
su seddi weir n.
artık su surplus water n.
atık su effluence n.
su yılanı sea snake n.
su kenarında arsa waterfront n.
su ürünleri yetiştiriciliği fixing n.
su kılavuzu water rail n.
ilaçlı su douche n.
su gücü waterpower n.
higroskopik su hygroscopic water n.
su hortumu hose n.
su buharı damp n.
su düzeyi water level n.
su taşkını spate n.
oksijenli su hydrogen peroxide n.
oksijenli su peroxide n.
su otu waterweed n.
çölde genellikle bir su birikintisinin etrafında bulunan verimli arazi oasis n.
su boşaltma kabı lade n.
su hattı water line n.
su mandası wadering buffaloe n.
su oyunları waterworks n.
bir bardak su a glass of water n.
su faresi water rat n.
su kuşu aquatic bird n.
bir yudum su a drink of water n.
su tesisatçılığı plumbing n.
yangına karşı su serpme tesisatı sprinkler system n.
su depoları reservoirs n.
su otu pondweed n.
kemerli su yolu aqueduct n.
su tabakası water table n.
atık su kanalı tailrace n.
büyük su bardağı tumbler n.
su yumuşatıcı calgon n.
su sayacı water meter n.
çamurlu su birikintisi slop n.
sızma su percolating water n.
su sineği ephemerid n.
kamuya ait su kaynaklarına flüor eklenmesine karşı çıkan kimse antifluoridationist n.
su perisi nereid n.
sıcak su ile süt ve şeker karışımı bir içecek cambric tea n.
su işleri müdürlüğü water authority n.
özellikle buzulların erimesinden oluşan su melt water n.
içi su dolu kabarcık water blister n.
su fışkırması flush n.
su canavarı leviathan n.
birikinti su backwater n.
tatlı su kaplumbağası terrapin n.
su içinde bitki yetiştirme hydroponics n.
su mühendisliği water engineering n.
su taşımak üzere tasarlanmış köprü aqueduct n.
su ücreti water rate n.
su içindeki kum seti bar n.
su terazisi water gage n.
basınçlı su sıkma squirting pressurized cold water n.
su dağıtım şirketi water company n.
su çiçeği varicella n.
su kaynaklarının geliştirilmesi water resources development n.
atık su effluent n.
su kullanım hakkı water right n.
kutsal su serpme aspersion n.
küçük su çulluğu jack snipe n.
dev su böceği giant water bug n.
meksika körfezi'nden kuzey atlantiğe uzanan sıcak su akıntısı gulf stream n.
su sineği ephemeride n.
su geçirmez malzeme sealing material n.
su sesi splash n.
su kayağı water skiing n.
su çulluğu snipe n.
antiseptik su douche n.
su lekesi splash n.
su kabarcığı water blister n.
su kaynağı spring n.
su kabı water pan n.
su baskını submersion n.
su yolculuğu water travel n.
su kaynağı hortumu water supply hose n.
su buharı özellik tablosu steam table n.
tuzlu suda su verme brine quenching n.
su tutucu water retainer n.
su kabı calabash n.
tatlı su biyolojisi fresh water biology n.
su taksisi water taxi n.
su kayakçısı water skater n.
amerikan su tavuğu american coot n.
su korkusu hydrophobia n.
balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği kredileri bölümü department of credits to fishery and aquaculture n.
sabunlu su suds n.
su toplama sahası catchment basin n.
su vererek soğutma tavlaması quenching n.
en yüksek su seviyesi maximum water level n.
su geçirmezlik imperviousness n.
su çevrintisi whirlpool n.
bir su kütlesine uzantı yapan kara parçası spit n.
su saati water glass n.
minerali giderilmiş su deminaralized water n.
su ısıtıcısı boiler n.
tuzlu su brackish water n.
su yolu flume n.
su kayağı araç water ski n.
sudan hafif olup su üstünde yüzme hali positive buoyancy n.
su kenarı waterfront n.
su geçirmezlik waterproofing n.
su bünyesi body of water n.
yapraklı su otu leafy pondweed n.
su perisi naiad n.
geminin su çizgisinin altında bulunup su almaya veya atmaya yarayan delik sea cock n.
su aygırı hippopotamus amphibius n.
su yolları aqueducts n.
küllü su lye n.
su kültürü endüstrisi aquaculture industry n.
su arkı water ditch n.
gemileri farklı iki su düzeyinin birinden öbürüne aşırmak için yapılmış ara havuz lock n.
su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt ship n.
bir su kütlesine uzanan sivri kara parçası cape n.
pasifik okyanusu'nda, atlas okyanusu'ndaki gulf stream'e eşdeğer bir sıcak su akıntısı japan current n.
su kayağı yapma surfriding n.
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi precipitation n.
su veya çakılların açtığı derin çukur pothole n.
su arıtma ve dağıtma tesisi waterworks n.
su kaynakları yönetimi water management system n.
sıcak su fıskiyesi geyser n.
hazne (su) reservoir n.
su ürünleri araştırma ve üretim merkezi aquaculture research and production center n.
su seti levee n.
su yolu conduit n.
su girişimi waterlogging n.
su tabakası seviyesi watertable n.
su akıtma deliği scupper n.
su perisi nix n.
su kullanma hakkı water rights n.
su geçirmeme özelliği impermeableness n.
su haznesi water reservoir n.
su yükseklik çizgisi watermark n.
su denetimi water management n.
maden ocağı su kuyusu sump n.
su kabağı calabash tree n.
su mengenesi ram n.
su kayağı yapma waterskiing n.
su niteliği water quality n.
su mercimeği duckweed n.
sıcak su kaynağı geyser n.
su bombası depth bomb n.
endüstride kullanılan su industrial water n.
su birikintisi backwater n.
bira yapmak için ezilmiş arpa ile su karışımı mash n.
su manzarası waterscape n.
su perisi undine n.
su kültürü aquaculture n.
pis su borusu drain pipe n.
su perisi water sprite n.
su sayacı water counter n.
ufak su perisi nix n.
takdis olunmuş su holy water n.
kanal veya su taşımacılığına uygun ırmağa paralel ve mavnaları halatla çeken atların kullandığı yol tow path n.
tortulu su connate water n.
yoğunlaşmış su condensed water n.
su kayağı waterski n.
su akımı water flow n.
su tası dipper n.
su baskını deluge n.
su dağıtım şebekeleri water treatment plants n.
su rezervi water supply n.
su geçirmez palto trench coat n.
su ve hava gibi bir ortamda taşıma waftage n.
su kesme water interception channel n.
sürekli su alanı permanent water area n.
eskiden su dağıtımında görevli kimselere verilen ad zanjero n.
acı su brackish water n.
su bendi water jump n.
uzun ve su geçirmez çizme waders n.
yatay akım (su/hava vb) advection n.
hayvanların su içmesine elverişli yer watering hole n.
içinden su akan ağız spout n.
fışkıran su spout n.
saldırgan su aggressive water n.
su filtresi water filter n.
su karatavuğu dipper n.
su deposu water tank n.
su bitkisi hydrophyte n.
tortul atık (su/pis su arıtma işleminde oluşan) sludge n.
su bitkileri aquatic plants n.
vaftiz su kabı font n.
tatlı su biyolojisi freshwater biology n.
su arıtıcı water clarifier n.
su ürünleri araştırma enstitüsü fishery research institute n.
su kuşu crake n.
su bendi kapısı water gate n.
su kayağı surfriding n.
su yolu drain n.
gün değmemiş su juvenile water n.
su şebekesi water main n.
su bitkisi aquatic plant n.
su yolu dike n.
su kaynağı water resource n.
fışkıran su squirt n.
su kuşları waterfowls n.
su kaybı loss of water n.
ağır akan su slow flowing water n.
su bendi barrage n.
su otobüsü water bus n.
pis su borusu drain n.
alçak su seviyesi low water mark n.
yüzme havuzlarında oynanan bir tür su altı hokeyi oktopush n.
tedavi edici sıcak su therapeutic use hot water n.
su yolu channel n.
arıtılmamış pis su raw sewage n.
su çarkı waterwheel n.
akar su running water n.
köpüklü su white water n.
atık su drain water n.
su kayağı aquaplane n.
su damlası blob n.
su tesisatı waterworks n.
su terazisi level n.
su sağlama water supply n.
kaçak su leaking water n.
etin pişerken saldığı su gravy n.
su falcısı water witch n.
tatlı su soft water n.
su meşesi water oak n.
çekik su low water n.
su mikrobiyolojisi water microbiology n.
çekilen su drainage n.
denizaltı su kanadı hydroplane n.
az kireçli su soft water n.
su kuşu waterfowl n.
ormancılık su ürünleri şubesi forestry aquaculture department n.
su ürünleri yetiştiriciliği uzmanı aquaculture n.
tatlı su ıstakozu crayfish n.
su doldurup batırma foundering n.
durgun su slack n.
su kuşları koruma ve üreme alanı site for the preservation and reproduction of waterfowl n.
su veya hava gibi bir ortamda taşıma wafting n.
su geçirgenliği permeability n.
su geçirmez yatak koruyucu kılıf drawsheet n.
su kirliliği water contamination n.
su geçirmez yatak koruyucu kılıf undersheet n.
kutsal su kabı stoup n.
su taşır aquifer n.
acı su hard water n.
su deposu tank n.
su kaynağı headwaters n.
su ürünleri şubesi aquaculture section n.
atık su borusu drainpipe n.
su tedavisi hydrotherapy n.
su dengesi hydric balance n.
su terazisi water gauge n.
statik su seviyesi static level n.
su sesi ripple n.
sadece ekmek ve su ile beslenme xerophagy n.
biraz su a drink of water n.
kutsal su chrism n.
tatlı su gelinciği burbot n.
su ile soğutma quench cooling n.
su mengenesi hydraulic ram n.
su faresi water shrew n.
su kullanımı water utilization n.
su saati water clock n.
su fıskiyesi squirter n.
su kaynağı water body n.
iki su kütlesini birleştiren genişçe su yolu sound n.
su sporları aquatic sports n.
tazyikli su pressurized water n.
su yolu water main n.
bir damla su a drop of water n.
tutma (ısı/su vb'ni) retention n.
su şebekesi waterworks n.
ayakyolu (su tesisatı olmayan kulübe içindeki) privy n.
doğal bir su kaynağı watering place n.
su kalite yönetimi water quality management n.
tutulmuş su (baraj vb ile) impoundment n.
dünya su konseyi world water council n.
deniz nehir göl gibi su adları bilimi hydronomy n.
yer altı su kanalı kanat n.
su birikintisi water body n.
büyük su bardağı dolusu tumblerful n.
su göğü water sky n.
durgun su slack water n.
su kütlesi water body n.
su basması flood n.
su mermeri alabaster n.
baraj tarafından tutulan su impoundment n.
içecek su tesisleri potable water installations n.
yük su çekimi load displacement n.
su hasarı damage by water n.
su kesimi load line n.
su yolu water n.
su basması inundation n.
basınçlı su ile sorgulama (işkence) waterboarding n.
su geçirmez kıyafet groundsheet n.
su geçirmez örtü groundsheet n.
su geçirmez kıyafet waterproof cloth n.
orman veya su perisi (mitoloji) nymph n.
su geçirmez örtü waterproof cloth n.
su geçirmez gemici şapkası northeaster n.
bir tatlı su balığı ide n.
su götürmezlik indisputability n.
su masajı hydromassage n.
su taşıyıcı çocuk waterboy n.
su geçirmez madde waterproofing agent n.
su yosunları ürünleri algae products n.
su yabancı otları aquatic weeds n.
su çekici water hammer n.
su yosunları algae n.
tatlı su bitkileri freshwater plants n.
su dalgaları water waves n.
su yosunları kültürü algae culture n.
su atlayışı hydraulic jump n.
su kimyası water chemistry n.
su ısıtıcıları water heaters n.
tatlı su ekolojisi freshwater ecology n.
su saatleri flow meters n.
su koruma water conservation n.
su ve mimari water and architecture n.
su hazneleri reservoirs n.
su kuşları water birds n.
su yaşamı aquatic life n.
su seviyesini gösteren bir cihaz water level n.
su kesintisi water cut n.
su şebekesi water supply network n.
su basması alluvion n.
saf su distilled water n.
su deposu storage tank n.
atık su arıtma sistemi waste water treatment system n.