taşınmak - Turkish English Dictionary

taşınmak

Meanings of "taşınmak" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
Common Usage
taşınmak move v.
Was it the case that every other person who was moved under that package had only a few hours notice of that move?
Bu paket kapsamında taşınan diğer herkesin bu taşınmadan yalnızca birkaç saat önce haberdar edilmesi söz konusu muydu?

More Sentences
General
taşınmak move house v.
We moved house last year.
Geçen sene taşındık.

More Sentences
taşınmak move in v.
We moved in together.
Birlikte taşındık.

More Sentences
taşınmak relocate v.
Both companies intend to relocate to enlargement countries and third countries.
Her iki şirket de genişleme adayı ülkelere ve üçüncü dünya ülkelerine taşınmayı planlamaktadır.

More Sentences
taşınmak move to v.
Problems are moved to new areas or are not addressed at all.
Sorunlar yeni alanlara taşınıyor ya da hiç ele alınmıyor.

More Sentences
taşınmak move out v.
She has since moved out and found another job.
O zamandan beri taşındı ve başka bir iş buldu.

More Sentences
taşınmak migrate v.
As the earth heats up, tropical diseases are gradually migrating northward.
Dünya ısındıkça, tropikal hastalıklar yavaş yavaş kuzeye doğru taşınıyor.

More Sentences
taşınmak move into v.
The Office is not yet ready to move into the new building.
Ofis henüz yeni binasına taşınmaya hazır değildir.

More Sentences
taşınmak be transported v.
The injured were transported by ambulance.
Yaralı, ambulansla taşındı.

More Sentences
taşınmak move v.
Its move up the list of priorities is realistic and must of course be followed by tangible initiatives.
Öncelikler listesinde üst sıralara taşınması gerçekçidir ve elbette bunu somut girişimler takip etmelidir.

More Sentences
taşınmak transfer v.
taşınmak remove v.
taşınmak flit v.
Phrasals
taşınmak move in (to something) v.
taşınmak pack up v.
Archaic
taşınmak domesticate v.

Meanings of "taşınmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 128 result(s)

Turkish English
General
evden taşınmak move out v.
She has since moved out and found another job.
O zamandan beri evden taşındı ve başka bir iş buldu.

More Sentences
düşünüp taşınmak ponder over v.
We all pondered over what had taken place.
Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.

More Sentences
düşünüp taşınmak weigh v.
Tom seems to be weighing his options.
Tom seçeneklerini düşünüp taşınıyor gibi görünüyor.

More Sentences
eve taşınmak move in v.
I'm thinking of moving in with him.
Onunla aynı eve taşınmayı düşünüyorum.

More Sentences
düşünüp taşınmak consider v.
I have an idea I'd like you to consider.
Düşünüp taşınmanı istediğim bir fikrim var.

More Sentences
(rüzgar, su vb.) -ile taşınmak bear v.
The rafting was borne along by the wild river.
Rafting çılgın nehir tarafından taşınıyordu.

More Sentences
Phrasals
geri taşınmak move back v.
In the end, she moved back to England.
O sonunda İngiltere'ye geri taşındı.

More Sentences
(birinin/bir grubun/bir şirketin) yanına taşınmak move in with (someone or something) v.
I bet if I moved in with you, you'd become president.
Eminim senin yanına taşınsaydım başkan olurdun.

More Sentences
Common Usage
düşünüp taşınmak contemplate v.
General
koltuk altında zarar görmeden taşınmak için tasarlanmış üç ya da dört köşeli katlanabilir şapka chapeau bras n.
düşünüp taşınmak turn over v.
düşünüp taşınmak cogitate v.
bir şeyi düşünüp taşınmak mull something over v.
düşünüp taşınmak debate v.
düşünüp taşınmak mull over v.
yeniden düşünüp taşınmak rethink v.
düşünüp taşınmak reason out v.
düşünüp taşınmak think over v.
düşünüp taşınmak ponder v.
düşünüp taşınmak reflect v.
düşünüp taşınmak worry out v.
başka yere taşınmak üzere pılıyı pırtıyı toplayıp gitmek pull up stakes v.
düşünüp taşınmak debate with oneself v.
düşünüp taşınmak cogitate over v.
düşünüp taşınmak ruminate v.
düşünüp taşınmak calculate v.
düşünüp taşınmak deliberate v.
düşünüp taşınmak turn over in one's mind v.
düşünüp taşınmak look round v.
düşünüp taşınmak revolve v.
düşünüp taşınmak pore v.
düşünüp taşınmak reason v.
düşünüp taşınmak chew v.
düşünüp taşınmak contemplate v.
düşünüp taşınmak ruminate on v.
düşünüp taşınmak ruminate over v.
düşünüp taşınmak ruminate about v.
bir fikir üzerinde düşünüp taşınmak entertain an idea v.
evden taşınmak move out of the house v.
yeni bir eve taşınmak move into a new house v.
yeni eve taşınmak move into a new house v.
iyice düşünüp taşınmak consider v.
-e taşınmak remove to v.
düşünüp taşınmak meditate v.
üzerinde düşünüp taşınmak think over v.
düşünüp taşınmak think out/through v.
gündeme taşınmak be brought to agenda v.
düşünüp taşınmak mull v.
daha büyük bir eve taşınmak move to a bigger house v.
kampüsün dışına taşınmak move off campus v.
kampüs dışına taşınmak move off campus v.
yeni bir şehre taşınmak move to a new city v.
birinin evine taşınmak move in with someone v.
birisiyle aynı eve taşınmak move in with someone v.
(bir başka ülkeye giderken) bavulda taşınmak go in suitcase v.
yeni bir eve taşınmak move to a new apartment v.
yeni bir daireye taşınmak move to a new apartment v.
yeniden düşünüp taşınmak redeliberate v.
(ceza olarak) bacak arasından direk geçecek şekilde omuzlarda taşınmak ride the stang v.
düşünüp taşınmak entertain v.
düşünüp taşınmak measure v.
kas gücüyle taşınmak muscle v.
düşünüp taşınmak design v.
tesadüfen taşınmak hitchhike v.
araçta taşınmak roll v.
derede taşınmak roll v.
daha küçük bir eve taşınmak downsize v.
başka bir şeyin sırtındaymış gibi çalışmak veya taşınmak piggyback v.
hızla taşınmak fly v.
bir şeyin tepesine taşınmak surf v.
Phrasals
rüzgarla taşınmak blow in v.
rüzgarla taşınmak blow into v.
içeriye taşınmak blow in v.
havayla taşınmak blow off v.
bir yerden başka bir yere taşınmak move (from some place) (to some place) v.
bir yere taşınmak move to some place v.
oradan oraya seyahat etmek/taşınmak knock about v.
oradan oraya seyahat etmek/taşınmak knock around v.
tekerlekli bir araçla taşınmak wheel out v.
(bir şeye/yere) taşınmak move in (to something) v.
feribotla taşınmak ferry across v.
feribotla taşınmak ferry someone or something across something v.
feribotla taşınmak ferry someone or something across v.
tekerlekli bir araçla (bir şeyden/yerden) taşınmak wheel out of (something or some place) v.
emekli olup başka bir yere gitmek/taşınmak retire to (something or some place) v.
emekli olup bir yere gitmek/taşınmak retire to v.
bir şey üzerinde düşünüp taşınmak chew something over v.
sürekli yeni evlere taşınmak move around v.
(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak deliberate about (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak deliberate on (someone or something) v.
(biri/bir şey) üzerinde/hakkında düşünüp taşınmak deliberate over (someone or something) v.
ile aynı eve taşınmak move in with v.
'-in evine taşınmak move in with v.
(biriyle/bir grupla/bir şirketle) aynı yere taşınmak move in with (someone or something) v.
(bir yere) taşınmak move into (some place) v.
-den taşınmak move out of the v.
(bir şey) üzerinde düşünüp taşınmak ponder on (something) v.
(bir şey) hakkında düşünüp taşınmak ruminate about (something) v.
(bir şey) hakkında düşünüp taşınmak ruminate on (something) v.
(biri/bir şey) üzerinde düşünüp taşınmak think on (someone or something) v.
biri/bir şey üzerinde düşünüp taşınmak think on someone or something v.
biri/bir şey üzerinde düşünüp taşınmak think upon someone or something v.
(yeni bir işe/yere) geçmek/taşınmak transfer to (something, or some place) v.
Proverb
üst üste/oradan oraya taşınmak yangın çıkmış kadar çok şeyin kaybolmasına sebebiyet verir three moves are as bad as a fire
Colloquial
zengin olma ümidiyle bir yere gitmek/taşınmak seek your fortune v.
köşeyi dönmek için bir yere gitmek/taşınmak seek your fortune v.
parayı bulmak için bir yere gitmek/taşınmak seek your fortune v.
Idioms
düşünüp taşınmak avise one's self v.
düşünüp taşınmak sit on brood v.
düşünüp taşınmak collect (one's) wits v.
düşünüp taşınmak chew the cud v.
düşünüp taşınmak put two and two together v.
iyice düşünüp taşınmak search (one's) soul v.
yeni bir yere taşınmak stick (one's) spoon in the wall v.
yeni bir eve taşınmak stick (one's) spoon in the wall v.
düşünüp taşınmak chew cud v.
düşünüp taşınmak chew one's cud v.
düşünüp taşınmak turn over in mind v.
bulunduğu yerden taşınmak up sticks [uk/ireland] expr.
Computer
(bir yazılım) bir sistemden diğerine taşınmak be ported to v.
Transportation
yük vagonu ile taşınmak wagon v.
Physics
(ısı) taşınmak convect v.
Linguistics
sözdizimsel yapıda kopyalanmak veya yeni konuma taşınmak move v.
(sözdizimsel yapıda) farklı yere taşınmak scramble v.
Environment
çöpün geri dönüştürülmek veya katı atık depolama sahasına taşınmak üzere sınıflandırıldığı belediye deposu transfer station [new zealand] n.
Geology
(parçacık) su ve hava akımlarıyla sıçrayarak taşınmak saltate v.
Archaic
düşünüp taşınmak bosom v.
British Slang
gizlice taşınmak flit v.