tutarsız - Turkish English Dictionary

tutarsız

Meanings of "tutarsız" in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
Common Usage
tutarsız incoherent adj.
The EU has a good policy in this area but, as many have said, it is far too fuzzy and incoherent.
AB'nin bu alanda iyi bir politikası var, ancak birçok kişinin söylediği gibi bu politika çok bulanık ve tutarsız.

More Sentences
tutarsız inconsistent adj.
Inconsistent and contradictory events are currently taking place within the Israeli State and society.
Şu anda İsrail Devleti ve toplumu içinde tutarsız ve çelişkili olaylar yaşanmaktadır.

More Sentences
General
tutarsız inconsistent adj.
Based on this principled opinion, setting a date prior to the start of the negotiations is very inconsistent.
Bu ilkesel görüşe dayanarak, müzakerelerin başlamasından önce bir tarih belirlemek çok tutarsızdır.

More Sentences
Technical
tutarsız inconsistent adj.
That is inconsistent, and we need to have a more meaningful debate here.
Bu tutarsız bir yaklaşımdır ve burada daha anlamlı bir tartışma yürütmemiz gerekmektedir.

More Sentences
Telecom
tutarsız incoherent adj.
This makes the policy incoherent and certainly lacking in one of the areas in which Europe always prides itself.
Bu da politikayı tutarsız ve Avrupa'nın her zaman gurur duyduğu alanlardan birinde kesinlikle eksik kılmaktadır.

More Sentences
General
tutarsız disconnected adj.
tutarsız unconformable adj.
tutarsız unconnected adj.
tutarsız inconsequent adj.
tutarsız precarious adj.
tutarsız discursory adj.
tutarsız wayward adj.
tutarsız choppy adj.
tutarsız rambling adj.
tutarsız disjointed adj.
tutarsız discursive adj.
tutarsız incongruous adj.
tutarsız conflicting adj.
tutarsız contradictory adj.
tutarsız inconsequential adj.
tutarsız unstable adj.
tutarsız unconsonant adj.
tutarsız giddy-paced adj.
tutarsız abrupt adj.
tutarsız contradictious adj.
tutarsız desultory adj.
tutarsız rattle-headed adj.
tutarsız rattle-pated adj.
tutarsız chancy adj.
tutarsız chancey adj.
tutarsız unbalanced adj.
tutarsız unagreeable adj.
tutarsız unconsequential adj.
tutarsız unequal adj.
tutarsız unnatural adj.
tutarsız rhapsodic adj.
tutarsız hit-or-miss adj.
tutarsız disproportionable adj.
tutarsız dissentany [obsolete] adj.
tutarsız inchoate adj.
tutarsız incompossible adj.
tutarsız inconsisting [obsolete] adj.
tutarsız pixilated adj.
tutarsız contradictional adj.
tutarsız discorrespondent [obsolete] adj.
tutarsız self-repugnant adj.
tutarsız short-winded adj.
tutarsız slip-slop adj.
tutarsız staccato adj.
tutarsız ajar adv.
Archaic
tutarsız changeling adj.
tutarsız giddy adj.
tutarsız discoherent adj.

Meanings of "tutarsız" with other terms in English Turkish Dictionary : 70 result(s)

Turkish English
General
tutarsız konuşma divagation n.
tutarsız kestirici inconsistent estimator n.
rüyada olduğu gibi bir dizi tutarsız hayal phantasmagoria n.
tutarsız davranış inconsistent behavior n.
çelişkili/tutarsız ifade contradiction in terms n.
tutarsız kimse changer n.
tutarsız bir mesaj, işaret mixed message n.
tutarsız ve anlaşılmaz konuşan kimse maunderer n.
tutarsız olma dissonance n.
tutarsız şey incoherence n.
tutarsız konuşma incoherence n.
tutarsız düşünce incoherence n.
tutarsız şey incoherency n.
tutarsız durum inconsistence n.
tutarsız durum inconsistency n.
tutarsız ifade irishism n.
tutarsız ifade kullanımı paradox n.
tutarsız kimse slave [obsolete] n.
tutarsız konuşma slobber n.
tutarsız ve anlaşılmaz konuşmak maunder v.
tutarsız olmak be incoherent v.
tutarsız olmak be incompatible v.
tutarsız olmak be inconsistent v.
tutarsız hale getirmek unnaturalise v.
tutarsız hale getirmek unnaturalize v.
tutarsız bir şeklide konuşmaya devam etmek jog v.
ağlayarak tutarsız bir şekilde söylemek blubber v.
tutarsız konuşmak paradox v.
tutarsız,çelişkili conflictive adj.
tutarsız (söz) disjointed adj.
bir şeye karşı tutarsız iki farklı tutum sergileyen two-minded adj.
tutarsız bir şekilde discursively adv.
tutarsız bir şekilde ramblingly adv.
tutarsız bir şekilde disconnectedly adv.
tutarsız bir şekilde inconsistently adv.
tutarsız bir şekilde spottily adv.
tutarsız bir şekilde disjointly adv.
Phrasals
tutarsız biçimde konuşmak ramble on v.
Colloquial
kararsız, tutarsız kişi wishy-washy person n.
tutarsız hava şartları four seasons in one day n.
tutarsız işaret/mesaj mixed signal n.
tutarsız bir şekilde çalışan temperamental adj.
Idioms
tutarsız yazı purple patch n.
tutarsız yazı a purple patch n.
tutarsız mesajlar almak get mixed messages v.
tutarsız mesajlar almak get a mixed message v.
tutarsız bir mesaj vermek send a mixed message v.
tutarsız mesajlar vermek send mixed messages v.
tutarsız işaretler vermek send mixed signals v.
tutarsız bir işaret vermek send a mixed signal v.
tutarsız olmak be touch-and-go v.
tutarsız mesajlar almak get mixed messages v.
tutarsız bir mesaj almak get a mixed message v.
tutarsız bir mesaj vermek send a mixed message v.
tutarsız mesajlar vermek send mixed messages v.
tutarsız işaretler vermek send mixed signals v.
tutarsız bir işaret vermek send a mixed signal v.
Trade/Economic
zaman tutarsız para politikası time inconsistent monetary policy n.
Computer
tutarsız kayıt defteri içeriği inconsistent registry contents n.
tutarsız kestirici inconsistent estimator n.
tutarsız özellik işlevleri inconsistent property functions n.
Medical
tutarsız solunum dinamiği unstable respiratory dynamics n.
Math
tutarsız denklemler sistemi inconsistent system of equations n.
tutarsız denklemler inconsistent equations n.
Statistics
tutarsız tahmin edici inconsistent estimator n.
Linguistics
tutarsız veya uyumsuz birkaç metaforun birleştirildiği söz sanatı mixed metaphor n.
tutarsız konuşma inarticulation n.
Wagering
(bahis oranı) tutarsız long adj.
Printery
(kağıt) tutarsız kalitede broken adj.
Archaic
tutarsız olmak range v.