yetiştirmek - Turkish English Dictionary

yetiştirmek

Meanings of "yetiştirmek" in English Turkish Dictionary : 59 result(s)

Turkish English
Common Usage
yetiştirmek raise v.
Her stepfather left his job to raise chickens on a farm.
Üvey babası bir çiftlikte tavuk yetiştirmek için işini bıraktı.

More Sentences
General
yetiştirmek bring up v.
How do you bring up your children?
Sen çocuklarını nasıl yetiştiriyorsun?

More Sentences
yetiştirmek rush v.
Fadil rushed Layla to the hospital.
Fadıl, Leyla'yı aceleyle hastaneye yetiştirdi.

More Sentences
yetiştirmek farm v.
Finally we have to examine the welfare of the fish actually farmed in the fish farms.
Son olarak, balık çiftliklerinde gerçekten yetiştirilen balıkların refahını incelemeliyiz.

More Sentences
yetiştirmek produce v.
He is the greatest scientist that the world has ever produced.
O, dünyanın şimdiye kadar yetiştirdiği en büyük bilim adamı.

More Sentences
yetiştirmek educate v.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
Stanford Üniversitesi Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimciler yetiştirdi.

More Sentences
yetiştirmek cultivate v.
This year we are cultivating corn and wheat.
Bu yıl mısır ve buğday yetiştiriyoruz.

More Sentences
yetiştirmek groom v.
We already have people in Harare who are being groomed to act as electoral observers.
Halihazırda Harare'de seçim gözlemcisi olarak görev yapmak üzere yetiştirilen insanlarımız var.

More Sentences
yetiştirmek discipline v.
He was strict in disciplining his children.
Çocuklarını yetiştirmede otoriterdi.

More Sentences
yetiştirmek grow v.
Of course, in a drought, the farmers cannot grow alternative crops.
Tabii ki kuraklık durumunda çiftçiler alternatif ürünler yetiştiremezler.

More Sentences
yetiştirmek breed v.
Beagles are bred to hunt rabbits.
Beagle cinsi köpekler tavşan avlamak amacıyla yetiştirilir.

More Sentences
yetiştirmek raise v.
Families must be able to raise their children in societies free from hatred, violence, bloodshed and fear.
Aileler çocuklarını nefret, şiddet, kan dökme ve korkudan arınmış toplumlarda yetiştirebilmelidir.

More Sentences
yetiştirmek educate v.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
Stanford Üniversitesi, Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimcileri yetiştirdi.

More Sentences
yetiştirmek mold v.
She tries to mold her children into leaders.
Çocuklarını lider bireyler olarak yetiştirmeye gayret ediyor.

More Sentences
yetiştirmek mould v.
She tries to mould her children into leaders.
Çocuklarını lider bireyler olarak yetiştirmeye gayret ediyor.

More Sentences
Agriculture
yetiştirmek cultivate v.
It is no coincidence that most GM crops cultivated around the world are resistant to a specific pesticide.
Dünya çapında yetiştirilen GDO'lu ürünlerin çoğunun belirli bir pestisite karşı dirençli olması tesadüf değildir.

More Sentences
Apiculture
yetiştirmek raise v.
They rescued her from a hard life and raised her.
Onu zor bir hayattan kurtardılar ve yetiştirdiler.

More Sentences
Education
yetiştirmek educate v.
Stanford University has educated entrepreneurs like Larry Page and Sergey Brin.
Stanford Üniversitesi Larry Page ve Sergey Brin gibi girişimciler yetiştirmiştir.

More Sentences
General
yetiştirmek throw up v.
yetiştirmek manage v.
yetiştirmek teach v.
yetiştirmek wean v.
yetiştirmek make do v.
yetiştirmek coach v.
yetiştirmek nurture v.
yetiştirmek guide v.
yetiştirmek bring somebody up v.
yetiştirmek school v.
yetiştirmek train v.
yetiştirmek rear v.
yetiştirmek upbring v.
yetiştirmek cradle v.
yetiştirmek nurstle [obsolete] v.
yetiştirmek nuzzle [obsolete] v.
yetiştirmek keep v.
yetiştirmek upbreed v.
yetiştirmek uptrain v.
yetiştirmek reyse v.
yetiştirmek inform [obsolete] v.
yetiştirmek father v.
yetiştirmek spain v.
yetiştirmek spane v.
yetiştirmek start v.
Phrasals
yetiştirmek do up v.
yetiştirmek fetch up [dialect] v.
yetiştirmek blab something around v.
yetiştirmek train up v.
yetiştirmek breed in v.
yetiştirmek breed to v.
yetiştirmek fetch up v.
Technical
yetiştirmek cement v.
yetiştirmek train v.
yetiştirmek catch v.
Automotive
yetiştirmek coach v.
Marine Biology
yetiştirmek rear v.
Agriculture
yetiştirmek tend v.
Apiculture
yetiştirmek rear n.
Archaic
yetiştirmek noursle v.
yetiştirmek nursle v.

Meanings of "yetiştirmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 161 result(s)

Turkish English
Common Usage
çocuk yetiştirmek raise a child v.
Raising a child costs a fortune.
Çocuk yetiştirmek, bir servete mal oluyor.

More Sentences
General
çocuk yetiştirmek bring up v.
My aunt brought up five children.
Teyzem beş çocuk yetiştirdi.

More Sentences
çocuk yetiştirmek bring up children v.
Women must no longer solely be regarded as mothers, no matter how important their role in bringing up children may be.
Çocukların yetiştirilmesindeki rolleri ne kadar önemli olursa olsun, kadınlar artık sadece anne olarak görülmemelidir.

More Sentences
çiçek yetiştirmek grow flower v.
They grow flowers in the garden.
Bahçede çiçek yetiştiriyorlar.

More Sentences
sebze yetiştirmek grow vegetable v.
He grows vegetables in his garden.
Bahçesinde sebze yetiştiriyor.

More Sentences
meyve yetiştirmek grow fruit v.
They grow fruit here.
Onlar burada meyve yetiştiriyorlar.

More Sentences
çocuk yetiştirmek raise children v.
Tom doesn't know anything about raising children.
Tom çocuk yetiştirmek hakkında hiçbir şey bilmiyor.

More Sentences
Phrasals
çocuk yetiştirmek bring up v.
She has brought up five children.
Beş çocuk yetiştirdi.

More Sentences
(birine/bir şeye) yetiştirmek rush to (someone or something) v.
Fadil was rushed to the hospital.
Fadıl hastaneye yetiştirildi.

More Sentences
(bir şey) olarak yetiştirmek train as (something) v.
I was trained as an engineer.
Bir mühendis olarak yetiştirildim.

More Sentences
Agriculture
ürün yetiştirmek grow crops v.
Arable land is land that can be used to grow crops.
Ekilebilir arazi, ürün yetiştirmek için kullanılabilecek arazidir.

More Sentences
General
genelde ev yapımında ve yakıt olarak kullanılacak ağaç yetiştirmek için ayrılan alan woodlot n.
dağ çiçekleri yetiştirmek için düzenlenen kayalık bahçe rock garden n.
iç mekanda hayvan ve bitki yetiştirmek veya gözlemlemek için kullanılan cam kenarlı kap vivarium n.
iç mekanda hayvan ve bitki yetiştirmek veya gözlemlemek için kullanılan cam kenarlı kap terrarium n.
iç mekanda hayvan ve bitki yetiştirmek veya gözlemlemek için kullanılan cam kenarlı bir kap vivary n.
(bahçecilikte) üzerinde bitki yetiştirmek için toprak parçası kiralayan kimse lotter n.
sırayla farklı ekinler yetiştirmek rotate crops v.
yetiştirmek (bitki/sebze/meyve) grow v.
şerbetçiotu yetiştirmek hop v.
yetiştirmek (hayvan/ekin) raise v.
çırak yetiştirmek train apprentices v.
belirli bir amaç için yetiştirmek cultivation v.
laf yetiştirmek gossip v.
aynı alanda farklı tarım ürünleri yetiştirmek intercrop v.
arpa yetiştirmek grow barley v.
balık yetiştirmek farm fish v.
balık yetiştirmek breed fish v.
balık yetiştirmek keep fish v.
balık yetiştirmek raise fish v.
balık yetiştirmek grow fish v.
buğday yetiştirmek grow grain v.
koyun yetiştirmek farm sheep v.
koyun yetiştirmek keep sheep v.
koyun yetiştirmek raise sheep v.
koyun yetiştirmek rear sheep v.
aynı tarlada farklı bitkileri yetiştirmek intercrop v.
lider yetiştirmek raise a leader v.
kendini yetiştirmek improve oneself v.
turfanda yetiştirmek force v.
bitki yetiştirmek grow plant v.
çocuk yetiştirmek bring up a child v.
çocuk yetiştirmek care for v.
kuşaklar yetiştirmek raise generations v.
nesiller yetiştirmek raise generations v.
birini hastaneye yetiştirmek rush someone to the hospital v.
öğrenci yetiştirmek train students v.
ağaç yetiştirmek grow a tree v.
birey yetiştirmek raise individual(s) v.
işi vaktinde yetiştirmek complete/finish the job in time/before the deadline v.
işi vaktinde yetiştirmek get the job done before the deadline v.
öğrenci yetiştirmek educate students v.
tavuk yetiştirmek raise chicken v.
(bir yere) yetiştirmek rave v.
toprak veya bitki olarak yetiştirmek tame v.
(bitkiyi) özenle yetiştirmek nurse v.
(çocuk veya hayvan) yetiştirmek educate [obsolete] v.
haşarat yetiştirmek verminate v.
yanlış şekilde yetiştirmek misnurture v.
(çocuğu) kötü ve disiplinsiz yetiştirmek drag up v.
(hayvan) yetiştirmek dress v.
(ıslah etmek için) hayvan yetiştirmek fancy v.
mahsul yetiştirmek culture v.
bitki yetiştirmek pitch v.
birlikte yetiştirmek coculture v.
ortaklaşa yetiştirmek coculture v.
çuha çiçeği yetiştirmek primrose v.
(teslim tarihinden) önceye yetiştirmek beat v.
Phrasals
birisini bir şeye (yarışma vb) hazırlamak/bir şey için (yarışma vb) yetiştirmek coach someone for something v.
baskıya yetiştirmek rush something into print v.
birine bir şey yetiştirmek rush something off to someone v.
için eğitmek/yetiştirmek train (someone or an animal) for something v.
olarak eğitmek/yetiştirmek train (someone or an animal) as something v.
(bir alanda) eğitmek/yetiştirmek train someone in something v.
tohumdan, soğandan yetiştirmek grow something from something v.
(birini/bir şeyi) alıp yetiştirmek/büyütmek raise (someone or something) from (some state) v.
(birini/bir şeyi) belli bir yaştan/dönemden itibaren yetiştirmek raise (someone or something) from (some state) v.
(birini/bir şeyi) belli bir dönemden itibaren yetiştirmek raise (someone or an animal) from something v.
bir şeyle yetiştirmek raise on v.
belli bir eğitim, eğlence anlayışıyla yetiştirmek raise on v.
(biriyle/bir şeyle) yetiştirmek raise with (someone or something) v.
(belli bir yaklaşımla, zihniyetle, ahlaki değerle, davranışla) yetiştirmek raise with (someone or something) v.
(belli bir yaklaşım, zihniyet, ahlaki değer, davranış) sahibi olarak yetiştirmek raise with (someone or something) v.
üstünde (bir şey) yetiştirmek plant (something) on v.
'-de (bir şey) yetiştirmek plant (something) on v.
olarak yetiştirmek qualify as v.
birini/bir şeyi yetiştirmek bring someone or something up v.
bir alışkanlıkla yetiştirmek bring up on v.
belli bir şekilde yetiştirmek bring up on v.
için yetiştirmek coach for v.
(yarışmaya) hazırlamak/yetiştirmek/çalıştırmak coach for v.
'-i yetiştirmek coach up v.
(birini/bir şeyi) aceleyle/hızlıca (bir yere) sokmak/yetiştirmek hurry (someone or something) in(to some place) v.
(birini/bir şeyi) çabucak (bir yere) yetiştirmek/sokmak hurry (someone or something) in(to some place) v.
aceleyle/hızlıca (bir yere) sokmak/yetiştirmek hurry in v.
çabucak (bir yere) yetiştirmek/sokmak hurry in v.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek rush (something) to print v.
-de yetiştirmek school in v.
-de özel olarak eğitmek/yetiştirmek school in v.
(bir şey) için yetiştirmek/eğitmek train for (something) v.
Proverb
bir çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir it takes a village to raise a child
Colloquial
saygısızca cevap yetiştirmek sass back v.
ucu ucuna yetiştirmek barely make it v.
laf yetiştirmek blabbermouth v.
birini özel olarak eğitmek/yetiştirmek school someone v.
Idioms
laf yetiştirmek sell bargains v.
(bir lafı) yetiştirmek open (one's) big mouth v.
çocuğunu bir alışkanlıkla yetiştirmek bring (one) up on (something) v.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek bring (one) up on (something) v.
çocuğunu bir alışkanlıkla yetiştirmek bring someone up on something v.
bol bol (bir şey) yedirerek/yaptırarak çocuğunu büyütmek/yetiştirmek bring someone up on something v.
birini bir iş yapabilmesi için özel olarak yetiştirmek school someone in something v.
birini bir iş için yetiştirmek break someone in v.
ucu ucuna yetiştirmek barely make it on time v.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek rush (something) into print v.
laf yetiştirmek big mouth v.
hastaneye yetiştirmek rush to the hospital v.
Trade/Economic
adam yetiştirmek train personnel v.
eleman yetiştirmek train personnel v.
Biology
soy içi türetilmiş ebeveynlerin melezlenmesi yoluyla hayvan yetiştirmek incrossbreed v.
Botanic
kabuklu bit yetiştirmek amacıyla nopal kaktüsü dikimi nopalry n.
yeniden yetiştirmek regrow v.
çekirdekten yetiştirmek establish v.
çivit otu yetiştirmek woad v.
koru oluşturacak şekilde yetiştirmek sprout v.
Agriculture
özellikle üzüm yetiştirmek için kullanılan arazi vineland n.
drenaj deliği olmayan kaplarda bitki soğanı yetiştirmek için kullanılan özel bir kompost bulb fiber n.
istiridye yetiştirmek için arazi tahsisi designation n.
yeniden yetiştirmek recultivate v.
küçük saksı ya da kaplarda ürün yetiştirmek microgreen v.
melez olarak yetiştirmek hybridise v.
melez olarak yetiştirmek hybridize v.
patates yetiştirmek grow the potato v.
sebze yetiştirmek grow vegetables v.
(mahsul) yetiştirmek make v.
yelpaze biçiminde yetiştirmek espalier v.
saman yapmak için ot yetiştirmek hays v.
ot yetiştirmek herbarize v.
bitki yetiştirmek herbarize v.
ot yetiştirmek herbarise v.
bitki yetiştirmek herbarise v.
bitki yetiştirmek herborize v.
ot yetiştirmek herborize v.
bitki yetiştirmek herborise v.
ot yetiştirmek herborise v.
tek ürün türü yetiştirmek monocrop v.
tek bitki çeşidi yetiştirmek monocrop v.
(mahsul) yetiştirmek rotate v.
aynı alanda farklı tarım ürünleri yetiştirmek intertill v.
(toprak, arazi) mahsul yetiştirmek için kullanılan cropped adj.
Breeding
belirli bir yere alıştırıp yetiştirmek üzere hayvan getirme planting n.
sığır yetiştirmek raise cattle v.
(damızlık atı) yetiştirmek stand v.
Fishery
kontrollü koşullarda balık veya kabuklu deniz ürünleri yetiştirmek aquafarm v.
Education
kötü yetiştirmek miseducate v.
Archaic
(bitki) yetiştirmek nourish v.
beyaz ekinler yetiştirmek için uygun olan (toprak) white adj.
Slang
topraksız marihuana/esrar yetiştirmek hydro v.
hidroponik yöntemle marihuana/esrar yetiştirmek hydro v.
herkese yetiştirmek take it to the street v.
(birine) saygısızca cevap yetiştirmek give (one) static v.