barely - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
barely zar zor adv.
  • Tom could barely hear what Mary was trying to say.
  • Tom, Mary'nin ne söylemeye çalıştığını zar zor duyabiliyordu.
  • I can barely use chopsticks.
  • Yemek çubuklarını zar zor kullanabiliyorum.
  • I can barely read his writing.
  • Yazısını zar zor okuyabiliyorum.
Show More (67)
barely güçbela adv.
  • Tom and I barely know each other.
  • Tom ve ben güçlükle birbirimizi tanıyoruz.
  • I barely caught the train.
  • Güçlükle trene yetiştim.
  • Tom had a second-hand car which was barely roadworthy.
  • Tom'un güçlükle trafiğe çıkabilecek ikici el bir arabası vardı.
Show More (7)
barely çok az adv.
  • Tom barely spoke to Mary last summer.
  • Tom geçen yaz Mary ile çok az konuştu.
  • I barely know the city.
  • Şehri çok az biliyorum.
  • He barely speaks English.
  • Çok az İngilizce konuşuyor.
Show More (6)
barely ancak adv.
  • The imagination is barely capable of understanding the consequences of another 60 years of a galloping HIV epidemic.
  • Hayal gücü, 60 yıl daha dörtnala giden bir HIV salgınının sonuçlarını anlamaya ancak yetiyor.
  • It's barely been two months since the accident.
  • Kazanın üzerinden ancak iki ay geçti.
  • Tom knew he barely had enough time to do what he had to do.
  • Tom yapması gerekenleri yapmak için ancak yeterli zamanı olduğunu biliyordu.
Show More (5)
barely hemen hemen hiç adv.
  • Tom barely speaks to me anymore.
  • Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.
  • He barely speaks to me anymore.
  • O artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor.
Show More (-1)
barely anca adv.
  • It's barely been two months since the accident.
  • Kazanın üzerinden iki ay anca geçmiştir.
Show More (-2)