already

Significados de "already" en diccionario turco inglés : 17 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	already adv.	zaten
This already exists in relation to foodstuffs in many pieces of horizontal legislation. Bu durum gıda maddeleri ile ilgili olarak birçok yatay mevzuatta zaten mevcuttur. More Sentences
2	Common Usage	already adv.	çoktan
Commissioner Reding, who is responsible for communications, has already given the go-ahead. İletişimden sorumlu olan Komisyon Üyesi Reding çoktan harekete geçmiştir. More Sentences
3	Common Usage	already adv.	halihazırda
We have had representations already, for example, from the Jordanian Government. Örneğin Ürdün Hükümeti'nden halihazırda temsilcilikler aldık. More Sentences
4	Common Usage	already adv.	daha şimdiden
We have had representations already, for example, from the Jordanian Government. Örneğin Ürdün Hükümeti'nden daha şimdiden temsilcilikler aldık. More Sentences
General
5	General	already adv.	bile
However, US intellectual 'fast food' chains are already buying a university in Madrid. Bununla birlikte, ABD'li entelektüel 'fast food' zincirleri Madrid'de bir üniversite satın almaya başladı bile. More Sentences
6	General	already adv.	önceden
One might say that she has thus already pre-empted the discussions on the White Paper on integrated product policy. Böylece entegre ürün politikasına ilişkin Beyaz Kitap tartışmalarını önceden haber verdiği söylenebilir. More Sentences
7	General	already adv.	şimdiden
The 22 million Iraqi people have already suffered enormous pain and loss. 22 milyon Iraklı şimdiden çok büyük acılar ve kayıplar yaşamıştır. More Sentences
8	General	already adv.	halen
Why hasn't Tom already done that? Tom neden onu halen yapmadı? More Sentences
9	General	already adv.	daha önce
I have already said that on a number of occasions. Bunu daha önce de çeşitli vesilelerle dile getirmiştim. More Sentences
10	General	already adv.	çoktan
These massacres and exactions are intolerable and Parliament has already denounced them. Bu katliamlar ve zorlamalar kabul edilemez ve Parlamento bunları çoktan kınamıştır. More Sentences
11	General	already adv.	artık
ISO 9000 is already taken for granted in firms. ISO 9000 firmalarda artık kanıksanmış durumda. More Sentences
12	General	already adv.	hanidir
13	General	already adv.	evvelce
14	General	already adv.	beklenenden daha erken
15	General	already adv.	işte
16	General	already adv.	derhal
17	General	already adv.	hemen şimdi

Significados de "already" con otros términos en diccionario inglés turco: 162 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	already know v.	önceden bilmek
Is there anything you can tell us about Tom that we don't already know? Bizim önceden bilmediğimiz, Tom hakkında bize söyleyebileceğin bir şey var mı? More Sentences
2	General	yet already adv.	halihazırda
Yet already, many of our regions bordering candidate countries are experiencing a foretaste of enlargement. Halihazırda, aday ülkelere sınırı olan birçok bölgemiz genişlemenin ön deneyimini yaşamaktadır. More Sentences
Technical
3	Technical	already working expr.	zaten çalışıyor
I can assure you that we are already working on this. Sizi temin ederim ki bu konu üzerinde zaten çalışıyoruz. More Sentences
Computer
4	Computer	already open expr.	zaten açık
The windows were already open when I got here. Buraya geldiğimde pencereler zaten açıktı. More Sentences
5	Computer	already exists expr.	zaten var
Healthy competition - which already exists - has always benefited the consumer. Zaten var olan sağlıklı rekabet her zaman tüketicinin yararına olmuştur. More Sentences
General
6	General	already know v.	önceden haberi olmak
7	General	be already engaged in talks with v.	görüşme halinde olmak
8	General	already now adv.	şimdiden
9	General	yet already adv.	yine de
10	General	as already implied adv.	söylenmiş olduğu üzere
11	General	as already implied adv.	halihazırda belirtilmiş olduğu üzere
Phrases
12	Phrases	taking into account the time he has already spent in prison expr.	cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
13	Phrases	taking into account the time he has already spent in jail expr.	cezaevinde kaldığı süre dikkate alınarak
14	Phrases	if you haven't already done so expr.	henüz yapmadıysanız
Colloquial
15	Colloquial	one's body's already decompose v.	cesedi şimdiden çürümeye başlamak
16	Colloquial	already [us] interj.	yeter artık
17	Colloquial	enough already expr.	canıma yetti
18	Colloquial	let's get on with this already expr.	hadi halledelim şu işi
19	Colloquial	all right already exclam.	yettin artık
20	Colloquial	all right already exclam.	senin suyun ısındı artık
21	Colloquial	all right already exclam.	sabrımı taşırdın artık
22	Colloquial	all right already exclam.	yeter artık
23	Colloquial	all right already exclam.	yetti artık
24	Colloquial	all right already exclam.	tamam artık
25	Colloquial	all righty already exclam.	yettin artık
26	Colloquial	all righty already exclam.	senin suyun ısındı artık
27	Colloquial	all righty already exclam.	sabrımı taşırdın artık
28	Colloquial	all righty already exclam.	yeter artık
29	Colloquial	all righty already exclam.	yetti artık
30	Colloquial	all righty already exclam.	tamam artık
31	Colloquial	all right already! exclam.	yettin artık!
32	Colloquial	all right already! exclam.	senin suyun ısındı artık!
33	Colloquial	all right already! exclam.	sabrımı taşırdın artık!
34	Colloquial	all right already! exclam.	yeter artık!
35	Colloquial	all right already! exclam.	yetti artık!
36	Colloquial	all right already! exclam.	tamam artık!
37	Colloquial	all righty already! exclam.	yettin artık!
38	Colloquial	all righty already! exclam.	senin suyun ısındı artık!
39	Colloquial	all righty already! exclam.	sabrımı taşırdın artık!
40	Colloquial	all righty already! exclam.	yeter artık!
41	Colloquial	all righty already! exclam.	yetti artık!
42	Colloquial	all righty already! exclam.	tamam artık!
43	Colloquial	all right already exclam.	yettin artık
44	Colloquial	all right already exclam.	senin suyun ısındı artık
45	Colloquial	all right already exclam.	sabrımı taşırdın artık
46	Colloquial	all right already exclam.	yeter artık
47	Colloquial	all right already exclam.	yetti artık
48	Colloquial	all right already exclam.	tamam artık
49	Colloquial	all righty already exclam.	yettin artık
50	Colloquial	all righty already exclam.	senin suyun ısındı artık
51	Colloquial	all righty already exclam.	sabrımı taşırdın artık
52	Colloquial	all righty already exclam.	yeter artık
53	Colloquial	all righty already exclam.	yetti artık
54	Colloquial	all righty already exclam.	tamam artık
55	Colloquial	all right already! exclam.	yettin artık!
56	Colloquial	all right already! exclam.	senin suyun ısındı artık!
57	Colloquial	all right already! exclam.	sabrımı taşırdın artık!
58	Colloquial	all right already! exclam.	yeter artık!
59	Colloquial	all right already! exclam.	yetti artık!
60	Colloquial	all right already! exclam.	tamam artık!
61	Colloquial	all righty already! exclam.	yettin artık!
62	Colloquial	all righty already! exclam.	senin suyun ısındı artık!
63	Colloquial	all righty already! exclam.	sabrımı taşırdın artık!
64	Colloquial	all righty already! exclam.	yeter artık!
65	Colloquial	all righty already! exclam.	yetti artık!
66	Colloquial	all righty already! exclam.	tamam artık!
67	Colloquial	enough already! exclam.	yeter artık!
68	Colloquial	enough already! exclam.	yetti artık!
69	Colloquial	enough already! exclam.	tamam artık!
70	Colloquial	enough already! exclam.	bu kadarı yeter!
71	Colloquial	enough, already! exclam.	yeter artık!
72	Colloquial	enough, already! exclam.	yetti artık!
73	Colloquial	enough, already! exclam.	tamam artık!
74	Colloquial	enough, already! exclam.	bu kadarı yeter!
Idioms
75	Idioms	the arrow has already left the bow expr.	ok yaydan çıktı artık
76	Idioms	the arrow is already off the bow expr.	ok yaydan çıktı artık
77	Idioms	the die has already been cast expr.	ok yaydan çıktı
78	Idioms	that ship (has) already sailed expr.	atı alan üsküdar'ı geçti
79	Idioms	that ship (has) already sailed expr.	o tren çoktan kaçtı
80	Idioms	that ship (has) already sailed expr.	o gemi çoktan kaçtı
81	Idioms	that ship (has) already sailed expr.	o fırsat çoktan kaçtı
82	Idioms	that train (has) already left the station expr.	atı alan üsküdar'ı geçti
83	Idioms	that train (has) already left the station expr.	o tren çoktan kaçtı
84	Idioms	that train (has) already left the station expr.	o gemi çoktan kaçtı
85	Idioms	that train (has) already left the station expr.	o fırsat çoktan kaçtı
Speaking
86	Speaking	we've actually already met expr.	aslına bakarsan tanışmıştık
87	Speaking	you already said that expr.	bunu zaten söyledin
88	Speaking	I'm already alone expr.	ben zaten yalnızım
89	Speaking	enough already expr.	bu kadar yeter
90	Speaking	I have already done that expr.	bunu zaten yaptım
91	Speaking	don't tell me what i already know expr.	bana bildiklerimi anlatma
92	Speaking	I know that already expr.	bunu zaten biliyordum
93	Speaking	we know that already expr.	bunu zaten biliyoruz
94	Speaking	we've already talked about this expr.	bu konuyu konuşmuştuk
95	Speaking	I already know the answer expr.	cevabı biliyorum zaten
96	Speaking	with the time that he's already served expr.	hapis yattığı süre ile birlikte
97	Speaking	with the time that he's already served expr.	içeride kaldığı süre ile birlikte
98	Speaking	I miss them already expr.	onları şimdiden özledim
99	Speaking	I feel better already expr.	kendimi şimdiden daha iyi hissediyorum
100	Speaking	I miss him already expr.	onu şimdiden özledim
101	Speaking	I miss her already expr.	onu şimdiden özledim
102	Speaking	I like it already expr.	şimdiden beğendim
103	Speaking	I miss you already expr.	şimdiden sizi özledim
104	Speaking	I'm already late expr.	şimdiden geç kaldım
105	Speaking	it is already seven o`clock expr.	saat yedi oldu bile
106	Speaking	it is already seven o`clock expr.	saat zaten yedi oldu
107	Speaking	it is already seven o`clock expr.	saat 7 oldu bile
108	Speaking	it is already seven o`clock expr.	saat zaten 7 oldu
109	Speaking	it's already seven o`clock expr.	saat yedi oldu bile
110	Speaking	it's already seven o`clock expr.	saat zaten yedi oldu
111	Speaking	I already missed you expr.	seni özledim şimdiden
112	Speaking	I miss you already expr.	şimdiden seni özledim
113	Speaking	I'm already so excited expr.	şimdiden çok heyecanlıyım
114	Speaking	I'm already very excited expr.	şimdiden çok heyecanlıyım
115	Speaking	you're already good enough expr.	sen zaten yeterince iyisin
116	Speaking	you're already dead expr.	sen zaten ölüsün
117	Speaking	heading home already? expr.	şimdiden eve mi gidiyorsun?
118	Speaking	I miss you already expr.	sizi şimdiden özledim
119	Speaking	already a success expr.	şimdiden bir başarı
120	Speaking	I miss you already expr.	seni şimdiden özledim
121	Speaking	it's already 7 o`clock expr.	saat 7 oldu bile
122	Speaking	it's already 7 o`clock expr.	saat zaten 7 oldu
123	Speaking	I've already told you expr.	sana söylemiştim
124	Speaking	it's already seven o`clock expr.	saat 7 oldu bile
125	Speaking	it's already seven o`clock expr.	saat zaten 7 oldu
126	Speaking	it is already 7 o`clock expr.	saat yedi oldu bile
127	Speaking	it is already 7 o`clock expr.	saat zaten yedi oldu
128	Speaking	it is already 7 o`clock expr.	saat 7 oldu bile
129	Speaking	it is already 7 o`clock expr.	saat zaten 7 oldu
130	Speaking	it's already 7 o`clock expr.	saat yedi oldu bile
131	Speaking	it's already 7 o`clock expr.	saat zaten yedi oldu
132	Speaking	it's already 7 o`clock expr.	zaten saat 7 oldu
133	Speaking	it's already 7 o`clock expr.	zaten saat yedi oldu
134	Speaking	it is already 7 o`clock expr.	zaten saat 7 oldu
135	Speaking	it is already 7 o`clock expr.	zaten saat yedi oldu
136	Speaking	all right already! expr.	yeter artık!
137	Speaking	all right already! expr.	yetti artık!
138	Speaking	I have already made the beds expr.	yatakları topladım zaten
139	Speaking	enough already expr.	yeter artık
140	Speaking	enough already expr.	yetti artık
141	Speaking	it's already seven o`clock expr.	zaten saat 7 oldu
142	Speaking	it's already seven o`clock expr.	zaten saat yedi oldu
143	Speaking	it is already seven o`clock expr.	zaten saat 7 oldu
144	Speaking	it is already seven o`clock expr.	zaten saat yedi oldu
145	Speaking	I already know his weak point expr.	zayıf noktasını çoktan öğrendim
Politics
146	Politics	the strength you need is already imbedded in your noble blood expr.	muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur
Computer
147	Computer	already running n.	halen çalışmakta
148	Computer	already downloaded adj.	önceden yüklenmiş
149	Computer	your address is already subscribed expr.	adresiniz zaten kayıtlı
150	Computer	this profile has already been confirmed expr.	bu profil zaten onaylandı
151	Computer	file already open expr.	dosya zaten açık
152	Computer	the email address you entered is already in use on another facebook account expr.	girdiğiniz email adresi zaten başka bir facebook hesabında kullanılıyor
153	Computer	username is already used expr.	kullanıcı adı kullanılıyor
154	Computer	already exists expr.	önceden var
155	Computer	username already exists expr.	kullanıcı adı zaten var
156	Computer	already running expr.	zaten çalışıyor
157	Computer	user already exists expr.	kullanıcı zaten var
158	Computer	user already exists expr.	kullanıcı zaten mevcut
Modern Slang
159	Modern Slang	abc gum (already been chewed gum) n.	çiğnenmiş sakız
160	Modern Slang	already been chewed adj.	tüketilmiş
161	Modern Slang	already been chewed adj.	bitirilmiş
162	Modern Slang	already been chewed adj.	çiğnenmiş