arm - Turco Inglés Diccionario

arm

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "arm" en diccionario turco inglés : 48 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
arm n. kol
You are of course aware that we, being the second arm of the budgetary authority, also have a part to play in all this.
Elbette bütçe otoritesinin ikinci kolu olarak bizim de bu konuda bir rolümüz olduğunun farkındasınız.

More Sentences
General
arm n. silah
The recent tragic events in the United States have actually given a shot in the arm to the arms industries.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan son trajik olaylar silah endüstrisine bir darbe vurmuştur.

More Sentences
arm n. kol
It is not an attempt to twist colleagues' arms at the eleventh hour.
Bu, on birinci saatte meslektaşlarımızın kolunu bükme girişimi değildir.

More Sentences
arm v. donatmak
There are no hands responsible enough for these terrifying, apocalyptic weapons we have armed ourselves with.
Kendimizi donattığımız bu korkunç, kıyamet silahları için yeterince sorumlu kişi yok.

More Sentences
arm v. silahlanmak
Tom armed himself with a gun and a knife.
Tom bir silah ve bir bıçakla silahlandı.

More Sentences
arm v. sarılmak
She threw her arms around him in horror.
Dehşet içinde ona sarıldı.

More Sentences
arm v. silahlandırmak
It was the West that armed Hussein and even paved the way for him to have chemical weapons.
Hüseyin'i silahlandıran ve hatta kimyasal silahlara sahip olmasının önünü açan Batı'ydı.

More Sentences
Technical
arm n. kol
One of the teachers accompanying the party lost an arm.
Partiye eşlik eden öğretmenlerden biri kolunu kaybetti.

More Sentences
Textile
arm n. kol
The coastguard must be the strong arm of the agency for maritime safety.
Sahil güvenlik, deniz güvenliği için kurumun güçlü kolu olmalıdır.

More Sentences
Automotive
arm n. kol
A conciliation commission has even been set up between the two arms of the executive.
Yürütmenin iki kolu arasında bir uzlaşma komisyonu bile kurulmuştur.

More Sentences
Military
arm n. silah
They armed themselves with rifles.
Onlar kendilerini silahlarla silahlandırdılar.

More Sentences
General
arm n. güç
arm n. cephane
arm n. fakir
arm n. bölüm
arm n. kısım
arm n. pazıbent
arm n. otorite
arm n. kuvvet
arm n. teçhiz
arm n. dal
arm n. halis
arm n. pazı
arm n. şube
arm n. mil
arm n. arma
arm n. körfez
arm n. yetki
arm n. güç
arm v. zırh giydirmek
arm v. elini uzatmak
arm v. destek olmak
arm v. silahlamak
arm v. sağlamak
arm v. savunma için hazırlanmak
Law
arm n. kuvvet
Mechanic
arm n. makineyi çalıştıran kol
Automotive
arm n. salıncak
arm v. alarmı açmak
Marine
arm n. seren
Anatomy
arm n. pazı
Military
arm n. süvari, piyade, vb. askeri uzman
arm v. (füze vb.) belirli zamanda patlayacak şekilde kurmak
arm v. (bombanın) fünyesini açmak
Sport
arm n. atış becerisi
arm n. topu iyi fırlatma becerisi
Abbreviation
arm n. ermeni
Archaic
arm v. kol kola yürümek

Significados de "arm" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
arm guard n. silahlı koruma
Those escaping from war and torture do not need to be welcomed by barbed wire and armed guards.
Savaştan ve işkenceden kaçanların dikenli teller ve silahlı korumalar tarafından karşılanmasına gerek yoktur.

More Sentences
upper arm n. üst kol
The elbow is the joint between the upper arm and the lower arm.
Dirsek, üst kol ile alt kol arasındaki eklemdir.

More Sentences
left arm n. sol kol
Tom has a tattoo on his left arm.
Tom'un sol kolunda bir dövme var.

More Sentences
broken arm n. kırık kol
Tom's broken arm took several weeks to heal.
Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.

More Sentences
arm in arm adv. kol kola
They were walking along the street arm in arm.
Cadde boyunca kol kola yürüyorlardı.

More Sentences
arm in arm adv. kolkola
They were walking along the street arm in arm.
Kolkola yolda yürüyorlardı.

More Sentences
arm-in-arm adv. kol kola
The lovers walked arm-in-arm.
Aşıklar kol kola yürüdüler.

More Sentences
Idioms
arm in arm adv. kol kola
They walk arm in arm with each other.
Onlar birbirleriyle kol kola yürür.

More Sentences
General
lower suspension arm n. alt suspansiyon kolu
a shot in the arm n. taze kan
shoulder arm n. dipçikli silah
arm of the law n. güvenlik kuvvetleri
shot in the arm n. heveslendirme
arm pit hair n. koltuk altı kılı
distributor arm n. distribütör kolu
lever arm n. levye kolu
drop arm n. pitman kolu
reduced base moment arm n. azaltılmış taban moment kolu
arm muscle n. kol kası
arm pit n. koltuk altı
shot in the arm n. cesaretlendirme
shot in the arm n. canlandırma
indicator arm n. gösterge ibresi
arm of the sea n. körfez
balance arm n. terazi kolu
gib arm n. vinç kolu
a shot in the arm n. birine birdenbire moral veren bir şey
motorized turning arm n. motorlu döner kol
wiper arm n. cam silgi kolu
arm of balance n. terazi kolu
lever arm n. manivela
lever arm n. manivela kolu
folding arm chair n. açılır kapanır koltuk
folding arm chair n. katlanır koltuk
strong arm n. şiddet kullanarak yapılan soygun
strong arm n. fiziksel saldırı
robotic arm n. robot kolu
arm-twisting n. zorlama
arm-twisting n. baskı
arm-pit n. koltuk altı
cross-arm n. çapraz kol
arm of the law n. polisin simgelediği ceza yasası
arm of the law n. kanun kuvveti
arm candy n. eskort kız
arm-band n. pazubant
arm-band n. kolluk
arm floats n. kolluk
arm knitting n. kol örgüsü
folded arm n. katlanmış kol
arm-guard n. okçuların ok atarken yaralanmamak için kollarına sardıkları koruma
side arm n. belde taşınan silah
side arm n. kişinin belinde taşığını silah
an arm of flesh n. insan gücü
short arm n. askeri üroloji muayenesi
short arm inspection n. askeri üroloji muayenesi
give one's arm to somebody v. koluna girmek
take something under one's arm v. koltuklamak
twist somebody's arm v. ağzından girip burnundan çıkmak
pay an arm and a leg for v. çok pahalıya patlamak
take under one's arm v. koltuklamak
take somebody's arm v. koluna girmek
cost an arm and a leg v. çok paraya mal olmak
support by the arm v. koltuklamak
tug at one's arm v. kolunu çekiştirmek
be shot in the arm v. kolundan vurulmak
be shot in the arm v. kolundan yaralanmak
shoot somebody in the arm v. kolundan yaralamak
shoot somebody in the arm v. kolundan vurmak
fall into one's arm v. koluna girmek
fall into one's arm v. kola girmek
lose one's arm v. kolunu kaybetmek
raise one's arm v. kolunu kaldırmak
pay an arm and a leg for v. pahalıya patlamak
be a shot in the arm v. ilaç gibi gelmek
cost an arm and a leg v. (bir) servete mal olmak
dislocate one's arm v. kolunu çıkarmak
twist someone's arm v. dil dökmek
twist someone's arm v. birinin ağzından girip burnundan çıkmak
be taken to hospital with suspected broken leg/arm v. kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
be taken to hospital suffering a suspected broken leg/arm v. kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
walk arm in arm v. kol kola yürümek
strong-arm v. kabadayılık etmek
strong-arm v. gözünü korkutmak
strong-arm v. (birisini) sindirmek
tear one’s arm off v. birinin kolunu sökmek/koparmak
arm block v. (dövüş sporlarında) rakibin hamlesini kol ile kesmek/engellemek
put/throw one's arm around someone's shoulder v. elini omzuna atmak
break one’s arm in three places v. kolunu üç yerden kırmak
break one’s arm in three places v. kolunu üç yerinden kırmak
hold someone by the arm v. kolundan tutmak
snag someone's arm v. kolundan tutmak
arm a magnet v. armatür ile donatmak
twist someone's arm v. acı vermek amacıyla birinin kolunu tutup bükmek
put your arm around someone v. kolunu birinin omzuna koymak
minus an arm adj. bir kolunu kaybetmiş
having an arm adj. kollu
unextended (arm) adj. açılmamış (kol)
arm-gret [obsolete] adj. insan kolu büyüklüğünde
under-arm adj. koltukaltı için
Phrasals
arm up v. silahlanmak
arm (someone, something, or oneself) with (something) v. (birini/bir şeyi/kendini) teçhizatlandırmak
arm (someone, something, or oneself) with (something) v. (birini/bir şeyi/kendini) silahlandırmak
arm (someone, something, or oneself) with (something) v. (birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) donatmak
arm (someone, something, or oneself) with (something) v. (birini/bir şeyi/kendini) başarıya ulaşmak için gerekli şeylerle donatmak
arm (someone against someone or something) (with something) v. (birini biri/bir şey karşısında bir şeyle) teçhizatlandırmak
arm (someone against someone or something) (with something) v. (birini biri/bir şey karşısında bir şeyle) silahlandırmak
arm (someone against someone or something) (with something) v. (birini biri/bir şey karşısında bir şeyle) donatmak
Phrases
with a sweep of the arm expr. bir kol hareketi ile
with a wide sweep of the arm expr. geniş bir kol hareketi ile
Proverb
stretch your arm no further than your sleeve will reach ayağını yorganına göre uzat
stretch your arm no further than your sleeve will reach boyundan büyük işlere kalkışma
stretch your arm no further than your sleeve will reach yutamayacağın lokmayı çiğneme
watermelons cannot be held under one arm bir koltukta iki karpuz taşınmaz
Colloquial
a shot in the arm n. ilaç gibi gelen şey
a shot in the arm n. teşvik eden şey
a shot in the arm n. taze kan
a shot in the arm n. gaza getiren/coşku veren şey
a shot in the arm n. canlandıran/hayat veren şey
a shot in the arm n. itici/destekçi/güçlendirici kuvvet
a shot in the arm n. derdine deva olan şey
a shot in the arm n. hayat veren/dirilten/enerji veren şey
a shot in the arm n. tam ihtiyaç olan şey
a shot in the arm n. yeni bir soluk
a shot in the arm n. renk veren şey
a bang in the arm n. koldan bir vuruş/doz
arm-twister n. zorla kandıran kimse
arm-twister n. zoraki razı eden kişi
arm-twister n. zorlayan, ağzından girip burnundan çıkan kişi
with one arm tied behind one's back n. gözü kapalı
long arm of coincidence n. tesadüfün böylesi
arm-twisting n. ikna
strong-arm man n. koruma
strong-arm man n. tetikçi
strong-arm man n. infazcı
strong-arm man n. fedai
strong-arm man n. birine fiziksel göz dağı veya şiddetle bir şey yaptırması için tutulan adam
strong-arm man n. birinin pis işlerini yürüten/yapan adamı
strong-arm man n. zorba
strong-arm man n. kabadayı
strong-arm man n. belalı
strong-arm man n. kiralık haydut
strong-arm man n. maganda
strong-arm man n. şehir eşkıyası
strong-arm man n. birine fiziksel güç kullanarak bir şey yaptırması için tutulmuş adam
yank one's arm free v. kolunu kurtarmak
long arm of coincidence expr. büyük tesadüf
with one arm tied behind one's back expr. hiç zorluk çekmeden
with one arm tied behind one's back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with one arm tied behind one's back expr. kolayca
keep your left arm straight expr. sol kolunu düz tut
keep your right arm straight expr. sağ kolunu düz tut
Idioms
a shot in the arm n. (ilaç) iğne vurulma/olma
shot in the arm n. (ilaç) iğne vurulma/olma
a shot in the arm n. uyuşturucu iğne vurma
shot in the arm n. uyuşturucu iğne vurma
a shot in the arm n. teşvik eden şey
shot in the arm n. teşvik eden şey
a shot in the arm n. harekete geçiren şey
shot in the arm n. harekete geçiren şey
a shot in the arm n. gaz/coşku veren şey
shot in the arm n. gaz/coşku veren şey
a shot in the arm n. içki içme/alkol alma
shot in the arm n. içki içme/alkol alma
a shot in the arm n. birdenbire moral veren bir şey
a list as long as one's arm n. çok uzun
arm candy n. çevreye önemli ve varlıklı biri olarak görünülmek istendiğinde beraber gidilen ama aslında hoşlanılmayan partner
a list as long as your arm n. çok uzun
the long arm of the law n. devletin gücü
strong-arm tactics n. güç kullanma
the long arm of the law n. güvenlik güçleri
the long arm of the law n. kanunun pençesi
stiff-arm n. kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma
straight-arm n. kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırma
the long arm of the law n. polis
someone's right arm n. sağ kolu
a list as long as one's arm n. upuzun liste
the long arm of the law n. yasanın gücü
long arm n. geniş kapsamlı güç
long arm n. geniş kapsamlı etki alanı
long arm n. her yere yetişen el/kol/güç
long arm n. uzak mesafelere erişebilen/etki edebilen güç
arm-twister n. birini bir şey yapmaya zorlayan/mecbur eden kimse
arm-twister n. birine ısrarla/zoraki bir şey yaptıran kimse
a list as long as your arm n. çok uzun bir liste
a list as long as your arm n. kol gibi bir liste
a list as long as your arm n. upuzun bir liste
one-arm bandit n. kollu kumar makinesi
one-arm bandit n. slot makinesi
get a bang in the arm v. uyuşturucu iğne vurmak
get a bang in the arm v. uyuşturucu iğne vurmak
get a bang in the arm v. (ilaç) iğne vurulmak/olmak
get a bang in the arm v. iğne ile uyuşturucu almak
make a long arm for (something) v. uzanmak
talk (one's) arm off v. konuşup durmak
give an arm and a leg (for something) v. ne kadar gerekiyorsa vermek
make a long arm for (something) v. kol uzatmak
talk (one's) arm off v. kulaklarını doldurmak
give an arm and a leg (for something) v. (birine) pahalıya patlamak
talk (one's) arm off v. kafasını şişirmek/ütülemek
give an arm and a leg (for something) v. ne gerekiyorsa yapmak
talk (one's) arm off v. konuşarak baymak/sıkmak
give an arm and a leg (for something) v. sağ kolunu bile vermek
talk (one's) arm off v. çenesi düşmek
give an arm and a leg (for something) v. canını bile vermek
talk (one's) arm off v. gevezelik etmek
talk someone's arm off v. aralıksız konuşmak
talk someone's arm off v. başının etini yemek
talk someone's arm off v. çenesi düşmek
talk someone's arm off v. bir daha susmamak
talk someone's arm off v. çenesi durmamak
talk someone's arm off v. car car konuşmak
talk someone's arm off v. (konuşarak) rehin almak
talk someone's arm off v. kafa ütülemek
twist somebody's arm v. ağzından girip burnundan çıkmak
charge someone an arm and a leg v. anasının nikahını istemek
twist someone's arm v. birine tehditle iş yaptırmak
give one's right arm for someone v. birisi için her şeyini vermek
give one's right arm for someone v. birisi için canını feda etmek
cost somebody an arm and a leg v. bir servete mal olmak
twist somebody's arm v. birisini bir şey yapmaya zorlamak
twist someone's arm v. birisine bir şey yaptırmaya çalışmak
put the arm on someone v. birisine bir şey yapmaya zorlamak
put the arm on v. birisine bir şey yapmaya zorlamak
pay an arm and a leg for something v. bir servet ödemek
twist someone's arm v. birisine baskı yapmak
break one's arm patting oneself on the back v. böbürlenmek
cost an arm and a leg v. bir servete mal olmak
put the arm on someone v. birisine baskı yapmak
chance your arm v. başarmak için risk almak
twist someone's arm v. birini işe koşmak
put the arm on v. birisine baskı yapmak
cost somebody an arm and a leg v. çok pahalıya mal olmak
give a shot in the arm v. cana can katmak
cost an arm and a leg v. çok pahalıya mal olmak
give a shot in the arm v. cesaret vermek
cost an arm and a leg v. çok paraya mal olmak
do something with one arm tied behind one's back v. hiç zorlanmadan yapmak
break one's arm patting oneself on the back v. kendini övmek
pay an arm and a leg for something v. kazık yemek
twist someone's arm v. mecbur etmek
chance one's arm v. kazanma şansı az da olsa şansını denemek
break one's arm patting oneself on the back v. övüngen olmak
straight-arm v. kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak
twist someone's arm v. kanına girmeye çalışmak
pay an arm and a leg v. kazık yemek
break one's arm patting oneself on the back v. övünmek
stiff-arm v. kolları dümdüz uzatarak birini kendinden uzaklaştırmak
chance one's arm v. riske girmek
cost an arm and a leg v. pahalı olmak
pay an arm and a leg v. pahalıya mal olmak
cost an arm and a leg v. pahalıya almak
cost an arm and a leg v. pahalıya mal olmak
arm and a leg v. pahalıya almak
pay an arm and a leg v. pahalıya almak
cost an arm and a leg v. pahalıya patlamak
chance one's arm v. riski kabul etmek
break one's arm patting oneself on the back v. sürekli olarak kendisini övmek
arm oneself against v. tetikte olmak
chance one's arm v. tehlikeyi göze almak
would give one's right arm v. uğruna her şeye katlanmak
could do something with one arm tied behind their back v. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
twist someone's arm v. zorlamak
would give one's right arm v. uğruna her şeyi göze almak
give one's right arm for someone v. uğruna her şeyi vermek
give a shot in the arm v. yeni bir soluk getirmek
make a long arm for v. uzanıp almaya çalışmak
talk someone's arm off v. (birinin) kafasını şişirmek
talk someone's arm off v. (birinin) kafasını ütülemek
talk someone's arm off v. çok konuşarak (birini) baymak
talk someone's arm off v. (birinin) kafasını şişirmek
talk someone's arm off v. (birinin) kafasını ütülemek
talk someone's arm off v. çok konuşarak (birini) baymak
give an arm and a leg for something v. her şeyini vermek
give an arm and a leg for something v. her şeyi yapmak
give an arm and a leg for something v. her şeyini verecek kadar çok istemek
give an arm and a leg for something v. her şeyi yapacak kadar çok istemek
give an arm and a leg for v. için yüksek bir bedel ödemek
give an arm and a leg for v. için yüksek bir fiyat ödemek
arm to the teeth v. tamamen hazır olmak/hazırlanmak
arm to the teeth v. eksiksiz hazır olmak/hazırlanmak
arm to the teeth v. tepeden tırnağa hazır olmak
arm to the teeth v. tam olarak/bütünüyle hazır olmak
chance your arm v. kazanma şansı az da olsa şansını denemek
chance your arm v. riski kabul etmek
chance your arm v. riske girmek
chance your arm v. tehlikeyi göze almak
pay an arm and a leg v. çok paraya mal olmak
pay an arm and a leg v. (bir) servete mal olmak
pay an arm and a leg v. (bir) servet ödemek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back v. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
give one's right arm (for someone or something) v. (biri/bir şey için) her şeyini vermek
give one's right arm (for someone or something) v. (biri/bir şey için) dünyaları vermek
give (one's) right arm v. her şeyini vermek
give (one's) right arm v. canını feda etmek
give (one's) right arm v. her şeyi göze almak
give (one's) right arm v. dünyaları vermek
give your right arm v. her şeyini vermek
give your right arm v. canını feda etmek
give your right arm v. her şeyi göze almak
give your right arm v. dünyaları vermek
give one's right arm v. varını yoğunu vermek
give one's right arm v. her şeyini vermek
give one's right arm v. canını feda etmek
give one's right arm v. dünyaları vermek
give right arm v. her şeyini vermek
give right arm v. canını feda etmek
give right arm v. her şeyi göze almak
give right arm v. dünyaları vermek
give your right arm v. sağ kolunu feda etmek
give your right arm v. varını yoğunu vermek
charge an arm and a leg v. dünya para istemek
put the arm on (one) v. (birinden) para koparmaya/sızdırmaya çalışmak
put the arm on (one) v. (birine) para/borç vermesi için baskı yapmak
twist arm v. ağzından girip burnundan çıkmak
twist arm v. dil dökmek
twist arm v. kolunu tutup bükmek
twist arm v. bir şey yaptırmaya çalışmak
twist arm v. baskı yapmak
twist arm v. işe koşmak
twist arm v. tehditle iş yaptırmak
twist arm v. bir şey yapmaya zorlamak
twist arm v. kanına girmeye çalışmak
twist arm v. mecbur etmek
twist arm v. zorlamak
would give your right arm for v. uğruna her şeyi göze almak
would give your right arm for v. uğruna her şeye katlanmak
long as your arm adj. upuzun
long as your arm adj. kol kadar
long as your arm adj. kol gibi
long as your arm adj. çok uzun
on the arm expr. ikram
arm and a leg expr. pahalı
could do something with one arm tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
as long as one's arm expr. upuzun
on the arm expr. ücretsiz
arm and a leg expr. fahiş fiyat
arm and a leg expr. astronomik bir para
arm and a leg expr. çok fazla para
arm and a leg expr. kol gibi fiyat
arm and a leg expr. çok yüksek meblağ
arm and a leg expr. anasının nikahı
arm and a leg expr. tonla para
arm and a leg expr. servet
as long as (one's) arm expr. çok uzun
as long as (one's) arm expr. upuzun
as long as (one's) arm expr. kol gibi
as long as (one's) arm expr. çok uzun liste
as long as (one's) arm expr. upuzun liste
as long as (one's) arm expr. kol gibi liste
as long as (one's) arm expr. uzunca liste
with an arm tied behind (one's) back expr. gözü kapalı
with an arm tied behind (one's) back expr. hiç zorluk çekmeden
with an arm tied behind (one's) back expr. eli arkasında bağlıyken bile
with an arm tied behind (one's) back expr. kolayca
Speaking
let go of my arm expr. bırak kolumu
he called this morning asking me how my arm was expr. bu sabah beni arayıp kolumun nasıl olduğunu sordu
I broke my arm expr. kolumu kırdım
my arm is broken expr. kolum kırık
my arm is broken expr. kolum kırıldı
what happened to you arm? expr. koluna ne oldu?
you're lucky you didn't lose your arm expr. kolunu kaybetmediğin için şanslısın
I would give my right arm just to see you expr. seni görmek için neler vermezdim
my arm hurts a little expr. kolum biraz ağrıyor
my arm hurts a little expr. kolum ağrıyor biraz
my arm hurts a little expr. biraz kolum ağrıyor
Law
long arm statute n. sınır aşan yargı yetkisi
long-arm adj. sınır aşan (yargı yetkisi)
Technical
angular arm n. açılı (duran) kol veya cetvel gibi ölçüm aracı
crown gear swing arm n. ayna dişlisi kasnağı
lower yarn suction arm n. alt iplik emiş kolu
crank arm n. anadingil kolu
intermediate arm n. ara kol
spacer arm n. ara kol
intermediate arm kit n. ara kol kiti
guide arm n. ayar kolu
adjuster arm n. ayarlama kolu
release arm n. ayırma kolu
mirror arm n. ayna kolu
link arm n. bağlantı kolu
balance arm n. balans kolu
top weighting arm n. baskı tabancası
top arm body n. baskı kolu
depressor arm n. baskı kolu
gloves and arm guards protecting against cuts and stabs by hand knives n. bıçak kesiklerine ve batmalarına karşı koruyucu eldivenler ve kolluklar
track arm n. boyuna çekme kolu
bending arm n. bükme kolu
package lifter arm n. bobin kaldırma donanımı
walking aids manipulated by one arm n. bir kol ile kullanılan yürümeye yardımcı aletler
grab arm n. çift çeneli kepçe kolu
draft arm n. çekme kolu
anchor arm n. çıpa kolu
settlement arm n. çapraz kollu çökme göstergesi
ratchet arm n. cırcır kolu
actuating arm n. çalıştırma kolu
cross arm n. çapraz kol
puller arm n. çektirme aleti kolu
dog arm n. çeneli kavrama
fork arm n. çatal kolu
activating arm n. çatal
towing arm n. çekme kolu
balance arm axle n. denge kolu aksı
balance arm n. denge kolu
tilt arm n. devirme kolu
support arm n. destek kolu
tip arm n. devirme kolu
axle arm n. dingil başı
pivoting arm n. döner çember
pitman arm n. direksiyon mili
dome-cover locking arm n. dom kapağı köprüsü
breaker arm n. distribütör platin çekici
drop arm n. direksiyon mili kumanda kolu
pitman arm n. direksiyon parmağı
shift arm n. dişli kolu
gear arm n. dişli kolu
angle arm n. dirsekli kol
pitman arm n. direksiyon kumanda kolu
righting arm n. düzeltme kolu
spindle arm n. direksiyon kolu
steering arm n. direksiyon rot kolu
stop arm n. durdurma kolu
steering arm n. direksiyon çubuğu
equal arm scale n. eşit kollu terazı
attaching arm n. ekleme kolu
hand-arm vibration n. el-kol titreşimi
arm eccentric n. eksantrik kolu
hand arm and whole-body vibration values n. el-kol ve bütün vücut titreşim değerleri
hand-run arm n. el ile çalıştırma kolu
hand-arm vibration hazard n. el-kol titreşim tehlikesi
top of the regulator arm n. el fren mili kafası
bending arm n. eğme kolu
hand-arm vibration n. el kol titreşimi
til arm n. eğim kolu
aspiration arm n. emme kolu
access arm n. erişim kolu
headlamp wiper arm n. far silicisi kolu
shutter arm n. gaz kısma kolu
rocker arm shaft n. fren pernosu
brush holder arm n. fırça tutucu kolu
reversing arm n. geri hareket kolu
ship's righting arm n. gemi düzeltme kolu
tensioning arm n. germe kolu
indication arm n. işaret kolu
choke arm n. jikle kolu
push arm n. itme kolu
lifting arm system n. kaldırma kolu sistemi
lifter arm n. kaldırma kolu
lifter arm bracket n. kaldırma kolu desteği
horizontal arm n. kapak takviyesi
lifting arm n. kaldırma kolu
balance arm n. kaldırma kolu
lever arm principle n. kaldıraç kolu kuralı
lifting arm shaft n. kaldırma kolu şaftı
rocker shaft and arm n. kalbütör mili ve pianosu
lever arm n. kaldıraç kolu
lift arm n. kaldırma kolu
gate arm n. kapak kolu
stone fork arm n. kaya çatalı kolu
locking arm n. kilitleme kolu
rocker arm n. kavrama kolu
scarifier arm n. kazıyıcı kolu
top arm body n. kılavuz çubuğu
digging arm n. kazma kolu
lock arm n. kilit kolu
breaker arm n. kesici kolu
side arm n. kenar kolu
crank arm bearing n. krank kolu yatağı
arm rest n. kol dayanağı
arm rest plate n. kol dayanağı plakası
pole arm n. kutup kolu
arm traction n. kollardan çekme
crank arm n. krank kolu
arm rest n. kol desteği
arm rest retainer n. kol dayanağı tutucusu
arm rest kit n. kol dayanağı kiti
control arm kit n. kontrol kolu kiti
drag link arm n. kumanda kolu
arm crowd force n. kol kopartma gücü
control arm n. kontrol kolu
lever arm n. kuvvet kolu
actuating arm n. kumanda kolu
link arm end n. kontrol kolu ucu
arm barrier n. kollu bariyer
arm section n. kol bölümü
control arm stay n. kontrol kolu mesnedi
arm plate n. kol plakası
link arm coupling n. kontrol kolu bağlantısı
arm elevator n. kollu elevatör
effort arm n. kuvvet kolu
valve rock arm brack n. külbütör mili köprüsü
rocker arm shaft n. külbütör mili
rocker shaft and arm n. külbütör
lever arm n. manivela kolu
rocker arm shaft retainer n. külbütör mili tutucusu
rocker arm n. külbütör
intermediate arm n. levye
activating arm n. marş çatalı
lever arm n. levye kolu
rocker arm n. külbütör mili