burst out

Significados de "burst out" en diccionario turco inglés : 17 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Phrasals
1	Phrasals	burst out v.	patlamak
They all burst out laughing. Onların hepsi gülmekten patladılar. More Sentences
General
2	General	burst out v.	patlak vermek
3	General	burst out v.	söyleyivermek
4	General	burst out v.	haykırmak
5	General	burst out v.	birden başlamak
Phrasals
6	Phrasals	burst out v.	fışkırmak
7	Phrasals	burst out v.	aniden ve hızla akmak/gelmek
8	Phrasals	burst out v.	fırlamak
9	Phrasals	burst out v.	hızla dışarı çıkmak
10	Phrasals	burst out v.	aniden bulunduğu yerden ayrılmak
11	Phrasals	burst out v.	birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak
12	Phrasals	burst out v.	(giysi) küçük gelmek
13	Phrasals	burst out v.	(giysi) içine sığmamak
14	Phrasals	burst out v.	karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
15	Phrasals	burst out v.	birden bağırmak
16	Phrasals	burst out v.	aniden yüksek sesle konuşmak
17	Phrasals	burst out v.	infilak etmek

Significados de "burst out" con otros términos en diccionario inglés turco: 57 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	burst out crying v.	birden ağlamaya başlamak
Tom burst out crying. Tom birden ağlamaya başladı. More Sentences
2	General	burst out laughing v.	kahkahayı basmak
It was such a nice joke that everybody burst out laughing. Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes kahkahayı bastı. More Sentences
3	General	burst out laughing v.	kahkahayı patlatmak
Tom burst out laughing. Tom bir kahkaha patlattı. More Sentences
4	General	burst out laughing v.	gülmekten kırılmak
It was such a nice joke that everybody burst out laughing. O kadar güzel bir fıkraydı ki herkes gülmekten kırıldı. More Sentences
Phrasals
5	Phrasals	burst out into (something) v.	(bir şeye) boğulmak
On the speaker's saying so, the audience burst out into laughter. Konuşmacının bunu söylemesi üzerine dinleyiciler kahkahalara boğuldu. More Sentences
Idioms
6	Idioms	burst out crying v.	gözyaşlarına boğulmak
She burst out crying. O gözyaşlarına boğuldu. More Sentences
7	Idioms	burst out laughing v.	kahkahalara boğulmak
Shay burst out laughing when she heard the joke that David told. Shay, David'in anlattığı fıkrayı duyunca kahkahalara boğuldu. More Sentences
General
8	General	burst out laughing v.	gülmekten çatlamak
Phrasals
9	Phrasals	burst out (of something) v.	fırlamak
10	Phrasals	burst out (of something) v.	hızla dışarı çıkmak
11	Phrasals	burst out (of something) v.	aniden bulunduğu yerden ayrılmak
12	Phrasals	burst out (of something) v.	(giysi) küçük gelmek
13	Phrasals	burst out (of something) v.	içine sığmamak
14	Phrasals	burst out (of something) v.	karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
15	Phrasals	burst out doing something v.	birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak
16	Phrasals	burst out with (something) v.	birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
17	Phrasals	burst out with (something) v.	birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak
18	Phrasals	burst out with (something) v.	feryadı basmak
19	Phrasals	burst out with (something) v.	yaygara koparmak
20	Phrasals	burst out with (something) v.	yaygarayı basmak
21	Phrasals	burst out with (something) v.	çığlık atmak/koparmak/basmak
22	Phrasals	burst out with (something) v.	yaygarayı basmak
23	Phrasals	burst out with something v.	birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
24	Phrasals	burst out with something v.	birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak
25	Phrasals	burst out with something v.	feryadı basmak
26	Phrasals	burst out with something v.	yaygara koparmak
27	Phrasals	burst out with something v.	yaygarayı basmak
28	Phrasals	burst out with something v.	çığlık atmak/koparmak/basmak
29	Phrasals	burst out with something v.	yaygarayı basmak
30	Phrasals	burst out doing v.	birdenbire/aniden yapmaya başlamak
31	Phrasals	burst out into v.	açmak
32	Phrasals	burst out into v.	çiçek açmak
33	Phrasals	burst out into v.	çiçeklenmek
34	Phrasals	burst out into (something) v.	açmak
35	Phrasals	burst out into (something) v.	çiçek açmak
36	Phrasals	burst out into (something) v.	çiçeklenmek
37	Phrasals	burst out into (something) v.	bir anda (bir şey) yapmaya başlamak
38	Phrasals	burst out into (something) v.	(bir şey) içinde kalmak
39	Phrasals	burst out into (something) v.	bir anda (bir şeye) teslim olmak
40	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyden/bir yerden) fışkırmak
41	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyden/bir yerden) dışarı akmak
42	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak
43	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyin/bir yerin) içinden/arkasından bir anda ortaya çıkmak
44	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyden/bir yerden) bir anda belirivermek
45	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyi/bir yeri) bir hışımla terk etmek
46	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak
47	Phrasals	burst out of (somewhere or something) v.	(bir şeyden/bir yerden) aniden ayrılmak
48	Phrasals	burst out with v.	feryadı basmak
49	Phrasals	burst out with v.	yaygara koparmak
50	Phrasals	burst out with v.	yaygarayı basmak
51	Phrasals	burst out with v.	çığlık atmak/koparmak/basmak
Colloquial
52	Colloquial	ijbol (i just burst out laughing) abrev.	gülmekten yarıldım
53	Colloquial	ijbol (i just burst out laughing) abrev.	kahkahaya boğuldum
Idioms
54	Idioms	burst out into blossom v.	çiçek açmak
55	Idioms	burst out crying v.	göz yaşları sel olmak
56	Idioms	burst out into laughter v.	kahkahalara boğulmak
57	Idioms	burst out of somewhere v.	(bir yerden) ortaya çıkmak