Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | depart v. | yola çıkmak | ||
We could not get out of Brussels at all; we had to go back, and in the end departed from Charleroi the next day. Brüksel'den hiç çıkamadık; geri dönmek zorunda kaldık ve sonunda ertesi gün Charleroi'den yola çıktık. More Sentences |
||||
General | ||||
General | depart v. | hareket etmek | ||
My flight will depart in an hour. Uçağım bir saat içinde hareket edecek. More Sentences |
||||
General | depart v. | ayrılmak | ||
I could not undertake to depart from the institutional agreement. Kurumsal anlaşmadan ayrılmayı taahhüt edemezdim. More Sentences |
||||
General | depart v. | kalkmak | ||
The train will depart soon. Tren yakında kalkacak. More Sentences |
||||
General | depart v. | yola çıkmak | ||
He told us to depart at once. Bize hemen yola çıkmamızı söyledi. More Sentences |
||||
General | depart v. | uzaklaşmak | ||
Two major countries have blatantly departed from compliance with the Stability Pact’s rules. İki büyük ülke İstikrar Paktı kurallarına uymaktan bariz bir şekilde uzaklaştı. More Sentences |
||||
General | depart v. | gitmek | ||
When will he depart for London? Londra'ya ne zaman gidecek? More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | depart v. | ayrılmak | ||
The Commission cannot depart from this principle and does not want to do so. Komisyon bu ilkeden ayrılamaz ve bunu yapmak da istemez. More Sentences |
||||
Technical | depart v. | yola çıkmak | ||
Mary said that she would depart soon. Mary yakında yola çıkacağını söyledi. More Sentences |
||||
Archaic | ||||
Archaic | depart n. | kalkış | ||
The train was ready to depart. Tren kalkışa hazırdı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | depart v. | vefat etmek | ||
General | depart v. | ayrılmak (uçak vb) | ||
General | depart v. | ölmek | ||
General | depart v. | yolundan sapmak | ||
General | depart v. | caymak | ||
General | depart v. | kalkış yapmak | ||
General | depart v. | yana dönmek | ||
General | depart v. | yön değiştirmek | ||
General | depart v. | yolundan çıkmak | ||
General | depart v. | (dernek veya katılım alanından) ayrılmak | ||
General | depart v. | (düz veya dolambaçsız şekilde) dolanmak | ||
General | depart v. | (düz veya dolambaçsız şekilde) gezinmek | ||
Law | ||||
Law | depart v. | davadan ayrılmak | ||
Law | depart v. | (mahkeme veya hakim) federal ceza kanunlarını takip etmemek | ||
Law | depart v. | (mahkeme veya hakim) federal ceza kanunlarından sapmak | ||
Law | depart v. | (mahkeme veya hakim) federal ceza kanunlarına uymamak | ||
Chemistry | ||||
Chemistry | depart n. | (eski kimyada) alaşımda bulunan metalin diğerinden ayrışması | ||
Archaic | ||||
Archaic | depart n. | ayrılış | ||
Archaic | depart n. | ayrılma | ||
Archaic | depart n. | yola çıkma | ||
Archaic | depart n. | ölüm | ||
Archaic | depart n. | vefat |