handle - Turco Inglés Diccionario

handle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "handle" en diccionario turco inglés : 115 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
handle n. sap
The handle of the pitcher was broken.
Sürahinin sapı kırılmış.

More Sentences
handle n. kulp
The handle of the cup was already broken.
Fincanın kulpu zaten kırılmıştı.

More Sentences
handle v. idare etmek
I am amazed that she is quite good at handling such a big truck.
Bu kadar büyük bir kamyonu idare etmekte oldukça iyi olmasına şaşırdım.

More Sentences
handle v. işlemek
More and more people handle ever greater quantities of sensitive personal information.
Her geçen gün daha fazla sayıda insan, daha büyük miktarlarda hassas kişisel bilgileri işlemektedir.

More Sentences
handle v. (meseleyi) ele almak
In my view, the rapporteur has handled the topic of religious freedom in his articles very proficiently.
Bana göre raportör makalelerinde din özgürlüğü konusunu son derece yetkin bir şekilde ele almıştır.

More Sentences
General
handle n. kol
Let go of the handle.
Kolu bırak.

More Sentences
handle v. ellemek
Please do not handle the exhibits.
Lütfen sergilenenleri ellemeyin.

More Sentences
handle v. üstesinden gelmek
How are you going to handle this?
Bunun nasıl üstesinden geleceksiniz?

More Sentences
handle v. el sürmek
Don't handle the merchandise.
Mallara el sürme.

More Sentences
handle v. dokunmak
Wash your hands before you handle the food.
Yemeğe dokunmadan önce ellerini yıka.

More Sentences
handle v. meşgul olmak
Let someone else handle it.
Onunla başka biri meşgul olsun.

More Sentences
handle v. satmak
The trift shop near my office handles the most beautiful antiques.
Ofisimin yakınındaki eskici dükkânı en güzel antikaları satıyor.

More Sentences
handle v. geçinmek
Tom is easy to handle.
Tom'la geçinmek kolaydır.

More Sentences
handle v. başa çıkmak
We need to teach our children how to handle stress and uncertainty.
Çocuklarımıza stres ve belirsizlikle nasıl başa çıkacaklarını öğretmeliyiz.

More Sentences
handle v. halletmek
The company handled most of the paperwork for her visa application.
Vize başvurusu için gerekli evrak işlerinin çoğunu şirket halletti.

More Sentences
handle v. uğraşmak
The old lady was quite difficult to handle because she was too demanding.
Yaşlı kadınla uğraşmak oldukça zor oldu çünkü çok talepkâr biriydi.

More Sentences
handle v. dayanmak
He couldn't handle the pressure so he quit his job.
Baskıya dayanamayarak işinden ayrıldı.

More Sentences
handle v. tutmak
She taught her sons to handle the cats gently.
Oğullarına kedileri nazikçe tutmayı öğretti.

More Sentences
handle v. teslimat gerçekleştirmek
The cargo company handles all types of deliveries.
Kargo şirketi her türlü teslimatı gerçekleştiriyor.

More Sentences
Technical
handle n. kapı kolu
You can tighten a loose door handle with a screwdriver.
Gevşek kapı kolunu tornavida ile sıkabilirsiniz.

More Sentences
handle n. kol
I turned the handle.
Kolu çevirdim.

More Sentences
handle n. kulp
The handle is broken.
Kulp kırılmış.

More Sentences
handle n. sap
The handle of the pitcher was broken.
Sürahinin sapı kırıldı.

More Sentences
Textile
handle v. başa çıkmak
We need a strategy on how to handle the demands which we will face in the months and years ahead.
Önümüzdeki aylarda ve yıllarda karşılaşacağımız taleplerle nasıl başa çıkacağımıza dair bir stratejiye ihtiyacımız var.

More Sentences
handle v. idare etmek
Unfortunately the Iranian authorities do not know how to handle the situation.
Ne yazık ki İranlı yetkililer durumu nasıl idare edeceklerini bilmiyorlar.

More Sentences
handle v. yönetmek
She handles the business when the manager is away.
Yönetici uzaktayken, işi o yönetir.

More Sentences
Automotive
handle n. sap
A pick is a long handled tool used for breaking up hard ground surfaces.
Bir kazma, sert zemin yüzeyleri parçalamak için kullanılan uzun saplı bir araçtır.

More Sentences
Marine
handle v. elleçlemek
It would have authorised shippers to use inexperienced, untrained and temporary labour to handle their own cargo.
Göndericilerin kendi yüklerini elleçlemek için deneyimsiz, eğitimsiz ve geçici iş gücü kullanmalarına izin verecekti.

More Sentences
Common Usage
handle n. tutacak
handle n. tutamak
handle n. el tutma yeri
General
handle n. vesile
handle n. yol
handle n. kabza
handle n. bahane
handle n. tutak
handle n. imkan
handle n. olanak
handle n. çıkar yol
handle n. vasıta
handle n. tokmak
handle n. tutaç
handle n. tutamaç
handle n. alet
handle n. lakap
handle n. takma ad
handle n. anlama
handle n. kavrayış
handle n. yönetme
handle v. ele gelmek
handle v. eğitmek
handle v. eline almak
handle v. kıvırmak
handle v. köpürmek
handle v. ele almak
handle v. kullanmak
handle v. elden geçirmek
handle v. muamele etmek
handle v. elleri kullanmak
handle v. kendini savunabilmek
handle v. tabaklama işlemi sırasında çukurdaki derileri yukarı aşağı hareket ettirmek
handle v. vakıf olmak
handle v. yetkin olmak
handle v. başarmak
handle v. tamamlamak
handle v. kararında içmek
handle v. yargılama yetkisinin alanında olmak
handle v. görüşmek
handle v. tartışmak
handle v. yönetmek için belirli bir şekilde davranmak
handle v. ele almak
Trade/Economic
handle v. ticaret yapmak
Law
handle v. davaya bakmak
Technical
handle n. anahtar kolu
handle n. elcik
handle n. tutma yeri
handle n. tutum
handle n. tanıtıcı
handle n. tutamaç
handle n. en büyük endeks değeri
handle n. en yüksek fiyat
handle n. top ile homeomorfik olup iki alt boyutlu topun ürünü olarak görülen topolojik uzay
handle v. ele almak
handle v. kol tutamak
handle v. kullanmak
Computer
handle n. dosya aracı
handle n. işleyici
handle n. işleyici tanıtıcı dosya aracı
handle n. tanıtıcı değer
handle n. işleyici
handle n. tanıtıcı
Textile
handle n. manivela
handle n. tutum
handle n. (işte) kullanmak
handle v. bulundurmak
handle v. eline almak
handle v. el sürmek
handle v. ellemek
handle v. kontrol altında tutmak
handle v. tutamak
Construction
handle v. elden geçirmek
handle v. taşımak
Automotive
handle v. başa çıkabilmek
Marine
handle v. eleçlemek
Gastronomy
handle n. alet edavat sapı
Military
handle n. kabza
Hunting
handle v. öldürmek
Sport
handle v. (topa) elle dokunmak
handle v. (topu) elle almak
Football
handle v. elle topa dokunmak
handle v. elle oynamak
Wagering
handle n. belirli bir gün veya dönemde yapılan bahislerin toplamı
handle n. hasılat
Slang
handle n. tutacaklı bira bardağı
handle n. birisinin ismi, soy ismi veya lakabı

Significados de "handle" con otros términos en diccionario inglés turco: 413 resultado(s)

Inglés Turco
General
door handle n. kapı kolu
Tom rattled the door handle.
Tom kapı kolunu zorladı.

More Sentences
handle the situation v. durumu idare etmek
Do you think Tom can handle the situation?
Tom'un durumu idare edebileceğini düşünüyor musun?

More Sentences
handle the situation v. durumla başa çıkmak
Do you think Tom can handle the situation?
Sence Tom bu durumla başa çıkabilir mi?

More Sentences
Speaking
let me handle expr. halletmeme izin ver
You must let me handle this.
Bunu benim halletmeme izin vermelisin.

More Sentences
Technical
door handle n. kapı kolu
Tom rattled the door handle.
Tom kapı kolunu tıkırdattı.

More Sentences
General
door handle n. kapı tokmağı
pump handle n. pompa kolu
crank handle n. çalıştırma kolu
starting handle n. çalıştırma kolu
handle bars n. gidon
emergency handle n. imdat kolu
alarm signal handle n. imdat freni çekme kolu
commode handle n. dolap tutamağı
door handle n. kapının kolu
the handle of the umbrella n. şemsiye sapı
umbrella handle n. şemsiye sapı
the handle of the umbrella n. şemsiyenin sapı
umbrella handle n. şemsiyenin sapı
pickaxe handle n. kazma sapı
handle bar n. gidon
handle bar n. bisiklet gidonu
bread carriage handle n. ekmek kızartma makinesi kolu
square handle n. kare tutamak
rope handle n. ipten kapı/pencere sapı
rope handle n. ipten çanta sapı
rope handle n. ipten yapılmış çanta askısı/sapı/tutacağı
rope handle n. ipten kapı sapı
detergent dispenser handle n. deterjan çekmece panosu
handle side n. (tarak vb) tutma yeri
love handle n. belin yan kısımları
love handle n. aşk tutacağı
bag handle n. çanta sapı
brass knob handle n. pirinç topuz kulp
scalpel handle n. bistüri sapı
fork handle n. kürek sapı
rake handle n. tırmığın sapı
rake handle n. tırmığın tutma yeri
rake handle n. tırmık sapı
ax handle n. balta sapı
axe handle n. balta sapı
handle [dialect] n. yaklaşık 0,473 litrelik bira ölçüsü
handle [nz] n. (kumaş, deri) doku
handle-bars n. gidon kolu
handle-bars n. gidon
handle-bars n. yönelteç
mop handle n. paspas sapı
love handle n. bel bölgesinde bulunan fazla yağ
love handle n. simit bölgesi yağı
broom handle n. süpürge sapı
handle [new zealand] n. hissiyat
fly off the handle v. tepesi atmak
be unworthy to handle v. layığıyla kullanamamak
handle somebody with tact v. nabzına göre şerbet vermek
fly off the handle v. çok kızmak
be unworthy to handle v. hakkını verememek
give a handle v. fırsat tanımak
rough handle v. itip kakmak
fly off the handle v. küplere binmek
be unworthy to handle v. kıvıramamak
handle somebody tactfully v. suyuna gitmek
handle without gloves v. sert davranmak
handle without gloves v. kaba davranmak
handle with kid gloves v. tatlılıkla idare etmek
handle with kid gloves v. yumuşak davranmak
handle something as a whole v. bütün olarak ele almak
handle the subject v. konuyu ele almak
fly off the handle v. çılgına dönmek
handle a relationship v. ilişki yürütmek
handle a relationship v. ilişki sürdürmek
handle the situation v. durumu kontrol altında tutmak
handle the situation v. durumu kontrol etmek
handle the situation v. durumun icabına bakmak
handle the situation v. durumun üstesinden gelmek
handle the situation v. durumla ilgilenmek
handle the crisis in his own way v. krizle kendi yöntemiyle baş etmek
handle the crisis in his own way v. krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
handle the rest v. geri kalanı halletmek
handle (a/the) problem directly v. sorunla doğrudan ilgilenmek
pull the handle v. kolu çekmek
handle stress v. stresle baş etmek
bag handle v. çanta içinde sürtünerek (madeni paraların) aşınmasına neden olmak
unworthy to handle holy things adj. kutsal şeyleri tutmaya layık olmayan
having a handle adj. kulplu
having a handle adj. saplı
too hot to handle adj. el değmeyecek kadar sıcak
too hot to handle adj. elle tutulamayacak kadar sıcak
too hot to handle adj. el yakacak kadar sıcak
too hot to handle adj. dokunulamayacak kadar sıcak
the door handle has come off expr. kapının kolu koptu
the handle has come off expr. tutamaç yerinden çıktı
the handle has come off expr. (makineye ait) kol yerinden çıktı
hdl (handle) abrev. kulp
Phrasals
handle (someone or something) with gloves v. (birine/bir şeye) çok yumuşak/nazik davranmak
handle (someone or something) with gloves v. (birini/bir şeyi) göz gibi sakınmak
handle (someone or something) with gloves v. (birini/bir şeyi) pamuklara sararak sakınmak
handle (someone or something) with gloves v. (birinin/bir şeyin) üstüne titremek
handle (someone or something) with gloves v. (birini/bir şeyi) nazlı alıştırmak
handle (someone or something) with gloves v. (birini/bir şeyi) el üstünde tutmak
handle (someone or something) with gloves v. (birini/bir şeyi) şımartmak
handle (someone or something) with gloves v. (birine/bir şeye) el bebek gül bebek davranmak
Colloquial
handle the jandal v. işi yapabilmek
handle the jandal v. işi bilmek
handle the jandal v. işin nasıl yapılacağını bilmek
handle the jandal v. işten anlamak
handle (oneself) v. (kendini) idare etmek
handle (oneself) v. (kendini) yönetmek
handle (oneself) v. (kendini) savunmak
handle (oneself) v. (kendi) başının çaresine bakabilmek
handle (oneself) v. (kendi) başının çaresine bakmak
Idioms
a handle to (one's) name n. kişinin lakabı
a handle to (one's) name n. kişinin takma adı
too hot to handle n. ele alması zor/güç (konu)
a handle on something n. bir şeyi anlamanın yolu/çaresi
handle to one's name n. kişinin lakabı
handle to one's name n. kişinin takma adı
handle without mittens v. sert davranmak
handle without mittens v. kaba davranmak
handle without mittens v. eldiven kullanmadan ele almak
get a handle on something v. bir şeye hakim olmak
fly off the handle v. balatayı yakmak
get a handle on v. başa çıkmak
handle someone with kid gloves v. birine karşı çok nazik ve hassas davranmak
fly off the handle v. balatayı sıyırmak
have a handle on something v. bir şeye hakim olmak
handle someone with kid gloves v. birine karşı itina ile davranmak
fly off the handle v. dinden imandan çıkmak
be too hot to handle v. ele alması zor/güç olmak
handle with kid gloves v. gözü gibi sakınmak
fly off the handle v. şalteri atmak
handle with kid gloves v. pamuklara sararak sakınmak
fly off the handle v. tepesi atmak
get a handle on something v. (soruna) çözüm bulmak
fly off the handle v. zıvanadan çıkmak
handle with gloves v. tatlılıkla idare etmek
handle with gloves v. yumuşak davranmak
handle with gloves v. alttan almak
handle with gloves v. nazik davranmak
go off the handle v. küplere binmek
go off the handle v. çok kızmak
go off the handle v. tepesi atmak
go off the handle v. çılgına dönmek
go off the handle v. balatayı sıyırmak
go off the handle v. balatayı yakmak
go off the handle v. şalteri atmak
go off the handle v. tepesi atmak
go off the handle v. deliye dönmek
go off the handle v. kontrolünü kaybetmek
go off the handle v. gözü kararmak
go off the handle v. çileden çıkmak
get/have a handle on somebody/something v. birine/bir şeye hakim olmak
get/have a handle on somebody/something v. birini/bir şeyi anlamak
get/have a handle on somebody/something v. birine/bir şeye aşina olmak
handle (someone or something) with kid gloves v. (birine/bir şeye) karşı çok nazik ve hassas davranmak
handle (someone or something) with kid gloves v. (birine/bir şeye) karşı itina ile davranmak
handle (someone or something) with kid gloves v. (birine/bir şeye) yumuşak davranmak
handle (someone or something) without gloves v. (birine/bir şeye) kaba davranmak
handle (someone or something) without gloves v. (birine/bir şeye) sert davranmak
handle on v. başa çıkma
handle on v. hakim olma
Speaking
love handle n. aşk simidi
flew off the handle expr. açtı ağzını yumdu gözünü
you can handle this expr. altından kalkabilirsin
I can't handle this all by myself expr. bununla tek başıma başa çıkamam
I can handle myself expr. başımın çaresine bakabilirim
I can handle this expr. bunu halledebilirim
can you handle it? expr. bunu kaldırabilir misin?
I will handle it expr. ben hallederim
I would handle it expr. ben hallederim
can you handle it? expr. bunun üstesinden gelebilir misin?
I don't know if i can handle it expr. başa çıkabilir miyim bilmiyorum
I can't handle this all by myself expr. bununla tek başıma başa çıkamıyorum
handle with care expr. dikkatli taşıyın
handle with care expr. dikkatli tutun
pull the handle expr. kolu çek
I can handle it expr. üstesinden gelirim
I handle it myself expr. kendi hallediyorum
Trade/Economic
handle correspondence v. yazışmaları idare etmek
examine and handle v. tetkik etmek ve halletmek
Technical
release handle n. açma çubuğu tutamağı
tool handle n. alet sapı
lever handle n. açma kolu
brake handle securing nut n. altı köşe somun
emergency stop handle n. ani kapama kolu
courtesy handle n. aydınlatma kolu
sledge hammer handle n. balyoz sapı
handle bar n. bisiklet motosiklet vb ini yönetmek için kullanılan ve ön tekere kumanda eden kısım
isolating valve handle n. boşaltma musluğu kolu
operating handle n. çalıştırma kolu
drawbar handle n. çekme çubuğu tutma kolu
crank handle n. çalıştırma kolu
panning handle n. çevrinme kolu
hammer handle n. çekiç sapı
outside hinged handle n. dış kapı tutamağı
rotating handle n. döndürme kolu
gears with crank handle n. döndürme kolu olan dişliler
full handle n. dolgun tutum
crank handle n. döndürme/çalıştırma kolu
crank handle n. dirsek sapı
firm handle n. dolgun tutum
file handle n. dosya işleme
emergency exit devices operated by a lever handle or push pad n. el veya ayakla çalışan acil çıkış kapı tertibatları
handle starting equipment n. el ile çalıştırma techizatı
door handle guard n. emniyet tutamağı
file handle n. eğe sapı
built-in door handle n. gömme kapı tutamağı
speed handle n. hız kolu
scroopy handle n. hışırtılı tutum
crunchy handle n. hışırtılı tulum
inside door handle n. iç kapı kolu
insulated handle n. izoleli sap
inside hinged handle n. iç kapı tutamağı
emergency stop handle n. imdat kolu
espagnolette handle n. ispanyolet kolu
alarm signal handle n. imdat freni çekme kolu
knob handle n. kapı topuzu
door outside handle n. kapı dış kolu
door handle n. kapı açma kolu
handle fastener n. kapı tutamağı alt plakası
door handle n. kapı kulpu
door handle n. kapı iç açma kolu
door handle n. kapı tokmağı
door pull handle n. kapı çekme kolu
locking handle n. kilitleme manivelası
lock handle n. kilit tutamağı
lock handle n. kelebek anahtar
ratchet handle n. kilit kabzası
lock handle n. kilit dili
easy-to-handle n. kullanımı kolay
handle cross-shaft n. kol ara parçası
control handle n. kumanda kolu
coupling screw handle n. koşum takımı çevirme kolu
control handle n. kontrol kolu
handle locking screw n. kol saplaması
handle fitting n. kol tertibatı
lever handle n. kol
handle wrench n. kulplu anahtar
handle locking screws n. kol saplaması
crank handle n. krank kolu
control handle n. kontrol tutamağı
handle nut n. kollu somun
rubber handle n. lastik tutma sapı
ratchet handle n. mandal kolu
jointed handle n. mafsallı kol
object handle n. nesne işleme
panning handle n. pan kolu
fire handle n. pnömatiği ve elektriği kesen ana kol
pump handle n. pompa kolu
service handle n. servis mandalı
basket-handle vault n. sepetkulpu tonoz
door handle n. sürme kapı tutamağı
starter handle n. starter kolu
starter handle n. starter tutamağı
operating handle n. sürgü tahrik çubuğu tutamağı
firm handle n. tok tutum
measurement of vibration at the handle n. tutamaktaki titreşimin ölçümü
handle bag n. tutamaklı torba
grab handle n. tutamak
full handle n. tok tutum
measurement of vibrations at the handle n. tutamaktaki titreşimin ölçülmesi
carrying handle n. taşıma kulpu
pump handle n. tulumba kolu
t-handle n. t şeklinde kol
screwdriver handle n. tornavida sapı
saw handle n. testere sapı
measurement of vibrations at the handle part n. tutamaktaki titreşimin ölçülmesi
carrying handle n. taşıma sapı
handle clearance n. tutamak boşluğu
baffle handle n. tampon tesbit kolu
boarding handle n. tutamak
handle strength n. tutamak dayanımı
measurement of vibration at the handle n. tutamaktaki titreşimin ölçülmesi
saw handle n. testere kolu
tool handle n. takım sapı
auxiliary handle n. yardımcı kol
hand brake wheel handle n. volan tutamağı
insulated handle n. yalıtık sap
fire handle n. yangın engelleme kolu
ground door opening handle n. yerde kapak açma kolu
hoe handle n. çapa sapı
cross handle n. çapraz musluk başı
cross handle n. çaprazlama takılmış sap
spade handle n. kürek sapı tutamağı
spade handle n. kürek sapı elceği
handle ball v. bilyalı tutamak
handle calls v. çağrılara bakmak ve icabı ifa etmek
handle cbrn calls v. kbrn ihbarlarının icabını ifa etmek
handle fire calls v. yangın ihbarlarının gereğini icra etmek
one-handle adj. tek kollu/elli
Computer
sizing handle n. boyutlandırma tutamağı
sizing handle n. boyutlandırma aracı
block handle n. blok işleyici
invalid handle n. geçersiz tanıtıcı
invalid file handle n. geçersiz dosya tanıtıcı değeri
invalid handle n. geçersiz işleyici
invalid accelerator table handle n. geçersiz hızlandırma tablosu tutamağı
action handle n. eylem tutacağı
handle count n. işleç sayısı
file handle n. kütük tanıtıcı değer
selection handle n. seçim tutacağı
handle count n. tanıtıcı sayımı
handle bars n. tutma çubuğu
Informatics
file handle n. kütük erişim tutamağı
Telecom
service record handle n. hizmet kaydı işlemi
service record handle n. hizmet kaydının belirteci
average handle time n. ortalama elealma süresi
Electric
insulated handle n. izoleli sap
insulated handle n. yalıtık sap
Mechanic
knife handle wrench n. ingiliz anahtarı
dead man's handle n. yalnızca operatör bastığında çalışmaya izin veren güvenlik anahtarı
Textile
firm handle n. dolgun tutum
full handle n. dolgun tutum
scroopy handle n. hışırtılı tutum
crunchy handle n. hışırtılı tutum
cloth handle difference n. kumaş tuşe farkı
cloth handle difference n. kumaş tuşesi farkı
cloth handle n. kumaş tuşesi
crank-handle n. manivela
full handle n. tok tutum
firm handle n. tok tutum
Architecture
basket-handle arch n. iç eğrisinde üç merkezi olan yuvarlak kemer
basket-handle n. sepetkulpu
Construction
ladder handle n. merdiven tutamağı
ladder handle n. tırmananların tutunması için sabit merdivenlerin yan kısmına takılan demir parmaklık
hinged gangway handle n. geçit köprüsü gömme tutamağı
handle support bracket n. pencere tutamağı taban plakası
frame handle n. sandık tutamağı
Automotive
rear closure, deck lid, liftgate and tailgate outer handle lock mechanism n. arka kapama, bagaj kapağı, yukarıya açılan arka panel ve arkakapak dış tutamak kilit mekanizması
t-handle hexdriver n. altıköşe t anahtar
crank handle n. aşıklı mil kolu
tailgate handle n. bagaj kapısı kolu
trunk handle n. bagaj kapağı kolu
rachet handle n. cırcır kolu
pull-out door handle n. çekmeli kapı kolu
drive handle n. çevirme kolu
crank handle n. çalıştırma kolu
starting handle n. çalıştırma kolu
window regulator handle n. cam açma kolu
outside door handle n. dış kapı kolu
clutch handle n. debriyaj kolu
brake handle n. el fren kolu
flexible drive handle n. esnek sap
handle driver n. elle sökme takma aleti
brake handle n. el freni kolu
starting handle n. ilk hareket kolu
interior door handle n. iç kapı kolu
door outer handle n. kapı dış kolu
door handle cup n. kapı açma kolu yuvası kapağı
door handle n. kapı kolu
grab handle n. kapı kolu
body file handle n. kaportacı eğe kolu
outside door handle n. kapı dış kolu
door pull handle n. kapı tutma kolu
starting handle n. krank kolu
jack handle n. kriko kolu
crank handle n. krank kolu
control handle n. kumanda mandalı
jack and jack handle n. kriko ve kriko kolu
t handle socket wrench with universal joint n. mafsallı t lokma kolu
starting handle n. marş kolu
offset handle n. lokma kolu
die handle n. pafta kolu
right handle drive n. sağdan direksiyonlu araç
grab handle n. tutamak
t handle socket wrench n. t lokma kolu
t-handle shifter n. t vites kolu
handle driver n. takma aleti
door remote control handle n. uzaktan kumandalı kapı kolu
body side door/front & rear door inner handle lock mechanism n. yan ön ve arka içkapı mandalı kilit mekanizması
body side door/front & rear door outer handle lock mechanism n. yan ön ve arka dışkapı mandalı kilit mekanizması
passenger assist handle n. yolcu tutamağı
Aeronautic
fire handle n. kesme kolu
fire handle n. motorda yangın çıkması halinde motoru durdurup motora giden yakıtı kesme kolu
t handle n. t şeklinde kol
fire handle n. yangın kolu
alternative firing handle n. yardımcı ateşleme kolu
face screen firing handle n. yüz perdesi ateşleme kolu
Medical
epididymodeferential handle n. epididimodeferansiyel kulp
galien handle n. galien kangalı
isolated medial bucket-handle type meniscal tears n. izole medial menisküs kovasapı yırtıkları
bucket handle meniscal tear n. kova sapı menisküs yırtığı
bucket handle fracture n. kova sapı kırığı
Optics
bucket-handle appearance n. kova sapı görünümü
Gastronomy
knife-handle n. bambu istiridye
pan handle n. tava sapı
Marine Biology
knife-handle n. uzun ve kavisli ince kabuğu olan deniz midyesi
Botanic
handle of anastomosis n. ağızlaşma kulbu
Agriculture
plough handle n. pulluk kolu
Tobacco
ratchet handle n. cırcır kolu
Geography
handle [rare] n. zirve
handle [rare] n.
handle [rare] n. sınır
Military
internal t handle n. dahili t kolu
landing gear handle n. iniş takımı kolu
bolt handle n. kurma kolu
bolt handle n. sürgü kolu
handle low n. yeniden konuşlanma
Hunting
tubular handle n. boru şeklindeki el kundağı
operating handle n. çalıştırma kolu
changing handle n. emniyet tutucusu
operating handle n. elle kullanmak için sürgüyü tutucakla hareket ettirmeyi sağlayan kol
cocking handle n. kurma kolu
bolt handle n. sürgü kolu
operating handle v. elle kullanmak için sürgüyü tutucakla hareket ettirmek
Sport
handle tow n. kayakçıların döner bir halattan tutunarak hareket ettikleri basit bir kayak teleferiği
handle tow n. kulplu halat
racket handle grip n. raket tutuşu
Slang
pearl handle n. sigara
fly off the handle v. çılgına dönmek
fly off the handle v. deliye dönmek
handle the hose v. mastürbasyon yapmak
handle the hose v. otuz bir çekmek
fly off the handle v. şalterleri atmak
fly off the handle v. şalteri atmak