hem - Turco Inglés Diccionario

hem

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "hem" en diccionario turco inglés : 48 resultado(s)

Inglés Turco
General
hem n. kenar
hem n. kenar kıvrımı
hem n. bastırılmış kenar
hem n. kıvırma
hem n. etek
hem n. perde eteği
hem n. etek baskısı
hem n. elbise eteği
hem n. dikilmiş kenar
hem n. yapmacık ve kısa öksürük
hem n. yapmacık boğaz temizleme
hem n. elbise eteği kenarının yerden ölçülen yüksekliği
hem n. genellikle geriye katlanıp eşyalara sabitlenen kenar
hem n. bordür
hem n. sınır
hem n. iyonya sütun başlığı kıvrımının yüksek kenarı
hem n. (sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür
hem v. öksürmek
hem v. hımlamak
hem v. kenarını kıvırıp dikmek
hem v. kıvırıp kenarını bastırmak
hem v. kenarını bastırmak
hem v. kenar çekmek
hem v. bastırmak
hem v. etek baskısı yapmak
hem v. çevreleyip kapatmak
hem v. çevrelemek
hem v. çevirmek
hem v. kuşatmak
hem v. konuşurken tereddüt etmek
hem v. düz veya süslü bir kenar ile tamamlamak
hem v. düz veya süslü bir kenar ile bitirmek
hem v. sınırlamak
hem v. çerçevelemek
hem v. kenarına bordür yapmak
hem v. kenarlamak
hem interj. öhöm
hem interj. ehem
Technical
hem n. dikilmiş kenar
hem n. elbise kenarı
Textile
hem n. baskı
hem n. etek ucu
hem n. kıvrım yeri
hem n. reçme
Aeronautic
hem n. paraşüt pervazı
Medical
hem n. hem
hem n. hem
hem pref. kan anlamı veren ön ek

Significados de "hem" en diccionario inglés turco : 15 resultado(s)

Turco Inglés
General
hem alike adj.
Moreover, we should try to achieve this balance in the developed and the developing countries alike.
Üstelik bu dengeyi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde sağlamaya çalışmalıyız.

More Sentences
hem and also adv.
I saw my brother and also my sister.
Hem kız hem erkek kardeşimi gördüm.

More Sentences
hem anyway adv.
What time is it, anyway?
Hem saat kaç ki?

More Sentences
hem actually adv.
After all, both the MAGP and the FIFG are already so full of loopholes that you actually sail The Atlantic Dawn through.
Sonuçta, hem MAGP hem de FIFG zaten o kadar boşluklarla dolu ki, Atlantik Şafağı'na yelken açıyorsunuz.

More Sentences
hem as well as conj.
I ask that the exclusion clauses should not be routinely considered for practical as well as humanitarian reasons.
Hem pratik hem de insani nedenlerden ötürü istisna maddelerinin rutin olarak dikkate alınmamasını rica ediyorum.

More Sentences
hem after one adj.
hem likewise adv.
hem besides adv.
hem also adv.
hem both... and conj.
Medical
hem haem n.
hem hem n.
hem heme n.
hem hem n.
Archaic
hem by adv.

Significados de "hem" con otros términos en diccionario inglés turco: 60 resultado(s)

Inglés Turco
General
hem [obsolete] n. kendileri
hem [dialect] [uk] n. koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri
hem in v. sınırlamak
hem in v. çevresini çevirmek
hem in v. sarmak
hem around v. kuşatmak
hem about v. içine almak
hem about v. sarmak
hem about v. çevresini çevirmek
hem about v. kuşatmak
hem in v. içine almak
hem in v. kuşatmak
hem in v. etrafını almak
hem in v. kısıtlamak
hem around v. sarmak
hem-stitch v. kenarını işlemek
hem [dialect] pron. onlar
hem [dialect] pron. onları
hem- pref. yarım anlamı veren ön ek
hem- pref. yarı anlamı veren ön ek
Phrasals
hem about v. sınırlandırmak
hem out v. dışarıda bırakmak
hem about v. çevrelemek
hem out v. girmesini engellemek
hem out v. kapamak
hem someone or something in v. birini/bir şeyi kuşatmak
hem someone or something in v. birinin/bir şeyin etrafını çevirmek/sarmak
hem someone or something in v. birini/bir şeyi kısıtlamak/sınırlamak
Idioms
kiss the hem of one's garment v. etek öpmek
hem and haw v. evelemek gevelemek
hold on to (the hem of) a saint's robe v. etek tutmak
hem and haw around v. evelemek gevelemek
hem and haw around v. kem küm etmek
hem and haw v. mırın kırın etmek
hem and haw v. kem küm etmek
hem and haw v. tereddüt etmek
hem and haw v. kararsız olmak
hem and haw v. kaçamaklı konuşmak
hem and haw v. lafı dolandırmak
hem and haw v. kesin karar vermekten kaçınmak
hem and haw v. kesin eylemde bulunmaktan kaçınmak
hem and haw [us] v. lafla peynir gemisi yürütmek
hem and haw [us] v. anca konuşmayı bilmek
hem and haw [us] v. arpacı kumrusu gibi düşünüp durmak
Textile
ajour hem n. ajurlu bitiş
hem allowance n. dikiş payı
hem stitch n. etek ucu dikişi
hem width n. etek ucu genişliği
hem (of cloth) n. kenar baskısı
sleeve hem n. kol ağzı
sleeve hem n. kol ucu
trouser hem n. pantolon paça ucu
Aeronautic
hem rigged parachute n. donatısı pervazlı paraşüt
Medical
hem oxygenase n. hem oksijenaz
hem- pref. kan anlamı veren ön ek
Biochemistry
hem in n. oksitlenmiş hemden üretilen kırmızı-kahverengi veya mavi-siyah renkli kristalli formda bir tuz
hem in n. ferriprotoporfirin klorür
hem in n. içinde hemin klorür bulunduran bir dizi tuz
hem in n. hemin klorüre benzer çeşitli demir-porfirin türevleri
Archaic
hem [dialect] pron. onu