immediately - Turco Inglés Diccionario

immediately

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "immediately" en diccionario turco inglés : 20 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
immediately adv. hemen
The bakery is immediately behind the post office.
Fırın postanenin hemen arkasında.

More Sentences
immediately adv. derhal
There is clearly a very serious problem, and Aung San Suu Kyi should be released immediately.
Ortada çok ciddi bir sorun olduğu açıktır ve Aung San Suu Kyi derhal serbest bırakılmalıdır.

More Sentences
immediately adv. acilen
USD 120 million is required immediately.
120 milyon ABD dolarına acilen ihtiyaç duyulmaktadır.

More Sentences
General
immediately adv. derhal
The Commission must inform the complainant immediately and consistently.
Komisyon şikayetçiyi derhal ve tutarlı bir şekilde bilgilendirmelidir.

More Sentences
immediately adv. acilen
They needed assistance immediately.
Acilen yardıma ihtiyaçları var.

More Sentences
immediately adv. çabucak
The posters were immediately removed from the wall.
Posterler çabucak duvarlardan söküldü.

More Sentences
immediately adv. derhâl
We need to operate immediately.
Derhâl müdahale etmemiz gerekiyor.

More Sentences
immediately adv. hiç gecikmeden
She immediately booked a flight to Rome.
Hiç gecikmeden Roma'ya bir uçak bileti ayırttı.

More Sentences
immediately adv. hemen (önce/sonra)
They left immediately after dinner.
Yemekten hemen sonra ayrıldılar.

More Sentences
immediately conj. -ar -maz
Immediately the lights went out, the generator kicked in.
Işıklar söner sönmez jeneratör devreye girdi.

More Sentences
Common Usage
immediately adv. acil olarak
General
immediately adv. doğrudan doğruya
immediately adv. şıp diye
immediately adv. şipşak
immediately adv. -den hemen sonra
immediately adv. dakikasında
immediately adv. yakınında
immediately adv. yanı başında
immediately conj. en kısa zamanda
immediately conj. -diği gibi

Significados de "immediately" con otros términos en diccionario inglés turco: 41 resultado(s)

Inglés Turco
General
act immediately v. derhal harekete geçmek
With enlargement on our doorstep we must act immediately.
Genişleme kapımızdayken derhal harekete geçmeliyiz.

More Sentences
immediately before adv. hemen öncesinde
He waved to the crowd immediately before he delivered his speech.
O, konuşmasını yapmadan hemen önce kalabalığa el salladı.

More Sentences
write back immediately v. derhal cevap yazmak
need immediately v. acilen ihtiyaç duymak
take action immediately v. derhal harekete geçmek
immediately preceding (something) adj. bir tarihin veya olayın hemen öncesi
immediately afterwards adv. akabinde
immediately after adv. ardı sıra
immediately after adv. akabinde
immediately after adv. bir şeyin üstüne
immediately after adv. hemen sonrasında
immediately after adv. hemen akabinde
immediately afterwards adv. hemen akabinde
immediately afterwards adv. hemen sonrasında
immediately behind adv. tam arkası
immediately behind adv. tam arkasından
almost immediately adv. anında
almost immediately adv. sıcağı sıcağına
almost immediately adv. hiç vakit kaybetmeden
almost immediately adv. hemen
Phrases
immediately below n. hemen aşağıda
rinse immediately with plenty of water expr. derhal bol su ile durulayınız
effective immediately expr. şu andan itibaren geçerli (herhangi bir kararın)
Colloquial
immediately after expr. hemen akabinde
immediately after expr. hemen akabinde/sonrasında
get your tail here immediately! exclam. hemen/derhal buraya gel!
get your tail here immediately! exclam. derhal kıçını kaldırıp buraya gel!
get your tail here immediately! exclam. çabuk/hızlıca buraya gel!
immy (immediately) abrev. hemen
Speaking
I told my mom immediately expr. hemen anneme söyledim
I need to talk to you immediately expr. seninle derhal konuşmam gerek
I need to talk to you immediately expr. seninle hemen konuşmam gerek
I need to talk to you immediately expr. seninle bir an önce konuşmam gerek
send it immediately expr. hemen gönder
Trade/Economic
immediately expensed items n. doğrudan gider yazılanlar
immediately expensed items n. doğrudan gider yazılan kalemler
immediately available assets n. hemen geçerli varlıklar
immediately available funds n. hemen kullanılabilir olan fonlar
Law
immediately and automatically adv. derhal ve kendiliğinden
Medical
immediately dangerous to life or health n. hayata ya da sağlığa ivedi tehdit
Military
immediately vital cargo n. acele hayati önemde yük