küçük çocuk - Turco Inglés Diccionario

küçük çocuk

Significados de "küçük çocuk" en diccionario inglés turco : 34 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
küçük çocuk kid n.
Ever since that little kid called up everyone wants to call and tell me to kill myself.
O küçük çocuk aradığından beri herkes telefon edip kendimi öldürmemi söylüyor.

More Sentences
General
küçük çocuk whippersnapper n.
Come back here, you young whippersnapper!
Buraya geri gel, seni küçük çocuk!

More Sentences
küçük çocuk infant n.
Mary has three infants.
Mary'nin üç tane küçük çocuğu var.

More Sentences
küçük çocuk little boy n.
The little boy is afraid of the dark.
Küçük çocuk karanlıktan korkuyor.

More Sentences
küçük çocuk small child n.
The united space is very popular with young mothers raising small children.
Birleşik alan, küçük çocukları olan genç anneler arasında çok popülerdir.

More Sentences
küçük çocuk young child n.
Indeed, single older women and single mothers with young children are particularly vulnerable groups.
Gerçekten de bekar yaşlı kadınlar ve küçük çocuklu bekar anneler özellikle hassas gruplardır.

More Sentences
küçük çocuk tad n.
küçük çocuk tot n.
küçük çocuk chit n.
küçük çocuk whelky n.
küçük çocuk tot n.
küçük çocuk tike n.
küçük çocuk tyke n.
küçük çocuk yearling n.
küçük çocuk kidlet n.
küçük çocuk mammothrept [obsolete] n.
küçük çocuk runabout n.
küçük çocuk pickin [west africa] n.
küçük çocuk innocent n.
küçük çocuk peewee n.
küçük çocuk pewee n.
küçük çocuk pewee n.
küçük çocuk snipper-snaper n.
küçük çocuk snippersnapper n.
Colloquial
küçük çocuk knee biter n.
küçük çocuk littlie [australia] n.
küçük çocuk snippet n.
Idioms
küçük çocuk snotnosed kid n.
küçük çocuk baby in arms n.
Archaic
küçük çocuk tenderling n.
Slang
küçük çocuk ankle biter n.
küçük çocuk kidling n.
küçük çocuk snotnose kid n.
British Slang
küçük çocuk rug rat n.

Significados de "küçük çocuk" con otros términos en diccionario inglés turco: 16 resultado(s)

Turco Inglés
General
en küçük erkek çocuk cadet n.
küçük çocuk vaftizi paedobaptism n.
henüz konuşmayan küçük çocuk nontalker n.
bir çocuk parkındaki peş peşe sıralı küçük gondollar upsy n.
hastaneye terk edilen küçük çocuk boarder baby n.
(çocuk oyunlarında) değeri az küçük misket oner n.
en küçük çocuk olma postremogeniture n.
genellikle halka açık olan ve içerisinde çocuk bahçesi gibi çeşitli imkanlar bulunan küçük park parkette [canada] n.
(çocuk dilinde) küçük widdle [us] adj.
Colloquial
ailede en küçük çocuk runt of the litter n.
derslerin maori dilinde işlendiği küçük çocuk sınıfı kohanga reo [new zealand] n.
ben artık bebek/küçük bir çocuk değilim I'm a big boy/girl now expr.
Idioms
(bazen alay yollu) zavallı küçük zengin kız/oğlan/çocuk poor little rich girl/boy/kid n.
Law
ebeveynlerin küçük çocuk için oluşturduğu aracı firma hesabı custodial account n.
Archaic
vaftiz kıyafeti giymiş küçük çocuk chrisom n.
Slang
küçük çocuk/bebek rug rat expr.