kaçmak - Turco Inglés Diccionario

kaçmak

Significados de "kaçmak" en diccionario inglés turco : 194 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kaçmak escape v.
In Europe too, countries can be found where it is possible to escape security measures in flights to the EU.
Avrupa'da da AB'ye yapılan uçuşlarda güvenlik önlemlerinden kaçmanın mümkün olduğu ülkeler bulunabilir.

More Sentences
kaçmak run away v.
One often sees a presidency looking at a problem firmly in the eye, and then running away.
Çoğu zaman bir başkanlığın bir meseleyle adeta burun buruna gelip sonrasında kaçtığı görülmektedir.

More Sentences
kaçmak flee v.
Our role should be to accompany, reassure and assist those who are fleeing dictatorships.
Bizim rolümüz diktatörlüklerden kaçanlara eşlik etmek, onlara güven vermek ve yardımcı olmak olmalıdır.

More Sentences
General
kaçmak get v.
Tom got shampoo in his eyes.
Tom'un gözlerine şampuan kaçmıştı.

More Sentences
kaçmak flee v.
I ask the Commission to assist the refugees who have already fled and are in situ elsewhere.
Komisyondan, halihazırda kaçmış olan ve başka yerlerde bulunan mültecilere yardım etmesini talep ediyorum.

More Sentences
kaçmak skip v.
Tom skipped school a lot.
Tom okuldan çok kaçtı.

More Sentences
kaçmak take flight v.
The feast was so boring that I took flight almost immediately.
Ziyafet o kadar sıkıcıydı ki hemen kaçtım.

More Sentences
kaçmak get into v.
Dust got into one of my eyes.
Gözlerimden birine toz kaçtı.

More Sentences
kaçmak go by v.
Don't let such a good opportunity go by.
Böyle iyi bir fırsatın kaçmasına izin verme.

More Sentences
kaçmak run away v.
Why does the Commission continue to ignore this evil and keep running away from its political responsibility?
Komisyon neden bu kötülüğü görmezden gelmeye ve siyasi sorumluluğundan kaçmaya devam ediyor?

More Sentences
kaçmak make off v.
Side window was broken, there's this skinny kid in the parlor making off with my camera.
Yan cam kırılmıştı, salonda sıska bir çocuk da kameramı almış kaçıyordu.

More Sentences
kaçmak go v.
The chance is gone.
Fırsat kaçtı.

More Sentences
kaçmak break out v.
Only this last Tuesday, some 100 migrants broke out of a freight train at Dollands Moor in Folkestone.
Daha geçtiğimiz Salı günü, Folkestone'daki Dollands Moor'da bir yük treninden 100 kadar göçmen kaçtı.

More Sentences
kaçmak avoid v.
People who commit serious war crimes, including rape, must not be able to avoid being brought to justice.
Tecavüz de dahil olmak üzere ciddi savaş suçları işleyen kişiler adalet önüne çıkarılmaktan kaçamamalıdır.

More Sentences
kaçmak get away v.
The man got away from the city.
Adam şehirden kaçtı.

More Sentences
kaçmak get out of v.
Tom got out of his truck and ran.
Tom kamyonetinden indi ve kaçtı.

More Sentences
kaçmak slip v.
They are sharks that slip through the net.
Onlar ağdan kaçan köpekbalıklarıdır.

More Sentences
kaçmak break away v.
The prisoner broke away from the guards who were holding him.
Mahkum kendisini tutan gardiyanlardan kaçtı.

More Sentences
kaçmak run off with v.
Layla ran off with Sami.
Leyla, Sami ile kaçtı.

More Sentences
kaçmak run v.
The true warrior runs today and lives to fight another day.
Gerçek savaşçı bugün kaçar ve başka bir gün savaşmak için hayatta kalır.

More Sentences
kaçmak bolt v.
There is no point in locking the stable door after the horse has bolted.
At kaçtıktan sonra ahırın kapısını kilitlemenin bir anlamı yoktur.

More Sentences
kaçmak skip out v.
They must've skipped out of town.
Şehirden kaçmış olmalılar.

More Sentences
kaçmak run off v.
I don't see why you have to run off so quick.
Neden bu kadar çabuk kaçmak zorunda olduğunu anlamıyorum.

More Sentences
kaçmak defect v.
Sami defected from ISIS.
Sami IŞİD'den kaçtı.

More Sentences
kaçmak scamper off v.
The fox scampered off after a few seconds.
Tilki birkaç saniye sonra kaçtı.

More Sentences
kaçmak abscond v.
He absconded with the money.
O, para ile birlikte kaçtı.

More Sentences
kaçmak escape v.
In the end in 1959 I had to escape from Tibet so that I could continue to serve the people of Tibet.
Sonunda 1959'da Tibet halkına hizmet etmeye devam edebilmek için Tibet'ten kaçmak zorunda kaldım.

More Sentences
kaçmak fly from v.
No flying from fate.
Kaderden kaçmak yok.

More Sentences
kaçmak elope v.
Let's elope.
Beraber kaçalım.

More Sentences
kaçmak jump v.
She jumped out of the frying pan into the fire.
Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu.

More Sentences
kaçmak run off v.
I don't see why you have to run off so quick.
Neden bu kadar çabuk kaçman gerektiğini anlamıyorum.

More Sentences
kaçmak slip v.
Don't let this chance slip by.
Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.

More Sentences
Phrasals
kaçmak clear out of v.
When I arrived, they quickly cleared out of the house.
Ben vardığımda çabucak evden kaçtılar.

More Sentences
kaçmak shy away v.
You have shied away from it!
Siz bundan kaçtınız!

More Sentences
Colloquial
kaçmak duck v.
I hate it when people try to duck their responsibilities.
Sorumluluklarından kaçmaya çalışan insanlardan nefret ederim.

More Sentences
Trade/Economic
kaçmak shirk v.
In my opinion, the Community should not be able to shirk its responsibility too easily.
Bana göre Topluluk, sorumluluğundan bu kadar kolay kaçmamalıdır.

More Sentences
Law
kaçmak flee v.
The borders are now closed, but it is expected that another million people will end up fleeing.
Sınırlar şu anda kapalı ancak bir milyon kişinin daha kaçması bekleniyor.

More Sentences
kaçmak abscond v.
Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.

More Sentences
Politics
kaçmak flee v.
Indeed, we do not want people who have fled from a country to be treated differently.
Gerçekten de, bir ülkeden kaçan insanlara farklı muamele yapılmasını istemiyoruz.

More Sentences
British Slang
kaçmak skedaddle v.
I have to skedaddle.
Kaçmak zorundayım.

More Sentences
General
kaçmak scamp v.
kaçmak turn tail v.
kaçmak lapse v.
kaçmak spare v.
kaçmak slip off v.
kaçmak make a bolt for it v.
kaçmak decamp v.
kaçmak leg it v.
kaçmak border on v.
kaçmak pack up v.
kaçmak scamper away v.
kaçmak pull out v.
kaçmak scoot v.
kaçmak blow v.
kaçmak ooze v.
kaçmak verge on v.
kaçmak run away with v.
kaçmak scooting v.
kaçmak bunk v.
kaçmak take to flight v.
kaçmak slip into v.
kaçmak scamper v.
kaçmak sidestep v.
kaçmak walk off v.
kaçmak make a move v.
kaçmak skip it v.
kaçmak evite v.
kaçmak lam v.
kaçmak leak v.
kaçmak nip off v.
kaçmak get loose v.
kaçmak hook it v.
kaçmak fly away v.
kaçmak loose v.
kaçmak travel v.
kaçmak beat a retreat v.
kaçmak fade v.
kaçmak fly v.
kaçmak break v.
kaçmak retreat v.
kaçmak slope off v.
kaçmak scuttle v.
kaçmak cut and run v.
kaçmak desert v.
kaçmak flinch v.
kaçmak pull away v.
kaçmak push along v.
kaçmak circumvent v.
kaçmak scat v.
kaçmak absquatulate v.
kaçmak mizzle v.
kaçmak take vent v.
kaçmak take the back track v.
kaçmak avolate [obsolete] v.
kaçmak eluctate [obsolete] v.
kaçmak miss v.
kaçmak mog v.
kaçmak mosey v.
kaçmak gnash [geordie] v.
kaçmak overslip [obsolete] v.
kaçmak discamp [obsolete] v.
kaçmak flank [obsolete] v.
kaçmak fleg v.
kaçmak outwin [obsolete] v.
kaçmak scape v.
kaçmak scringe [dialect] v.
kaçmak sly v.
kaçmak smoke [australia] v.
kaçmak beat v.
kaçmak squib [australia] v.
Phrasals
kaçmak trot away v.
kaçmak nip out v.
kaçmak throw off v.
kaçmak stump it v.
kaçmak fall back v.
kaçmak give back v.
kaçmak scurry about v.
kaçmak scurry around v.
kaçmak scurry off v.
kaçmak clear off v.
kaçmak dash off v.
kaçmak clear away v.
kaçmak take off v.
kaçmak clear out v.
kaçmak squeak by v.
kaçmak dash away v.
kaçmak scuttle away v.
kaçmak scuttle across v.
kaçmak dip out v.
kaçmak get around v.
kaçmak blast off v.
kaçmak crash out v.
kaçmak choof off [australia] v.
kaçmak get out v.
kaçmak nick off v.
kaçmak skip off v.
kaçmak wiggle out v.
Colloquial
kaçmak bone out v.
kaçmak go bush v.
kaçmak make a bolt for v.
kaçmak buzz off v.
kaçmak blow through v.
kaçmak make a bolt v.
kaçmak take flight v.
kaçmak play hookey v.
kaçmak break loose v.
kaçmak make a run for it v.
kaçmak be done a runner v.
kaçmak dog it v.
kaçmak beetle v.
Idioms
kaçmak cut one's stick v.
kaçmak turn the back v.
kaçmak walk one's chalks v.
kaçmak blow the coop v.
kaçmak shoot through like a bondi tram v.
kaçmak take french leave v.
kaçmak head for the hills v.
kaçmak fly the coop v.
kaçmak take to the hills v.
kaçmak run for the hills v.
kaçmak e boff like a prom dress (in may) v.
kaçmak make a getaway v.
kaçmak give leg bail v.
kaçmak take leg bail v.
kaçmak have it on (one's) toes v.
kaçmak have it on your toes [uk] v.
kaçmak tear loose v.
kaçmak cut stick [dialect] v.
Speaking
kaçmak run for the door expr.
Technical
kaçmak bleed off v.
kaçmak seep v.
Military
kaçmak desert v.
Archaic
kaçmak fleeth v.
kaçmak morrice v.
kaçmak morris v.
Slang
kaçmak make like a bee and buzz off v.
kaçmak bug out v.
kaçmak make like a bee and buzz off v.
kaçmak murk (also mirk) (rap slang) v.
kaçmak bust a move v.
kaçmak jet (rap slang) v.
kaçmak ghost (rap slang) v.
kaçmak bust ass out of v.
kaçmak go south v.
kaçmak bust out of v.
kaçmak take it on the lam v.
kaçmak head south v.
kaçmak haul ass out of v.
kaçmak book on out v.
kaçmak bust out v.
kaçmak hook v.
British Slang
kaçmak nash v.
kaçmak shoot off v.
kaçmak peg-it v.

Significados de "kaçmak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
okuldan kaçmak play truant v.
I often played truant.
Sık sık okuldan kaçardım.

More Sentences
biriyle kaçmak run off with v.
My husband ran off with someone younger.
Kocam daha genç biriyle kaçtı.

More Sentences
gizlice kaçmak sneak out v.
I didn't sneak out.
Ben gizlice kaçmadım.

More Sentences
kaçmak (aşığı ile) run away with v.
Tom ran away with the money.
Tom parayla birlikte kaçtı.

More Sentences
tadı kaçmak lose its taste v.
The gum has lost its taste.
Sakızın tadı kaçtı.

More Sentences
aşırıya kaçmak go to extremes v.
He sometimes wished to go to extremes.
Bazen aşırıya kaçmak isterdi.

More Sentences
okuldan kaçmak play hooky v.
Have you ever played hooky?
Hiç okuldan kaçtın mı?

More Sentences
gözden kaçmak be overlooked v.
Something could've been overlooked.
Bir şey gözden kaçmış olabilir.

More Sentences
hapisten kaçmak break out v.
Tom was the one who helped me break out of jail.
Tom hapisten kaçmam için bana yardım eden kişiydi.

More Sentences
alıp kaçmak run away with v.
He ran away with the money.
Parayı alıp kaçtı.

More Sentences
gözünden kaçmak escape v.
You spoke of two elephants; perhaps the third one escaped you.
İki filden bahsettiniz; belki de üçüncüsü gözünüzden kaçtı.

More Sentences
çorap kaçmak run v.
You have a run in your stocking.
Çorabın kaçmış.

More Sentences
gözlerden kaçmak go unnoticed v.
His good works went unnoticed.
Onun iyi eserleri gözden kaçtı.

More Sentences
okuldan kaçmak skip school v.
Tom regrets skipping school.
Tom okuldan kaçtığı için pişman.

More Sentences
adaletten kaçmak escape justice v.
Alas, most of the authors of these crimes have escaped justice.
Ne yazık ki, bu suçların faillerinin çoğu adaletten kaçmıştır.

More Sentences
aşırıya kaçmak go too far v.
My proposals now simply go too far.
Benim tekliflerim artık resmen aşırıya kaçıyor.

More Sentences
aşırıya kaçmak go overboard v.
I didn't want to go overboard.
Aşırıya kaçmak istemedim.

More Sentences
gazı kaçmak (içecek vb) go flat v.
Please drink the beer before it goes flat.
Lütfen gazı kaçmadan önce birayı iç.

More Sentences
hapisten kaçmak escape from prison v.
Tom helped Mary to escape from prison.
Tom, Mary'nin hapisten kaçmasına yardım etti.

More Sentences
hapisten kaçmak escape from jail v.
Dan escaped from jail just two months after he arrived there.
Dan oraya geldikten sadece iki ay sonra hapisten kaçtı.

More Sentences
genzine kaçmak choke on v.
Tom almost choked on his coffee.
Tom neredeyse kahvesini genzine kaçırıyordu.

More Sentences
okuldan kaçmak play hookey v.
We often play hookey from school.
Biz sık sık okuldan kaçarız.

More Sentences
okuldan kaçmak bunk off v.
How about we bunk off school and go to the beach?
Okuldan kaçıp sahile gitmeye ne dersiniz?

More Sentences
hapishaneden kaçmak escape from prison v.
Tom escaped from prison.
Tom hapishaneden kaçtı.

More Sentences
okuldan kaçmak skip class v.
Tom often skipped class.
Tom sık sık okuldan kaçtı.

More Sentences
cezadan kaçmak escape v.
He will not escape punishment.
O, cezadan kaçmayacak.

More Sentences
(çorap) kaçmak run v.
The hole in the stocking ran all the way down to my ankles.
Çoraptaki kaçık ayak bileklerime kadar uzanıyordu.

More Sentences
Phrasals
(büyükbaş hayvanı) alıp kaçmak run off v.
The thief ran off with my bag.
Hırsız çantamı alıp kaçtı.

More Sentences
alıp kaçmak abscond with v.
Tom absconded with millions of dollars from his company and is living a life of luxury on an island in the Mediterranean.
Tom şirketinden milyonlarca doları alıp kaçtı ve Akdeniz'de bir adada lüks bir hayat yaşıyor.

More Sentences
(bir yerden) kaçmak bust out (of some place) v.
I'm busting out of here.
Buradan kaçıyorum.

More Sentences
(bir şeyden) kaçmak duck out (of something) v.
As soon as he saw what he had to do, he ducked out.
Yapması gerekeni görür görmez kaçtı.

More Sentences
(birinden/bir şeyden) kaçmak flee from (someone or something) v.
They risk their lives to flee from dictatorships, conflict and misery.
Diktatörlüklerden, çatışmalardan ve sefaletten kaçmak için hayatlarını riske atıyorlar.

More Sentences
(bir şeye) kaçmak flee to (something) v.
Why are citizens from Vietnam's central highlands fleeing to the neighbouring country of Cambodia?
Vietnam'ın orta dağlık bölgelerinden vatandaşlar neden komşu ülke Kamboçya'ya kaçıyor?

More Sentences
(bir şeyden/bir yerden) koşarak kaçmak/çıkmak run out of (something or some place) v.
People ran out of the castle.
İnsanlar kaleden koşarak kaçtı.

More Sentences
Colloquial
çalıp kaçmak make away with v.
The robbers made away with all the money in the safe.
Soyguncular kasadaki bütün parayı çalıp kaçtı.

More Sentences
koşarak kaçmak run for it v.
Let's run for it.
Hadi koşarak kaçalım.

More Sentences
uçarcasına kaçmak run for it v.
Let's run for it.
Uçarcasına kaçalım.

More Sentences
General
kaçmak çorap ladder n.
sorumluluktan kaçmak blow off n.
kaçmak (aşığı ile) run off with v.
abes kaçmak be out of place v.
kanundan kaçmak abscond v.
aniden kaçmak dodge v.
tuhaf kaçmak seem strange v.
ağır kaçmak be offensive v.
geri kaçmak wince v.
aşırıya kaçmak rush into extremes v.
kaçmak (fırsat) go by the board v.
düşman tarafına kaçmak rat v.
kanundan kaçmak abscond from justice v.
sevgilisi ile gizlice kaçmak elope v.
yana kaçmak dodge v.
acayip kaçmak seem odd v.
hevesi kaçmak lose interest v.
bayağı kaçmak be unsuitable v.
vazifeden kaçmak shirk v.
acayip kaçmak seem strange v.
tohuma kaçmak go to seed v.
ifrata kaçmak go far ahead v.
keyfi kaçmak be out of spirits v.
aşırıya kaçmak overshoot oneself v.
aşırıya kaçmak paint the lily v.
çorap kaçmak ladder v.
bir yana kaçmak dodge v.
aşırıya kaçmak overdo v.
evlenmek için evden kaçmak elope v.
kaçmak (bir suçtan dolayı) abscond v.
genize kaçmak go down the wrong way v.
evden kaçmak elope v.
işten kaçmak goldbrick v.
koşarak kaçmak take to one's heels v.
görevden kaçmak blow off v.
aşırılığa kaçmak overshoot v.
ifrata kaçmak go to extremes v.
masraftan kaçmak avoid expense v.
yana kaçmak jink v.
ağızdan kaçmak pop out v.
kendini kurtarıp kaçmak break loose v.
bucak bucak kaçmak run away v.
kaçmak (sorumluluktan) abnegate v.
panik halinde kaçmak stampede v.
garip kaçmak seem strange v.
vazifeden kaçmak play truant v.
adaletten kaçmak be a fugitive from justice v.
aşırılığa kaçmak overshoot the mark v.
aşığıyla kaçmak elope v.
keyfi kaçmak be put off v.
gizlice kaçmak sneak away v.
kaçmak (çorap) run v.
şakulden kaçmak be out of plumb v.
kaçmak (suçlu vb) flee v.
gözünden kaçmak overlook v.
vazifeden kaçmak be truant v.
bırakıp kaçmak cut and run v.
tadı kaçmak pall v.
abes kaçmak be improper v.
aşırıya kaçmak exceed v.
cevap vermekten kaçmak (birinin sorusuna, birine) evade v.
ödemeden kaçmak welsh v.
uykusu kaçmak lose one's sleep v.
bahisleri ödemeden kaçmak welsh v.
hızla kaçmak scurry v.
çiğ kaçmak be crude v.
olay yerinden kaçmak fleed the area v.
acele kaçmak scamper v.
biriyle birlikte hareket etmek (kaçmak) move off with v.
kocaya kaçmak elope v.
ödemeden kaçmak welch v.
yana kaçmak sidestep v.
-den kaçmak break away from v.
aşırıya kaçmak exaggerate v.
keyfi kaçmak be annoyed v.
ifrata kaçmak overdo v.
aşığı ile kaçmak elope v.
fırlayıp kaçmak bolt v.
borçlarını ödemeden kaçmak levant v.
kapıp kaçmak catch up v.
abdesti kaçmak have to perform an ablution again v.
içinden çıkılmaz durumlara düşmekten kaçmak run for cover v.
güvenli bir yere kaçmak (kurşunlardan) run for cover v.
beti bereketi kaçmak become scarce v.
beti bereketi kaçmak become fruitless v.
gözlerden kaçmak not be obvious the eye v.
gözden kaçmak not be noticed v.
gözden kaçmak not be obvious the eye v.
gözden kaçmak go unnoticed v.
gözlerden kaçmak be overlooked v.
gözlerden kaçmak not be noticed v.
uykuları kaçmak lose one's sleep v.
dikkatten kaçmak escape from the attention of v.
dikkatlerden kaçmak escape from the attentions of v.
vergiden kaçmak escape tax v.
okuldan kaçmak truant from v.
kolaya kaçmak take the easy way out v.
okuldan kaçmak play truant from v.
rengi kaçmak go pale v.
fazla kaçmak be too much v.
fazla kaçmak be more than necessary v.
aşırıya kaçmak go over the side of a ship v.
asidi kaçmak go flat v.
gizlice kaçmak abscond v.
sorumluluktan kaçmak evade responsibility v.
genzine kaçmak (for food or liquid) go down the wrong way v.
genze kaçmak (for food or liquid) go down the nasal passage v.
genzine kaçmak (for food or liquid) go down the nasal passage v.
genze kaçmak (for food or liquid) go down the wrong way v.
genzine kaçmak go down the wrong way v.
cevap vermekten kaçmak evade v.
sorumluluktan kaçmak cop out v.
iştahı kaçmak lose one's appetite v.
birisi ya da bir şey için uykusu kaçmak lose sleep over someone or something v.
(şakanın vb) tadı kaçmak wear thin v.
tadı kaçmak turn to ashes in one's mouth v.
sevgilisi ile kaçmak elope v.
sorumluluktan kaçmak get out of v.
-den kaçmak evade v.
-i çalıp kaçmak make off with v.
-den kaçmak escape from v.
-in ihtiyaçlarını karşılarken aşırıya kaçmak pamper v.
elden kaçmak get out of hand v.
çalıp kaçmak get away with v.
çalıntıyla birlikte kaçmak get away with v.
-den kaçmak circumvent v.
sevgiliyle kaçmak elope v.
(çorap) kaçmak ladder v.
hayvanat bahçesinden kaçmak escape from the zoo v.
cezaevinden kaçmak break out of prison v.
hapisten kaçmak break out of prison v.
kocasından kaçmak walk out one's husband v.
yana kaçmak circumvent v.
çorabı kaçmak ladder v.
dikkatinden kaçmak slip past the notice of v.
çorabı kaçmak run v.
gözden kaçmak escape the attention v.
dikkatinden kaçmak escape one's notice v.
gözünden kaçmak escape one's notice v.
alıp kaçmak whisk away v.
alıp kaçmak whisk off v.
yurtdışına kaçmak flee abroad v.
giyimde aşırıya kaçmak overclothe v.
giyimde aşırıya kaçmak overdress v.
iştahı kaçmak lose one's desire to eat v.
-den kaçmak outrun v.
(hesabı ödemeden) kaçmak do a runner v.
sürgüne kaçmak flee to exile v.
ordudan kaçmak defect from the army v.
biriyle kaçmak (evlenme amacıyla) elope with someone v.
uykusu kaçmak/bölünmek lose an hour's sleep v.
köpüğü/asidi kaçmak fizzle out v.
polisten kaçmak run from the police v.
bir yerden kaçmak run away from a place v.
internetten tanıştığı adama kaçmak run away/elope with a man she met online/on internet v.
internette tanıştığı adama kaçmak run away/elope with a man she met online/on internet v.
hasardan kaçmak escape damage v.
kafesinden kaçmak escape from its cage v.
çalıp kaçmak blag v.
köpekten kaçmak run away from the dog v.
ceza evinden kaçmak escape from prison v.
savaştan kaçmak escape the battle v.
asidi kaçmak lose its fizz v.
yüzerek kaçmak escape by swimming v.
yangından kaçmak flee the fire v.
olay yerinden/mahallinden kaçmak flee the scene v.
sorumluluklarından kaçmak run from one's responsibilities v.
genzine kaçmak swallow the wrong way v.
askerlikten kaçmak dodge the draft v.
yayan kaçmak escape on foot v.
yürüyerek kaçmak escape on foot v.
para ile kaçmak abscond with money v.
altın ile kaçmak abscond with gold v.
kefalet şartlarına uymayıp kaçmak abscond v.
alacaklılardan kaçmak abscond v.
çalıp kaçmak snatch v.
kanundan kaçmak refugee v.
keyfi kaçmak noy v.
arzularından kaçmak deny one's self v.
aşırıya kaçmak overshoot one's self v.
kulağa su kaçmak (water) to escape the ear canal v.
mahkemeye gitmekten ve mahkumiyetten kaçmak walk v.
gizlice kaçmak elope v.
uçarak kaçmak leg bail v.
bir şeyden kaçmak jump v.
esaretten kaçmak escape v.
hızlıca kaçmak jink v.
huzuru kaçmak jitter v.
bir şeyden hızlıca kaçmak jook [scotland/northern england] v.
kölelikten kaçmak maroon v.
hızla kaçmak hightail v.
keyfi kaçmak misset v.
vazifeden kaçmak mouch [uk] v.
(yumruktan) kaçmak ride v.
hızla kaçmak chivvy v.
hızla kaçmak chivy v.
birinden kaçmak deke [canada] v.
(genellikle dalavere ile) bir konudan kaçmak deke [canada] v.
(hukuki veya ahlaki yükümlülükten veya vefa borcundan) kaçmak desert v.
tıslayarak kaçmak hiss v.
hareketlerde abartıya kaçmak overact v.
aşırıya kaçmak overcolour v.
hareketlerde abartıya kaçmak overdo v.
gözden kaçmak overgo [dialect] [uk] v.
aşırıya kaçmak overlash [obsolete] v.
hevesi kaçmak disheart v.
sorumluluktan kaçmak weasel (out) v.
hevesi kaçmak cool v.
kamptan kaçmak discamp [obsolete] v.
tehlikeden kaçmak fly v.
görünmeden kaçmak scoppet v.
toplantıdan kaçmak shirk v.
sorumluluktan kaçmak shrink v.
hızlıca kaçmak skelter v.
hızla kaçmak skin v.
duruşmadan kaçmak skip bail v.
hızla kaçmak skitter v.
aşırıya kaçmak slop v.
olası sonuçlarından kaçmak beat v.
korku ile kaçmak spook v.
abartıya kaçmak exaggerate v.
Phrasals
tırsıp kaçmak scurry away v.
hevesi kaçmak turn off v.
alıp kaçmak make away v.
sıvışarak kaçmak slip around v.
sorumluluktan kaçmak shuffle off v.
(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) çalıp kaçmak cop (something) from (someone or something) v.
birinden ya da bir şeyden bir şey çalıp kaçmak cop something from someone or something v.
aşırıya kaçmak carry away v.
sorumluluktan kaçmak doss about v.
sorumluluktan kaçmak faff about [uk] v.
(biriyle veya bir şeyi) çalıp kaçmak abscond with someone or something v.
(biriyle veya bir şeyi) çalıp kaçmak make off with someone or something v.
bir şeyin arkasına kaçmak dodge behind something v.
birinden kaçmak run from someone v.
birinin elinden kaçmak/sıvışmak steal away from someone v.
biriyle kaçmak run off with someone v.
bir yerden kaçmak run out of some place v.
bir şeyi kapıp/alıp kaçmak skip off (with something) v.
dışarıya kaçmak/akın etmek rush outside v.
geri kaçmak back away from v.
gizlice kaçmak creep away v.
hızla kaçmak hare off v.
hızla kaçmak breeze off v.
hızla kaçmak breeze out of some place v.
hızla kaçmak breeze away v.
hızla kaçmak pelt out v.
koşarak kaçmak pelt out v.
sinsice bir yerden kaçmak/sıvışmak steal out of some place v.
(sevgili vb.) birisiyle kaçmak run away with someone v.
(cüzdan vb.) kapıp kaçmak whip something away (from someone) v.
-den uçup kaçmak fly out of v.
(birinden ya da bir şeyden) korkup kaçmak cower (away) from someone or something v.
tırsıp kaçmak cower (away) from someone or something v.
sorumluluktan kaçmak faff around [uk] v.
(bir yerden) sessizce kaçmak/çıkmak sneak away (from some place) v.
cevap vermeden kaçmak get around v.
(birinin) içine bir şey kaçmak get into (someone or something) v.
(bir şey nedeniyle) kaçmak run at (someone or something) v.
hızla kaçmak blast off v.
(birinden veya bir şeyden) korkarak kaçmak cower (away) from (someone or something) v.
birinden veya bir şeyden korkarak kaçmak cower from something v.
(birinden veya bir şeyden) kaçmak get away v.
(bir yere) kaçmak get away v.
gizlice kaçmak slip out v.
ağzından kaçmak slip out v.
(balık, kuş) ellerinden kayıp kaçmak slip out (of something) v.
gözünün feri gitmek/kaçmak glass over v.
gözünün feri gitmek/kaçmak glaze over v.
(bir şeyi) kapıp kaçmak glom (something) v.
(bir şey) yapmaktan kaçmak get out of doing (something) v.
işten kaçmak slough off v.
işten kaçmak sluff off v.
cevap vermekten kaçmak wave aside v.
cevap vermekten kaçmak wave off v.
(bir işten, görevden, durumdan) kaçmak wiggle (one's) way out (of something) v.
bir yolunu bulup (bir şeyden) kaçmak/sıvışmak wiggle (one's) way out (of something) v.
sıyrılıp kaçmak wrest out v.
bir şeye kaçmak verge upon something v.
bir şeye kaçmak verge on something v.
(bir şeyden/yerden) engelleri aşıp/yıkıp kaçmak smash out of (something or some place) v.
(bir şeyden/yerden) engelleri/bariyerleri kırıp kaçmak smash out of (something or some place) v.
(bir şeyden/yerden) önüne geleni yıkıp/kırıp kaçmak smash out of (something or some place) v.
bir şeyden engelleri aşıp/yıkıp kaçmak smash out of something v.
bir şeyden engelleri/bariyerleri kırıp kaçmak smash out of something v.
bir şeyden önüne geleni yıkıp/kırıp kaçmak smash out of something v.
bir şeyden kaçmak squirrel out of something v.
sağa sola vurarak (birinden/bir şeyden/bir tuzaktan) kaçmak thrash out of (someone or something) v.
debelenerek (birinden/bir şeyden/bir yerden) kurtulmak/kaçmak thrash out of (someone or something) v.
hileyle bir şeyden kaçmak wangle out of something v.
bir şeyden sıvışıp kaçmak wangle out of something v.
hileyle (bir şeyden) kaçmak weasel out (of something) v.
(bir şeyden) sıvışıp kaçmak weasel out (of something) v.
hileyle kaçmak weasel out v.
sıvışıp kaçmak weasel out v.
hileyle (bir şeyden) kaçmak worm out of (something) v.
(bir şeyden) sıvışıp kaçmak worm out of (something) v.
hızla (bir yere) doğru kaçmak blast off for (somewhere) v.
dönmemek üzere gitmek/kaçmak run off v.
(bir şeyden) kaçmak step back on (something) v.
teknenin önündeki bir engelden/tehlikeden kaçmak bear off v.
teknenin önündeki bir engelden/tehlikeden kaçmak bear off from (something) v.
çalıp kaçmak abscond with v.
-e kaçmak border on v.
-e kaçmak border upon v.
hızla kaçmak breeze out v.
ucuza kaçmak cheapen out v.
sorumluluktan kaçmak bug out (on) v.
sorumluluktan kaçmak bug out (of) v.
(bir şey) genzine kaçmak choke on (something) v.
'-den (bir şey) çalıp kaçmak cop from v.
-den korkarak kaçmak cower from v.
'-den korkup kaçmak cower from v.
'-den tırsıp kaçmak cower from v.
'-den kaçmak cringe before v.
-den kaçmak defect from v.
(bir şeyden/yerden) kaçmak defect from (something) v.
(bir yere) kaçmak defect to (something) v.
ile kaçmak elope with v.
-e kaçmak elope with v.
(birinden/bir şeyden/bir yerden bir yere) kaçmak escape (from someone or something) (to some place) v.
-e kaçmak flee to v.
'-den kaçmak flinch from v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak flinch from (someone or something) v.
birinden/bir şeyden (bir şeye/yere) kaçmak fly from someone or something (to something) v.
birinden/bir şeyden (güvenli bir yere) kaçmak fly from someone or something (to something) v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak fly from (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden yere) kaçmak fly from (someone or something) to (some place) v.
(birinden/bir şeyden güvenli bir yere) kaçmak fly from (someone or something) to (some place) v.
çalıp kaçmak go off (with) v.
'-e kaçmak run to v.
(bir şey) genzine kaçmak gag on (something) v.
biriyle/bir şeyle kaçmak get away with someone or something v.
birini/bir şeyi alıp kaçmak get away with someone or something v.
(bir şeyden) kaçmak get out of (something) v.
(bir şeyde) aşırıya kaçmak overdose with (something) v.
rengi atmak/kaçmak/uçmak pale at v.
nedeniyle huzuru kaçmak put off by v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak run away (from someone or something) v.
(biriyle) kaçmak run away with (one) v.
(sevgilisiyle) birlikte kaçmak run away with (one) v.
(bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak run away with (something) v.
arkasına koşmak/kaçmak/saklanmak run behind v.
-den kaçmak run from v.
-den koşarak kaçmak run from v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak run from (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden) koşarak kaçmak run from (someone or something) v.
(bir şeyi) alıp/çalıp kaçmak run off with (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) kaçmak run out of (something or some place) v.
aceleyle (bir şeyin) karşısına kaçmak scuttle across (something) v.
hızla (bir şeyin) karşısına kaçmak scuttle across (something) v.
uçarcasına (bir yere) kaçmak shoot through (to somewhere) [us] v.
(birinden/bir şeyden) kaçmak shy away (from someone or something) v.
(bir şeyi) kapıp kaçmak skip off v.
-den kaçmak skip out of v.
(bir yerden) kaçmak skip out of (some place) v.
(bir şeyden/bir yerden) kaçmak skip out of (something or some place) v.
-i kapıp/alıp kaçmak skip out with v.
(biriyle) dışarı kaçmak skip out with (someone) v.
(bir şeyi) kapıp/alıp kaçmak skip out with (something) v.
şehirden kaçmak skip town v.
-den engelleri aşıp/yıkıp kaçmak smash out of v.
-den engelleri/bariyerleri kırıp kaçmak smash out of v.
'-den önüne geleni yıkıp/kırıp kaçmak smash out of v.
sıvışıp kaçmak squirm out (of something) v.
sıyrılıp kaçmak squirm out (of something) v.
sinsice kaçmak squirm out (of something) v.
çaktırmadan kaçmak squirm out (of something) v.
sıyrılıp kaçmak squirm out (of something) v.
sinsice kaçmak squirm out (of something) v.
çaktırmadan kaçmak squirm out (of something) v.
gözden/dikkatten kaçmak stay below the radar v.
çaktırmadan çıkmak/gitmek/kaçmak steal away v.
yönünü değiştirip (birinden/bir şeyden) kaçmak/uzaklaşmak/kurtarmak swerve away (from someone or something) v.
(bir şeyden) kaçmak wiggle out (of something) v.
'-den kaçmak wiggle out of v.
(bir şeyden) sinsice kaçmak worm (one's) way out (of something) v.
(bir şeyden) sıyrılıp kaçmak wriggle out (of something) v.
Proverb
ucuza kaçmak ileride daha fazla para kaybetmeye sebep olur cheapest is dearest
Colloquial
bir suç planında/soygunda kaçmak için kullanılan arabayı kullanan kişi wheel man n.
kalabalıktan yararlanarak kaçmak blend out v.
başka bir erkeğin kız arkadaşıyla kaçmak bird-dog v.
yanlış/uygunsuz olmak/kaçmak be not on v.
çok yanlış/uygunsuz olmak/kaçmak be (just) not on v.
okuldan kaçmak jig (it) v.
(azıcık) soğuk, küçük kaçmak be (a bit, a little) on the cold, small v.
bir an önce kaçmak be off v.
çabucak kaçmak hop it v.
çabucak kaçmak beat it v.
fırlayıp kaçmak hop it v.
elmasları alıp kaçmak run with the diamonds v.
elmaslarla kaçmak run with the diamonds v.
görevden kaçmak pass the baby v.
fırlayıp kaçmak beat it v.
işten ya da okuldan kaçmak/kaytarmak play hooky v.
koşarak gizlice kaçmak beat it v.
koşarak gizlice kaçmak hop it v.
koşarak kaçmak hook it v.
kurtulup kaçmak break loose v.
sorumluluktan kaçmak pass the baby v.
sıyrılıp kaçmak break loose v.
uçarcasına kaçmak hook it v.
yakayı ele vermeden kaçmak get away with it v.
cevap vermekten kaçmak duck and cover v.
sorumluluktan kaçmak duck and cover v.
(bir şeyi yapmada) aşırıya kaçmak (do something) to excess v.
aşırıya kaçmak go (out) wilding v.
aşırıya kaçmak go moggy [south africa] v.
aşırıya kaçmak go wilding v.
aşırıya kaçmak go out wilding v.
işten kaçmak good off v.
aşırıya kaçmak lay on v.
okuldan kaçmak sag off [uk] v.
vazifeden kaçmak sag off [uk] v.
kapıp kaçmak snatch and run v.
biraz aşırıya kaçmak be a bit much v.
(bir şeyden) kaçmak bunk (something) v.
(restorandan) hesabı ödemeden kaçmak host [us] v.
aşırıya kaçmak do to excess v.
(bir şeyden) kaçmak get outta (something) v.
fırsat varken bırakmak/kaçmak/çıkmak/kurtulmak get while the getting is good v.
fırsat varken bırakmak/kaçmak/çıkmak/kurtulmak get while the gettin's good v.
fırsat varken bırakmak/kaçmak/çıkmak/kurtulmak get while the getting's good v.
fırsat varken bırakmak/kaçmak/çıkmak/kurtulmak get while the goin's good v.
fırsat varken bırakmak/kaçmak/çıkmak/kurtulmak get while the going is good v.
tadı kaçmak go/turn sour v.
'-den kaçmak hotfoot it out of v.
(bir yerden) kaçmak hotfoot it out of (some place) v.
ucuza kaçmak go cheap v.
aşırıya kaçmak over do it v.
aşırıya kaçmak over do things v.
sorumluluktan kaçmak duck shove [australia/new zealand] v.
Idioms
bir şeyden kaçmak için hasta olduğunu söyleme diplomatic flu n.
aşırıya kaçmak over-egg the pudding v.
hapishaneden kaçmak break jail v.
işin ucuzuna ve kolayına kaçmak cut a corner v.
alacaklılardan kaçmak için evde saklanmak keep house v.
aşırıya kaçmak run into the ground v.
aşırıya kaçmak be more catholic than the pope (himself) v.
aşırıya kaçmak go a bit far v.
uçarcasına kaçmak shoot through like a bondi tram v.
(birinden) kaçmak cringe before (someone or something) v.
(birinden) kaçmak cringe before someone or something v.
gözden/dikkatten kaçmak fly beneath the radar v.
gözünden/dikkatinden kaçmak fly beneath someone's radar v.
gözden/dikkatten kaçmak slip beneath the radar v.
gözünden/dikkatinden kaçmak slip beneath one's radar v.
gece vakti (pılıyı pırtıyı toplayıp) kaçmak/sıvışmak go between the moon and the milkman v.
(biri/bir şey) nedeniyle huzuru kaçmak put off by someone or something v.
dikkatinden/gözünden kaçmak get past someone or something v.
kolayına kaçmak choose the line of least resistance v.
kolayına kaçmak choose the path of least resistance v.
kolayına kaçmak take the path of least resistance v.
kolayına kaçmak take the line of least resistance v.
topukları kıçına vura vura kaçmak show one's heels v.
biraz (bir şey) kaçmak be on the (something) side v.
ailesinin yanındayken keyfi kaçmak hang up (one's) fiddle when (one) comes home v.
aşırıya kaçmak come it strong [uk] v.
aşırıya kaçmak carry (something) to extremes v.
görevden kaçmak whip the cat [obsolete] v.
zora girince kaçmak abandon ship v.
deli dana gibi kaçmak/koşturmak run about like a headless chicken v.
deli dana gibi kaçmak/koşturmak be running about like a headless chicken v.