Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Ocultar la historia
Historia detallada
Eliminar
Historia :
procédure législative spéciale
(birini) kontrolü altına almak
llevar una buena mierda encima
pinch
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historia
Frases
Significados de
"pinch"
en diccionario turco inglés : 94 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
pinch
n.
sıkıntı
Other fishing regions are also starting to feel the
pinch
now.
Diğer balıkçılık bölgeleri de artık
sıkıntıyı
hissetmeye başladı.
More Sentences
2
General
pinch
v.
çimdiklemek
I
pinched
myself to make sure that I wasn't dreaming.
Rüya görmediğimden emin olmak için kendimi
çimdikledim.
More Sentences
Common Usage
3
Common Usage
pinch
n.
tutam
General
4
General
pinch
n.
gerek
5
General
pinch
n.
yakalanma
6
General
pinch
n.
fiske
7
General
pinch
n.
zaruret
8
General
pinch
n.
ihtiyaç
9
General
pinch
n.
darlık
10
General
pinch
n.
gereklilik
11
General
pinch
n.
çimdik
12
General
pinch
n.
tutam
13
General
pinch
n.
çimke
14
General
pinch
n.
kritik nokta
15
General
pinch
n.
önemli an
16
General
pinch
n.
acil vaka
17
General
pinch
n.
zor durum
18
General
pinch
n.
yay gövdesindeki belli belirsiz yatay çizgiler
19
General
pinch
n.
vücudun bir yerini kıstırınca oluşan bere
20
General
pinch
n.
öngörülememiş ani kriz
21
General
pinch
n.
küçük ve keskin ısırık
22
General
pinch
n.
kırpıntı
23
General
pinch
v.
iç etmek
24
General
pinch
v.
kaldırmak
25
General
pinch
v.
para çalmak
26
General
pinch
v.
ayağını sıkmak
27
General
pinch
v.
vurmak
28
General
pinch
v.
eşya çalmak
29
General
pinch
v.
araklamak
30
General
pinch
v.
kaparozlamak
31
General
pinch
v.
vurmak (ayakkabı)
32
General
pinch
v.
sıkmak
33
General
pinch
v.
kıvrandırmak
34
General
pinch
v.
uçurmak
35
General
pinch
v.
iyi etmek
36
General
pinch
v.
yakalamak
37
General
pinch
v.
acıtmak
38
General
pinch
v.
yürütmek
39
General
pinch
v.
acı vermek
40
General
pinch
v.
kısmak
41
General
pinch
v.
mıncıklamak
42
General
pinch
v.
makas almak
43
General
pinch
v.
ele geçirmek
44
General
pinch
v.
enselemek
45
General
pinch
v.
aşırmak
46
General
pinch
v.
çalmak
47
General
pinch
v.
sıkıştırmak
48
General
pinch
v.
kıstırmak
49
General
pinch
v.
çimdik atmak
50
General
pinch
v.
ince göstermek
51
General
pinch
v.
dar göstermek
52
General
pinch
v.
süzgün göstermek
53
General
pinch
v.
çelimsiz göstermek
54
General
pinch
v.
buruşturmak
55
General
pinch
v.
soldurmak
56
General
pinch
v.
iyice sınırlandırmak
57
General
pinch
v.
dar bir alana hapsetmek
58
General
pinch
v.
(miktar) bir tutam gelmek
59
General
pinch
v.
(baharat) bir tutam koymak
60
General
pinch
v.
(resmi) dokunmatik ekranda parmaklarla büyütmek
61
General
pinch
v.
(dokunmatik ekranda) resim büyütme hareketi yapmak
62
General
pinch
adj.
yedek
63
General
pinch
adj.
yedek vurucunun elde ettiği
Trade/Economic
64
Trade/Economic
pinch
v.
dara düşürmek
65
Trade/Economic
pinch
v.
mali sıkıntıya sokmak
66
Trade/Economic
pinch
v.
idareli olmak
67
Trade/Economic
pinch
v.
pintilik yapmak
68
Trade/Economic
pinch
v.
eli sıkı olmak
Technical
69
Technical
pinch
n.
ampül kapatma yeri
70
Technical
pinch
n.
flament bağlantı yeri
71
Technical
pinch
n.
manivela kolu
72
Technical
pinch
n.
domuz tırnağı
73
Technical
pinch
v.
kıstırmak
74
Technical
pinch
v.
sıkıştırmak
Computer
75
Computer
pinch
n.
dokunmatik ekranda resim büyütmek için yapılan parmak hareketi
Marine
76
Marine
pinch
v.
(tekneyi) rüzgara çok yakın kullanmak
Mining
77
Mining
pinch
n.
damar veya yatak üzerinde belirgin incelme
78
Mining
pinch
v.
(maden damarı) ufalmak
79
Mining
pinch
v.
(maden damarı) küçülüp kaybolmak
Gastronomy
80
Gastronomy
pinch
n.
çimdik
81
Gastronomy
pinch
n.
tutam
Hunting
82
Hunting
pinch
v.
(köpek) yakalamak
83
Hunting
pinch
v.
(köpek) sıkıca tutmak
Sport
84
Sport
pinch
n.
istekanın aşağı doğru baskısıyla beyaz topun bilardo masasına yaptığı basınç
85
Sport
pinch
v.
(beyaz topu) bilardo masasına bastırmak
86
Sport
pinch
v.
topu bilardo masasına bastırarak itmek
Baseball
87
Baseball
pinch
adj.
yedek vurucuya ait
88
Baseball
pinch
adj.
yedek koşucuya ait
89
Baseball
pinch
adj.
yedek vurucu ile ilişkili
90
Baseball
pinch
adj.
yedek koşucu ile ilişkili
Archaic
91
Archaic
pinch
v.
tutuklamak
Slang
92
Slang
pinch
n.
sabıka
93
Slang
pinch
n.
hırsızlık
94
Slang
pinch
v.
kayırmak
Significados de
"pinch"
con otros términos en diccionario inglés turco: 252 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
pinch of salt
n.
bir tutam tuz
Add a
pinch of salt.
Bir tutam tuz
ekle.
More Sentences
2
General
in a pinch
adv.
icabında
That'll do
in a pinch.
Bu
icap ederse
işimi görür.
More Sentences
3
General
in a pinch
adv.
sıkışınca
This will come in handy
in a pinch.
Sıkıştığında
işe yarayacaktır.
More Sentences
4
General
pinch of salt
n.
tuz parçası
5
General
a pinch of parsley
n.
bir tutam maydanoz
6
General
jack-at-a-pinch
n.
acil durum yedeği
7
General
jack-at-a-pinch
n.
acil durumda birinin yerini alan kimse
8
General
jack-at-a-pinch
n.
ücret karşılığı hizmet veren gezgin papaz
9
General
pinch hitter
n.
başkasının yerine geçen kimse
10
General
pinch hitter
n.
yedek kimse
11
General
pinch point
n.
sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı
12
General
pinch point
n.
darboğaz
13
General
pinch off
v.
çimdiklemek
14
General
feel the pinch
v.
darda kalmak
15
General
feel the pinch
v.
darda olmak
16
General
penny pinch
v.
cimrilik yapmak
17
General
come to a pinch
v.
dara gelmek
18
General
(one's shoes) pinch one's feet
v.
ayağını sıkmak
19
General
(one's shoes) pinch one's feet
v.
ayakkabı ayağını vurmak
20
General
at a pinch
adj.
sıkıntıda
21
General
a pinch of
adj.
bir tutam
22
General
at a pinch
adj.
darlıkta
23
General
a pinch of
adj.
bir pinçik
24
General
on a pinch
adv.
icabında
25
General
on a pinch
adv.
ihtiyaç karşısında
26
General
in a pinch
adv.
gerektiğinde
27
General
at a pinch
adv.
sıkışınca
28
General
at a pinch
adv.
gerektiğinde
29
General
at a pinch
adv.
gereğinde
30
General
at a pinch
adv.
gerekirse
31
General
at a pinch
adv.
icabında
32
General
even if just a pinch
adv.
biraz da olsa
33
General
even if just a pinch
adv.
az da olsa
Phrasals
34
Phrasals
pinch at
v.
hata bulmak
35
Phrasals
pinch at
v.
kusur bulmak
36
Phrasals
pinch at
v.
itiraz etmek
37
Phrasals
pinch at
v.
kabul etmemek
38
Phrasals
pinch something back
v.
(bitkiyi) budamak
39
Phrasals
pinch off
v.
tutup çekmek
40
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi tutup bir şeyden çekmek
41
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi bir şeyden tutup ayırmak
42
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi tutup bir şeyden koparmak
43
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi tutup bir şeyden çekmek
44
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi bir şeyden tutup ayırmak
45
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi tutup bir şeyden koparmak
46
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) çimdikleyip durmak
47
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) mıncıklamak
48
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) çimdikler atmak
49
Phrasals
pinch at (someone or something)
v.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
50
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birinde/bir şeyde) hata bulmak
51
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birinde/bir şeyde) kusur bulmak
52
Phrasals
pinch at (someone or something) [obsolete ]
v.
(birine/bir şeye) söylenmek
53
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli rahatsızlık vermek
54
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) sürekli canını sıkmak
55
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) sürekli aklını kurcalamak
56
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli acı vermek
57
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birine) sürekli sıkıntı vermek
58
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek
59
Phrasals
pinch at (someone)
v.
(birinin) duygu durumunu bozmak
60
Phrasals
pinch off
v.
koparmak
61
Phrasals
pinch off
v.
ayırmak
62
Phrasals
pinch off
v.
parmakla bölmek
63
Phrasals
pinch off
v.
parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
64
Phrasals
pinch off
v.
elle/parmakla koparmak
65
Phrasals
pinch off
v.
önünü kesmek
66
Phrasals
pinch off
v.
yolunu tıkamak
67
Phrasals
pinch off
v.
yoluna çıkmak
68
Phrasals
pinch off
v.
önünü kapatmak
69
Phrasals
pinch off
v.
uzaklaştırmak
70
Phrasals
pinch off
v.
bağını koparmak
71
Phrasals
pinch off
v.
bağını kesmek
72
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi bir şeyden koparmak
73
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi bir şeyden ayırmak/ayıklamak
74
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi bir şeyden parmak uçlarıyla bölerek ayırmak/koparmak
75
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi bir şeyden parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
76
Phrasals
pinch something off (of) something
v.
bir şeyi bir şeyden elle/parmakla koparmak
77
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi bir şeyden koparmak
78
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi bir şeyden ayırmak/ayıklamak
79
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi bir şeyden parmak uçlarıyla bölerek ayırmak/koparmak
80
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi bir şeyden parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
81
Phrasals
pinch something off
v.
bir şeyi bir şeyden elle/parmakla koparmak
82
Phrasals
pinch out
v.
budamak
83
Phrasals
pinch out
v.
bitkinin uç kısımlarından almak
84
Phrasals
pinch out
v.
bitkinin uç kısımlarını eliyle koparmak
85
Phrasals
pinch out
v.
kıyafet daraltmak
86
Phrasals
pinch out
v.
kıyafetin yanlarından/eninden almak
87
Phrasals
pinch out
v.
kıyafetin bir yerini içine katlayıp dikerek daraltmak
88
Phrasals
pinch out
v.
önünü kesmek
89
Phrasals
pinch out
v.
yolunu tıkamak
90
Phrasals
pinch out
v.
yoluna çıkmak
91
Phrasals
pinch out
v.
önünü kapatmak
92
Phrasals
pinch back
v.
budamak
93
Phrasals
pinch back
v.
parmak uçlarıyla kopararak budamak
94
Phrasals
pinch back
v.
ana sapı eliyle kopararak yeni sapların çıkmasını sağlamak
95
Phrasals
pinch for
v.
(biri) için bir şey çalmak/araklamak
96
Phrasals
pinch for
v.
(biri) için bir şey yürütmek/aşırmak
97
Phrasals
pinch for
v.
(bir suçtan) dolayı birini yakalamak/tutuklamak
98
Phrasals
pinch from
v.
-den bir şey aşırmak/çalmak
99
Phrasals
pinch from
v.
'-den bir şey yürütmek/araklamak
100
Phrasals
pinch from (one)
v.
(birinden bir şey) aşırmak/çalmak
101
Phrasals
pinch from (one)
v.
(birinden bir şey) yürütmek/araklamak
Phrases
102
Phrases
a pinch of
expr.
bir tutam (tuz vb)
Colloquial
103
Colloquial
pinch and scrape
v.
kıtı kıtına harcamak
104
Colloquial
pinch and scrape
v.
tutumlu olmak
105
Colloquial
pinch-hit
v.
ihtiyaç anında başkasının yerine geçmek
106
Colloquial
a dash of this a pinch of that
expr.
biraz ondan biraz bundan
Idioms
107
Idioms
pinch-hit for someone
v.
başkasının yerine atış yapmak
108
Idioms
pinch-hit for someone
v.
birine yedek olmak
109
Idioms
pinch-hit for someone
v.
birinin yedeği olmak
110
Idioms
pinch and scrape
v.
dişinden tırnağından artırmak
111
Idioms
feel the pinch
v.
dara düşmek
112
Idioms
pinch and save
v.
dişinden tırnağından artırmak
113
Idioms
take something with a pinch of salt
v.
ihtiyatla yaklaşmak
114
Idioms
feel the pinch
v.
meteliğe kurşun atmak
115
Idioms
pinch and scrape
v.
kıt kıtına harcamak
116
Idioms
take something with a pinch of salt
v.
kuşku ile karşılamak
117
Idioms
feel the pinch
v.
parasızlık çekmek
118
Idioms
penny-pinch
v.
sinekten yağ çıkarmak
119
Idioms
take something with a pinch of salt
v.
şüphe ile yaklaşmak
120
Idioms
feel the pinch
v.
parasızlıktan güç günler geçirmek
121
Idioms
pinch and scrape
v.
ucu ucuna geçinmek
122
Idioms
pinch pennies
v.
üçün beşin hesabını yapmak
123
Idioms
take what (one) says with a pinch of salt
v.
(birinin) söylediği bir şeye ihtiyatla yaklaşmak
124
Idioms
take what (one) says with a pinch of salt
v.
(birinin) söylediği bir şeye kuşkuyla yaklaşmak
125
Idioms
take what (one) says with a pinch of salt
v.
(birinin) söylediği bir şeye şüpheyle yaklaşmak
126
Idioms
take what (one) says with a pinch of salt
v.
(birinin) söylediği bir şeye temkinli yaklaşmak
127
Idioms
take what (one) says with a pinch of salt
v.
(birinin) söylediği bir şeye hemen inanmamak
128
Idioms
take with a pinch of salt
v.
ihtiyatla yaklaşmak
129
Idioms
take with a pinch of salt
v.
kuşku ile karşılamak
130
Idioms
take with a pinch of salt
v.
şüphe ile yaklaşmak
131
Idioms
with a pinch of salt
adv.
çekinerek
132
Idioms
with a pinch of salt
adv.
emin olmadan
133
Idioms
with a pinch of salt
adv.
tereddütle
134
Idioms
with a pinch of salt
adv.
tedirginlikle
135
Idioms
with a pinch of salt
adv.
çok güvenmeden
136
Idioms
in a pinch
expr.
gereğinde
137
Idioms
take it with a pinch of salt
expr.
ihtiyatla yaklaş
138
Idioms
in a pinch
expr.
ihtiyaç karşısında
139
Idioms
take it with a pinch of salt
expr.
şüphe ile yaklaş
140
Idioms
take it with a pinch of salt
expr.
şüpheyle yaklaş
141
Idioms
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland]
expr.
ayın ilk günü için sana bir cimcik bir yumruk
142
Idioms
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland]
expr.
ayın ilk günü söylenen ve yapılan çocukça bir sataşma
143
Idioms
at a pinch
expr.
acil durumda
144
Idioms
at a pinch
expr.
zaruret halinde
145
Idioms
at a pinch
expr.
zor durumda
146
Idioms
in a pinch
expr.
acil durumda
147
Idioms
in a pinch
expr.
zaruret halinde
148
Idioms
in a pinch
expr.
zor durumda
149
Idioms
at a pinch
expr.
icabında
150
Idioms
at a pinch
expr.
gerektiğinde
151
Idioms
at a pinch
expr.
gerekirse
152
Idioms
at a pinch
expr.
ihtiyaç olursa
153
Idioms
at a pinch
expr.
zaruret halinde
154
Idioms
at a pinch
expr.
ihtiyaç halinde
155
Idioms
at a pinch
expr.
acil durumda
156
Idioms
at a pinch
expr.
zor durumda
157
Idioms
at a pinch
expr.
sıkışınca
158
Idioms
at a pinch
expr.
darlıkta
159
Idioms
at a pinch
expr.
gereğinde
160
Idioms
in a pinch
expr.
icabında
161
Idioms
in a pinch
expr.
gerektiğinde
162
Idioms
in a pinch
expr.
gerekirse
163
Idioms
in a pinch
expr.
ihtiyaç olursa
164
Idioms
in a pinch
expr.
zaruret halinde
165
Idioms
in a pinch
expr.
ihtiyaç halinde
166
Idioms
in a pinch
expr.
acil durumda
167
Idioms
in a pinch
expr.
zor durumda
168
Idioms
in a pinch
expr.
sıkışınca
169
Idioms
in a pinch
expr.
darlıkta
170
Idioms
in a pinch
expr.
gereğinde
171
Idioms
with a pinch of salt
expr.
kuşkuyla
172
Idioms
with a pinch of salt
expr.
şüpheyle
173
Idioms
with a pinch of salt
expr.
ihtiyatla
174
Idioms
with a pinch of salt
expr.
ihtiyatla
175
Idioms
with a pinch of salt
expr.
şüpheyle
176
Idioms
with a pinch of salt
expr.
çekinceyle
Trade/Economic
177
Trade/Economic
pinch point
n.
altına düşüldüğünde tüketicinin endişe duyduğu stok seviyesi
Technical
178
Technical
bottom pinch rolls
n.
alt kapma merdaneleri
179
Technical
pinch bar
n.
domuz tırnağı
180
Technical
pinch pass
n.
hafif ezmeli paso
181
Technical
pinch roll
n.
kapma merdanesi
182
Technical
pinch bar
n.
kaldıraç
183
Technical
pinch cock
n.
kısma musluğu
184
Technical
pinch points
n.
kıstırma noktaları
185
Technical
pinch bolt
n.
kelepçe cıvatası
186
Technical
pinch point
n.
kıstırma noktası
187
Technical
bottom pinch roller
n.
kavrayıcı alt role
188
Technical
bottom pinch roller
n.
kavrayıcı alt merdane
189
Technical
pinch bar
n.
manivela kolu
190
Technical
pinch point
n.
sıkışma noktası
191
Technical
pinch mark
n.
sıkıştırma izi (cam)
192
Technical
pinch rolls
n.
sıkıştırma merdaneleri
193
Technical
pinch effect
n.
sıkıştırma etkisi
194
Technical
pinch effect
n.
sıkışma etkisi
195
Technical
pinch roll
n.
sürücü role
196
Technical
pinch bar
n.
sökü manivelası
197
Technical
high¬speed pinch roll
n.
yüksek hızlı kapma merdanesi
198
Technical
pinch roll
n.
sıkıştırma merdanesi
Computer
199
Computer
vulcan nerve pinch
n.
aynı anda uç veya daha fazla tuşa basılarak verilen bir klavye komutu
Electric
200
Electric
measuring the pinch temperature of quartz-tungsten-halogen lamps
n.
kuvars-tungsten halojen lambalarının boğaz sıcaklığının ölçülmesi
Construction
201
Construction
pinch point
n.
kıstırma noktası
Automotive
202
Automotive
damper pinch bolt
n.
amortisör sıkıştırma cıvatası
203
Automotive
hose pinch-off pliers
n.
hortum sıkma pensesi
204
Automotive
ear pinch clamp
n.
kulaklı kelepçe
Railway
205
Railway
rail pinch bar
n.
ray makası
Medical
206
Medical
first pinch strength
n.
birinci çimdikleme kuvveti
Math
207
Math
pinch point
n.
cebirsel yüzey üzerinde bir tür tekil nokta
Chemistry
208
Chemistry
pinch valve
n.
esnek vana
Botanic
209
Botanic
pinch (out)
v.
(genç filizleri veya tomurcukları) budamak
210
Botanic
pinch (off)
v.
(genç filizleri veya tomurcukları) budamak
211
Botanic
pinch (back)
v.
(genç filizleri veya tomurcukları) budamak
Military
212
Military
pinch hold and cross
n.
kavrama tutamağı
Sport
213
Sport
pinch [uk]
v.
(yarış atını) tükenme noktasına kadar zorlamak
214
Sport
pinch-hit
v.
(kriket) vurucunun vuruş sırası başlangıcında topa sertçe vurması
Baseball
215
Baseball
pinch hitter
n.
beyzbolda sıkı vuruş için oyuna giren vurucu
216
Baseball
pinch hitter
n.
yedek vurucu
217
Baseball
pinch hitter
n.
yedek oyuncu
218
Baseball
pinch hit
n.
yedek oyuncunun yaptığı vuruş
219
Baseball
pinch runner
n.
kale koşucusunun yerine geçen yedek oyuncu
220
Baseball
pinch-hitter
n.
yedek vurucu
221
Baseball
pinch-hit
v.
(başka oyuncu) yerine atış yapmak
222
Baseball
pinch-hit
v.
birine yedek olmak
223
Baseball
pinch-hit
v.
birinin yedeği olmak
224
Baseball
pinch-hit for
v.
(başka oyuncu) yerine atış yapmak
225
Baseball
pinch-hit for
v.
(birine) yedek olmak
226
Baseball
pinch-hit for
v.
(birinin) yedeği olmak
Slang
227
Slang
pinch something from someone
v.
birinden bir şey aşırmak/çalmak
228
Slang
pinch someone for something
v.
birini -den dolayı tutuklamak
229
Slang
pinch a loaf
v.
sıçmak
230
Slang
pinch (one) off
v.
hızlıca sıçmak
231
Slang
pinch (one) off
v.
hızlıca kakasını yapmak
232
Slang
pinch (one) off
v.
hızlıca tuvaletini yapmak
233
Slang
pinch (one) off
v.
hemen tuvalete gidip gelmek
234
Slang
pinch (one) off
v.
hemen sıçıp gelmek
235
Slang
pinch off
v.
tırtıklamak
236
Slang
pinch off
v.
araklamak
237
Slang
pinch off
v.
çalmak
238
Slang
pinch off
v.
aşırmak
239
Slang
pinch off
v.
sıçmak
240
Slang
pinch off
v.
sıçıvermek
241
Slang
pinch one out
v.
sıçmak
242
Slang
pinch one out
v.
sıçıvermek
243
Slang
pinch out
v.
tırtıklamak
244
Slang
pinch out
v.
araklamak
245
Slang
pinch out
v.
çalmak
246
Slang
pinch out
v.
aşırmak
247
Slang
pinch out
v.
sıçmak
248
Slang
pinch out
v.
sıçıvermek
British Slang
249
British Slang
half-inch (rhyming slang for pinch)
v.
aşırmak
250
British Slang
half-inch (rhyming slang for pinch)
v.
çalmak
251
British Slang
pinch a loaf
v.
sıçmak
252
British Slang
pinch a loaf
v.
tuvaletini yapmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pinch
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy