yakalamak - Turco Inglés Diccionario

yakalamak

Significados de "yakalamak" en diccionario inglés turco : 128 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yakalamak grab v.
He grabbed the opportunity to go backpacking in Europe.
Sırt çantasıyla Avrupa'ya gitme fırsatını yakaladı.

More Sentences
yakalamak catch v.
Tens of thousands of big mature cod are being caught around the Faroes and Iceland where they have no CFP.
OBP'nin olmadığı Faroe Adaları ve İzlanda civarında on binlerce büyük ve olgun morina balığı yakalanmaktadır.

More Sentences
General
yakalamak intercept v.
Tom intercepted a pass.
Tom bir pas yakaladı.

More Sentences
yakalamak hook v.
It looks like you've hooked a big one.
Büyük bir tane yakaladın gibi görünüyor.

More Sentences
yakalamak nab v.
The robber was nabbed this morning.
Soyguncu bu sabah yakalandı.

More Sentences
yakalamak catch hold of v.
The man tried to catch hold of me by the collar.
Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

More Sentences
yakalamak grasp v.
The drowning man grasped at the rope.
Boğulan adam ipi yakaladı.

More Sentences
yakalamak acquire v.
It is a chronic health issue and has considerable effects on the quality of life of those who acquire this disease.
Kronik bir sağlık sorunudur ve bu hastalığa yakalananların yaşam kalitesi üzerinde önemli etkileri vardır.

More Sentences
yakalamak catch up v.
It is we who need to catch up, not the other way round.
Bizi yakalaması gereken biziz, tersi değil.

More Sentences
yakalamak catch up on v.
We must catch up on America, or overtake them, if we want to achieve the Lisbon objectives in this area.
Bu alanda Lizbon hedeflerine ulaşmak istiyorsak Amerika'yı yakalamalı ya da geçmeliyiz.

More Sentences
yakalamak arrest v.
The police arrested the pickpocket in the act.
Polis yankesiciyi suçüstü yakaladı.

More Sentences
yakalamak take v.
The storm took everyone by surprise.
Fırtına herkesi hazırlıksız yakaladı.

More Sentences
yakalamak apprehend v.
The policeman apprehended the murderer and handcuffed him.
Polis katili yakaladı ve kelepçeledi.

More Sentences
yakalamak get v.
They will eventually get him.
Eninde sonunda onu yakalayacaklar.

More Sentences
yakalamak tackle v.
The police tackled the burglar.
Polis hırsızı yakaladı.

More Sentences
yakalamak corral v.
NASA wants to corral an asteroid.
NASA bir asteroid yakalamak istiyor.

More Sentences
yakalamak catch v.
The agreement should relate to the surplus resources that cannot be caught by local fishermen.
Anlaşma, yerel balıkçılar tarafından yakalanamayan ihtiyaç fazlası kaynaklarla ilgili olmalıdır.

More Sentences
yakalamak seize v.
This directive provides us with an additional opportunity to seize the big players.
Bu yönerge bize büyük oyuncuları yakalamak için ek bir fırsat sunmaktadır.

More Sentences
yakalamak capture v.
The shark was captured after the beach was evacuated for safety.
Köpekbalığı, plajın güvenlik için boşaltılmasının ardından yakalanmıştır.

More Sentences
yakalamak catch up with v.
Greece and Spain are rapidly catching up with the EU average, while starting from a relatively low base.
Yunanistan ve İspanya, nispeten düşük bir temelden başlamalarına rağmen hızla AB ortalamasını yakalamaktadır.

More Sentences
yakalamak strike v.
Parliament was represented, I was present, and I think you struck exactly the right note for Parliament.
Parlamento temsil edildi, ben de oradaydım ve bence Parlamento için tam olarak doğru notu yakaladınız.

More Sentences
Phrasals
yakalamak catch up to v.
Tom ran to catch up to Mary.
Tom, Mary'yi yakalamak için koştu.

More Sentences
yakalamak catch in v.
In this unfavourable climate, France is caught in the trap of the budgetary heritage left by the Socialists.
Bu elverişsiz ortamda Fransa, Sosyalistlerin bıraktığı bütçe mirasının tuzağına yakalanmıştır.

More Sentences
yakalamak catch with v.
Fishing for haddock and whiting should also be suspended because too many cod are caught with them.
Mezgit ve mezgit avcılığı da askıya alınmalıdır çünkü bunlarla çok fazla morina balığı yakalanmaktadır.

More Sentences
Idioms
yakalamak catch hold of v.
He caught hold of a rope and saved himself.
İpi yakaladı ve kendini kurtardı.

More Sentences
Law
yakalamak apprehend v.
The FBI tried to apprehend Dan, but he managed to escape.
FBI Dan'i yakalamaya çalıştı ama Dan kaçmayı başardı.

More Sentences
yakalamak seize v.
This directive provides us with an additional opportunity to seize the big players.
Bu direktif bize büyük oyuncuları yakalamak için ek bir fırsat sunuyor.

More Sentences
Technical
yakalamak grab v.
They grabbed him with no explanation whatsoever and they let him go with no explanation whatsoever.
Hiçbir açıklama yapmadan onu yakaladılar ve yine hiçbir açıklama yapmadan bıraktılar.

More Sentences
yakalamak catch v.
Vote for the motion, therefore, and you will see how many fish Europe catches!
Bu nedenle önergeye oy verin ve Avrupa'nın ne kadar çok balık yakaladığını görün!

More Sentences
yakalamak seize v.
There you made a clear plea to the institutions to seize that moment and act.
Burada kurumlara o anı yakalamaları ve harekete geçmeleri için açık bir çağrıda bulundunuz.

More Sentences
Military
yakalamak seize v.
Our motive must be serious action against terrorism, not just seizing an opportunity to extend EU competencies.
Amacımız sadece AB yetkilerini genişletmek için bir fırsat yakalamak değil, terörizme karşı ciddi bir eylem olmalıdır.

More Sentences
Card
yakalamak make v.
Moreover, at this rate, we will not make 1 January with the notification in the Official Journal practically speaking.
Ayrıca, bu gidişle Resmi Gazete'deki tebliğ ile 1 Ocak'ı pratikte yakalayamayacağız.

More Sentences
General
yakalamak kep [uk] n.
yakalamak entoil v.
yakalamak overtake v.
yakalamak clutch v.
yakalamak gripe v.
yakalamak snatch v.
yakalamak collar v.
yakalamak claw hold of v.
yakalamak grapple v.
yakalamak lay v.
yakalamak grip v.
yakalamak nail v.
yakalamak get hold of v.
yakalamak take hold of v.
yakalamak nobble v.
yakalamak lay hands on v.
yakalamak take up v.
yakalamak snap up v.
yakalamak entrap v.
yakalamak hand v.
yakalamak bag v.
yakalamak embrace v.
yakalamak pull up to v.
yakalamak pinch v.
yakalamak cop v.
yakalamak get one's hands on v.
yakalamak seize on v.
yakalamak become up-to-date v.
yakalamak pick up v.
yakalamak get one's hooks into v.
yakalamak seise v.
yakalamak hent v.
yakalamak nap [dialect] v.
yakalamak nip v.
yakalamak atake [obsolete] v.
yakalamak attain [obsolete] v.
yakalamak attrap [obsolete] v.
yakalamak engrasp [obsolete] v.
yakalamak upcatch v.
yakalamak kep [uk] v.
yakalamak knab [obsolete] v.
yakalamak lime-twig v.
yakalamak lumber [australia] v.
yakalamak glaum [dialect] [uk] v.
yakalamak clam [dialect] [uk] v.
yakalamak claucht [scotland] v.
yakalamak claught [scotland] v.
yakalamak claw v.
yakalamak deprehend [obsolete] v.
yakalamak gripple [obsolete] v.
yakalamak hitch v.
yakalamak overcatch v.
yakalamak overhent [obsolete] v.
yakalamak pop v.
yakalamak cleek [scotland] v.
yakalamak click [dialect] [uk] v.
yakalamak pounce v.
yakalamak save v.
yakalamak shake v.
yakalamak sic v.
yakalamak foul v.
yakalamak smittle [dialect] [uk] v.
yakalamak beclap v.
yakalamak span v.
yakalamak sue [obsolete] v.
Phrasals
yakalamak head off v.
yakalamak glaum at v.
yakalamak fetch up v.
yakalamak lay hold on v.
yakalamak clutch at v.
yakalamak bail up [australia] v.
yakalamak hold back v.
yakalamak ensnare in v.
yakalamak latch onto v.
yakalamak latch on to v.
Colloquial
yakalamak collar v.
yakalamak crack [australia] v.
yakalamak freeze onto v.
Idioms
yakalamak cop hold of [uk] v.
yakalamak come up with v.
yakalamak put salt on the tail of v.
yakalamak take ahold v.
yakalamak take hold v.
Law
yakalamak seise v.
Technical
yakalamak trap v.
yakalamak snag v.
yakalamak seise v.
Military
yakalamak seise v.
Sport
yakalamak receive v.
yakalamak choke v.
Archaic
yakalamak fathom v.
yakalamak beclip v.
Slang
yakalamak run in v.
yakalamak glom v.
yakalamak roust v.
British Slang
yakalamak do v.

Significados de "yakalamak" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
balık yakalamak catch fish v.
Since 1996 the opportunities to catch fish in the area in question have fallen sharply.
1996 yılından bu yana söz konusu bölgede balık yakalama fırsatları keskin bir şekilde düşmüştür.

More Sentences
şans yakalamak take a chance v.
You really took a chance.
Gerçekten şans yakaladın.

More Sentences
fırsat yakalamak take the opportunity v.
In his report, he takes the opportunity to himself express what the Council omits to say.
Raporunda, Konsey'in söylemeyi atladığı şeyi kendisi ifade etme fırsatını yakalıyor.

More Sentences
şansını yakalamak get the chance v.
Tom is going to get the chance to do that.
Tom bunu yapma şansını yakalayacak.

More Sentences
şans yakalamak get a chance v.
Tom got a chance to do that.
Tom onu yapmak için bir şans yakaladı.

More Sentences
topu yakalamak catch the ball v.
I caught the ball.
Topu yakaladım.

More Sentences
yeniden yakalamak recapture v.
The prison escapee was quickly recaptured.
Hapishane kaçağı hızla yeniden yakalandı.

More Sentences
fare yakalamak catch a mouse v.
The cat caught a mouse.
Kedi bir fare yakaladı.

More Sentences
kuş yakalamak catch a bird v.
If you cannot catch a bird of paradise, better take a wet hen.
Eğer bir cennet kuşu yakalayamıyorsanız, ıslak bir tavuk alsanız daha iyi olur.

More Sentences
anı yakalamak seize the moment v.
Sami seized the moment.
Sami anı yakaladı.

More Sentences
suçluları yakalamak catch the criminals v.
Police caught the criminals.
Polis, suçluları yakaladı.

More Sentences
balık yakalamak catch a fish v.
I caught a fish!
Bir balık yakaladım!

More Sentences
hırsızı yakalamak catch the thief v.
Tom helped the police catch the thief.
Tom polisin hırsızı yakalamasına yardımcı oldu.

More Sentences
topu yakalamak catch the ball v.
You caught the ball, didn't you?
Topu yakaladın, değil mi?

More Sentences
tuzakla yakalamak trap v.
He survived in the forest by trapping and eating small animals.
Ormanda ufak tefek hayvanları tuzakla yakalayıp yiyerek hayatta kalmıştır.

More Sentences
ağ ile balık yakalamak net v.
They netted a good haul of fish before the break of dawn.
Şafak sökmeden önce bol miktarda balık yakalamışlardı.

More Sentences
Idioms
hazırlıksız yakalamak catch off-guard v.
Tom was caught off-guard.
Tom hazırlıksız yakalandı.

More Sentences
General
rüzgardan vs korunup özellikle güneş ışınlarını yakalamak üzere tasarlanmış yer suntrap n.
avcıların kuşları yakalamak için çıkardıkları ses call note n.
ses ve müzik kayıtlarında mükemmelliği yakalamak için yüksek kaliteli ekipmanla dinleme hali audiophilia n.
kaçak birini yakalamak için düzenlenen organize arama manhunt n.
kuş yakalamak için kullanılan bir çeşit ağ hallier n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime rod n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime twig n.
hayvanları canlı yakalamak için kullanılan tuzak live trap n.
hayvanları canlı yakalamak için kullanılan tuzak livetrap n.
(ingiltere'de) ormanlardaki açıklıklarda çulluk gibi kuşları yakalamak için kullanılan ağ glade net n.
hayvan yakalamak için kullanılan uzun ilmekli ip riata n.
av yakalamak üzere eğitilmiş köpek seizer n.
kancayla yakalamak hook v.
açığını yakalamak circumvent v.
birden inip/çıkıp yakalamak (birini) swoop down on v.
kıskıvrak yakalamak catch tightly v.
kapanla yakalamak trap v.
avantaj yakalamak catch an advantage v.
yakalamak (konuşmak/konuşturmak için) corner v.
hazırlıksız yakalamak catch unawares v.
kementle yakalamak lasso v.
zıpkın ile balık yakalamak gig v.
ağ ile yakalamak net v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay hands on v.
tuzakla yakalamak snare v.
açığını yakalamak uncover one's fraud v.
kementle yakalamak rope v.
frikik yakalamak happen to see naked legs v.
yakalamak (suçluları) round up v.
çengel ile yakalamak hook v.
birini suçüstü yakalamak catch someone in the act v.
yolunu kesip yakalamak intercept v.
ensesinden yakalamak seize by the neck v.
sıkıca yakalamak clench v.
hata yakalamak debug v.
kapanla yakalamak ensnare v.
kementle yakalamak rope in v.
kıskıvrak yakalamak hold tightly v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay one's hands on v.
yalanını yakalamak trip up v.
suçüstü yakalamak find somebody out v.
sezdirmeden yaklaşıp yakalamak stalk v.
baskın yaparak birini yakalamak take someone by surprise v.
arkasından koşup yakalamak run down v.
sıkıca yakalamak tackle v.
hazırlıksız yakalamak blindside v.
kapan ile yakalamak trap v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone napping v.
trend yakalamak catch the trend of v.
büyük ikramiyeyi yakalamak hit the jackpot v.
gagasından yakalamak have someone by the short and curlies v.
gagasından yakalamak have (someone) at one's mercy v.
ağ ile yakalamak nett v.
birini yanlış bir şey yaparken yakalamak nab v.
elle balık yakalamak guddle v.
çağı yakalamak catch the era v.
başarısını yakalamak achieve the success of v.
ünü yakalamak find fame v.
ünü yakalamak win fame v.
ünü yakalamak rise to fame v.
ünü yakalamak shoot to fame v.
ivme yakalamak be on increase v.
ivme yakalamak gather speed v.
ünü yakalamak gain fame v.
ivme yakalamak gain speed v.
ivme yakalamak gain acceleration v.
kaliteyi yakalamak attain the quality v.
şans yakalamak grab a chance v.
şans yakalamak seize a chance v.
şans yakalamak grasp a chance v.
şans yakalamak jump at a chance v.
şansını yakalamak have the chance v.
bakışlarını yakalamak catch someone's eyes v.
ipucu yakalamak find a clue v.
bakışları yakalamak catch the glances v.
ağla (balık vb) yakalamak mesh v.
suçüstü yakalamak catch somebody red-handed v.
birini suçüstü yakalamak catch someone red-handed v.
-in izlerini takip edip yakalamak track down v.
hazırlıksız yakalamak wrong-foot v.
zamanı yakalamak get up to date v.
suçluyu yakalamak pick up v.
yakalamak (av) account v.
ansızın yakalamak overtake v.
büyük bir başarı yakalamak go from strength to strength v.
suçüstü yakalamak catch out v.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch out v.
uygunsuz bir biçimde yakalamak catch out v.
tanıma fırsatı yakalamak get the chance to know somebody v.
tanıma fırsatı yakalamak have the chance to meet someone v.
şans yakalamak grab the chance v.
tanıma fırsatı yakalamak get the chance to meet somebody v.
tanıma fırsatı yakalamak have the chance to know someone v.
şüphelileri yakalamak arrest the suspects v.
sorumluları yakalamak arrest the alleged offenders v.
sorumluları yakalamak arrest the suspects v.
şüphelileri yakalamak arrest the alleged offenders v.
şöhreti yakalamak become popular v.
şöhreti yakalamak become famous v.
küçük yaşta şöhreti yakalamak become famous at a young age v.
çocuk yaşta şöhreti yakalamak become famous at a young age v.
dengeyi yakalamak achieve the balance v.
eski gücünü yakalamak regain one's strength v.
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak find her husband in bed with another woman v.
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak catch her husband in bed with another woman v.
büyük fırsat yakalamak take a great opportunity v.
(çocuğu vb) kaçıran kişiyi kaçırdığı gün yakalamak catch the abductor by day one v.
birini sigara içerken yakalamak catch someone smoking v.
arkasından yakalamak grope after someone v.
denizanası yakalamak catch a jellyfish v.
gelinin buketini yakalamak catch the bride's bouquet v.
uçuşu/uçağı yakalamak catch the plane v.
uçuşu/uçağı yakalamak catch a flight v.
başarıyı yakalamak achieve success v.
başarıyı yakalamak be successful v.
mutluluğu bulmak/yakalamak achieve/find happiness v.
bileğinden tutmak/yakalamak take someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak grip someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak catch someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak clasp someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak seize someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak grasp someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak grab someone by v.
birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour v.
diğerlerini yakalamak catch up with the others v.
önemli noktaları yakalamak catch the main points v.
otobüsü yakalamak catch a bus v.
başarı yakalamak attain success v.
başarı yakalamak succeed v.
okul otobüsünü yakalamak catch the school bus v.
suçlu yakalamak catch a criminal v.
suçlu yakalamak capture a criminal v.
top yakalamak catch a ball v.
tavşan yakalamak rabbit v.
trend yakalamak keep up with trend v.
yeniden yakalamak recatch v.
tekrar yakalamak recatch v.
tam zamanında yakalamak nick v.
kementle yakalamak noose v.
ayna kullanarak şahin yakalamak dare larks v.
kapanla yakalamak trepan v.
kuşları gözlerini ışıkla kamaştırarak yakalamak batfowl v.
dişlerle yakalamak knab [obsolete] v.
ökseyle yakalamak belime [obsolete] v.
kementle yakalamak lariat v.
yakalamak (şahin) mail v.
gagasıyla yakalamak bill v.
ökse ile yakalamak birdlime v.
(bir şeyi) yakalamak wheech v.
(oyunda veya yarışta) yakalamak hang v.
yakalamak veya öldürmek için kovalamak hont v.
(birini) boynundan yakalamak horse collar v.
(birini) boynundan yakalamak horse-collar v.
ökse ile yakalamak lime v.
ökseye bulamışçasına yakalamak lime v.
kapanla yakalamak lime-twig v.
(yabani hayvanı) öldürmeyen tuzakla yakalamak livetrap v.
tuzakla yakalamak girn [scotland] v.
ağız ile yakalamak chop [obsolete] v.
(ayna gibi objelerle korkutarak) tarla kuşu yakalamak dare v.
elle balık yakalamak gump [scotland] v.
çok sayıda yakalamak overcatch v.
(gazeteci/ röportaj, fotoğraf yakalamak için) kapıda beklemek doorstep v.
şüpheliyi yakalamak için çok çabalamak dragnet v.
yapışkan maddeyle yakalamak inviscate v.
günceli yakalamak follow v.
(atı) ön ayaklarını bağlayarak yakalamak forefoot v.
(beyzbol topunu) sekmeden yakalamak gather v.
belirli bir trendi yakalamak set v.
karides yakalamak shrimp v.
(köpek) yakalamak skitch [new zealand] v.
hızlıca yakalamak snag v.
(balığı veya yaban domuzunu) mızrak ile yakalamak stick v.
iskandil salvosu ile yakalamak strike v.
kıskıvrak yakalamak collar v.
beklenmedik bir anda yakalamak surprise v.
Phrasals
(kendini) yanlış iş yaparken yakalamak catch oneself on v.
(krikette) topu yere düşmeden yakalamak catch out v.
aniden yakalamak gobble up v.
bol miktarda yakalamak gobble up v.
(topu) yakalamak pull down v.
(fırsatı) yakalamak pick up v.
çevredeki/etraftaki fareleri yakalamak rat around v.
tuzakla yakalamak catch (someone or something) in (something) v.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch (someone or something) in (something) v.
(birini) çalıntı vs. bir şeyle yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) çalıntı vs. bir şey üstündeyken yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) bir yöntemle yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) köpeklerle peşine düşerek vs. yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) bir şey yardımıyla yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) biriyle yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) biriyle beraberken yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
peşine düşüp yakalamak chase down v.
takip edip yakalamak chase down v.
kovalayarak yakalamak chase down v.
izini bulup yakalamak chase down v.
birini bir şey yaparken/iş üzerinde yakalamak catch someone doing something v.
bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak grab someone with something v.
birini bir şey yaparken/iş üzerinde yakalamak catch someone at something v.
bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak seize someone with something v.
hazırlıksız yakalamak come upon v.
fırsat yakalamak get around v.
izini bulup yakalamak chase someone down v.
suçluyu yakalamak pick up v.
birini veya bir şeyi yakalamak force someone or something down v.
at sürerek yakalamak ride down v.
atla kovalayıp yakalamak ride down v.
birini veya bir hayvanı at sürerek yakalamak ride (someone or an animal) down v.
birini veya bir hayvanı atla kovalayıp yakalamak ride (someone or an animal) down v.
arkasından/peşinden koşup yakalamak run down v.
kovalayıp yakalamak run down v.
arkasından/peşinden koşup yakalamak run down v.
kovalayıp yakalamak run down v.
birinin hızını yakalamak fall in v.
birinin hızını yakalamak fall into v.
diğerlerinin adımlarını yakalamak fall in (to step) v.
birinin/bir şeyin seviyesini yakalamak fare up v.
seviyesini, durumunu yakalamak fetch up v.
seviyesini, durumunu yakalamak fetch up v.
birinin bir açığını yakalamak get something on someone v.
soygun amacıyla kıskıvrak yakalamak/tutmak bail up [australia] v.
(birini) yakalamak glom (someone) v.
(birini biriyle/bir şeyle) yakalamak catch (one) with (someone or something) v.
(birini) belli bir yöntemle/araçla yakalamak catch (one) with (someone or something) v.
(birini başka biriyle) yakalamak catch (one) with (someone) v.
(birini başka biriyle) iş üstünde yakalamak/basmak catch (one) with (someone) v.
birini bir şeyle yakalamak catch someone with something v.
birini çalıntı/yasadışı bir şeyle yakalamak catch someone with something v.
birini bir şey yardımıyla yakalamak/tutuklamak catch someone with something v.
(birini) savunmasız yakalamak jump on (someone) v.
(birini) korunmasız/savunmasız yakalamak jump on (someone) v.
(birini) zayıf anında yakalamak jump on (someone) v.
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak rocket into something v.
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak rocket to something v.
bir şeyi yakalamak snatch something up v.
kovalayıp yakalamak hound down v.
takip edip yakalamak hound down v.
izini sürüp indirmek/yakalamak hound down v.
peşine düşüp yakalamak/avlamak hound down v.
birini/bir hayvanı kovalayıp yakalamak hound someone or an animal down v.
birini/bir hayvanı takip edip yakalamak hound someone or an animal down v.
birinin/bir hayvanın izini sürüp indirmek/yakalamak hound someone or an animal down v.
birinin/bir hayvanın peşine düşüp yakalamak/avlamak hound someone or an animal down v.
(birini) suçüstü yakalamak catch at (something) v.
(birini) iş üstünde yakalamak catch at (something) v.
(birini) hazırlıksız yakalamak catch one off v.
(birini) boş bir anında yakalamak catch one off v.
(birini) savunmasız yakalamak catch one off v.
bir şeyi kapanla/ağ atarak yakalamak catch something up in something v.
gündemi yakalamak catch up on (something) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak catch up to (something or someone) v.
uzun süredir aranan (birini) yakalamak catch up with (someone) v.
(birini) yakalamak catch up with (someone) v.
birini/bir şeyi peşine düşüp yakalamak chase someone or something down v.
birini/bir şeyi takip edip yakalamak chase someone or something down v.
birini /bir şeyi kovalayarak yakalamak chase someone or something down v.
birini/bir şeyi izini bulup yakalamak chase someone or something down v.
(birini) yakalamak click with (one) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak clutch at (someone or something) v.
(birini) yakalamak için gelmek come for (someone) v.
aynı standardı, ölçüyü, değeri yakalamak come up v.
sinyali, tonu yakalamak/tutturmak dial in v.
sinyali, tonu yakalamak/tutturmak dial into v.
(birini/bir şeyi) bir şeyle yakalamak ensnare (someone or something) in (something) v.
(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak grab at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak grab for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir yerinden) yakalamak grasp (someone or something) by (something) v.
-'den tutmak/yakalamak grasp by v.
arkasından yakalamak grope after v.
(birini/bir şeyi) arkasından yakalamak grope after (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak/tutmak grope after (someone or something) v.
-den yakalamak have by v.
(bir yerinden) tutmak/yakalamak hold by (something) v.
(bir şeyi) kavramak/yakalamak hold onto (something) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak keep up with (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) seviyesini yakalamak keep up with (someone or something) v.
(bir suçtan) dolayı birini yakalamak/tutuklamak pinch for v.
hızla (bir şeyi) yakalamak/elde etmek rocket into v.
hızla (bir şeyi) yakalamak/elde etmek rocket to v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize (someone or something) with (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize onto (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize on (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize upon (something) v.
ile tutmak/yakalamak seize with v.
(birini/bir şeyi) bir yerinden tutmak/yakalamak take (someone or something) by (something) v.
-den tutmak/yakalamak take by v.
bir şekilde yakalamak/avlamak take by v.
(bir hayvanı kapanla) yakalamak trap (something) into (something) v.
(yakalamak için) gizlice yaklaşmak close upon v.
suçüstü yakalamak find out v.
hırsızlık yaparken yakalamak find out v.
Colloquial
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak hit big v.
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak hit it big v.
hazırlıksız yakalamak catch napping v.
uykuda yakalamak catch napping v.
(birini) yakalamak turn (someone's) crank v.
beyzbolda yerden giden topu eldivenle yakalamak/durdurmak field a grounder v.
başarıyı yakalamak get untracked v.
hazırlıksız yakalamak catch flat-footed v.
habersiz yakalamak catch flat-footed v.
birini bir yerinden yakalamak have someone by something v.
ritmi yakalamak play (oneself) in v.
ritmi yakalamak play yourself in v.
büyük başarı yakalamak be riding high v.
(birini bir şey yaparken) yakalamak catch (one) (doing something) v.
(birini) yakalamak gaffle (someone) v.
Idioms
bir şey yakalamak için elleri birleştirerek açmak cup one's hands together n.
birini suç üstü yakalamak catch someone with his hand in the cookie jar v.
birini suç üstü yakalamak catch someone with his pants down v.
(birini) hazırlıksız yakalamak catch (one) flatfooted v.
(birini) beklemediği bir anda yakalamak catch (one) flatfooted v.
onun gibi bir tilkiyi hazırlıksız yakalamak catch a weasel asleep v.
havayı yakalamak catch big air v.
umulmadık bir anda yakalamak catch flat-footed v.
beklenmedik bir anda yakalamak catch flat-footed v.
hazırlıksız yakalamak catch flat-footed v.
habersiz yakalamak catch flat-footed v.
sakalından yakalamak make (one's) beard v.
zayıf/hassas noktasından yakalamak make (one's) beard v.
fırsat/şans yakalamak catch a break v.
özel/iyi bir indirim almak/yakalamak catch a break v.
ipucu yakalamak catch a break v.
bir sorunu çözme fırsatı yakalamak catch a break v.
bir rahatlama yakalamak catch a break v.
fırsat/şans yakalamak get a break v.
özel/iyi bir indirim almak/yakalamak get a break v.
ipucu yakalamak get a break v.
bir sorunu çözme fırsatı yakalamak get a break v.
bir rahatlama yakalamak get a break v.
aslanı kuyruğundan yakalamak/tutmak catch a tiger by the tail v.
kurdu kulaklarından yakalamak/tutmak catch a tiger by the tail v.
(birini) ensesinden yakalamak get (one) by the short and curlies v.
(birini) paçasından yakalamak get (one) by the short and curlies v.
(birini) ensesinden yakalamak get someone by the short and curlies v.
(birini) paçasından yakalamak get someone by the short and curlies v.
(birini) ensesinden yakalamak have someone by the short and curlies v.
(birini) paçasından yakalamak have someone by the short and curlies v.
(birini) ensesinden yakalamak get someone by the short hairs v.
(birini) paçasından yakalamak get someone by the short hairs v.
(birini) ensesinden yakalamak have someone by the short hairs v.
(birini) paçasından yakalamak have someone by the short hairs v.
aslanı kuyruğundan yakalamak/tutmak have a wolf by the ears v.
kurdu kulaklarından yakalamak/tutmak have a wolf by the ears v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have a wolf by the ear v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have the wolf by the ear v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have a wolf by the ears v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have the wolf by the ears v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak hold a wolf by the ears v.
ayıyı ağzından/dişinden yakalamak/tutmak take the bear by the tooth v.
damalı bayrağı yakalamak take the checkered flag [us] v.
... (bir şey yapma) şansını yakalamak see (one's) way (clear) to (doing something) v.
... şansını yakalamak see one's way to v.
... (bir şey yapma) şansını yakalamak see your way clear to do (or doing) something v.
(birini) yakalamak collar (someone) v.
(sörfte) tünel gibi bir dalga yakalamak cop a tube v.
(sörfte) içinden geçilen bir dalga yakalamak cop a tube v.
(birini ya da bir şeyi) yakalamak cop hold of (someone or something) v.
suçüstü yakalamak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
para çalarken yakalamak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
suçüstü yakalamak have one's fingers in the till v.
para çalarken yakalamak have one's fingers in the till v.
birini yakalamak be up with someone v.
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak get the advantage over (someone or something) v.
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak have the advantage over (someone or something) v.
(birini veya bir şeyi) kontrol altına almak/yakalamak have hold of (someone or something) v.
(birini veya bir şeyi) kontrol altına almak/yakalamak have ahold of (someone or something) v.
aniden yakalamak lay violent hands on v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone off balance v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone off guard v.
birisini kötü bir zamanda yakalamak catch someone at a bad time v.
bir şeyi bulmak/yakalamak üzere olmak be hot on the trail of something v.
birini hazırlıksız yakalamak catch one off one's guard v.
birini sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on someone v.
birini suçüstü yakalamak catch someone flat-footed v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone up short v.
bir şans yakalamak catch a break v.
birini hazırlıksız yakalamak catch off guard v.
boş bir anında yakalamak catch someone off guard v.
boş anında yakalamak catch on the hop v.
boş bir anında yakalamak catch someone on the hop v.
başarı serisi yakalamak be on the crest of a wave v.
boş bir anında yakalamak catch one off one's guard v.
birini yakalamak put salt on someone's tail v.
birini yakalamak gain on someone v.
birini suçüstü yakalamak catch someone red-handed v.
birini hazırlıksız yakalamak catch somebody cold v.
birini iş üstünde yakalamak catch someone red-handed v.
birini suçüstü yakalamak catch somebody red-handed v.
birini iş üstünde yakalamak catch someone flat-footed v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone napping v.
dalgayı yakalamak catch the wave v.
çağı yakalamak catch up with the times v.
donsuz yakalamak catch someone with his pants down v.
hatasını yakalamak trip someone up v.
hazırlıksız yakalamak take somebody off guard v.
hazırlıksız yakalamak catch someone on the hop v.
hazırlıksız yakalamak catch somebody off guard v.
ensesinden yakalamak grab someone by the nape of the neck v.
hazırlıksız yakalamak catch one off one's guard v.
hazırlıksız yakalamak catch one with one's pants down v.
hazırlıksız yakalamak catch someone off guard v.
hazırlıksız yakalamak catch flat-footed v.
hazırlıksız yakalamak catch on the hop v.
hazırlıksız yakalamak wrongfoot someone v.
hazırlıksız yakalamak catch on the wrong foot v.
fırsat yakalamak get one's foot in the door v.
iş üzerinde yakalamak catch in the act v.
ışığı yakalamak see the light v.
iş üstünde yakalamak catch somebody dead to rights v.
iş üstünde yakalamak catch in the act v.
ikinci bir şans yakalamak get a second bite/ two bites at the cherry v.
iş üstünde yakalamak have somebody dead to rights v.
iş üstünde yakalamak catch someone in the act v.
iş üstünde yakalamak have someone dead to rights v.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch on the hop v.
kötü bir biçimde yakalamak catch with trousers down v.
kötü bir biçimde yakalamak catch with pants down v.
kötü yakalamak catch with pants down v.
kötü yakalamak catch with trousers down v.
kötü bir zamanda yakalamak catch someone at a bad time v.
savunmasız yakalamak catch one with one's pants down v.
rezil bir durumda/halde yakalamak catch one with one's pants down v.
suçüstü yakalamak catch on the hop v.
seri yakalamak be on a tear v.
suçüstü yakalamak catch in the act v.
savunmasız yakalamak catch someone with one’s pants down v.
suçüstü yakalamak catch one with one's pants down v.
şöhreti yakalamak see one's name in lights v.
suçüstü yakalamak catch red-handed v.
sonraki dalgayı yakalamak catch the next wave v.
suçüstü yakalamak have someone dead to rights v.
suçüstü yakalamak catch flat-footed v.
suçüstü yakalamak have somebody dead to rights v.
şöhreti yakalamak have one's name in lights v.
suçüstü yakalamak catch someone in the act v.
suçüstü yakalamak catch somebody dead to rights v.
tutmak/yakalamak için hamle yapmak make a grab at someone v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak catch somebody bang to rights v.
yanlış anında yakalamak catch on the wrong foot v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak catch somebody dead to rights v.
(birini) hazırlıksız yakalamak catch somebody on the hop v.
uygunsuz biçimde yakalamak catch with pants down v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak have somebody bang to rights v.
yalanını yakalamak spot a lie v.
uygunsuz biçimde yakalamak catch with trousers down v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak have somebody dead to rights v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak get the first crack at (something) v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak have (the) first crack at (something) v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak want the first crack at (something) v.
(bir şeyin) özünü yakalamak fathom the depths of (something) v.
birbiriyle karşılıklı uyum yakalamak strike sparks off each other v.
doğruyu yakalamak get hold of the right end of the stick v.
(birini) suçüstü yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş üstünde yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) para çalarken yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para çalarken yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) suçüstü yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) iş üstünde yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) para çalarken yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) iş yerinden para çalarken yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) suçüstü yakalamak/basmak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş üstünde yakalamak/basmak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) para çalarken yakalamak/basmak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para çalarken yakalamak/enselemek catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak/enselemek catch (one) with (one's) fingers in the till v.
birini/bir şeyi yakalamak catch ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak get ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak grab ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak take ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak catch hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak get hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak grab hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak take hold of somebody/something v.
son dakikada sayı yapıp beraberliği yakalamak pounce at the death [uk] v.
zayıf noktasından/yerinden/damarından yakalamak be below the belt v.
günü/zamanı yakalamak be in the groove v.
(birini) kendi iş yerinden/iş vereninden para çalarken yakalamak catch (one) with (one's) hand in the till v.
en yüksek performansını yakalamak hit your straps v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yakalamak put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) yakalamak lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(biriyle/yanındakiyle) aynı ritmi yakalamak fall into step (beside/with somebody) v.