severely - Turco Inglés Diccionario

severely

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "severely" en diccionario turco inglés : 13 resultado(s)

Inglés Turco
General
severely adv. ağır
Those who traffic in human beings must therefore be punished as severely as those who deal in drugs.
Bu nedenle insan ticareti yapanlar, uyuşturucu ticareti yapanlar kadar ağır bir şekilde cezalandırılmalıdır.

More Sentences
severely adv. ciddi olarak
This scandal has severely damaged the public image of our company.
Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.

More Sentences
severely adv. şiddetle
Many of the refugees had been severely frost-bitten and many had died along the way.
Mültecilerin birçoğu şiddetli soğuktan etkilenmiş ve birçoğu da yollarda ölmüştü.

More Sentences
severely adv. ciddi bir şekilde
However, the report must be severely criticised in terms of its content.
Ancak rapor, içeriği bakımından ciddi bir şekilde eleştirilmelidir.

More Sentences
severely adv. sert bir biçimde
In September 1999, a major prisoner revolt has been severely repressed.
Eylül 1999'da, büyük bir hapishane isyanı sert bir biçimde bastırılmıştır.

More Sentences
severely adv. ağır biçimde
Tom was severely injured.
Tom ağır biçimde yaralandı.

More Sentences
severely adv. haşince
severely adv. şiddetli bir biçimde
severely adv. acı
severely adv. keskin biçimde
severely adv. sertçe
severely adv. bir temiz
severely adv. bir güzel

Significados de "severely" con otros términos en diccionario inglés turco: 20 resultado(s)

Inglés Turco
General
be severely wounded v. ağır yaralanmak
Tom has been severely wounded.
Tom ağır yaralandı.

More Sentences
be severely injured v. ağır yaralanmak
About thirty people were severely injured.
Yaklaşık otuz kişi ağır yaralandı.

More Sentences
reprimand severely v. azarlamak
struggle severely v. ölümüne mücadele etmek
be severely depressed v. afakanlar basmak
criticize severely v. acımasızca eleştirmek
beat someone severely v. fena benzetmek
criticize severely v. sert biçimde eleştirmek
criticise severely v. sert biçimde eleştirmek
criticise severely v. acımasızca eleştirmek
be severely criticized v. şiddetli eleştiri almak
be scolded severely v. acımasızca azarlanmak
Speaking
she/he scolded me severely expr. beni bir güzel haşladı
she/he scolded me severely expr. beni bir güzel azarladı
Medical
severely pruritic and erythematous reaction n. şiddetli kaşıntı ve eritemli reaksiyon
patient with severely chronic obstructive lung disease n. şiddetli kronik obstrüktif akciğer hastalığı hasta
Dentistry
severely damaged endodontically treated teeth n. endodontik olarak tedavi görmüş ve ciddi anlamda harabiyet gösteren dişler
Education
ssn (severely subnormal) abrev. (zeka) şiddetli derecede normal altı
Environment
severely threatened coastline n. ciddi tehdit altında olan kıyı
Military
severely threatened coastline n. ciddi şekilde tehdit edilen kıyı hattı