severely

Sens de "severely" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 13 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	severely adv.	ağır
On 28 August masked men kidnapped and severely beat his public defender, Surat Ikramov. 28 Ağustos'ta maskeli adamlar kamu avukatı Surat İkramov'u kaçırdı ve ağır şekilde dövdü. More Sentences
2	General	severely adv.	ciddi olarak
This scandal has severely damaged the public image of our company. Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi. More Sentences
3	General	severely adv.	şiddetle
Many of the refugees had been severely frost-bitten and many had died along the way. Mültecilerin birçoğu şiddetli soğuktan etkilenmiş ve birçoğu da yollarda ölmüştü. More Sentences
4	General	severely adv.	ciddi bir şekilde
However, the report must be severely criticised in terms of its content. Ancak rapor, içeriği bakımından ciddi bir şekilde eleştirilmelidir. More Sentences
5	General	severely adv.	sert bir biçimde
In September 1999, a major prisoner revolt has been severely repressed. Eylül 1999'da, büyük bir hapishane isyanı sert bir biçimde bastırılmıştır. More Sentences
6	General	severely adv.	ağır biçimde
Tom was severely injured. Tom ağır biçimde yaralandı. More Sentences
7	General	severely adv.	haşince
8	General	severely adv.	şiddetli bir biçimde
9	General	severely adv.	acı
10	General	severely adv.	keskin biçimde
11	General	severely adv.	sertçe
12	General	severely adv.	bir temiz
13	General	severely adv.	bir güzel

Sens de "severely" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	be severely wounded v.	ağır yaralanmak
Tom has been severely wounded. Tom ağır yaralandı. More Sentences
2	General	be severely injured v.	ağır yaralanmak
Tom was severely injured, too. Tom da ağır yaralıydı. More Sentences
3	General	reprimand severely v.	azarlamak
4	General	struggle severely v.	ölümüne mücadele etmek
5	General	be severely depressed v.	afakanlar basmak
6	General	criticize severely v.	acımasızca eleştirmek
7	General	beat someone severely v.	fena benzetmek
8	General	criticize severely v.	sert biçimde eleştirmek
9	General	criticise severely v.	sert biçimde eleştirmek
10	General	criticise severely v.	acımasızca eleştirmek
11	General	be severely criticized v.	şiddetli eleştiri almak
12	General	be scolded severely v.	acımasızca azarlanmak
Speaking
13	Speaking	she/he scolded me severely expr.	beni bir güzel haşladı
14	Speaking	she/he scolded me severely expr.	beni bir güzel azarladı
Medical
15	Medical	severely pruritic and erythematous reaction n.	şiddetli kaşıntı ve eritemli reaksiyon
16	Medical	patient with severely chronic obstructive lung disease n.	şiddetli kronik obstrüktif akciğer hastalığı hasta
Dentistry
17	Dentistry	severely damaged endodontically treated teeth n.	endodontik olarak tedavi görmüş ve ciddi anlamda harabiyet gösteren dişler
Education
18	Education	ssn (severely subnormal) abrev.	(zeka) şiddetli derecede normal altı
Environment
19	Environment	severely threatened coastline n.	ciddi tehdit altında olan kıyı
Military
20	Military	severely threatened coastline n.	ciddi şekilde tehdit edilen kıyı hattı