valuable - Turco Inglés Diccionario

valuable

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "valuable" en diccionario turco inglés : 18 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
valuable adj. değerli
The Commission finds that a very valuable suggestion and we should like to consider it further.
Komisyon bu öneriyi çok değerli bulmaktadır ve bu öneriyi daha fazla değerlendirmek isteriz.

More Sentences
valuable adj. kıymetli
Why should we have to destroy a natural, valued and valuable material such as ivory?
Fildişi gibi doğal, değerli ve kıymetli bir malzemeyi neden yok etmek zorunda kalalım?

More Sentences
General
valuable adj. değerli
It has in any event a huge impact on those keeping track of the quotas and is important for the valuable species.
Her halükarda kotaları takip edenler üzerinde büyük bir etkisi vardır ve değerli türler için önemlidir.

More Sentences
valuable adj. kıymetli
The computer is undoubtedly a valuable tool.
Şüphesiz bilgisayar, kıymetli bir alettir.

More Sentences
Trade/Economic
valuable n. değerli eşya
Do not leave valuable items in the vehicle.
Değerli eşyalarınızı araçta bırakmayın.

More Sentences
Law
valuable adj. değerli
They are equally valuable processes which must be treated equally when coordination takes place.
Bunlar, koordinasyon gerçekleştiğinde eşit muamele görmesi gereken eşit derecede değerli süreçlerdir.

More Sentences
valuable adj. kıymetli
Every language is equally precious and valuable to its speakers.
Her dil, konuşanlar için eşit derecede değerli ve kıymetlidir.

More Sentences
General
valuable n. mücevherat
valuable n. kıymetli şeyler
valuable adj. pahada ağır
valuable adj. pahalı
valuable adj. pırlanta gibi
valuable adj. aziz
valuable adj. düzeyli
valuable adj. seviyeli
Law
valuable adj. kıymet takdiri mümkün
valuable adj. kıymet biçilebilen
Technical
valuable adj. maddi değeri olan

Significados de "valuable" con otros términos en diccionario inglés turco: 43 resultado(s)

Inglés Turco
General
valuable information n. değerli bilgi
This may provide us with very valuable information on various restrictions.
Bu bize çeşitli kısıtlamalar konusunda çok değerli bilgiler sağlayabilir.

More Sentences
valuable contribution n. değerli katkı
Their valuable contribution to our society is hugely neglected in this report.
Toplumumuza yaptıkları değerli katkılar bu raporda büyük ölçüde ihmal edilmiştir.

More Sentences
Basketball
most valuable player (mvp) n. en değerli oyuncu
He is the most valuable player in our team.
O, takımımızdaki en değerli oyuncudur.

More Sentences
General
valuable article n. değerli eşya
valuable goods n. değerli mallar
valuable cargo n. kıymetli yük
valuable document n. değerli evrak
valuable content n. değerli içerik
valuable belongings n. (kişiye ait) değerli eşyalar
valuable item n. kıymetli eşya
valuable belongings n. (kişiye ait) kıymetli eşyalar
valuable article n. kıymetli eşya
valuable customer n. değerli müşteri
valuable areas n. değerli alanlar
become valuable v. kıymetlenmek
become valuable v. kıymete binmek
make something valuable v. bir şeye değer kazandırmak
make something valuable v. işe yarar hale getirmek
make something valuable v. değerli yapmak/kılmak/hale getirmek
make valuable v. değerli kılmak
very valuable adj. ömre bedel
extremely valuable adj. aşırı değerli
Phrases
other good and valuable consideration the receipt and sufficiency of which is hereby acknowledged expr. yeterliliği ve de alınmış olduğu burada ikrar edilen diğer uygun ve geçerli bedeller karşılığında
Speaking
time is more valuable than money expr. zaman paradan daha değerlidir
your time is valuable to us expr. zamanınız bizim için değerlidir
Trade/Economic
valuable goods n. değerli mallar
valuable papers n. değerli kağıtlar
valuable article n. değerli şey
valuable paper n. değerli kağıt
valuable article n. değerli eşya
valuable financial documents n. değerli kağıtlar
valuable paper n. kıymetli evrak
valuable papers n. kıymetli evrak
good and valuable consideration n. uygun ve geçerli bedel
for good and valuable consideration expr. geçerli ve uygun bir bedel karşılığında
Law
counterfeiting on public bonds and valuable seals n. itibari amme kağıtlarında ve kıymetli damgalarda sahtekarlık
counterfeiting of money, public bonds and valuable seals n. paralarda ve itibarı amme kağıtlarında veya kıymetli damgalarda sahtekarlık
valuable consideration n. tam karşılık
Telecom
valuable number n. değerli numara
Military
valuable supply n. değerli ikmal maddesi
Sport
most-valuable adj. en değerli (oyuncu)
lvp (least valuable player) abrev. en az değerdeki oyuncu
Printery
valuable paper n. kıymetli kağıt