| 1 |
workshop |
atölye |
n. |
|
- It is these small workshops that ensure local supplies and maintain a variety of products in rural areas.
- Yerel tedariki sağlayan ve kırsal bölgelerde ürün çeşitliliğini sürdüren bu küçük atölyelerdir.
- I have enough tools here for a nice little workshop.
- Burada küçük, şirin bir atölye için yeterli aletim var.
- I have enough tools here for a nice little workshop.
- Burada şirin ufak bir atölye için yeterli aletim var.
- I have enough tools here for a nice little workshop.
- Küçük, şirin bir atölye için yeteri kadar aletim var.
- Tom has a workshop in his basement.
- Tom'un bodrumda bir atölyesi var.
- I have a workshop in my garage.
- Garajımda bir atölyem var.
- An old worker was found repairing machinery in the workshop.
- Yaşlı bir işçi atölyede makineleri tamir ederken bulundu.
- Idleness is the devil's workshop.
- Aylaklık şeytanın atölyesidir.
- Yanni set up a workshop with cheap labor in Morocco.
- Yanni Fas'ta ucuz işgücü ile bir atölye kurdu.
- An empty head is the devil's workshop.
- Boş bir kafa şeytanın atölyesidir.
- He returned from the workshop.
- Atölyeden döndü.
- Idleness is the devil's workshop.
- Tembellik şeytanın atölyesidir.
- Idle hands are the Internet's workshop.
- Boş eller internetin atölyesidir.
- He's sitting in his workshop.
- Atölyesinde oturuyor.
- I adapted the garage for use as a workshop.
- Garajı atölye olarak kullanmak üzere uyarladım.
- Tom has a workshop in his basement.
- Tom'un bodrumunda bir atölyesi var.
- He's making a table in his workshop.
- Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
- Atölyesinde bir masa yapıyor.
- I adapted the garage for use as a workshop.
- Garajı bir atölye olarak kullanmak için uyarladım.
- He returned from the workshop.
- O, atölyeden döndü.
Show More (17)
|
| 2 |
workshop |
çalıştay |
n. |
|
- And third, we have organised a two-day workshop on several key issues, with all stakeholders.
- Ve üçüncü olarak, tüm paydaşlarla birlikte çeşitli kilit konularda iki günlük bir çalıştay düzenledik.
- We held a useful stakeholder workshop in September 2003 to which parliamentarians were invited.
- Eylül 2003'te parlamenterlerin de davet edildiği faydalı bir paydaş çalıştayı düzenledik.
- Please give us a call now if you want to participate in the workshop!
- Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın!
- Please give us a call now if you want to participate in the workshop!
- Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen bizi hemen arayın!
Show More (1)
|
| 3 |
workshop |
atölye çalışması |
n. |
|
- We will definitely follow up this matter and we have also had European workshops on land-use planning.
- Bu konuyu kesinlikle takip edeceğiz ve ayrıca arazi kullanım planlaması konusunda Avrupa'da atölye çalışmaları yaptık.
- Plans are afoot for further workshops.
- Daha fazla atölye çalışması için planlar yapılıyor.
- I am working at the workshop.
- Ben atölyede çalışıyorum.
- I am working at the workshop.
- Atölyede çalışıyorum.
Show More (1)
|
