Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | öncelikli olarak | primarily adv. | ||
Foreign policy remains primarily a matter for democratically elected Member State governments. Dış politika öncelikli olarak demokratik yollarla seçilmiş Üye Devlet hükümetlerinin meselesi olmaya devam etmektedir. More Sentences |
||||
General | öncelikli olarak | first adv. | ||
The business plan project should first include general information. İş planı projesi içerisinde öncelikli olarak genel bilgiler bulunmalıdır. More Sentences |
||||
General | öncelikli olarak | as a priority adv. | ||
That policy must include, as a priority, political help with the passing on of administrative know-how. Bu politika, öncelikli olarak, idari bilgi birikiminin aktarılmasına yönelik siyasi yardımı içermelidir. More Sentences |
||||
General | öncelikli olarak | first adv. | ||
We're divorced and there's some scheduling stuff we should work out first. Biz boşandık ve öncelikli olarak çözmemiz gereken bazı planlama işlerimiz var. More Sentences |
||||
General | öncelikli olarak | initially adv. | ||
General | öncelikli olarak | firstly adv. | ||
General | öncelikli olarak | preferably adv. | ||
General | öncelikli olarak | at the outset adv. | ||
General | öncelikli olarak | basically adv. | ||
General | öncelikli olarak | essentially adv. | ||
General | öncelikli olarak | first of all adv. | ||
General | öncelikli olarak | principally adv. | ||
General | öncelikli olarak | fundamentally adv. | ||
General | öncelikli olarak | with priority adv. | ||
General | öncelikli olarak | up-front adv. | ||
General | öncelikli olarak | primely adv. | ||
General | öncelikli olarak | precedentedly adv. | ||
Archaic | ||||
Archaic | öncelikli olarak | chief adv. |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | öncelikli olarak koyun yetiştiriciliğine ayrılmış arazi | sheep walk n. | ||
General | daha öncelikli olarak | more particularly adv. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | bira üreticisinin sahibi olduğu ve öncelikli olarak bu üreticinin biralarını satan barda servis edilen üretici dışı bira | guest beer n. | ||
Construction | ||||
Construction | bir bira üreticisinin sahibi olduğu ve öncelikli olarak bu üreticinin biralarını satan pub | tied house n. | ||
Gastronomy | ||||
Gastronomy | bira üreticisinin sahibi olduğu ve öncelikli olarak bu üreticinin biralarını satan barda servis edilen üretici dışı bira | guest-beer n. |