şafak - Turc Anglais Dictionnaire

şafak

Sens de "şafak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 22 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
şafak dawn n.
The Atlantic Dawn and the Veronica are landing in Las Palmas.
Atlantik Şafağı ve Veronica Las Palmas'a iniyor.

More Sentences
General
şafak daybreak n.
At daybreak it was still raining.
Şafakta hâlâ yağmur yağıyordu.

More Sentences
şafak dawn n.
This would be a minimum requirement, I believe, on the dawn of the third millennium.
Üçüncü milenyumun şafağında bunun asgari bir gereklilik olacağına inanıyorum.

More Sentences
Meteorology
şafak dawn n.
The other point I wish to make relates to the clause which appears to facilitate the Atlantic Dawn.
Değinmek istediğim bir diğer husus ise Atlantik Şafağı'nı kolaylaştıracak gibi görünen maddeyle ilgilidir.

More Sentences
General
şafak break of day n.
şafak first light n.
şafak cockcrow n.
şafak aurora n.
şafak daylight n.
şafak twilight n.
şafak sunset glow n.
şafak evening twilight n.
şafak light n.
şafak morn n.
şafak morning n.
şafak cockcrowing n.
şafak cockleert [dialect] n.
şafak day-peep n.
şafak orient n.
Idioms
şafak candlelight n.
Archaic
şafak cock n.
şafak spring n.

Sens de "şafak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 61 résultat(s)

Turc Anglais
General
şafak vakti dawn n.
The hour between night and dawn is called the hour of the wolf.
Gece ve şafak vakti arasındaki saate kurt saati denir.

More Sentences
şafak sökmek dawn v.
Tom didn't arrive home until dawn.
Tom şafak sökene kadar eve gelmedi.

More Sentences
şafak sökmek break v.
Let's dance till the break of dawn!
Şafak sökene kadar dans edelim!

More Sentences
şafak vakti at dawn adv.
Whenever night begins in Düsseldorf, we in the Netherlands only fly at dawn and dusk.
Düsseldorf'ta gece başladığında, biz Hollanda'da sadece şafak vakti ve alacakaranlıkta uçarız.

More Sentences
şafak öncesi before dawn adv.
Tom woke up before dawn.
Tom şafaktan önce uyandı.

More Sentences
Politics
altın şafak golden dawn n.
Are you a Golden Dawn supporter?
Altın Şafak destekçisi misin?

More Sentences
General
şafak sökmesi dayspring n.
kızıl şafak red dawn n.
kızıl şafak rosy dawn n.
şafak serenadı aubade n.
şafak ışığı dawn light n.
şafak ile gece yarısının ortası quarternight n.
şafak ile öğle arasındaki zaman dilimi morning time n.
şafak vakti predawn n.
sökmek (şafak) spring v.
şafak atmak dawn on somebody v.
şafak atmak break v.
şafak sökmek spring v.
(duvara veya ağaca vb) şafak atmak notch v.
şafak sökmek daw [scotland] v.
şafak öncesi pre-dawn adj.
şafak öncesi predawn adj.
şafak vaktinde olan antelucan adj.
şafak gibi auroral adj.
şafak sökmemiş undawning adj.
tan vakti ile şafak zamanlarında between the lights adv.
şafak sökümünde at the break of dawn adv.
şafak sökümünde at the crack of dawn adv.
şafak sökerken at the break of dawn adv.
Colloquial
(duvara veya ağaca vb) şafak atmak tag v.
Idioms
şafak vakti the small hours n.
şafak vakti the wee small hours n.
Trade/Economic
şafak baskını dawn raid n.
Technical
astronomik şafak astronomical twilight n.
Gastronomy
şafak çorbası cream of tomato soup n.
Astronomy
astronomik şafak astronomical evening twilight n.
güneşle benzer zamanlarda doğan bir gök cisminin şafak vakti gökyüzünde ilk göründüğü zaman heliacal rising n.
Literature
şafak vaktinden önce eothen adv.
Religious
hinduizm'de şafak tanrıçası ushas n.
gece yarısı veya şafak vakti başlayıp duaların ve ilahilerin okunduğu, kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan ilki ve en önemlisi matin n.
gece yarısı veya şafak vakti başlayıp duaların ve ilahilerin okunduğu, kilise tarafından ayin için belirlenen yedi zamandan ilki ve en önemlisi mattins n.
Geography
şafak ile ilgili eoan adj.
Military
şafak ve alaca karanlıkta hedefe yapılan muharebe hava devriyesi zippers n.
şafak ve akşam karanlığı muharebe hava devriyesi dawn and dusk combat air patrol n.
Music
şafak sökerken çalınan müzik aubade n.
şafak serenadı aubade n.
Mythology
şafak tanrısı eos n.
(roma mitolojisinde) şafak tanrıçası aurora n.
(iskandinav mitolojisinde) şafak ve ışık tanrısı heimdal n.
(iskandinav mitolojisinde) şafak ve ışık tanrısı heimdall n.
(iskandinav mitolojisinde) şafak ve ışık tanrısı heimdallr n.
Archaic
şafak serenadı matin n.
şafak sökerken çalınan müzik matin n.
şafak sökmek shine v.
Ornithology
çok sayıda kuşun şafak vakti ötmesi dawn chorus n.
Star Wars
yeni bir şafak a new dawn n.
kızıl şafak crimson dawn n.
kızıl şafak alt-merkezi crimson dawn sub-headquarters n.
büyük şafak merdivenleri great stairs of dawn n.
yeşil şafak green dawn n.
parlak şafak lurid dawn n.