|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
agree v.
|
aynı fikirde olmak |
|
I was one of 400 000 countryside marchers in London on Sunday who would not agree.
Pazar günü Londra'da aynı fikirde olmayan 400.000 kırsal kesim yürüyüşçüsünden biriydim.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
agree v.
|
anlaşmak |
|
Add this to your priorities and try to agree a relevant course of action with the countries of Europe.
Bunu önceliklerinize ekleyin ve Avrupa ülkeleriyle uygun bir eylem planı üzerinde anlaşmaya çalışın.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
agree v.
|
hemfikir olmak |
|
We all have many friends in Israel who agree on this point.
İsrail'de bu konuda hemfikir olan çok sayıda dostumuz var.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
agree v.
|
kabul etmek |
|
The Commission agrees, for example, with the proposal for an amendment tabled by the rapporteur on this issue.
Komisyon, örneğin, sözcü tarafından bu konuda sunulan değişiklik önerisini kabul etmektedir.
More Sentences
|
| General |
|
| 5 |
General |
agree v.
|
uyuşmak |
|
His story of the collision agrees with mine.
Onun çarpışma hikayesi benimkiyle uyuşuyor.
More Sentences
|
| 6 |
General |
agree v.
|
mutabık olmak |
|
The principles, however, are ones on which we are all agreed.
Ancak ilkeler hepimizin üzerinde mutabık olduğu ilkelerdir.
More Sentences
|
| 7 |
General |
agree v.
|
aynı fikirde olmak |
|
But it remains to be seen whether we can all agree.
Ancak hepimizin aynı fikirde olup olamayacağını göreceğiz.
More Sentences
|
| 8 |
General |
agree v.
|
hemfikir olmak |
|
There is no need for me to repeat what we are all agreed on.
Hepimizin hemfikir olduğu şeyleri tekrarlamama gerek yok.
More Sentences
|
| 9 |
General |
agree v.
|
kabul etmek |
|
If he does agree, will he do something about it?
Eğer kabul ederse, bu konuda bir şeyler yapacak mı?
More Sentences
|
| 10 |
General |
agree v.
|
mutabık kalmak |
|
Another conclusion on which we more or less agree is the dual role of the audiovisual media.
Üzerinde aşağı yukarı mutabık kaldığımız bir başka sonuç da görsel-işitsel medyanın ikili rolüdür.
More Sentences
|
| 11 |
General |
agree v.
|
uygun olmak |
|
I ate something that didn't agree with me.
Bana uygun olmayan bir şey yedim.
More Sentences
|
| 12 |
General |
agree v.
|
anlaşmak |
|
You just have to agree at some point on what it is you want.
Sadece bir noktada ne istediğiniz konusunda anlaşmanız gerekiyor.
More Sentences
|
| 13 |
General |
agree v.
|
kararlaştırmak |
|
We know that imports into the Community have tariff concessions which have been agreed by the Council of Ministers.
Topluluğa yapılan ithalatta, Bakanlar Konseyi tarafından kararlaştırılan tarife tavizleri olduğunu biliyoruz.
More Sentences
|
| 14 |
General |
agree v.
|
katılmak |
|
I agree we need rules that apply to all the countries of our Europe.
Avrupa'daki tüm ülkeler için geçerli olan kurallara ihtiyacımız olduğuna katılıyorum.
More Sentences
|
| 15 |
General |
agree v.
|
uzlaşmak |
|
With this, the last obstacles have been removed on the road to agreeing on the achieved result.
Bununla, varılan sonuç üzerinde uzlaşmaya giden yolda son engeller de ortadan kalkmış oldu.
More Sentences
|
| Trade/Economic |
|
| 16 |
Trade/Economic |
agree v.
|
anlaşmak |
|
We are now agreeing a new approach with the Government of Ethiopia and even with the United States.
Şu anda Etiyopya Hükümeti ve hatta Amerika Birleşik Devletleri ile yeni bir yaklaşım üzerinde anlaşıyoruz.
More Sentences
|
| 17 |
Trade/Economic |
agree v.
|
mutabık olmak |
|
The principles, however, are ones on which we are all agreed.
Ancak bu ilkeler hepimizin üzerinde mutabık olduğu ilkelerdir.
More Sentences
|
| 18 |
Trade/Economic |
agree v.
|
kararlaştırmak |
|
Even if the others do not go ahead, are we prepared to continue the course agreed at Gothenburg, which I support?
Diğerleri devam etmese bile Göteborg'da kararlaştırılan ve benim de desteklediğim rotayı sürdürmeye hazır mıyız?
More Sentences
|
| 19 |
Trade/Economic |
agree v.
|
kabul etmek |
|
If those who tabled the amendment agree, I can accept the addition to the text.
Değişiklik önergesini verenler kabul ederse metne yapılan eklemeyi kabul edebilirim.
More Sentences
|
| 20 |
Trade/Economic |
agree v.
|
mutabık kalmak |
|
What then are the most important points on which a majority of the committee has so far been able to agree?
O halde, komitenin çoğunluğunun şu ana kadar üzerinde mutabık kalabildiği en önemli noktalar nelerdir?
More Sentences
|
|
|
| 21 |
Trade/Economic |
agree v.
|
uyuşmak |
|
Her account of the incident agrees with yours.
Onun olayla ilgili anlattıkları sizinkilerle uyuşuyor.
More Sentences
|
| Law |
|
| 22 |
Law |
agree v.
|
anlaşmak |
|
Let us assume that both sides in Cyprus agree to a solution based on the Annan plan by 28 February.
Kıbrıs'taki her iki tarafın da 28 Şubat'a kadar Annan planı temelinde bir çözüm üzerinde anlaştığını varsayalım.
More Sentences
|
| Politics |
|
| 23 |
Politics |
agree v.
|
mutabakata varmak |
|
The proposal is an outworking of Kyoto, where it was agreed that the emission of greenhouse gases was to be reduced.
Bu öneri, sera gazı emisyonlarının azaltılması konusunda mutabakata varılan Kyoto'nun bir uygulamasıdır.
More Sentences
|
| Common Usage |
|
| 24 |
Common Usage |
agree v.
|
razı olmak |
|
| General |
|
| 25 |
General |
agree v.
|
razı olmak |
|
| 26 |
General |
agree v.
|
rıza göstermek |
|
| 27 |
General |
agree v.
|
birleşmek |
|
| 28 |
General |
agree v.
|
yaramak |
|
| 29 |
General |
agree v.
|
muvafakat etmek |
|
| 30 |
General |
agree v.
|
eyvallah demek |
|
| 31 |
General |
agree v.
|
bağıtlaşmak |
|
| 32 |
General |
agree v.
|
iyi geçinmek |
|
| 33 |
General |
agree v.
|
anlaşma sağlamak |
|
| 34 |
General |
agree v.
|
-e göre olmak |
|
| 35 |
General |
agree v.
|
tutmak (bir başka şeyi) |
|
| 36 |
General |
agree v.
|
uymak (bir başka şeye) |
|
| Trade/Economic |
|
| 37 |
Trade/Economic |
agree v.
|
muvafakat etmek |
|
| 38 |
Trade/Economic |
agree v.
|
sözleşmek |
|
| Law |
|
| 39 |
Law |
agree v.
|
mutabık olmak |
|
| Technical |
|
| 40 |
Technical |
agree v.
|
bağdaşmak |
|
|
|
| 41 |
Technical |
agree v.
|
uymak |
|
| Computer |
|
| 42 |
Computer |
agree expr.
|
katılıyorum |
|
|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
| General |
|
| 1 |
General |
agree to v.
|
razı olmak |
|
Tom agreed to accept Mary's offer.
Tom, Mary'nin teklifini kabul etmeye razı oldu.
More Sentences
|
| 2 |
General |
agree with v.
|
yaramak |
|
Oysters don't agree with me.
İstiridye bana yaramıyor.
More Sentences
|
| 3 |
General |
agree with v.
|
katılmak |
|
I agree with the Commission here that this value is pitched too low and is impracticable.
Bu değerin çok düşük ve uygulanamaz olduğu konusunda Komisyon'a katılıyorum.
More Sentences
|
| 4 |
General |
agree with v.
|
anlaşmak |
|
We are, however, less able to agree with each other when it comes to describing this.
Ancak konu bunu tanımlamaya geldiğinde birbirimizle daha az anlaşabiliyoruz.
More Sentences
|
| 5 |
General |
agree with v.
|
iyi gelmek |
|
The climate here doesn't agree with me.
Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.
More Sentences
|
| 6 |
General |
agree on v.
|
kararlaştırmak |
|
We never seem to be able to agree on anything.
Her şeyi kararlaştırabilecek gibi görünmüyoruz.
More Sentences
|
| 7 |
General |
agree to v.
|
kabul etmek |
|
I hope the House will agree to provide this urgent and desperately needed support.
Umarım Meclis bu acil ve umutsuzca ihtiyaç duyulan desteği sağlamayı kabul eder.
More Sentences
|
| 8 |
General |
agree with v.
|
aynı fikirde olmak |
|
However, there is one point on which I cannot agree with the commentators in the newspapers.
Bununla birlikte gazetelerdeki yorumcularla aynı fikirde olmadığım bir nokta var.
More Sentences
|
| 9 |
General |
agree on v.
|
üzerinde mutabık kalmak |
|
It is, I believe, important that we agree on a Community-wide approach.
Topluluk çapında bir yaklaşım üzerinde mutabık kalmamızın önemli olduğuna inanıyorum.
More Sentences
|
| 10 |
General |
agree with v.
|
uymak |
|
The climate here doesn't agree with me.
Buranın iklimi bana uymuyor.
More Sentences
|
| 11 |
General |
agree on v.
|
üzerinde anlaşmak |
|
We need to agree on the level of reduction we must achieve.
Ulaşmamız gereken azaltım seviyesi üzerinde anlaşmamız gerekiyor.
More Sentences
|
| 12 |
General |
not agree with v.
|
dokunmak |
|
The fish I ate yesterday did not agree with me.
Dün yediğim balık bana dokundu.
More Sentences
|
| Phrasals |
|
| 13 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir konuda birine) katılmamak |
|
So I refer to the things I do not agree with.
Ben de katılmadığım hususlara atıfta bulunuyorum.
More Sentences
|
| 14 |
Phrasals |
agree with v.
|
aynı görüşte olmak |
|
I feel inclined to agree with Tom.
Tom'la aynı görüşte olma eğiliminde hissediyorum.
More Sentences
|
| 15 |
Phrasals |
agree with v.
|
hemfikir olmak |
|
Mr Esteve's comments lead me to believe that he also agrees with this.
Bay Esteve'in yorumları, onun da bu konuda hemfikir olduğuna inanmamı sağlıyor.
More Sentences
|
| Idioms |
|
| 16 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(biriyle) aynı fikirde olmamak |
|
I'm used to people not agreeing with me.
İnsanların benimle aynı fikirde olmamasına alıştım.
More Sentences
|
| Trade/Economic |
|
| 17 |
Trade/Economic |
strongly agree expr.
|
kesinlikle katılıyorum (anket vb gibi formlarda) |
|
I strongly agree with you.
Sana kesinlikle katılıyorum.
More Sentences
|
| General |
|
| 18 |
General |
agree to tell the same story v.
|
ağızbirliği etmek |
|
| 19 |
General |
agree together v.
|
sözleşmek |
|
| 20 |
General |
agree with v.
|
bağdaşmak |
|
| 21 |
General |
agree to do the same thing v.
|
sözbirliği etmek |
|
| 22 |
General |
agree to give in marriage v.
|
söz kesmek |
|
| 23 |
General |
fail to agree v.
|
anlaşamamak |
|
| 24 |
General |
get one's to agree v.
|
rıza almak |
|
| 25 |
General |
get one's to agree v.
|
rızasını almak |
|
| 26 |
General |
get one's to agree v.
|
onayını almak |
|
| 27 |
General |
agree beforehand v.
|
önceden kabul etmek |
|
| 28 |
General |
agree on price v.
|
fiyatta anlaşmak |
|
| 29 |
General |
agree with the decision v.
|
karara katılmak |
|
| 30 |
General |
agree by writing v.
|
yazı ile kabul etmek |
|
| 31 |
General |
agree with the decisions v.
|
kararlara katılmak |
|
| 32 |
General |
agree to disagree v.
|
aynı fikirde olmamaya razı olmak |
|
| 33 |
General |
come to agree v.
|
mutabık olmak |
|
| 34 |
General |
come to agree v.
|
rıza göstermek |
|
| 35 |
General |
come to agree v.
|
kabullenmek |
|
| 36 |
General |
come to agree v.
|
muvafakat etmek |
|
| 37 |
General |
come to agree v.
|
hemfikir olmak |
|
| 38 |
General |
come to agree v.
|
sonunda razı olmak |
|
|
|
| 39 |
General |
agree to v.
|
boyun eğmek |
|
| 40 |
General |
agree to v.
|
uygun bulmak |
|
| 41 |
General |
agree to v.
|
uymak |
|
| 42 |
General |
agree the conditions v.
|
şartları kabul etmek |
|
| 43 |
General |
agree with v.
|
(alınan karara vb) sıcak yaklaşmak |
|
| 44 |
General |
agree in principle v.
|
prensipte anlaşmak |
|
| 45 |
General |
agree to v.
|
rıza göstermek |
|
| 46 |
General |
agree about the price v.
|
fiyat üzerinde uyuşmak |
|
| 47 |
General |
agree about the price v.
|
fiyatta mutabık olmak |
|
| 48 |
General |
agree to v.
|
muvafakat etmek |
|
| 49 |
General |
agree a proposition v.
|
teklifi kabul etmek |
|
| 50 |
General |
agree with v.
|
tetabuk etmek |
|
| 51 |
General |
agree on the price v.
|
fiyatta uzlaşmak |
|
| 52 |
General |
agree upon the price v.
|
fiyatta mutabık olmak |
|
| 53 |
General |
agree upon v.
|
kararlaştırmak |
|
| 54 |
General |
agree upon v.
|
üzerinde anlaşmaya varmak |
|
| 55 |
General |
agree and confirm v.
|
kabul ve teyit etmek |
|
| 56 |
General |
agree on v.
|
üstünde anlaşmak |
|
| 57 |
General |
agree upon v.
|
anlaşma sağlamak |
|
| 58 |
General |
agree with one is saying v.
|
dediklerine katılmak |
|
| 59 |
General |
agree on something v.
|
bir şey üzerinde anlaşmak |
|
| 60 |
General |
agree to someone's terms v.
|
şartlarını kabul etmek |
|
| 61 |
General |
agree to pay someone’s salary and expenses v.
|
maaşını ve harcamalarını ödemeyi kabul etmek |
|
| 62 |
General |
agree with someone's opinion v.
|
düşüncesine katılmak |
|
| 63 |
General |
agree with someone's opinion v.
|
fikrine katılmak |
|
| 64 |
General |
agree with someone's opinion v.
|
görüşüne katılmak |
|
| 65 |
General |
agree on a compromise v.
|
anlaşma sağlamak |
|
| 66 |
General |
agree on a compromise v.
|
uzlaşmak |
|
| 67 |
General |
agree to disagree v.
|
anlaşamadıkları konusunda anlaşmak |
|
| Phrasals |
|
| 68 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir konuda biriyle) aynı görüşte olmamak |
|
| 69 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir konuda biriyle) aynı hisleri paylaşmamak |
|
| 70 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir konuda biriyle) mutabık olmamak |
|
| 71 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir konuda biriyle) hemfikir olmamak |
|
| 72 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir konuda biriyle) uzlaşmamak |
|
| 73 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir şeyi) uygun bulmamak/desteklememek |
|
| 74 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir şeyi) tasvip etmemek |
|
| 75 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
midesine dokunmak |
|
| 76 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
midesini bulandırmak |
|
| 77 |
Phrasals |
not agree with (someone or something) v.
|
midesine iyi gelmemek |
|
| 78 |
Phrasals |
agree with v.
|
aynı görüşü paylaşmak |
|
| 79 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir şeyi kabul etmek |
|
| 80 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir şeye razı olmak |
|
| 81 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir şeye rıza göstermek |
|
| 82 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir konuda anlaşmak |
|
| 83 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde anlaşmak |
|
| 84 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
birini/bir şeyi kararlaştırmak |
|
| 85 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
birini/bir şeyi belirlemek |
|
| 86 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde karara varmak |
|
| 87 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde anlaşmak |
|
| 88 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
birini/bir şeyi kararlaştırmak |
|
| 89 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
birini/bir şeyi belirlemek |
|
| 90 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde karara varmak |
|
| 91 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle aynı fikirde olmak |
|
| 92 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birine katılmak |
|
| 93 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle anlaşmak |
|
| 94 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle aynı görüşte olmak |
|
| 95 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle hemfikir olmak |
|
| 96 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle aynı görüşü paylaşmak |
|
| 97 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birine iyi gelmek |
|
| 98 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birine yaramak |
|
| 99 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birinin midesine iyi gelmek/midesine dokunmamak |
|
| 100 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeyle iyi gitmek |
|
| 101 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeyle uyuşmak |
|
| 102 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeye uymak |
|
| 103 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeyle bağdaşmak |
|
| 104 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeye uygun olmak |
|
| 105 |
Phrasals |
agree (with something) (in something) v.
|
diğer dil bilgisi özellikleriyle uyumlu olmak |
|
| 106 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir şeyi kabul etmek |
|
| 107 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir şeye razı olmak |
|
| 108 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir şeye rıza göstermek |
|
| 109 |
Phrasals |
agree to something v.
|
bir konuda anlaşmak |
|
| 110 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde anlaşmak |
|
| 111 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
birini/bir şeyi kararlaştırmak |
|
| 112 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
birini/bir şeyi belirlemek |
|
| 113 |
Phrasals |
agree upon someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde karara varmak |
|
| 114 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde anlaşmak |
|
| 115 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
birini/bir şeyi kararlaştırmak |
|
| 116 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
birini/bir şeyi belirlemek |
|
| 117 |
Phrasals |
agree on someone or something v.
|
biri/bir şey üzerinde karara varmak |
|
| 118 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle aynı fikirde olmak |
|
| 119 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birine katılmak |
|
| 120 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle anlaşmak |
|
| 121 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle aynı görüşte olmak |
|
| 122 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle hemfikir olmak |
|
| 123 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
biriyle aynı görüşü paylaşmak |
|
| 124 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birine iyi gelmek |
|
| 125 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birine yaramak |
|
| 126 |
Phrasals |
agree with someone v.
|
birinin midesine iyi gelmek/midesine dokunmamak |
|
| 127 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeyle iyi gitmek |
|
| 128 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeyle uyuşmak |
|
| 129 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeye uymak |
|
| 130 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeyle bağdaşmak |
|
| 131 |
Phrasals |
agree with something v.
|
bir şeye uygun olmak |
|
| 132 |
Phrasals |
agree (with something) (in something) v.
|
diğer dil bilgisi özellikleriyle uyumlu olmak |
|
| Phrases |
|
| 133 |
Phrases |
hereto agree … expr.
|
buradakiler … hususunda anlaşmaktadır |
|
| 134 |
Phrases |
hereto agree expr.
|
buradakiler hususunda anlaşmaktadır |
|
| 135 |
Phrases |
neither agree nor disagree expr.
|
ne katılıyorum ne katılmıyorum |
|
| 136 |
Phrases |
rather agree expr.
|
kısmen katılmak |
|
| Proverb |
|
| 137 |
Proverb |
birds in their little nests agree
|
birlikte yaşayan insanların birbirleriyle iyi geçinmesi gerekir |
|
| 138 |
Proverb |
birds in their little nests agree
|
aynı çatı altında yaşayanlar iyi geçinmeli |
|
| Colloquial |
|
| 139 |
Colloquial |
agree on v.
|
okeyleşmek |
|
| 140 |
Colloquial |
(some food) didn't agree with (someone) v.
|
(bir yiyecek) dokunmak |
|
| 141 |
Colloquial |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir kişi ya da bir konu) hakkında uyuşmamak |
|
| 142 |
Colloquial |
not agree with (someone or something) v.
|
görüş birliğinde olmamak |
|
| 143 |
Colloquial |
not agree with (someone or something) v.
|
fikir ayrılığı yaşamak |
|
| 144 |
Colloquial |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir şeyi) uygun bulmamak |
|
| 145 |
Colloquial |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir şeyi) desteklememek |
|
| 146 |
Colloquial |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir şeyi) tasvip etmemek |
|
| 147 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
tamamen katılmak |
|
| 148 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
tamamen aynı fikirde olmak/hemfikir olmak |
|
| 149 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
tamamen aynı görüşte olmak |
|
| 150 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
tamamen aynı görüşü/fikri paylaşmak |
|
| 151 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
kesinlikle katılmak |
|
| 152 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
tamamıyla katılmak |
|
| 153 |
Colloquial |
couldn't agree more v.
|
doğru söze ne denir |
|
| 154 |
Colloquial |
then something didn't agree with you expr.
|
o zaman sana bir şey dokunmuştur |
|
| 155 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(sana) tamamen katılıyorum |
|
| 156 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(seninle) tamamen aynı fikirdeyim/hemfikirim |
|
| 157 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(seninle) tamamen aynı görüşteyim |
|
| 158 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(seninle) tamamen aynı görüşü/fikri paylaşıyorum |
|
| 159 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(sana) tamamen katılıyorum |
|
| 160 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(seninle) tamamen aynı fikirdeyim/hemfikirim |
|
| 161 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(seninle) tamamen aynı görüşteyim |
|
| 162 |
Colloquial |
I couldn't agree (with you) more expr.
|
(seninle) tamamen aynı görüşü/fikri paylaşıyorum |
|
| 163 |
Colloquial |
iawtc (I agree with this comment) expr.
|
bu görüşe/yoruma katılıyorum |
|
| 164 |
Colloquial |
iawtp (I agree with the/this post) expr.
|
bu gönderiye/yazılanlara katılıyorum |
|
| Idioms |
|
| 165 |
Idioms |
urge someone to agree with you v.
|
birini hizaya getirmek |
|
| 166 |
Idioms |
urge someone to agree with you v.
|
birini yola getirme |
|
| 167 |
Idioms |
persuade or force someone to agree with you v.
|
birini hizaya getirmek |
|
| 168 |
Idioms |
persuade or force someone to agree with you v.
|
birini yola getirme |
|
| 169 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(biriyle) aynı düşüncede olmamak |
|
| 170 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
bir konuda (birine) katılmamak |
|
| 171 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir fikri, düşünceyi, öneriyi, bulguyu) desteklememek |
|
| 172 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir fikri, düşünceyi, öneriyi, bulguyu) uygun bulmamak |
|
| 173 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir fikre, düşünceye, öneriye, bulguya) arka çıkmamak |
|
| 174 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(yemek) midesini veya bağırsaklarını bozmak |
|
| 175 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(yemek) bünyesine iyi gelmemek |
|
| 176 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(yemek) dokunmak |
|
| 177 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(yemek) hasta etmek |
|
| 178 |
Idioms |
agree to differ v.
|
aynı görüşte olmamayı kabullenip geçmek |
|
| 179 |
Idioms |
agree to differ v.
|
aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak |
|
| 180 |
Idioms |
agree to differ v.
|
aynı görüşte olmamayı kabullenip tartışmayı bitirmek |
|
| 181 |
Idioms |
agree to disagree v.
|
aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak |
|
| 182 |
Idioms |
agree to disagree v.
|
aynı görüşte olmamayı kabullenip tartışmayı bitirmek |
|
| 183 |
Idioms |
agree on all hands v.
|
ağız birliği yapmak |
|
| 184 |
Idioms |
agree on all hands v.
|
söz birliği yapmak |
|
| 185 |
Idioms |
not agree with v.
|
(midesine vb) dokunmak |
|
| 186 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
(bir şeyi/birini) hoş görmemek |
|
| 187 |
Idioms |
not agree with (someone or something) v.
|
sindirim sistemini bozmak |
|
| 188 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
(bir yiyecek/içecek) birine iyi gelmemek |
|
| 189 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
(bir yiyecek/içecek) birine dokunmak |
|
| 190 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
(bir yiyecek/içecek) birine yaramamak |
|
| 191 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
birinin midesine iyi gelmemek/midesine dokunmak |
|
| 192 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
(bir yiyecek/içecek) birine iyi gelmemek |
|
| 193 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
(bir yiyecek/içecek) birine dokunmak |
|
| 194 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
(bir yiyecek/içecek) birine yaramamak |
|
| 195 |
Idioms |
not agree with someone v.
|
birinin midesine iyi gelmemek/midesine dokunmak |
|
| 196 |
Idioms |
agree to disagree v.
|
uzlaşamamayı kabullenmek |
|
| 197 |
Idioms |
I couldn't agree more expr.
|
daha fazla katılamazdım |
|
| Speaking |
|
| 198 |
Speaking |
I agree expr.
|
aynı fikirdeyim |
|
| 199 |
Speaking |
I agree with you expr.
|
aynı fikirdeyiz |
|
| 200 |
Speaking |
I couldn't agree more expr.
|
aynı fikirdeyim |
|
| 201 |
Speaking |
I agree with you expr.
|
ben de seninle aynı fikirdeyim |
|
| 202 |
Speaking |
I agree expr.
|
bence de |
|
| 203 |
Speaking |
I don't agree with you expr.
|
ben öyle düşünmüyorum |
|
| 204 |
Speaking |
I agree with what you're saying expr.
|
dediklerine katılıyorum |
|
| 205 |
Speaking |
I couldn't agree with you more expr.
|
doğru söze ne hacet |
|
| 206 |
Speaking |
I couldn't agree with you more expr.
|
doğru söze ne denir |
|
| 207 |
Speaking |
do we agree? expr.
|
hemfikir miyiz? |
|
| 208 |
Speaking |
I'm sure they'd all agree expr.
|
eminim hepsi kabul ederdi |
|
| 209 |
Speaking |
why did you agree to marry him? expr.
|
onunla evlenmeyi neden kabul ettin? |
|
| 210 |
Speaking |
why did you agree to marry her? expr.
|
neden onunla evlenmeyi kabul ettin? |
|
| 211 |
Speaking |
I couldn't agree more expr.
|
kesinlikle katılıyorum |
|
| 212 |
Speaking |
I agree with you expr.
|
seninle aynı fikirdeyim |
|
| 213 |
Speaking |
I absolutely agree with you expr.
|
size kesinlikle katılıyorum |
|
| 214 |
Speaking |
I have carefully read and agree to the terms and conditions expr.
|
şartları dikkatlice okudum ve kabul ettim |
|
| 215 |
Speaking |
I agree with you up to a point expr.
|
sana bir noktaya kadar katılıyorum |
|
| 216 |
Speaking |
I absolutely agree with you expr.
|
sana kesinlikle katılıyorum |
|
| 217 |
Speaking |
I agree with you expr.
|
sana katılıyorum |
|
| 218 |
Speaking |
I don't agree with you expr.
|
seninle aynı fikirde değilim |
|
| 219 |
Speaking |
I totally agree with you expr.
|
sana aynen katılıyorum |
|
| 220 |
Speaking |
I agree with you expr.
|
size katılıyorum |
|
| 221 |
Speaking |
I couldn't agree more expr.
|
tamamıyla katılıyorum |
|
| 222 |
Speaking |
I couldn't agree more expr.
|
tamamen katılıyorum |
|
| 223 |
Speaking |
I agree 100 percent expr.
|
yüzde yüz katılıyorum |
|
| 224 |
Speaking |
I agree 100 percent expr.
|
100 de 100 katılıyorum |
|
| 225 |
Speaking |
I don't agree expr.
|
aynı fikirde değilim |
|
| 226 |
Speaking |
I don't agree expr.
|
katılmıyorum |
|
| 227 |
Speaking |
I don't agree expr.
|
kabul etmiyorum |
|
| 228 |
Speaking |
I don't agree expr.
|
hemfikir değilim |
|
| Trade/Economic |
|
| 229 |
Trade/Economic |
agree, declare and undertake n.
|
kabul, beyan ve taahhüt |
|
| 230 |
Trade/Economic |
agree upon the price v.
|
fiyat konusunda mutabık kalmak |
|
| 231 |
Trade/Economic |
agree on the price v.
|
fiyat konusunda mutabık kalmak |
|
| 232 |
Trade/Economic |
agree to pay the stated sum at maturity v.
|
vade hululünde tespit edilmiş tutarı ödemek |
|
| 233 |
Trade/Economic |
agree, declare and represent expr.
|
kabul, beyan ve taahhüt |
|
| 234 |
Trade/Economic |
the parties hereto hereby agree as follows expr.
|
taraflar aşağıdaki şekilde mutabakata varmış bulunmaktadır |
|
| Law |
|
| 235 |
Law |
declare and agree v.
|
beyan ve ikrar etmek |
|
| Politics |
|
| 236 |
Politics |
agree to a right v.
|
bir hakkın varlığı konusunda mutabakata varmak |
|
| 237 |
Politics |
agree to disagree v.
|
anlaşamadıkları konusunda uzlaşmak |
|
| Computer |
|
| 238 |
Computer |
yes, I agree expr.
|
evet, kabul ediyorum |
|
| 239 |
Computer |
agree strongly expr.
|
kesinlikle katılıyorum |
|
| 240 |
Computer |
I agree that expr.
|
kabul ediyorum |
|
| 241 |
Computer |
I agree expr.
|
kabul ediyorum |
|
| 242 |
Computer |
I do not agree expr.
|
kabul etmiyorum |
|
| 243 |
Computer |
agree strongly expr.
|
kesinlikle katılıyorum |
|
| Football |
|
| 244 |
Football |
agree a deal for a player v.
|
(bir futbolcuyu) renklerine bağlamak |
|
| Modern Slang |
|
| 245 |
Modern Slang |
agree to disbelieve v.
|
inanmamak konusunda anlaşmak |
|
| 246 |
Modern Slang |
agree to disbelieve v.
|
inanmasa da konuyu kapatmak |
|
