duyurmak - Turc Anglais Dictionnaire

duyurmak

Sens de "duyurmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 36 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
duyurmak announce v.
The Commission has already announced the total phasing-out of anti-microbials used for growth promotion.
Komisyon, büyümeyi desteklemek için kullanılan anti-mikrobiyallerin tamamen kullanımdan kaldırılacağını duyurmuştur.

More Sentences
General
duyurmak pronounce v.
The doctor pronounced him dead.
Doktor onun öldüğünü duyurdu.

More Sentences
duyurmak announce v.
You have announced that this is to be the subject of a feasibility study.
Bunun bir fizibilite çalışmasına konu olacağını duyurmuştunuz.

More Sentences
duyurmak broadcast v.
Should the Council refuse, there is still time to broadcast the fact at home.
Konsey'in reddetmesi halinde, bu gerçeği kendi ülkelerinde duyurmak için hala vakit var.

More Sentences
duyurmak make v.
The boy screamed for help, but couldn't make himself heard.
Oğlan yardım çığlıkları attı ama sesini duyuramadı.

More Sentences
duyurmak plead v.
duyurmak annunciate v.
duyurmak release v.
duyurmak proclaim v.
duyurmak publish v.
duyurmak notice v.
duyurmak clarion v.
duyurmak promulgate v.
duyurmak advertise v.
duyurmak advertize v.
duyurmak annuntiate v.
duyurmak kithe [scotland] v.
duyurmak kythe [scotland] v.
duyurmak blaze v.
duyurmak blaze v.
duyurmak hawk v.
duyurmak claim [obsolete] v.
duyurmak denote v.
duyurmak depredicate v.
duyurmak preconizate v.
duyurmak signify v.
duyurmak subscribe [obsolete] v.
duyurmak surface v.
duyurmak surprise v.
duyurmak surprize v.
Phrasals
duyurmak put up v.
duyurmak call out v.
Idioms
duyurmak break silence v.
duyurmak break the silence v.
Law
duyurmak proclaim v.
Archaic
duyurmak show v.

Sens de "duyurmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 139 résultat(s)

Turc Anglais
General
halka duyurmak publicize v.
My job is to publicize the decisions made during the meeting.
Benim işim toplantıda alınan kararları halka duyurmak.

More Sentences
kararı duyurmak announce the decision v.
Tom announced the decision Monday.
Tom pazartesi günü kararı duyurdu.

More Sentences
sonuçları duyurmak announce the results v.
Everyone was silent as the teacher was announcing the results of the examination.
Öğretmen sınav sonuçlarını duyururken herkes sessizdi.

More Sentences
(sesini)duyurmak raise v.
To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.
Birinin adını sonraki nesillere duyurmak ve böylece ebeveynlerini yüceltmek, evlat sevgisinin en büyük ifadesidir.

More Sentences
fabrikalarda işe başlama ve bitirme zamanını duyurmak için çalınan ıslık factory whistle n.
önceden duyurmak prenunciation [obsolete] n.
kaldırılacağını duyurmak (anlaşmanın) denounce v.
ismini duyurmak make one's name v.
davulla zurnayla duyurmak clarion v.
afişle duyurmak announce with a poster v.
ismini duyurmak get famous v.
adını duyurmak make quite a name for oneself v.
adını duyurmak make one's name v.
hoparlörle duyurmak pipe v.
sesini duyurmak become popular v.
herkese duyurmak expose v.
adını duyurmak get famous v.
dünyaya duyurmak announce to the world v.
kamuya duyurmak declare to the public v.
kamuoyuna duyurmak release to the public v.
geniş kitlelere duyurmak reach large masses v.
kamuya duyurmak promulgate v.
kamuya duyurmak announce something to the public v.
resmi gazetede duyurmak announce/proclaim something in the official gazette v.
resmi gazetede duyurmak publish in the official gazette v.
toplantıyı duyurmak announce the meeting v.
gizli olduğunu duyurmak classify v.
geçersizliğini duyurmak denounce v.
halka duyurmak publicise v.
halka/millete duyurmak make known publicly v.
kamuya duyurmak present v.
topluma duyurmak present v.
yüksek sesle duyurmak blare out v.
megafonla aktarıyormuşçasına herkese duyurmak meg v.
megafonla aktarıyormuşçasına herkese duyurmak megaphone v.
(remi kart oyununda) her oyuncu bir el daha oynadıktan sonra oyunun biteceğini duyurmak break v.
(adını) duyurmak descry [obsolete] v.
(olarak) duyurmak designate v.
halka duyurmak open v.
resmen duyurmak introduce v.
ilan ederek duyurmak placard v.
önden duyurmak preadvertise v.
önceden duyurmak preannounce v.
önceden duyurmak prenotify v.
halka duyurmak press-agent v.
nişanlanacağını duyurmak publish v.
net ve yankılı bir şekilde duyurmak sing v.
geçmişe özlem duyurmak evoke nostalgia v.
ses çıkararak duyurmak strike v.
Phrasals
herkese duyurmak acknowledge (one) as (something) v.
herkese duyurmak acknowledge someone as something v.
herkese duyurmak acknowledge something as something v.
herkese ilan etmek/duyurmak acknowledge (one) as (something) v.
alenen ilan etmek/duyurmak acknowledge someone as something v.
duyurmak için bağırmak yell something out (at someone or something) v.
(birini/bir şeyi birine) duyurmak release (someone or something) to (one) v.
(birini/bir şeyi) ideal, faydalı biri/bir şey olarak duyurmak tout (someone or something) as v.
(birini/bir şeyi) ideal, faydalı biri/bir şey olarak duyurmak tout someone or something as something v.
ideal biri/bir şey olarak duyurmak tout as v.
gürültülü bir şekilde duyurmak blat out v.
birine bir şeyi duyurmak announce something to someone v.
'-e (bir şeyi) duyurmak announce (something) to v.
'-e duyurmak announce to v.
bir şeyi bağırarak söylemek/duyurmak call something out v.
(birine) duyurmak için bağırmak call out (to someone) v.
birine (duyurmak için) bağırmak call to someone v.
(birine) duyurmak için bağırmak call to (one) v.
(bir şeyi) halka duyurmak/tanıtmak come out with (something) v.
bir hükmü duyurmak/bildirmek hand something down v.
(yasal) bir kararı duyurmak/ilan etmek/beyan etmek hand something down v.
bir şeyi sosyal bir alanda/platformda duyurmak/paylaşmak post on v.
bir şeyi sosyal bir alanda/platformda duyurmak/paylaşmak post on (something) v.
-e duyurmak release to v.
Phrases
'-i duyurmak let it be known that… v.
'-i biri aracılığıyla bildirmek/duyurmak let it be known that… v.
'-i duyurmak make it known that… v.
'-i biri aracılığıyla bildirmek/duyurmak make it known that… v.
Idioms
halka duyurmak take air v.
(birine) hoşa gitmeyecek gerçekleri söylemek/duyurmak burden someone with something v.
herkese söylemek/duyurmak put (out) on the street v.
adını duyurmak set the heather alight v.
adını duyurmak set the thames alight [uk] v.
adını duyurmak set the world alight v.
adını duyurmak win a name for oneself v.
adını duyurmak make a name for oneself v.
adını duyurmak hit the headlines v.
duyurmak için can atmak scream something from the rooftops v.
duyurmak için can atmak shout something from the rooftops v.
kararı duyurmak hand a verdict down (to someone) v.
önemini duyurmak put on the map v.
kararı duyurmak hand a decision down (to someone) v.
toplantının başlayacağını duyurmak call the meeting to order v.
toplantının başlayacağını duyurmak call a meeting to order v.
toplantıyı duyurmak call the meeting to order v.
toplantıyı duyurmak call a meeting to order v.
(bağırarak vs) sesini duyurmak make oneself heard v.
(bir haberi/sırrı) açıklamak/ifşa etmek/sağda solda/uluorta konuşmak/etrafa duyurmak put something on the street v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak proclaim (something) from the rooftops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak scream (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak scream (something) from the housetops v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak shout (something) from the housetop v.
(bir şeyi) herkese ilan etmek/duyurmak shout (something) from the housetops v.
bir şeyi herkese ilan etmek/duyurmak shout something from the housetops/rooftops v.
(birinin) yapacağını/niyetini herkese duyurmak put (one's) pot on [old-fashioned] v.
(birinin) sesini duyurmak make (one's) voice heard v.
(birinin) rakip sesler/görüşler arasında sesini duyurmak make (one's) voice heard v.
(kendini) duyurmak make (oneself) heard v.
sesini duyurmak make (oneself) heard v.
(biri/bir şey) aradığını duyurmak put out a call for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) ihtiyacı olduğunu duyurmak put out a call for (someone or something) v.
birine/bir şeye desteğini bildirmek/duyurmak announce (one's support) for someone or something v.
niyetini önceden açıklamak/duyurmak call (one's) shots v.
kararlarını önden duyurmak call (one's) shots v.
yapacaklarını/yapmak istediklerini önden duyurmak call (one's) shots v.
toplantının başlayacağını/başlamak üzere olduğunu duyurmak call a meeting to order v.
toplantının başlayacağını/başlamak üzere olduğunu duyurmak call the meeting to order v.
bıraktığını/çekildiğini duyurmak call it quits v.
herkese duyurmak crack open v.
(birine) varlığını duyurmak/bildirmek make (oneself) known (to someone) v.
adını duyurmak make a name v.
adını duyurmak make a name for yourself v.
'-i duyurmak make it known v.
(birinin/bir şeyin/bir yerin) adını duyurmak put (someone, something, or some place) on the map v.
herkese söylemek/duyurmak put on the street v.
ilan etmek/duyurmak shout from the housetops v.
ilan etmek/duyurmak shout from the rooftops v.
davul zurnayla duyurmak beat a drum v.
Politics
kamuya duyurmak make a proclamation v.
resmi olarak duyurmak promulgate v.
kamu oyu yoklaması amacıyla bilgiyi duyurmak fly v.
Advertising
(gelecekte yayınlanacak programı televizyon veya radyoda) kısa reklamlarla duyurmak trail v.
History
tiyatro oyuncularının sesini duyurmak için kullanılmış çan benzeri aletler acoustic vessels n.
Religious
kafir olarak duyurmak hereticate v.
Sport
yarışmadaki sıralamayı duyurmak place v.
Card
(bazı kart oyunlarında) oyun bitmeden önce oyunu kazanmak için yeterli puana ulaştığını duyurmak count out v.
Music
borazan ile duyurmak trump v.
borazan ile duyurmak trump out v.
Archaic
önden duyurmak predeclare v.
Slang
kulaktan kulağa duyurmak peddle v.