family - Turc Anglais Dictionnaire

family

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "family" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 74 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
family n. aile
As I am fond of saying, a world fit for children must also be a world fit for the family.
Söylemeyi sevdiğim gibi çocuklara uygun bir dünya aynı zamanda aileye de uygun bir dünya olmalıdır.

More Sentences
General
family n. akraba
Tom is family.
Tom akrabadır.

More Sentences
family n. aile
We also, however, support the progressive definition of the family incorporated into the proposal.
Bununla birlikte, teklifte yer alan ailenin aşamalı tanımını da destekliyoruz.

More Sentences
family n. familya
Dormice are rodents of the family Gliridae.
Fındık fareleri Gliridae familyasından kemirgenlerdir.

More Sentences
family adj. ailevi
We consequently recognise that many partners who have not married have family obligations.
Sonuç olarak, evlenmemiş birçok partnerin ailevi yükümlülükleri olduğunu kabul ediyoruz.

More Sentences
Math
family n. aile
Other protection and defence strategies must be put in place since sometimes the family is a repressive environment.
Aile bazen baskıcı bir ortam olabileceğinden, başka koruma ve savunma stratejileri de devreye sokulmalıdır.

More Sentences
Biology
family n. familya
The swift is a small migratory bird of the family Apodidae.
Ebabil, Apodidae familyasından küçük bir göçmen kuştur.

More Sentences
Linguistics
family n. dil ailesi
Romanian, Italian and Catalan are all in the same language family.
Romence, İtalyanca ve Katalanca aynı dil ailesindendir.

More Sentences
Common Usage
family n. sülale
General
family n. hamile
family n. soy sop
family n. ev
family n. şecere
family n. ocak
family n. akrabalar
family n. fasile
family n. tohum
family n. kabile
family n. çoluk çocuk
family n. kan
family n. zürriyet
family n. ev halkı
family n. cins
family n. soy
family n. çocuklar
family n. tür
family n. ev bark
family n. yerel, bağımsız organize suç birimi
family n. mafya
family n. anne, baba ve çocuk
family n. kadro
family n. ekip
family n. asistan
family n. benzer şeylerden oluşan grup
family n. birbiri ile ilişkili şeylerden oluşan grup
family n. takım
family n. dost
family n. yakın arkadaş
family n. arkadaş grubu
family n. yoldaşlık
family n. düşünsel olarak birbirine bağlı kişilerden oluşan grup
family n. cemaat
family n. ortak bir girişimde birleşen işçi ve çalışan grubu
family n. sendikacılık
family n. köklü aile
family adj. aileye ait
family adj. ailece
family adj. aileye ilişkin
family adj. aile için uygun
family adj. aile tarafından kullanılan
family adj. terbiyeli dil kullanan
family adj. çocuk ve yetişkinler için tasarlanan
family adj. çocuk ve yetişkin kitlesine uygun
Math
family n. takım
Physics
family n. elementer üç fermiyon jenerasyonundan herhangi biri
Chemistry
family n. element grubu
family n. periyodik tabloda dikey kolon
family n. radyoaktif serisi
family n. türdeş bir organik bileşik serisi
Astronomy
family n. asteroid ailesi
family n. kuyruklu yıldız ailesi
Botanic
family n. fasile
Breeding
family n. (özellikle üstün bir dişinin) ataları
family n. (hayvanlarda) ırk içerisinde belirginleşmiş cins
Social Sciences
family n. ırk
family n. ortak atası olanlardan oluşan halk
family n. aynı ırktan oluşan grup
Environment
family n. (tek tür organizmadan oluşan ve genellikle zincirin ilk aşamasını temsil eden) ekolojik topluluk
Geology
family n. kayaç ailesi
family n. toprak ailesi
Music
family n. enstrüman ailesi
family n. temelde aynı yöntem ile ses üreten müzik aletleri
Printery
family n. aynı ad ve temel tasarıma sahip yazı tipleri kümesi
Archaic
family n. hizmetkarlar grubu

Sens de "family" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
family law n. aile hukuku
A significant number of these projects have focused on family law.
Bu projelerin önemli bir kısmı aile hukukuna odaklanmıştır.

More Sentences
family planning n. aile planlama
Abortion is not seen in any of the organisations we are supporting as an instrument in family planning.
Kürtaj, desteklediğimiz kuruluşların hiçbirinde aile planlamasında bir araç olarak görülmüyor.

More Sentences
family room n. aile odası
There's a family room in the basement.
Bodrumda bir aile odası var.

More Sentences
extended family n. geniş aile
Let us admit the immediate family by all means, but not the entire extended family.
Yakın aileyi elbette kabul edelim ancak tüm geniş aileyi kabul etmeyelim.

More Sentences
family friend n. aile dostu
Tom is just a family friend.
Tom sadece bir aile dostu.

More Sentences
family doctor n. aile doktoru
Talking with your family doctor can be a good first step.
Aile doktorunuz ile görüşmek iyi bir başlangıç olacaktır.

More Sentences
family business n. aile şirketi
He was groomed from a young age to take over the family business.
Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi.

More Sentences
royal family n. kraliyet ailesi
The death of the Nepalese royal family rocked the world.
Nepal kraliyet ailesinin ölümü dünyayı sarstı.

More Sentences
family problems n. aile sorunları
My family problems aren't all that important.
Aile sorunlarım o kadar önemli değil.

More Sentences
family tree n. soy ağacı
Tom's researched his family history and intends to send a detailed family tree to all of his relatives.
Tom aile geçmişini araştırdı ve tüm akrabalarına ayrıntılı bir soy ağacı göndermeyi planlıyor.

More Sentences
family life n. aile hayatı
These measures make it possible to reconcile family life with a professional career.
Bu tedbirler, aile hayatı ile mesleki kariyerin bağdaştırılmasını mümkün kılmaktadır.

More Sentences
family relationship n. aile ilişkileri
Even a homosexual partnership, for instance, is seen here as equivalent to a family relationship.
Örneğin eşcinsel bir birliktelik bile burada bir aile ilişkisine eşdeğer olarak görülmektedir.

More Sentences
family name n. soyadı
We cannot decide for people who will bear their family name or who will be their next-door neighbour.
İnsanların soyadlarını kimin taşıyacağına ya da kapı komşularının kim olacağına biz karar veremeyiz.

More Sentences
family man n. aile babası
I'm a family man.
Ben bir aile babasıyım.

More Sentences
family name n. aile adı
Our family name will be ruined if Tom is convicted.
Tom suçlu bulunursa ailemizin adı lekelenir.

More Sentences
family policy n. aile politikası
For example, the subjects of family policy and the older labour force were addressed.
Örneğin aile politikası ve yaşlı iş gücü konuları ele alınmıştır.

More Sentences
family planning n. aile planlaması
The same naturally applies to coordination with those working in the area of reproductive health and family planning.
Aynı durum doğal olarak üreme sağlığı ve aile planlaması alanında çalışanlarla koordinasyon için de geçerlidir.

More Sentences
family circle n. aile çevresi
We want to extend our family circle, but we have not extended the house.
Aile çevremizi genişletmek istiyoruz ama evimizi genişletmedik.

More Sentences
single parent family n. tek ebeveynli aile
He has no sympathy for single parent families.
Tek ebeveynli aileler için hiç sempatisi yok.

More Sentences
family doctor n. aile hekimi
The family doctor or the multinational companies that keep plundering the health sector?
Aile hekimi mi yoksa sağlık sektörünü yağmalamaya devam eden çok uluslu şirketler mi?

More Sentences
wealthy family n. varlıklı aile
When I was a child, only children from wealthy families had ringed notebooks.
Ben çocukken, sadece varlıklı ailelerin çocuklarının halkalı defterleri vardı.

More Sentences
small family n. küçük aile
Increased profit and market control by multinationals has been at the expense of small family farms.
Çokuluslu şirketlerin artan kar ve pazar kontrolü, küçük aile çiftliklerinin zararına olmuştur.

More Sentences
entire family n. bütün aile
Apologize to my entire family.
Bütün ailemden özür dile.

More Sentences
family economy n. aile ekonomisi
It can both waste time and be very challenging for the family economy.
Bu hem zaman kaybı hem de aile ekonomisi için çok zorlayıcı olabilir.

More Sentences
low-income family n. düşük gelirli aile
We must also push economic and social policies to raise the purchasing power of low-income families.
Ayrıca düşük gelirli ailelerin satın alma gücünü arttırmak için ekonomik ve sosyal politikaları zorlamalıyız.

More Sentences
traditional family n. geleneksel aile
The traditional family is no longer the norm.
Geleneksel aile artık norm değil.

More Sentences
my family n. ailem
I plan to be with my family.
Ailemle birlikte olmayı planlıyorum.

More Sentences
my family n. benim ailem
If only my family was as nice and cozy as yours.
Keşke benim ailem de seninki kadar sevimli ve rahat olsaydı.

More Sentences
family ties n. aile bağları
The government did all it could to break family ties.
Hükümet aile bağlarını koparmak için elinden geleni yaptı.

More Sentences
family matters n. aile meseleleri
What is more, women bear the main responsibility for family matters.
Dahası, aile meselelerinde asıl sorumluluk kadınlara aittir.

More Sentences
host family n. ev sahibi aile
My host family often advises me.
Ev sahibi ailem bana sık sık tavsiyelerde bulunur.

More Sentences
family heirloom n. aile yadigarı
This gold-inlaid sword is a family heirloom.
Bu altın işlemeli kılıç bir aile yadigârı.

More Sentences
family man n. aile adamı
Tom is a hard-working family man.
Tom çalışkan bir aile adamı.

More Sentences
family secret n. aile sırrı
Sami and Layla did everything they could to preserve their family secret.
Sami ve Layla aile sırlarını korumak için ellerinden geleni yaptılar.

More Sentences
family photo n. aile fotografı
Tom digitized an old family photo and emailed it to his mother.
Tom eski bir aile fotoğrafını dijital ortama aktardı ve annesine e-posta ile gönderdi.

More Sentences
family budget n. aile bütçesi
Our family budget is in the red.
Aile bütçemiz zararda.

More Sentences
family gathering n. aile toplantısı
Tom doesn't enjoy family gatherings very much.
Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.

More Sentences
family member n. aile üyesi
Are you a family member?
Bir aile üyesi misin?

More Sentences
a nice family n. güzel bir aile
Pretty soon he'll have a nice family.
Çok yakında güzel bir ailesi olacak.

More Sentences
start a family v. yuva kurmak
Tom is ready to settle down and start a family.
Tom yuva kurmaya ve bir aile kurmaya hazır.

More Sentences
have a family v. aileye sahip olmak
Having a family is one of life's greatest thrills.
Bir aileye sahip olmak hayatın en büyük gerilimlerinden biridir.

More Sentences
family-oriented adj. aile odaklı
There can thus be no people's Europe without a family-oriented Europe.
Dolayısıyla aile odaklı bir Avrupa olmadan halkların Avrupası olamaz.

More Sentences
Colloquial
a family man n. aile babası
Tom is a family man as well.
Tom da bir aile babası.

More Sentences
family is important expr. aile önemlidir
Family is important.
Aile önemlidir.

More Sentences
General
turkish institution of family research n. aile araştırma kurumu
mustard family n. hardal familyası
mulberry family n. dut familyası
family assurance n. aile sigortası
family firm n. aile firması
cypress family n. servi familyası
family corporation n. aile şirketi
family rules n. aile kaideleri
buttercup family n. düğün çiçeği familyası
unity of family n. aile birliği
parsley family n. maydanoz familyası
rose family n. gül familyası
centers for family consulting n. toplum merkezleri
mistletoe family n. ökseotu familyası
father of a family n. aile reisi
crow family n. karga familyası
arthropod family n. eklembacaklılar familyası
grape family n. asma familyası
family size/scale farm n. aile çiftliği
family services n. aile hizmetleri
plantain family n. muz familyası
head of the family n. aile reisi
grass family n. ot familyası
linden family n. ıhlamur ağacı familyası
holly family n. çoban püskülü familyası
register family n. nüfus kütüğü
family size n. geniş aile
nurses in the family n. bakıcı aile fertleri
family council n. aile meclisi
daisy family n. papatyagiller
mammal family n. memeliler familyası
family structure n. aile yapısı
family roles n. aile rolleri
gentian family n. yılan otu familyası
bird family n. kuş familyası
family serial no n. aile sıra no
authoritarian family n. otoriter aile
lily family n. zambak familyası
protist family n. tek hücreli canlı familyası
members of the family n. aile bireyleri
family owned enterprise n. aile şirketi
family corporations n. aile şirketleri
gooseberry family n. bektaşi üzümü familyası
family harmony n. evlilikte uyum
unpaid family workers n. ücretsiz aile işçileri
horse chestnut family n. at kestanesi familyası
beech family n. kayın familyası
amaranth family n. horozibiği çiçeği familyası
having a family n. çoluk çocuk sahibi
passionflower family n. çarkıfelek çiçeği familyası
family address n. aile adresi
host family n. ağırlayan aile
willow family n. söğüt familyası
legume family n. baklagiller
coelenterate family n. selentere familyası
members of a family n. aile efradı
family home n. babaevi
agave family n. sabır otu familyası
family life surveys n. aile yaşam araştırmaları
family home n. baba ocağı
centre for family planning n. aile planlaması merkezi
family system n. aile sistemi
leadwort family n. dişotu familyası
family planning n. aile planlanması
buckwheat family n. karabuğday familyası
honeysuckle family n. hanımeli familyası
heath family n. çalılık familyası
family foundation n. aile vakfı
family commitments n. ailevi yükümlülükler
family household n. ev idaresi
matriarch family n. anaerkil aile
family company n. aile şirketi
immediate family n. en yakın aile bireyleri
mallow family n. ebegümeci familyası
fumitory family n. şahtere otu familyası
fungus family n. mantar familyası
sociology of family n. aile sosyolojisi
family home n. baba evi
victims of family violence n. aile içi şiddetin kurbanları
family tree n. aile ağacı
fish family n. balık ailesi
maple family n. akçaağaç familyası
mollusk family n. yumuşakçalar sınıfı
plant family n. bitki familyası
immediate family n. birinci dereceden akrabalar
aster family n. yıldız çiçeği familyası
locally finite family n. yerel sonlu aile
family allowance n. aile yardımları
family planning n. nüfus planlaması
family mediation n. aile arabuluculuğu
family picnic n. aile pikniği
family man n. ev bark sahibi
reptile family n. sürüngenler familyası
violence in the family n. aile içi şiddet
noble family n. hanedan
immediate family n. birinci dereceden yakınlar
family tree n. hayatağacı
mezereon family n. mezaryon familyası
gourd family n. sukabağı familyası
family insurance n. aile sigortası
caper family n. kebere familyası
cactus family n. kaktüsgiller
arum family n. danaayağı familyası
family pedigree n. aile ağacı
mahogany family n. maun familyası
family allowance n. aile ödenekleri
flax family n. keten familyası
family tree n. soyağacı
family circle n. aile muhiti
centers for family consulting n. aile danışma merkezleri
types of family n. aile tipleri
laurel family n. defne ağacı familyası
family circle n. aile
family in need of protection n. korunmaya muhtaç aile
goosefoot family n. kaz ayağı familyası
family tree n. şecere
nostalgia for family or home n. aile özlemi
family tv series n. aile dizisi
family types n. aile türleri
elder of the family n. ailenin büyüğü
family film n. aile filmi
family life education n. aile yaşam eğitimi
family psychotherapy n. aile psikoterapisi
family demography n. aile demografisi
balyan family n. balyan ailesi
lack of a devotion to one´s country or family n. hamiyetsizlik
bush family n. bush ailesi
bronte family n. bronte ailesi
roosevelt family n. roosevelt ailesi
peruzzi family n. peruzzi ailesi
family physician n. aile hekimliği uzmanı
family elders n. aile büyükleri
poor family n. düşük gelirli aile
family with more than one kid n. çok çocuklu aile
family pressure n. aile baskısı
family culture n. ailesel kültür
family member n. aile ferdi
family member n. aile bireyi
family with two children n. iki çocuklu aile
family no n. aile no
family owned companies n. aile işletmeleri
family owned companies n. aile şirketleri
military family n. asker ailesi
family health center n. aile sağlığı merkezi
product family n. ürün ailesi
child and family court n. çocuk ve aile mahkemesi
hard-up family n. düşük gelirli aile
family-owned business n. aile şirketi
family-owned enterprise n. aile şirketi
land-owning family n. varlıklı aile
lone-parent family n. tek ebeveynli aile
one-parent family n. tek ebeveynli aile
single-child family n. tek çocuklu aile
one-family dwelling n. tek ailelik konut
types of family n. aile türleri
single-parent family n. tek ebeveynli aile
multi-child family n. çok çocuklu aile
well-to-do family n. varlıklı aile
family day n. aile günü
two-family house n. iki ailelik ev
two-family house n. iki daireli ev
family jewels n. erkek üreme organı
family jewels n. erkek cinsel organı
family tree n. aile tarihçesi
family tree n. aile şeceresi
emperor family n. imparator ailesi
family registry n. aile sicili
happy family portrait n. mutlu aile tablosu
family registry n. aile cüzdanı
family trust n. aile güveni
family trust n. aileye güven
family support n. aile desteği
family resemblance n. aile benzerliği
protecting family n. koruyucu aile
family bonds n. aile bağları
family bond n. aile bağı
family tie n. aile bağı
family car n. aile arabası
family boarding house n. aile pansiyonu
family training n. aile terbiyesi
family discipline n. aile terbiyesi
family matters n. ailevi konular
family pride n. aile gururu
immediate family n. birinci derece akraba
family bliss n. aile saadeti
family rejoice n. aile saadeti
the relatives of the family n. ailenin yakınları
acquaintances of the family n. aile yakınları
acquaintances of the family n. ailenin yakınları
the relatives of the family n. aile yakınları
family scandal n. ailevi skandal
family scandal n. aile skandalı
rest of the family n. ailenin geri kalanı
family likeness n. soy benzerliği
family likeness n. aile benzerliği
family likeness n. ailede birbirine benzeme
family-run business n. aile şirketi
family-run business n. aile işi
family membership n. aile üyeliği
family protection n. aile koruması
family unit n. aile birimi
multi-generational family n. çok kuşaklı aile
royal family n. kraliyet hanedanı
family drawback n. ailesel çekince
family guy n. aile babası
family reunion n. ailenin (bir vesile ile düğün vb.) yeniden bir araya gelmesi
value of family n. ailenin değeri
love of family n. aile sevgisi
family building n. aile binası
family honor n. aile onuru
product family standard n. ürün aile standardı
addams family n. addams ailesi
an inbred family n. akrabalar arası evlilik yapan bir aile
extended family n. sülale
family loyalty n. aile sadakati
product family standard n. mamul aile standardı
victims of family violence n. aile içi şiddet kurbanları
victims of family violence n. aile içi şiddet mağdurları
victims of family violence n. aile içi şiddetin mağdurları
family happiness n. aile saadeti
the rest of my family n. ailemin geri kalanı/kalanını
family graveyard n. aile kabristanı
family grave n. aile kabristanı
family graveyard n. aile mezarlığı
family grave n. aile mezarlığı
family cemetery n. aile kabristanı
family cemetery n. aile mezarlığı
(family) pet name n. (aile ve yakınlarının seslenirken kullandığı) takma isim
family togetherness n. ailenin birliktelik duygusu
family togetherness n. aile üyeleri arasındaki birliktelik duygusu
family togetherness n. aile birlikteliği
close-knit family n. yakın/birbirine kenetlenmiş aile
family members n. aile bireyleri
the youngest child in the family n. ailenin en küçük çocuğu
the smallest child in the family n. ailenin en küçük çocuğu
family counselling (uk) n. aile danışmanlığı
family counseling (us) n. aile danışmanlığı
regular family life n. düzenli aile yaşamı
regular family life n. düzenli aile hayatı
steady family life n. düzenli aile yaşamı
steady family life n. düzenli aile hayatı
family photo n. zirve veya toplantı sonunda herkesin iştirak ettiği toplu fotoğraf çekimi
family photo n. toplu çekilen fotoğraf
county family n. soylu aile
family funeral n. aile cenazesi
family fund n. aile fonu
family get-together n. aile toplantısı
family get-together n. ailenin bir araya gelmesi
family gathering n. ailenin bir araya gelmesi
single-family detached home n. müstakil ev
single family house n. müstakil konut
single family house n. müstakil ev
single-family detached home n. müstakil konut
family with child n. çocuklu aile
family elder n. aile büyüğü
senior member of the family n. aile büyüğü
fragmented family n. parçalanmış aile
broken family n. parçalanmış aile
tight family unit n. sıkı aile birimi
family of the house n. ehl-i beyt
a family of three n. üç kişilik bir aile
a family of four n. dört kişilik bir aile
family of 3 n. 3 kişilik aile
a family of 4 n. 4 kişilik bir aile
a family of 3 n. 3 kişilik bir aile
a family of four n. 4 kişilik bir aile
family of 4 n. dört kişilik aile
family of 4 n. 4 kişilik aile
family of three n. 3 kişilik aile
family of four n. dört kişilik aile
a family of three n. 3 kişilik bir aile
family of 3 n. üç kişilik aile
family of four n. 4 kişilik aile
a family of 3 n. üç kişilik bir aile
a family of 4 n. dört kişilik bir aile
family of three n. üç kişilik aile
established family n. köklü aile
well-established family n. köklü aile
the effect of the family n. ailenin etkisi
family responsibility n. aile sorumluluğu
the family of 3 year-old (girl/boy) n. 3 yaşındaki çocuğun ailesi
family line n. sülale
family violence n. aile içi şiddet
family office n. aile ofisi
a lovely family n. güzel bir aile
warm family environment n. sıcak aile ortamı
warm family atmosphere n. sıcak aile ortamı
family nursing n. aile hemşireliği
family practitioner n. aile hekimi
family magazine n. aile dergisi
discretion of the family n. ailenin takdiri
family counselor n. aile danışmanı
big family n. büyük aile
finger family n. parmak ailesi
family love n. aile sevgisi
family crest n. aile arması
family constellation n. aile dizilimi
a family of 5 n. 5 kişilik bir aile
family involvement n. aile katılımı
immediate family n. ebeveyn, kardeş, çocuk, eş veya nişanlı
wider family n. (çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar
extended family n. (çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar
wholesome family n. sağlıklı aile
family dinner n. aile yemeği
ruling family n. kraliyet ailesi
family Information n. aile bilgisi
the family jewels n. nesilden nesile aktarılan mücevherler
family rift n. aile anlaşmazlığı
middle child of a family of 5 n. 5 kişilik bir ailenin ortanca çocuğu
two-child family n. iki çocuklu aile
family life n. aile yaşantısı
family outings n. aile gezileri
birth family n. öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile
birth family n. öz aile
blended family n. üvey aile
family feud n. aileler arasında husumet
family [obsolete] n. hane halkı
family [obsolete] n. aynı çatı altında yaşayan tüm aile üyeleri
ff (first family) n. bir yerde en yüksek statülü aile
ff (first family) n. bir yerdeki en yüksek statülü ailenin üyesi
first family n. yüksek sosyal statülü aile
first family n. ilk yerleşimcilerin soyundan gelen aile
first family n. nüfuzlu aile
first family n. seçkin aile
first family n. bir bölgenin önde gelen ailesi
first family n. tanınmış aile
family memento n. aile yadigarı
strong family ties n. güçlü aile bağları
family romance n. aile romansı
family registry n. aile kütüğü
destroy somebody's family v. ocağını söndürmek
ruin somebody's family v. ocağına incir dikmek
inherit a family fortune v. mirasa konmak
maintain a family v. aile geçindirmek
marry and start a family v. aile kurmak
family insurance v. birlikte sigortalı olmak
destroy the family of v. ocağına incir dikmek
take after one's family v. soya çekmek
marry into a family v. gelin gitmek
start a family v. aile kurmak
bring up a family v. aile geçindirmek
get married into (a wealthy family) v. (zengin bir aileye) gelin gitmek
be married into (a wealthy family) v. (zengin bir aileye) gelin gitmek
break up a family v. yuva yıkmak
be married into a (family) v. bir aileye gelin gitmek
be married into a (family) v. gelin gitmek
come to ask a family to give their daughter v. (kız) istemeye gelmek
live with family v. aileyle yaşamak
live with family v. aile ile yaşamak
inherit money from one's family v. ailesinden para kalmak
place one's job before one's family v. işini ailesinden önde tutmak
place one's job before one's family v. işine ailesinden daha fazla önem vermek
draw the family together v. aileyi bir araya getirmek
take care of one’s family v. ailesine bakmak
keep the family name alive v. soyunu devam ettirmek
be the pride and joy of one's family v. ailesinin gurur kaynağı olmak
be the pride of the family v. ailesinin gurur kaynağı olmak
have no family to lean on v. sırtını dayayacağı bir ailesi olmamak
have no family to lean on v. sırtını yaslayacağı bir ailesi olmamak
contact one’s family v. ailesiyle bağlantıya geçmek
contact one’s family v. ailesiyle temasa geçmek
found a family v. bir aile kurmak
come from a rich family v. zengin bir aileden gelmek
come from a very good family v. çok iyi bir aileden gelmek
lose one's entire family in an accident v. bütün ailesini bir kazada yitirmek
lose one's entire family v. tüm ailesini kaybetmek
lose one's entire family in an accident v. bütün ailesini bir kazada kaybetmek
lose one's entire family v. bütün ailesini kaybetmek
spend thanksgiving with one's family v. şükran gününü ailesiyle geçirmek
marry into a family v. gelin/damat girmek
speak with a senior member of the family v. bir aile büyüğüne danışmak
ask opinion of a senior member of the family v. bir aile büyüğüne danışmak
destroy the family structure v. aile yapısını bozmak
become a family v. aile olmak
be a family v. aile olmak
be married into (a wealthy family) v. evlenerek zengin bir aileye girmek
married and having a family adj. evli barklı
of good family adj. soylu
run in the family adj. aileden gelen (hastalık vb)
family-oriented adj. aile yönelimli
the only survivor of the family adj. aileden tek kurtulan
of bad stock/family adj. kanı bozuk
family-minded adj. aile düşkünü
family-minded adj. aileye bağlı
single-family adj. tek ailelik
single-family adj. tek aile ile ilgili
single-family adj. tek aileye uygun
with the whole family adv. evcek
as a family adv. ailece
all the family adv. çoluk çocuk
with the whole family adv. ailecek
with the whole family adv. tüm aileyle
in a family way adv. aileye uygun şekilde
in a family way adv. aile gibi
in a family way adv. aileye yakışır yollardan
fam (family) abrev. aile
Phrases
the family is the nucleus of civilization expr. aile uygarlığın çekirdeğidir
happy new year to you and your family expr. sana ve ailene mutlu yıllar
happy new year to you and your family expr. sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım
happy new year to you and your family expr. size ve ailenize mutlu yıllar
what about your family? expr. ya senin ailen?
how about your family? expr. ya senin ailen?
Proverb
family that prays together stays together birlikte dua eden aile birbirinden ayrılmaz
none but a mule denies his family ancak bir katır ailesini inkar eder
Colloquial
one big happy family n. büyük mutlu bir aile
one big happy family n. kocaman mutlu bir aile
a family man n. aile adamı
a little family problem n. küçük bir ailevi problemi
a little family problem n. küçük bir aile problemi
one big happy family n. büyük/kocaman mutlu bir topluluk
one big happy family n. büyük/kocaman mutlu bir grup
one big happy family n. büyük/kocaman mutlu bir aile gibi
fam (family) n. aile
fam (family) n. akraba
pretend to be like a family v. aileymiş gibi davranmak
start a family v. bir aile kurmak
stay away from my family interj. ailemden uzak dur
like one of the family expr. ailemizden biri gibi
like one of the family expr. ailemizin bir üyesi gibi
how's the/your family? exclam. ailen nasıl?
how's the/your family? exclam. ailenden ne haber?
how's the/your family? exclam. seninkiler/sizinkiler nasıl?
Idioms
black sheep of the family n. ailenin yüz karası
run in the family n. aileden gelme özellik
the runt of the family n. ailenin en küçüğü
runt of the family n. ailenin en küçüğü
runt of the family n. ailenin en küçük çocuğu
run in the family n. ailevi özellik
a/the black sheep (of the family) n. (ailenin) yüz karası
run in the family v. aileden/ailede olmak
run in the family v. aileden gelmek
wear the pants in the family v. ailede sözü geçmek
wear the britches in the family v. ailede sözü geçmek
run in the family v. aileden gelmek
run in somebody's family v. aileden gelmek
wear the britches in the family v. ailesini idare eden olmak
wear the pants in the family v. ailesini idare eden olmak
start a family v. anne/baba/çocuk sahibi olmak
be in a family way v. hamile olmak
earn a living for the family v. evini geçindirmek
earn a living for the family v. evi geçindirmek
earn a living for the family v. eve ekmek götürmek
be in the family way v. hamile olmak
earn a living for the family v. evine ekmek götürmek
ruin one's family v. ocağına incir ağacı dikmek
ruin somebody's family v. ocağına incir ağacı dikmek
wear the pants (in the family) v. (kadın için) ailede sözü geçen olmak
wear the breeches (in the family) v. (kadın için) ailede sözü geçen olmak
wear the breeches (in the family) v. (kadın için) ailenin reisi olmak
wear the pants (in the family) v. (kadın için) ailenin reisi olmak
sell the family silver v. aile yadigarını satmak
sell the family silver v. aile yadigarını elden çıkarmak
sell the family silver v. hızlıca gelir/fayda elde etmek için aileden kalan değerli şeyleri satmak
sell the family silver v. çok değerli bir şeyi elden çıkarmak
sell the family silver v. hatıra olarak saklamaktansa elden çıkarmak
sell the family silver v. değerli bir şeyi ilerisi için saklamaktansa elden çıkarmak