aile - Turc Anglais Dictionnaire

aile

Sens de "aile" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 31 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aile family n.
As I am fond of saying, a world fit for children must also be a world fit for the family.
Söylemeyi sevdiğim gibi çocuklara uygun bir dünya aynı zamanda aileye de uygun bir dünya olmalıdır.

More Sentences
General
aile folk n.
Where are Tom's folks?
Tom'un ailesi nerede?

More Sentences
aile household n.
In particular, health-care workers or household members of a SARS patient have been known to be affected.
Özellikle sağlık çalışanlarının ya da SARS hastalarının aile fertlerinin hastalığa yakalandığı bilinmektedir.

More Sentences
aile family n.
We also, however, support the progressive definition of the family incorporated into the proposal.
Bununla birlikte, teklifte yer alan ailenin aşamalı tanımını da destekliyoruz.

More Sentences
aile line n.
He comes from a long line of doctors.
Kendisi köklü bir doktor aileden geliyor.

More Sentences
Math
aile family n.
Other protection and defence strategies must be put in place since sometimes the family is a repressive environment.
Aile bazen baskıcı bir ortam olabileceğinden, başka koruma ve savunma stratejileri de devreye sokulmalıdır.

More Sentences
General
aile menage n.
aile strain n.
aile wife n.
aile next of kin n.
aile house n.
aile stirpes n.
aile kin n.
aile people n.
aile family circle n.
aile brood n.
aile relations n.
aile stirps n.
aile race n.
aile lineage n.
aile meine n.
aile meyne n.
aile domestical n.
aile door n.
aile sib n.
aile domestic adj.
aile fam (family) abrev.
Colloquial
aile fam (family) n.
Archaic
aile parage n.
Slang
aile oldies n.
aile damily n.

Sens de "aile" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
aile içi şiddet domestic violence n.
Since 1991, Portugal has had a law to protect women who suffer domestic violence.
1991 yılından beri Portekiz'de aile içi şiddete maruz kalan kadınları korumak için bir yasa bulunmaktadır.

More Sentences
General
aile hayatı family life n.
These measures make it possible to reconcile family life with a professional career.
Bu tedbirler, aile hayatı ile mesleki kariyerin bağdaştırılmasını mümkün kılmaktadır.

More Sentences
aile babası family man n.
I'm a family man.
Ben bir aile babasıyım.

More Sentences
aile adı family name n.
Our family name will be ruined if Tom is convicted.
Tom suçlu bulunursa ailemizin adı lekelenir.

More Sentences
aile politikası family policy n.
For example, the subjects of family policy and the older labour force were addressed.
Örneğin aile politikası ve yaşlı iş gücü konuları ele alınmıştır.

More Sentences
aile planlaması family planning n.
The same naturally applies to coordination with those working in the area of reproductive health and family planning.
Aynı durum doğal olarak üreme sağlığı ve aile planlaması alanında çalışanlarla koordinasyon için de geçerlidir.

More Sentences
aile reisi patriarch n.
He's a patriarch.
O bir aile reisi.

More Sentences
aile ilişkileri family relationship n.
Even a homosexual partnership, for instance, is seen here as equivalent to a family relationship.
Örneğin eşcinsel bir birliktelik bile burada bir aile ilişkisine eşdeğer olarak görülmektedir.

More Sentences
aile şirketi family business n.
He was groomed from a young age to take over the family business.
Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi.

More Sentences
aile sorunları family problems n.
My family problems aren't all that important.
Aile sorunlarım o kadar önemli değil.

More Sentences
aile doktoru family doctor n.
Talking with your family doctor can be a good first step.
Aile doktorunuz ile görüşmek iyi bir başlangıç olacaktır.

More Sentences
aile dostu family friend n.
Tom is just a family friend.
Tom sadece bir aile dostu.

More Sentences
geniş aile extended family n.
Let us admit the immediate family by all means, but not the entire extended family.
Yakın aileyi elbette kabul edelim ancak tüm geniş aileyi kabul etmeyelim.

More Sentences
aile çevresi family circle n.
We want to extend our family circle, but we have not extended the house.
Aile çevremizi genişletmek istiyoruz ama evimizi genişletmedik.

More Sentences
aile hukuku family law n.
A significant number of these projects have focused on family law.
Bu projelerin önemli bir kısmı aile hukukuna odaklanmıştır.

More Sentences
aile planlama family planning n.
Abortion is not seen in any of the organisations we are supporting as an instrument in family planning.
Kürtaj, desteklediğimiz kuruluşların hiçbirinde aile planlamasında bir araç olarak görülmüyor.

More Sentences
aile odası family room n.
There's a family room in the basement.
Bodrumda bir aile odası var.

More Sentences
tek ebeveynli aile single parent family n.
He has no sympathy for single parent families.
Tek ebeveynli aileler için hiç sempatisi yok.

More Sentences
aile yadigarı heirloom n.
She planted heirloom tomatoes.
Aile yadigârı domatesler ekmiş.

More Sentences
aile hekimi family doctor n.
The family doctor or the multinational companies that keep plundering the health sector?
Aile hekimi mi yoksa sağlık sektörünü yağmalamaya devam eden çok uluslu şirketler mi?

More Sentences
varlıklı aile wealthy family n.
When I was a child, only children from wealthy families had ringed notebooks.
Ben çocukken, sadece varlıklı ailelerin çocuklarının halkalı defterleri vardı.

More Sentences
küçük aile small family n.
Increased profit and market control by multinationals has been at the expense of small family farms.
Çokuluslu şirketlerin artan kar ve pazar kontrolü, küçük aile çiftliklerinin zararına olmuştur.

More Sentences
bütün aile entire family n.
Apologize to my entire family.
Bütün ailemden özür dile.

More Sentences
aile ekonomisi family economy n.
It can both waste time and be very challenging for the family economy.
Bu hem zaman kaybı hem de aile ekonomisi için çok zorlayıcı olabilir.

More Sentences
düşük gelirli aile low-income family n.
We must also push economic and social policies to raise the purchasing power of low-income families.
Ayrıca düşük gelirli ailelerin satın alma gücünü arttırmak için ekonomik ve sosyal politikaları zorlamalıyız.

More Sentences
geleneksel aile traditional family n.
The traditional family is no longer the norm.
Geleneksel aile artık norm değil.

More Sentences
aile bağları family ties n.
The government did all it could to break family ties.
Hükümet aile bağlarını koparmak için elinden geleni yaptı.

More Sentences
aile meseleleri family matters n.
What is more, women bear the main responsibility for family matters.
Dahası, aile meselelerinde asıl sorumluluk kadınlara aittir.

More Sentences
ev sahibi aile host family n.
My host family often advises me.
Ev sahibi ailem bana sık sık tavsiyelerde bulunur.

More Sentences
aile yadigarı family heirloom n.
This gold-inlaid sword is a family heirloom.
Bu altın işlemeli kılıç bir aile yadigârı.

More Sentences
aile adamı family man n.
Tom is a hard-working family man.
Tom çalışkan bir aile adamı.

More Sentences
aile sırrı family secret n.
Sami and Layla did everything they could to preserve their family secret.
Sami ve Layla aile sırlarını korumak için ellerinden geleni yaptılar.

More Sentences
aile fotografı family photo n.
Tom digitized an old family photo and emailed it to his mother.
Tom eski bir aile fotoğrafını dijital ortama aktardı ve annesine e-posta ile gönderdi.

More Sentences
aile bütçesi family budget n.
Our family budget is in the red.
Aile bütçemiz zararda.

More Sentences
aile toplantısı family gathering n.
Tom doesn't enjoy family gatherings very much.
Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.

More Sentences
aile üyesi family member n.
Are you a family member?
Bir aile üyesi misin?

More Sentences
aile içi şiddet domestic abuse n.
Tom was an expert in domestic abuse.
Tom aile içi şiddet konusunda uzmandı.

More Sentences
güzel bir aile a nice family n.
Pretty soon he'll have a nice family.
Çok yakında güzel bir ailesi olacak.

More Sentences
aile mirası patrimony n.
After his father's passing, he inherited the family's estate as his patrimony.
Babasının vefatından sonra aile mirası ona intikal etti.

More Sentences
aile içi domestic adj.
Tom was well aware of Mary's domestic problems.
Tom, Mary'nin aile içi sorunlarının farkındaydı.

More Sentences
aile odaklı family-oriented adj.
There can thus be no people's Europe without a family-oriented Europe.
Dolayısıyla aile odaklı bir Avrupa olmadan halkların Avrupası olamaz.

More Sentences
Colloquial
aile babası a family man n.
Tom is a family man as well.
Tom da bir aile babası.

More Sentences
aile önemlidir family is important expr.
Family is important.
Aile önemlidir.

More Sentences
Trade/Economic
aile planlaması family planning n.
Officially the European Commission says that abortion cannot be financed as a method of family planning.
Resmi olarak Avrupa Komisyonu kürtajın bir aile planlaması yöntemi olarak finanse edilemeyeceğini söylemektedir.

More Sentences
General
aile vakfı family foundation n.
aile babası paterfamilias n.
aile romanı domestic fiction n.
aile sosyolojisi sociology of family n.
aile içi şiddetin kurbanları victims of family violence n.
aile ağacı family tree n.
aile meclisi family council n.
geniş aile family size n.
bakıcı aile fertleri nurses in the family n.
aile sigortası family assurance n.
aile firması family firm n.
aile fertleri people n.
aile hukuku law of domestic relations n.
aile planlanması family planning n.
körü körüne aile düşkünlüğü amaurotic familial idiocy n.
yerel sonlu aile locally finite family n.
aile malları entailed property n.
aile ocağı hearth n.
aile yardımları family allowance n.
aile arabuluculuğu family mediation n.
aile pikniği family picnic n.
aile reisi goodman n.
aile içi şiddet violence in the family n.
aile reisi breadwinner n.
aile sigortası family insurance n.
anaerkil aile matriarch family n.
aile şirketi family company n.
aile ocağı hearth and home n.
aile reisi householder n.
en yakın aile bireyleri immediate family n.
aile reisi paterfamilias n.
aile reisi kadın materfamilias n.
aile geçindiren kimse provider n.
aile hayatı home life n.
aile adı patronymic n.
aile içi geçimsizlik marital conflict n.
aile adresi family address n.
aile arabası sedan n.
aile bahçesi tea garden n.
ağırlayan aile host family n.
aile durumu personal status n.
aile yaşam araştırmaları family life surveys n.
aile arabası station wagon n.
vekil aile surrogate parent n.
aile sistemi family system n.
aile anası housemother n.
aile planlaması merkezi centre for family planning n.
aile efradı members of a family n.
ücretsiz aile işçileri unpaid family workers n.
aile şirketi family owned enterprise n.
aile şirketleri family corporations n.
aile içi geçimsizlik marital discord n.
aile bireyleri members of the family n.
otoriter aile authoritarian family n.
aile rolleri family roles n.
aile içi geçimsizlik interparental conflict n.
aile hayatı domesticity n.
aile sıra no family serial no n.
koruyucu aile foster home care n.
aile hukuku domestic relations n.
aile yapısı family structure n.
ev ve aile mabutları penates n.
aile muhiti family circle n.
aile danışma merkezleri centers for family consulting n.
aile tipleri types of family n.
aile reisi sayılan kadın matriarch n.
aile araştırma kurumu turkish institution of family research n.
aile birliği unity of family n.
aile ocağı home n.
aile kaideleri family rules n.
aile şirketi family corporation n.
aile hizmetleri family services n.
aile reisi head of the family n.
aile reisi sayılan adam patriarch n.
aile çiftliği family size/scale farm n.
aile reisi father of a family n.
aile ocağı fold n.
korunmaya muhtaç aile family in need of protection n.
aile ağacı family pedigree n.
aile ödenekleri family allowance n.
aile şirketi close corporation n.
aile özlemi nostalgia for family or home n.
aile filmi family film n.
aile bilgisi marital information n.
aile türleri family types n.
aile dizisi family tv series n.
aile mahkemeleri domestic relations courts n.
aile psikoterapisi family psychotherapy n.
aile yaşam eğitimi family life education n.
aile demografisi family demography n.
aile hekimliği uzmanı family physician n.
aile büyükleri family elders n.
aile baskısı parental pressure n.
düşük gelirli aile poor family n.
çok çocuklu aile family with more than one kid n.
çok çocuklu aile parents with more than one kid n.
aile baskısı family pressure n.
aile bireyi family member n.
aile ferdi family member n.
müsamahakar aile permissive parent n.
serbest aile permissive parent n.
çocuklarını aşırı serbest bırakan aile permissive parent n.
iki çocuklu aile family with two children n.
aile no family no n.
aile içi evlilik endogamy n.
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan kız au pair n.
aile şirketleri family owned companies n.
aile işletmeleri family owned companies n.
aile sağlığı merkezi family health center n.
çocuk ve aile mahkemesi child and family court n.
aile şirketi family-owned business n.
düşük gelirli aile hard-up family n.
koruyucu aile foster-parents n.
tek ebeveynli aile lone-parent family n.
varlıklı aile land-owning family n.
aile şirketi family-owned enterprise n.
tek çocuklu aile single-child family n.
okul aile birliği parent-teacher association n.
tek ebeveynli aile single-parent family n.
çok çocuklu aile multi-child family n.
aile türleri types of family n.
ünlü yahudi-avrupalı banker aile rothschild n.
tek ebeveynli aile one-parent family n.
varlıklı aile well-to-do family n.
aile günü family day n.
köklü aile dynasty n.
aile yaşamı domesticity n.
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile empty nester n.
aşırı koruyucu aile helicopter parents n.
aile şeceresi genealogy n.
aile tarihçesi genealogy n.
aile tarihçesi family tree n.
aile şeceresi family tree n.
aile bütçesine katkıda bulunma breadwinning n.
aile reisi husbandman n.
aile tarafından yapılan iş a mom-and-pop business n.
mutlu aile tablosu happy family portrait n.
aile cüzdanı family registry n.
aile sicili family registry n.
aile güveni family trust n.
aile desteği family support n.
aile benzerliği family resemblance n.
koruyucu aile protecting family n.
aile bağı family tie n.
aile bağı family bond n.
aile bağları family bonds n.
aile kütüğü genealogy n.
üvey aile stepfamily n.
aile arabası family car n.
aile pansiyonu family boarding house n.
aile terbiyesi family training n.
aile terbiyesi parental discipline n.
aile terbiyesi family discipline n.
aile gururu family pride n.
manevi aile stand-in parent n.
aile saadeti family rejoice n.
aile saadeti family bliss n.
aile yakınları acquaintances of the family n.
aile yakınları kith and kin n.
aile yakınları the relatives of the family n.
aile skandalı family scandal n.
aile benzerliği family likeness n.
aile şirketi family-run business n.
aile işi family-run business n.
aile üyeliği family membership n.
aile koruması family protection n.
aile birimi family unit n.
çok kuşaklı aile multi-generational family n.
boşanmış aile çocukları children of divorce n.
aile babası family guy n.
aile sevgisi love of family n.
aile binası family building n.
aile onuru family honor n.
ürün aile standardı product family standard n.
akrabalar arası evlilik yapan bir aile an inbred family n.
koruyucu ev/aile foster home n.
boşanmış aile çocukları children/kids from broken homes n.
aile sadakati family loyalty n.
mamul aile standardı product family standard n.
aile içi şiddet mağdurları victims of family violence n.
aile içi şiddet kurbanları victims of family violence n.
aile içi şiddetin mağdurları victims of family violence n.
aile saadeti family happiness n.
aile kabristanı family graveyard n.
aile mezarlığı family grave n.
aile kabristanı family cemetery n.
aile kabristanı family grave n.
aile mezarlığı family graveyard n.
aile mezarlığı family cemetery n.
(aile ve yakınlarının seslenirken kullandığı) takma isim (family) pet name n.
aile birlikteliği family togetherness n.
aile üyeleri arasındaki birliktelik duygusu family togetherness n.
yakın/birbirine kenetlenmiş aile close-knit family n.
aile bireyleri family members n.
aile danışmanlığı family counselling (uk) n.
aile danışmanlığı family counseling (us) n.
düzenli aile yaşamı regular family life n.
düzenli aile hayatı regular family life n.
düzenli aile hayatı steady family life n.
düzenli aile yaşamı steady family life n.
aile şeceresi bloodline n.
soylu aile landed gentry n.
soylu aile county family n.
aile meseleleri domestic affairs n.
dahili (iç) görüşme (şirket/aile içi) internal discussion n.
aile cenazesi family funeral n.
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni handfasting n.
aile fonu family fund n.
aile toplantısı family get-together n.
çocuklu aile family with child n.
aile büyüğü family elder n.
aile büyüğü senior member of the family n.
ev veya aile ilişkileri ile ilgili sorunlar domestic problems n.
küçük ve ekonomik aile arabası compact car n.
aile ve çocuklarla sosyal hizmet: uygulamaya giriş social work with children and families: getting into practice n.
parçalanmış aile fragmented family n.
parçalanmış aile broken family n.
sıkı aile birimi tight family unit n.
aile içi şiddet ile mücadele fighting domestic violence n.
aile içi şiddet ile mücadele combating domestic violence n.
üç kişilik bir aile a family of 3 n.
dört kişilik bir aile a family of 4 n.
3 kişilik bir aile a family of three n.
üç kişilik aile family of 3 n.
4 kişilik aile family of four n.
4 kişilik aile family of 4 n.
dört kişilik aile family of four n.
3 kişilik aile family of three n.
üç kişilik aile family of three n.
3 kişilik bir aile a family of 3 n.
4 kişilik bir aile a family of four n.
dört kişilik aile family of 4 n.
üç kişilik bir aile a family of three n.
dört kişilik bir aile a family of four n.
3 kişilik aile family of 3 n.
4 kişilik bir aile a family of 4 n.
köklü aile established family n.
köklü aile well-established family n.
aile sorumluluğu family responsibility n.
aile içi şiddet intimate partner violence n.
aile içi şiddet domestic assault n.
aile içi şiddet spousal abuse n.
aile içi şiddet family violence n.
aile içi şiddet domestic battering n.
aile ofisi family office n.
güzel bir aile a lovely family n.
sıcak aile ortamı warm family environment n.
sıcak aile ortamı warm family atmosphere n.
aile hemşireliği family nursing n.
aile hekimi family practitioner n.
aile dergisi family magazine n.
aile danışmanı family counselor n.
büyük aile big family n.
aile sevgisi family love n.
aile arması family crest n.
aile dizilimi family constellation n.
aile saadeti domestic bliss n.
5 kişilik bir aile a family of 5 n.
koruyucu aile bakım sistemi foster care system n.
koruyucu aile sistemi foster care system n.
aile katılımı family involvement n.
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar wider family n.
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar extended family n.
sağlıklı aile wholesome family n.
aile yemeği family dinner n.
aile bilgisi family Information n.
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi town house n.
aile reisi genearch n.
aile anlaşmazlığı family rift n.
aile apartmanı accessory apartment n.
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan yabancı kız au pair girl n.
iki çocuklu aile two-child family n.
aile yaşantısı family life n.
aile gezileri family outings n.
(hindistan'da) genelde aile işletmesi olan küçük market kirana n.
öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile birth family n.
öz aile birth family n.
üvey aile blended family n.
amerikalı psikiyatristler charles frederick ve oğulları karl augustus ile william claire'i içeren aile menninger n.
bir yerde yaşayan aile home n.
duygusal olarak bağlı olunan aile ortamı home n.
aile etkinliğinin çekildiği amatör film home video n.
sağlıklı aile ortamının yaratılması ve sürdürülmesi homemaking n.
aile evi homeplace n.
aile evinin bulunduğu yer homeplace n.
küçük aile şirketi mom and pop n.
aile dükkanı mom and pop n.
aile reisi idiot [obsolete] n.
aile ve ebeveynlik sorunlarına dair öneri ve destek vermek üzere kurulmuş ingiltere merkezli bir internet sitesi mumsnet n.
aile yadigarı değerli eşyalar cimelia n.
ailesinden (para) miras kalan aile old money n.
genellikle askeri tesiste bulunan ve askeri personel ile aile efradına hizmet veren market commissary n.
geniş aile connection n.
aile reisi goman [obsolete] n.
aile meseleleri domesticities n.
aynı çatı altında yaşayan tüm aile üyeleri family [obsolete] n.
köklü aile family n.
aile terbiyesi almamış çocuk pagan n.
aynı aile evinin bölünmesiyle elde edilen ayrı alan in-law apartment n.
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm in-law apartment n.
aile üyeleri people n.
bir yerde en yüksek statülü aile ff (first family) n.
yüksek sosyal statülü aile first family n.
ilk yerleşimcilerin soyundan gelen aile first family n.
nüfuzlu aile first family n.
seçkin aile first family n.
tanınmış aile first family n.
reisi olunan aile flock n.
aile üyeleri folks n.
yabancılara karşı cephe oluşturan, aile ilişkilerine dayalı navajo topluluğu outfit n.
aile şecerelerini, tarihi ve efsaneleri konu alan profesyonel hikaye anlatıcısı sennachie [scotland/ireland] n.
(iskoçya ve irlanda'da) aile şecerelerini, tarihi ve efsaneleri konu alan profesyonel hikaye anlatıcısı sennachy n.
(islam ülkelerinde) aile reisi shaikh n.
(islam ülkelerinde) aile reisi shaykh n.
aile içi anlaşmazlık simulty n.
(aile, sülale veya soyda) kadın üye sister n.
aile yadigarı family memento n.
aile serveti fortune n.
koruyucu aile bakımı foster care n.
aile sırrı skeleton n.
(orta çağ malikanelerinde) aile odası solar n.
(orta çağ malikanelerinde) aile odası solar n.
(orta çağ malikanelerinde) aile odası sollar n.
(orta çağ malikanelerinde) aile odası solarium n.
güçlü aile bağları strong family ties n.
aile romansı family romance n.
aile kütüğü family registry n.
evinden uzakta olup aile evini ziyaret eden kimse stranger n.
aile dışından kimse stranger n.
işi ve aile yaşantısını bir arada yürüten kadın superwoman n.
aile kurmak marry and start a family v.
aile geçindirmek maintain a family v.
aile kurmak marry v.
aile kurmak start a family v.
aile geçindirmek bring up a family v.
aile yaşamını sevmek domesticity v.
aile ile yaşamak live with parents v.
aile ile yaşamak live with family v.
bir aile kurmak found a family v.
bir aile büyüğüne danışmak ask opinion of a senior member of the family v.
bir aile büyüğüne danışmak speak with a senior member of the family v.
aile yapısını bozmak destroy the family structure v.
aile olmak become a family v.
aile olmak be a family v.
aile evinden ayrılıp akranlarla daire paylaşmak flatting [new zealand] v.
aile ile ilgili domestic adj.
ev/aile ile ilgili domestic adj.
aile boyu king-size adj.
kalabalık (aile) large adj.
aile yönelimli family-oriented adj.
aile içi intrafamilial adj.
aile karşıtı antifamily adj.
ev işi yapma karşılığında aile yanında kalan au pair [french] adj.
aile hayatına alışık olmayan undomesticated adj.
aile yaşamıyla ilgili nitelikleri olan homelike adj.
aile işletmesi mom and pop adj.
aile bağıyla ilgili gentilitial adj.
aile bağıyla ilgili gentilitian adj.
aile bağıyla ilgili gentilitious adj.
(aile ilişkisinde) her iki tarafla da ilgili double adj.
aile üyesi ile ilgili domicillary adj.
aile üyesine ait domicillary adj.
aile için familiar adj.
aile ile ilgili familiary adj.
aile için uygun family adj.
aile tarafından kullanılan family adj.
aile düşkünü family-minded adj.
birinci nesil başarılı aile üyelerine ait veya ilgili first-generation adj.
tek aile ile ilgili single-family adj.
aile terbiyesi almış soft [obsolete] adj.
aile arasında en famille adv.
aile fertleri ile en famille adv.
aile gibi in a family way adv.
(māori halkında) aile üyesine seslenme ifadesi cuz [new zealand] interj.
(aborijin halkında) aile üyesine seslenme ifadesi cuz [australia] interj.
Phrases
aile uygarlığın çekirdeğidir the family is the nucleus of civilization expr.
Proverb
aile her şeyden önce gelir blood runs thicker than water
birlikte dua eden aile birbirinden ayrılmaz family that prays together stays together
aile her şeyden önce gelir blood is thicker than water
aile her şeyden önemlidir blood is thicker than (something)
aile her şeyin üstündedir blood is thicker than (something)
aile her şeyden önce gelir blood is thicker than (something)
aile her şeyden ağır basar blood is thicker than (something)
özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşma do not wash your dirty linen in public
Colloquial
büyük mutlu bir aile one big happy family n.
kocaman mutlu bir aile one big happy family n.
geniş aile tribe n.
aile adamı a family man n.
dağılmış aile broken home n.
küçük bir aile problemi a little family problem n.
parçalanmış aile broken home n.
yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi kissing cousin n.
yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi kissing cousins n.
yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi kissing kin n.
tüm aile fertleri whole fam damily n.
tüm aile fertleri the whole fam damily n.
siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek yapılan söz düellosu the dozens n.
büyük/kocaman mutlu bir aile gibi one big happy family n.
çift gelirli çocuksuz aile dink n.
genellikle siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek yapılan sözlü düello the dirty dozens n.
aile toplantılarında çocukların ayrı olarak bir arada oturduğu masa kiddie table n.
aile arabası waggon n.
aile işletmesinden yüksek gelir elde etmesine rağmen kar amacı güden bir kurumda çalışan kimse lota [philippines] n.
aile içi şiddet domestic n.
aile ferdi folk n.
bir aile kurmak start a family v.
genellikle siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek söz düellosu yapmak play the dozens v.
siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek söz düellosu yapmak shoot the dozens v.
varlıklı bir aile ile ilişkili silver-spooned adj.
tüm aile whole fam damily expr.
aile boyu whole fam damily expr.
tüm aile the whole fam damily expr.
aile boyu the whole fam damily expr.
Idioms
aile ocağı hearth and home n.
iyi aile çocuğu mr. nice guy n.
aile sırrı a skeleton in the cupboard n.
aile sırrı a skeleton in the closet n.
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveyn an empty nester n.
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile an empty nester n.
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveyn an empty nester n.
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveyn an empty nester n.
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile an empty nester n.
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveyn an empty nester n.
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveynler empty-nesters n.
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveynler empty-nesters n.
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveynler empty-nesters n.
aile bakkalı/dükkanı mom-and-pop shop n.
aile sırrı skeleton in the cupboard n.
(özellikle aile meselelerine) burnunu sokmak go between the bark and the tree v.
(özellikle aile meselelerine) müdahale etmek go between the bark and the tree v.
(özellikle aile meselelerine) karışmak go between the bark and the tree v.
aile yadigarını satmak sell the family silver v.
aile yadigarını elden çıkarmak sell the family silver v.
özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşmak wash your dirty linen in public v.
aile gibi güçlü as strong as a family expr.
aile arasında (gizli vb) all in the family expr.
aile arasında (gizli vb) in the family expr.
Speaking
aile üyeleri nasıl hissediyorlar? how do the family members feel? expr.
aile toplumun en küçük birimidir family is the smallest unit of society expr.
aile üyelerinden borç almak iyi değil it's not good to borrow money from family members expr.
içlerinden birine dalaşırsan tüm aile peşine düşer if you mess with one person you will have the whole family after you expr.
ismini (hangi aile büyüğünden vb) kimden aldın? who are you named after? expr.
ne mükemmel bir aile! what a great family! expr.
senin aile anlayışın your idea of family expr.
sizin aile anlayışınız your idea of family expr.
tek ihtiyacımız olan şey aile all we need is family expr.
tek ihtiyacımız aile all we need is family expr.
tüm ihtiyacımız aile all we need is family expr.
tüm ihtiyacımız olan şey aile all we need is family expr.
Trade/Economic
miras olmaksızın sonradan servet edinmiş varlıklı kişi veya aile new money n.
tek gelirli aile one-income family n.
aile şirketi proprietary company n.
aile bileti family ticket n.
aile planlaması programları family-planning programs n.
aile sorunları family affairs n.
aile şirketi family company n.