|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
aile içi şiddet |
domestic violence n.
|
|
Since 1991, Portugal has had a law to protect women who suffer domestic violence.
1991 yılından beri Portekiz'de aile içi şiddete maruz kalan kadınları korumak için bir yasa bulunmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
aile hayatı |
family life n.
|
|
These measures make it possible to reconcile family life with a professional career.
Bu tedbirler, aile hayatı ile mesleki kariyerin bağdaştırılmasını mümkün kılmaktadır.
More Sentences
|
3 |
General |
aile babası |
family man n.
|
|
I'm a family man.
Ben bir aile babasıyım.
More Sentences
|
4 |
General |
aile adı |
family name n.
|
|
Our family name will be ruined if Tom is convicted.
Tom suçlu bulunursa ailemizin adı lekelenir.
More Sentences
|
5 |
General |
aile politikası |
family policy n.
|
|
For example, the subjects of family policy and the older labour force were addressed.
Örneğin aile politikası ve yaşlı iş gücü konuları ele alınmıştır.
More Sentences
|
6 |
General |
aile planlaması |
family planning n.
|
|
The same naturally applies to coordination with those working in the area of reproductive health and family planning.
Aynı durum doğal olarak üreme sağlığı ve aile planlaması alanında çalışanlarla koordinasyon için de geçerlidir.
More Sentences
|
7 |
General |
aile reisi |
patriarch n.
|
|
He's a patriarch.
O bir aile reisi.
More Sentences
|
8 |
General |
aile ilişkileri |
family relationship n.
|
|
Even a homosexual partnership, for instance, is seen here as equivalent to a family relationship.
Örneğin eşcinsel bir birliktelik bile burada bir aile ilişkisine eşdeğer olarak görülmektedir.
More Sentences
|
9 |
General |
aile şirketi |
family business n.
|
|
He was groomed from a young age to take over the family business.
Küçük yaştan itibaren aile şirketini devralmak için yetiştirildi.
More Sentences
|
|
10 |
General |
aile sorunları |
family problems n.
|
|
My family problems aren't all that important.
Aile sorunlarım o kadar önemli değil.
More Sentences
|
11 |
General |
aile doktoru |
family doctor n.
|
|
Talking with your family doctor can be a good first step.
Aile doktorunuz ile görüşmek iyi bir başlangıç olacaktır.
More Sentences
|
12 |
General |
aile dostu |
family friend n.
|
|
Tom is just a family friend.
Tom sadece bir aile dostu.
More Sentences
|
13 |
General |
geniş aile |
extended family n.
|
|
Let us admit the immediate family by all means, but not the entire extended family.
Yakın aileyi elbette kabul edelim ancak tüm geniş aileyi kabul etmeyelim.
More Sentences
|
14 |
General |
aile çevresi |
family circle n.
|
|
We want to extend our family circle, but we have not extended the house.
Aile çevremizi genişletmek istiyoruz ama evimizi genişletmedik.
More Sentences
|
15 |
General |
aile hukuku |
family law n.
|
|
A significant number of these projects have focused on family law.
Bu projelerin önemli bir kısmı aile hukukuna odaklanmıştır.
More Sentences
|
16 |
General |
aile planlama |
family planning n.
|
|
Abortion is not seen in any of the organisations we are supporting as an instrument in family planning.
Kürtaj, desteklediğimiz kuruluşların hiçbirinde aile planlamasında bir araç olarak görülmüyor.
More Sentences
|
17 |
General |
aile odası |
family room n.
|
|
There's a family room in the basement.
Bodrumda bir aile odası var.
More Sentences
|
18 |
General |
tek ebeveynli aile |
single parent family n.
|
|
He has no sympathy for single parent families.
Tek ebeveynli aileler için hiç sempatisi yok.
More Sentences
|
19 |
General |
aile yadigarı |
heirloom n.
|
|
She planted heirloom tomatoes.
Aile yadigârı domatesler ekmiş.
More Sentences
|
20 |
General |
aile hekimi |
family doctor n.
|
|
The family doctor or the multinational companies that keep plundering the health sector?
Aile hekimi mi yoksa sağlık sektörünü yağmalamaya devam eden çok uluslu şirketler mi?
More Sentences
|
21 |
General |
varlıklı aile |
wealthy family n.
|
|
When I was a child, only children from wealthy families had ringed notebooks.
Ben çocukken, sadece varlıklı ailelerin çocuklarının halkalı defterleri vardı.
More Sentences
|
22 |
General |
küçük aile |
small family n.
|
|
Increased profit and market control by multinationals has been at the expense of small family farms.
Çokuluslu şirketlerin artan kar ve pazar kontrolü, küçük aile çiftliklerinin zararına olmuştur.
More Sentences
|
23 |
General |
bütün aile |
entire family n.
|
|
Apologize to my entire family.
Bütün ailemden özür dile.
More Sentences
|
24 |
General |
aile ekonomisi |
family economy n.
|
|
It can both waste time and be very challenging for the family economy.
Bu hem zaman kaybı hem de aile ekonomisi için çok zorlayıcı olabilir.
More Sentences
|
25 |
General |
düşük gelirli aile |
low-income family n.
|
|
We must also push economic and social policies to raise the purchasing power of low-income families.
Ayrıca düşük gelirli ailelerin satın alma gücünü arttırmak için ekonomik ve sosyal politikaları zorlamalıyız.
More Sentences
|
26 |
General |
geleneksel aile |
traditional family n.
|
|
The traditional family is no longer the norm.
Geleneksel aile artık norm değil.
More Sentences
|
27 |
General |
aile bağları |
family ties n.
|
|
The government did all it could to break family ties.
Hükümet aile bağlarını koparmak için elinden geleni yaptı.
More Sentences
|
28 |
General |
aile meseleleri |
family matters n.
|
|
What is more, women bear the main responsibility for family matters.
Dahası, aile meselelerinde asıl sorumluluk kadınlara aittir.
More Sentences
|
29 |
General |
ev sahibi aile |
host family n.
|
|
My host family often advises me.
Ev sahibi ailem bana sık sık tavsiyelerde bulunur.
More Sentences
|
30 |
General |
aile yadigarı |
family heirloom n.
|
|
This gold-inlaid sword is a family heirloom.
Bu altın işlemeli kılıç bir aile yadigârı.
More Sentences
|
31 |
General |
aile adamı |
family man n.
|
|
Tom is a hard-working family man.
Tom çalışkan bir aile adamı.
More Sentences
|
32 |
General |
aile sırrı |
family secret n.
|
|
Sami and Layla did everything they could to preserve their family secret.
Sami ve Layla aile sırlarını korumak için ellerinden geleni yaptılar.
More Sentences
|
33 |
General |
aile fotografı |
family photo n.
|
|
Tom digitized an old family photo and emailed it to his mother.
Tom eski bir aile fotoğrafını dijital ortama aktardı ve annesine e-posta ile gönderdi.
More Sentences
|
34 |
General |
aile bütçesi |
family budget n.
|
|
Our family budget is in the red.
Aile bütçemiz zararda.
More Sentences
|
35 |
General |
aile toplantısı |
family gathering n.
|
|
Tom doesn't enjoy family gatherings very much.
Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.
More Sentences
|
36 |
General |
aile üyesi |
family member n.
|
|
Are you a family member?
Bir aile üyesi misin?
More Sentences
|
37 |
General |
aile içi şiddet |
domestic abuse n.
|
|
Tom was an expert in domestic abuse.
Tom aile içi şiddet konusunda uzmandı.
More Sentences
|
38 |
General |
güzel bir aile |
a nice family n.
|
|
Pretty soon he'll have a nice family.
Çok yakında güzel bir ailesi olacak.
More Sentences
|
39 |
General |
aile mirası |
patrimony n.
|
|
After his father's passing, he inherited the family's estate as his patrimony.
Babasının vefatından sonra aile mirası ona intikal etti.
More Sentences
|
40 |
General |
aile içi |
domestic adj.
|
|
Tom was well aware of Mary's domestic problems.
Tom, Mary'nin aile içi sorunlarının farkındaydı.
More Sentences
|
41 |
General |
aile odaklı |
family-oriented adj.
|
|
There can thus be no people's Europe without a family-oriented Europe.
Dolayısıyla aile odaklı bir Avrupa olmadan halkların Avrupası olamaz.
More Sentences
|
Colloquial |
|
42 |
Colloquial |
aile babası |
a family man n.
|
|
Tom is a family man as well.
Tom da bir aile babası.
More Sentences
|
43 |
Colloquial |
aile önemlidir |
family is important expr.
|
|
Family is important.
Aile önemlidir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
44 |
Trade/Economic |
aile planlaması |
family planning n.
|
|
Officially the European Commission says that abortion cannot be financed as a method of family planning.
Resmi olarak Avrupa Komisyonu kürtajın bir aile planlaması yöntemi olarak finanse edilemeyeceğini söylemektedir.
More Sentences
|
General |
|
45 |
General |
aile vakfı |
family foundation n.
|
|
46 |
General |
aile babası |
paterfamilias n.
|
|
47 |
General |
aile romanı |
domestic fiction n.
|
|
48 |
General |
aile sosyolojisi |
sociology of family n.
|
|
49 |
General |
aile içi şiddetin kurbanları |
victims of family violence n.
|
|
|
50 |
General |
aile ağacı |
family tree n.
|
|
51 |
General |
aile meclisi |
family council n.
|
|
52 |
General |
geniş aile |
family size n.
|
|
53 |
General |
bakıcı aile fertleri |
nurses in the family n.
|
|
54 |
General |
aile sigortası |
family assurance n.
|
|
55 |
General |
aile firması |
family firm n.
|
|
56 |
General |
aile fertleri |
people n.
|
|
57 |
General |
aile hukuku |
law of domestic relations n.
|
|
58 |
General |
aile planlanması |
family planning n.
|
|
59 |
General |
körü körüne aile düşkünlüğü |
amaurotic familial idiocy n.
|
|
60 |
General |
yerel sonlu aile |
locally finite family n.
|
|
61 |
General |
aile malları |
entailed property n.
|
|
62 |
General |
aile ocağı |
hearth n.
|
|
63 |
General |
aile yardımları |
family allowance n.
|
|
64 |
General |
aile arabuluculuğu |
family mediation n.
|
|
65 |
General |
aile pikniği |
family picnic n.
|
|
66 |
General |
aile reisi |
goodman n.
|
|
67 |
General |
aile içi şiddet |
violence in the family n.
|
|
68 |
General |
aile reisi |
breadwinner n.
|
|
69 |
General |
aile sigortası |
family insurance n.
|
|
70 |
General |
anaerkil aile |
matriarch family n.
|
|
71 |
General |
aile şirketi |
family company n.
|
|
72 |
General |
aile ocağı |
hearth and home n.
|
|
73 |
General |
aile reisi |
householder n.
|
|
74 |
General |
en yakın aile bireyleri |
immediate family n.
|
|
75 |
General |
aile reisi |
paterfamilias n.
|
|
76 |
General |
aile reisi kadın |
materfamilias n.
|
|
77 |
General |
aile geçindiren kimse |
provider n.
|
|
78 |
General |
aile hayatı |
home life n.
|
|
79 |
General |
aile adı |
patronymic n.
|
|
80 |
General |
aile içi geçimsizlik |
marital conflict n.
|
|
81 |
General |
aile adresi |
family address n.
|
|
82 |
General |
aile arabası |
sedan n.
|
|
83 |
General |
aile bahçesi |
tea garden n.
|
|
84 |
General |
ağırlayan aile |
host family n.
|
|
85 |
General |
aile durumu |
personal status n.
|
|
86 |
General |
aile yaşam araştırmaları |
family life surveys n.
|
|
87 |
General |
aile arabası |
station wagon n.
|
|
88 |
General |
vekil aile |
surrogate parent n.
|
|
89 |
General |
aile sistemi |
family system n.
|
|
90 |
General |
aile anası |
housemother n.
|
|
91 |
General |
aile planlaması merkezi |
centre for family planning n.
|
|
92 |
General |
aile efradı |
members of a family n.
|
|
93 |
General |
ücretsiz aile işçileri |
unpaid family workers n.
|
|
94 |
General |
aile şirketi |
family owned enterprise n.
|
|
95 |
General |
aile şirketleri |
family corporations n.
|
|
96 |
General |
aile içi geçimsizlik |
marital discord n.
|
|
97 |
General |
aile bireyleri |
members of the family n.
|
|
98 |
General |
otoriter aile |
authoritarian family n.
|
|
99 |
General |
aile rolleri |
family roles n.
|
|
100 |
General |
aile içi geçimsizlik |
interparental conflict n.
|
|
101 |
General |
aile hayatı |
domesticity n.
|
|
102 |
General |
aile sıra no |
family serial no n.
|
|
103 |
General |
koruyucu aile |
foster home care n.
|
|
104 |
General |
aile hukuku |
domestic relations n.
|
|
105 |
General |
aile yapısı |
family structure n.
|
|
106 |
General |
ev ve aile mabutları |
penates n.
|
|
107 |
General |
aile muhiti |
family circle n.
|
|
108 |
General |
aile danışma merkezleri |
centers for family consulting n.
|
|
109 |
General |
aile tipleri |
types of family n.
|
|
110 |
General |
aile reisi sayılan kadın |
matriarch n.
|
|
111 |
General |
aile araştırma kurumu |
turkish institution of family research n.
|
|
112 |
General |
aile birliği |
unity of family n.
|
|
113 |
General |
aile ocağı |
home n.
|
|
114 |
General |
aile kaideleri |
family rules n.
|
|
115 |
General |
aile şirketi |
family corporation n.
|
|
116 |
General |
aile hizmetleri |
family services n.
|
|
117 |
General |
aile reisi |
head of the family n.
|
|
118 |
General |
aile reisi sayılan adam |
patriarch n.
|
|
119 |
General |
aile çiftliği |
family size/scale farm n.
|
|
120 |
General |
aile reisi |
father of a family n.
|
|
121 |
General |
aile ocağı |
fold n.
|
|
122 |
General |
korunmaya muhtaç aile |
family in need of protection n.
|
|
123 |
General |
aile ağacı |
family pedigree n.
|
|
124 |
General |
aile ödenekleri |
family allowance n.
|
|
125 |
General |
aile şirketi |
close corporation n.
|
|
126 |
General |
aile özlemi |
nostalgia for family or home n.
|
|
127 |
General |
aile filmi |
family film n.
|
|
128 |
General |
aile bilgisi |
marital information n.
|
|
129 |
General |
aile türleri |
family types n.
|
|
130 |
General |
aile dizisi |
family tv series n.
|
|
131 |
General |
aile mahkemeleri |
domestic relations courts n.
|
|
132 |
General |
aile psikoterapisi |
family psychotherapy n.
|
|
133 |
General |
aile yaşam eğitimi |
family life education n.
|
|
134 |
General |
aile demografisi |
family demography n.
|
|
135 |
General |
aile hekimliği uzmanı |
family physician n.
|
|
136 |
General |
aile büyükleri |
family elders n.
|
|
137 |
General |
aile baskısı |
parental pressure n.
|
|
138 |
General |
düşük gelirli aile |
poor family n.
|
|
139 |
General |
çok çocuklu aile |
family with more than one kid n.
|
|
140 |
General |
çok çocuklu aile |
parents with more than one kid n.
|
|
141 |
General |
aile baskısı |
family pressure n.
|
|
142 |
General |
aile bireyi |
family member n.
|
|
143 |
General |
aile ferdi |
family member n.
|
|
144 |
General |
müsamahakar aile |
permissive parent n.
|
|
145 |
General |
serbest aile |
permissive parent n.
|
|
146 |
General |
çocuklarını aşırı serbest bırakan aile |
permissive parent n.
|
|
147 |
General |
iki çocuklu aile |
family with two children n.
|
|
148 |
General |
aile no |
family no n.
|
|
149 |
General |
aile içi evlilik |
endogamy n.
|
|
150 |
General |
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan kız |
au pair n.
|
|
151 |
General |
aile şirketleri |
family owned companies n.
|
|
152 |
General |
aile işletmeleri |
family owned companies n.
|
|
153 |
General |
aile sağlığı merkezi |
family health center n.
|
|
154 |
General |
çocuk ve aile mahkemesi |
child and family court n.
|
|
155 |
General |
aile şirketi |
family-owned business n.
|
|
156 |
General |
düşük gelirli aile |
hard-up family n.
|
|
157 |
General |
koruyucu aile |
foster-parents n.
|
|
158 |
General |
tek ebeveynli aile |
lone-parent family n.
|
|
159 |
General |
varlıklı aile |
land-owning family n.
|
|
160 |
General |
aile şirketi |
family-owned enterprise n.
|
|
161 |
General |
tek çocuklu aile |
single-child family n.
|
|
162 |
General |
okul aile birliği |
parent-teacher association n.
|
|
163 |
General |
tek ebeveynli aile |
single-parent family n.
|
|
164 |
General |
çok çocuklu aile |
multi-child family n.
|
|
165 |
General |
aile türleri |
types of family n.
|
|
166 |
General |
ünlü yahudi-avrupalı banker aile |
rothschild n.
|
|
167 |
General |
tek ebeveynli aile |
one-parent family n.
|
|
168 |
General |
varlıklı aile |
well-to-do family n.
|
|
169 |
General |
aile günü |
family day n.
|
|
170 |
General |
köklü aile |
dynasty n.
|
|
171 |
General |
aile yaşamı |
domesticity n.
|
|
172 |
General |
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile |
empty nester n.
|
|
173 |
General |
aşırı koruyucu aile |
helicopter parents n.
|
|
174 |
General |
aile şeceresi |
genealogy n.
|
|
175 |
General |
aile tarihçesi |
genealogy n.
|
|
176 |
General |
aile tarihçesi |
family tree n.
|
|
177 |
General |
aile şeceresi |
family tree n.
|
|
178 |
General |
aile bütçesine katkıda bulunma |
breadwinning n.
|
|
179 |
General |
aile reisi |
husbandman n.
|
|
180 |
General |
aile tarafından yapılan iş |
a mom-and-pop business n.
|
|
181 |
General |
mutlu aile tablosu |
happy family portrait n.
|
|
182 |
General |
aile cüzdanı |
family registry n.
|
|
183 |
General |
aile sicili |
family registry n.
|
|
184 |
General |
aile güveni |
family trust n.
|
|
185 |
General |
aile desteği |
family support n.
|
|
186 |
General |
aile benzerliği |
family resemblance n.
|
|
187 |
General |
koruyucu aile |
protecting family n.
|
|
188 |
General |
aile bağı |
family tie n.
|
|
189 |
General |
aile bağı |
family bond n.
|
|
190 |
General |
aile bağları |
family bonds n.
|
|
191 |
General |
aile kütüğü |
genealogy n.
|
|
192 |
General |
üvey aile |
stepfamily n.
|
|
193 |
General |
aile arabası |
family car n.
|
|
194 |
General |
aile pansiyonu |
family boarding house n.
|
|
195 |
General |
aile terbiyesi |
family training n.
|
|
196 |
General |
aile terbiyesi |
parental discipline n.
|
|
197 |
General |
aile terbiyesi |
family discipline n.
|
|
198 |
General |
aile gururu |
family pride n.
|
|
199 |
General |
manevi aile |
stand-in parent n.
|
|
200 |
General |
aile saadeti |
family rejoice n.
|
|
201 |
General |
aile saadeti |
family bliss n.
|
|
202 |
General |
aile yakınları |
acquaintances of the family n.
|
|
203 |
General |
aile yakınları |
kith and kin n.
|
|
204 |
General |
aile yakınları |
the relatives of the family n.
|
|
205 |
General |
aile skandalı |
family scandal n.
|
|
206 |
General |
aile benzerliği |
family likeness n.
|
|
207 |
General |
aile şirketi |
family-run business n.
|
|
208 |
General |
aile işi |
family-run business n.
|
|
209 |
General |
aile üyeliği |
family membership n.
|
|
210 |
General |
aile koruması |
family protection n.
|
|
211 |
General |
aile birimi |
family unit n.
|
|
212 |
General |
çok kuşaklı aile |
multi-generational family n.
|
|
213 |
General |
boşanmış aile çocukları |
children of divorce n.
|
|
214 |
General |
aile babası |
family guy n.
|
|
215 |
General |
aile sevgisi |
love of family n.
|
|
216 |
General |
aile binası |
family building n.
|
|
217 |
General |
aile onuru |
family honor n.
|
|
218 |
General |
ürün aile standardı |
product family standard n.
|
|
219 |
General |
akrabalar arası evlilik yapan bir aile |
an inbred family n.
|
|
220 |
General |
koruyucu ev/aile |
foster home n.
|
|
221 |
General |
boşanmış aile çocukları |
children/kids from broken homes n.
|
|
222 |
General |
aile sadakati |
family loyalty n.
|
|
223 |
General |
mamul aile standardı |
product family standard n.
|
|
224 |
General |
aile içi şiddet mağdurları |
victims of family violence n.
|
|
225 |
General |
aile içi şiddet kurbanları |
victims of family violence n.
|
|
226 |
General |
aile içi şiddetin mağdurları |
victims of family violence n.
|
|
227 |
General |
aile saadeti |
family happiness n.
|
|
228 |
General |
aile kabristanı |
family graveyard n.
|
|
229 |
General |
aile mezarlığı |
family grave n.
|
|
230 |
General |
aile kabristanı |
family cemetery n.
|
|
231 |
General |
aile kabristanı |
family grave n.
|
|
232 |
General |
aile mezarlığı |
family graveyard n.
|
|
233 |
General |
aile mezarlığı |
family cemetery n.
|
|
234 |
General |
(aile ve yakınlarının seslenirken kullandığı) takma isim |
(family) pet name n.
|
|
235 |
General |
aile birlikteliği |
family togetherness n.
|
|
236 |
General |
aile üyeleri arasındaki birliktelik duygusu |
family togetherness n.
|
|
237 |
General |
yakın/birbirine kenetlenmiş aile |
close-knit family n.
|
|
238 |
General |
aile bireyleri |
family members n.
|
|
239 |
General |
aile danışmanlığı |
family counselling (uk) n.
|
|
240 |
General |
aile danışmanlığı |
family counseling (us) n.
|
|
241 |
General |
düzenli aile yaşamı |
regular family life n.
|
|
242 |
General |
düzenli aile hayatı |
regular family life n.
|
|
243 |
General |
düzenli aile hayatı |
steady family life n.
|
|
244 |
General |
düzenli aile yaşamı |
steady family life n.
|
|
245 |
General |
aile şeceresi |
bloodline n.
|
|
246 |
General |
soylu aile |
landed gentry n.
|
|
247 |
General |
soylu aile |
county family n.
|
|
248 |
General |
aile meseleleri |
domestic affairs n.
|
|
249 |
General |
dahili (iç) görüşme (şirket/aile içi) |
internal discussion n.
|
|
250 |
General |
aile cenazesi |
family funeral n.
|
|
251 |
General |
birbirini seven iki kişinin evlendiklerini ilan etmek için, aile ve sevdikleriyle birlikte, dış ortamda yaptıkları, genellikle yasal olmayan, evlilik töreni |
handfasting n.
|
|
252 |
General |
aile fonu |
family fund n.
|
|
253 |
General |
aile toplantısı |
family get-together n.
|
|
254 |
General |
çocuklu aile |
family with child n.
|
|
255 |
General |
aile büyüğü |
family elder n.
|
|
256 |
General |
aile büyüğü |
senior member of the family n.
|
|
257 |
General |
ev veya aile ilişkileri ile ilgili sorunlar |
domestic problems n.
|
|
258 |
General |
küçük ve ekonomik aile arabası |
compact car n.
|
|
259 |
General |
aile ve çocuklarla sosyal hizmet: uygulamaya giriş |
social work with children and families: getting into practice n.
|
|
260 |
General |
parçalanmış aile |
fragmented family n.
|
|
261 |
General |
parçalanmış aile |
broken family n.
|
|
262 |
General |
sıkı aile birimi |
tight family unit n.
|
|
263 |
General |
aile içi şiddet ile mücadele |
fighting domestic violence n.
|
|
264 |
General |
aile içi şiddet ile mücadele |
combating domestic violence n.
|
|
265 |
General |
üç kişilik bir aile |
a family of 3 n.
|
|
266 |
General |
dört kişilik bir aile |
a family of 4 n.
|
|
267 |
General |
3 kişilik bir aile |
a family of three n.
|
|
268 |
General |
üç kişilik aile |
family of 3 n.
|
|
269 |
General |
4 kişilik aile |
family of four n.
|
|
270 |
General |
4 kişilik aile |
family of 4 n.
|
|
271 |
General |
dört kişilik aile |
family of four n.
|
|
272 |
General |
3 kişilik aile |
family of three n.
|
|
273 |
General |
üç kişilik aile |
family of three n.
|
|
274 |
General |
3 kişilik bir aile |
a family of 3 n.
|
|
275 |
General |
4 kişilik bir aile |
a family of four n.
|
|
276 |
General |
dört kişilik aile |
family of 4 n.
|
|
277 |
General |
üç kişilik bir aile |
a family of three n.
|
|
278 |
General |
dört kişilik bir aile |
a family of four n.
|
|
279 |
General |
3 kişilik aile |
family of 3 n.
|
|
280 |
General |
4 kişilik bir aile |
a family of 4 n.
|
|
281 |
General |
köklü aile |
established family n.
|
|
282 |
General |
köklü aile |
well-established family n.
|
|
283 |
General |
aile sorumluluğu |
family responsibility n.
|
|
284 |
General |
aile içi şiddet |
intimate partner violence n.
|
|
285 |
General |
aile içi şiddet |
domestic assault n.
|
|
286 |
General |
aile içi şiddet |
spousal abuse n.
|
|
287 |
General |
aile içi şiddet |
family violence n.
|
|
288 |
General |
aile içi şiddet |
domestic battering n.
|
|
289 |
General |
aile ofisi |
family office n.
|
|
290 |
General |
güzel bir aile |
a lovely family n.
|
|
291 |
General |
sıcak aile ortamı |
warm family environment n.
|
|
292 |
General |
sıcak aile ortamı |
warm family atmosphere n.
|
|
293 |
General |
aile hemşireliği |
family nursing n.
|
|
294 |
General |
aile hekimi |
family practitioner n.
|
|
295 |
General |
aile dergisi |
family magazine n.
|
|
296 |
General |
aile danışmanı |
family counselor n.
|
|
297 |
General |
büyük aile |
big family n.
|
|
298 |
General |
aile sevgisi |
family love n.
|
|
299 |
General |
aile arması |
family crest n.
|
|
300 |
General |
aile dizilimi |
family constellation n.
|
|
301 |
General |
aile saadeti |
domestic bliss n.
|
|
302 |
General |
5 kişilik bir aile |
a family of 5 n.
|
|
303 |
General |
koruyucu aile bakım sistemi |
foster care system n.
|
|
304 |
General |
koruyucu aile sistemi |
foster care system n.
|
|
305 |
General |
aile katılımı |
family involvement n.
|
|
306 |
General |
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar |
wider family n.
|
|
307 |
General |
(çekirdek aile bireyleri dışındaki) yakın akrabalar |
extended family n.
|
|
308 |
General |
sağlıklı aile |
wholesome family n.
|
|
309 |
General |
aile yemeği |
family dinner n.
|
|
310 |
General |
aile bilgisi |
family Information n.
|
|
311 |
General |
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi |
town house n.
|
|
312 |
General |
aile reisi |
genearch n.
|
|
313 |
General |
aile anlaşmazlığı |
family rift n.
|
|
314 |
General |
aile apartmanı |
accessory apartment n.
|
|
315 |
General |
yaptığı ev işlerine karşılık bir aile yanında kalan yabancı kız |
au pair girl n.
|
|
316 |
General |
iki çocuklu aile |
two-child family n.
|
|
317 |
General |
aile yaşantısı |
family life n.
|
|
318 |
General |
aile gezileri |
family outings n.
|
|
319 |
General |
(hindistan'da) genelde aile işletmesi olan küçük market |
kirana n.
|
|
320 |
General |
öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile |
birth family n.
|
|
321 |
General |
öz aile |
birth family n.
|
|
322 |
General |
üvey aile |
blended family n.
|
|
323 |
General |
amerikalı psikiyatristler charles frederick ve oğulları karl augustus ile william claire'i içeren aile |
menninger n.
|
|
324 |
General |
bir yerde yaşayan aile |
home n.
|
|
325 |
General |
duygusal olarak bağlı olunan aile ortamı |
home n.
|
|
326 |
General |
aile etkinliğinin çekildiği amatör film |
home video n.
|
|
327 |
General |
sağlıklı aile ortamının yaratılması ve sürdürülmesi |
homemaking n.
|
|
328 |
General |
aile evi |
homeplace n.
|
|
329 |
General |
aile evinin bulunduğu yer |
homeplace n.
|
|
330 |
General |
küçük aile şirketi |
mom and pop n.
|
|
331 |
General |
aile dükkanı |
mom and pop n.
|
|
332 |
General |
aile reisi |
idiot [obsolete] n.
|
|
333 |
General |
aile ve ebeveynlik sorunlarına dair öneri ve destek vermek üzere kurulmuş ingiltere merkezli bir internet sitesi |
mumsnet n.
|
|
334 |
General |
aile yadigarı değerli eşyalar |
cimelia n.
|
|
335 |
General |
ailesinden (para) miras kalan aile |
old money n.
|
|
336 |
General |
genellikle askeri tesiste bulunan ve askeri personel ile aile efradına hizmet veren market |
commissary n.
|
|
337 |
General |
geniş aile |
connection n.
|
|
338 |
General |
aile reisi |
goman [obsolete] n.
|
|
339 |
General |
aile meseleleri |
domesticities n.
|
|
340 |
General |
aynı çatı altında yaşayan tüm aile üyeleri |
family [obsolete] n.
|
|
341 |
General |
köklü aile |
family n.
|
|
342 |
General |
aile terbiyesi almamış çocuk |
pagan n.
|
|
343 |
General |
aynı aile evinin bölünmesiyle elde edilen ayrı alan |
in-law apartment n.
|
|
344 |
General |
birlikte yaşanan aile evine ait bağımsız bölüm |
in-law apartment n.
|
|
345 |
General |
aile üyeleri |
people n.
|
|
346 |
General |
bir yerde en yüksek statülü aile |
ff (first family) n.
|
|
347 |
General |
yüksek sosyal statülü aile |
first family n.
|
|
348 |
General |
ilk yerleşimcilerin soyundan gelen aile |
first family n.
|
|
349 |
General |
nüfuzlu aile |
first family n.
|
|
350 |
General |
seçkin aile |
first family n.
|
|
351 |
General |
tanınmış aile |
first family n.
|
|
352 |
General |
reisi olunan aile |
flock n.
|
|
353 |
General |
aile üyeleri |
folks n.
|
|
354 |
General |
yabancılara karşı cephe oluşturan, aile ilişkilerine dayalı navajo topluluğu |
outfit n.
|
|
355 |
General |
aile şecerelerini, tarihi ve efsaneleri konu alan profesyonel hikaye anlatıcısı |
sennachie [scotland/ireland] n.
|
|
356 |
General |
(iskoçya ve irlanda'da) aile şecerelerini, tarihi ve efsaneleri konu alan profesyonel hikaye anlatıcısı |
sennachy n.
|
|
357 |
General |
(islam ülkelerinde) aile reisi |
shaikh n.
|
|
358 |
General |
(islam ülkelerinde) aile reisi |
shaykh n.
|
|
359 |
General |
aile içi anlaşmazlık |
simulty n.
|
|
360 |
General |
(aile, sülale veya soyda) kadın üye |
sister n.
|
|
361 |
General |
aile yadigarı |
family memento n.
|
|
362 |
General |
aile serveti |
fortune n.
|
|
363 |
General |
koruyucu aile bakımı |
foster care n.
|
|
364 |
General |
aile sırrı |
skeleton n.
|
|
365 |
General |
(orta çağ malikanelerinde) aile odası |
solar n.
|
|
366 |
General |
(orta çağ malikanelerinde) aile odası |
solar n.
|
|
367 |
General |
(orta çağ malikanelerinde) aile odası |
sollar n.
|
|
368 |
General |
(orta çağ malikanelerinde) aile odası |
solarium n.
|
|
369 |
General |
güçlü aile bağları |
strong family ties n.
|
|
370 |
General |
aile romansı |
family romance n.
|
|
371 |
General |
aile kütüğü |
family registry n.
|
|
372 |
General |
evinden uzakta olup aile evini ziyaret eden kimse |
stranger n.
|
|
373 |
General |
aile dışından kimse |
stranger n.
|
|
374 |
General |
işi ve aile yaşantısını bir arada yürüten kadın |
superwoman n.
|
|
375 |
General |
aile kurmak |
marry and start a family v.
|
|
376 |
General |
aile geçindirmek |
maintain a family v.
|
|
377 |
General |
aile kurmak |
marry v.
|
|
378 |
General |
aile kurmak |
start a family v.
|
|
379 |
General |
aile geçindirmek |
bring up a family v.
|
|
380 |
General |
aile yaşamını sevmek |
domesticity v.
|
|
381 |
General |
aile ile yaşamak |
live with parents v.
|
|
382 |
General |
aile ile yaşamak |
live with family v.
|
|
383 |
General |
bir aile kurmak |
found a family v.
|
|
384 |
General |
bir aile büyüğüne danışmak |
ask opinion of a senior member of the family v.
|
|
385 |
General |
bir aile büyüğüne danışmak |
speak with a senior member of the family v.
|
|
386 |
General |
aile yapısını bozmak |
destroy the family structure v.
|
|
387 |
General |
aile olmak |
become a family v.
|
|
388 |
General |
aile olmak |
be a family v.
|
|
389 |
General |
aile evinden ayrılıp akranlarla daire paylaşmak |
flatting [new zealand] v.
|
|
390 |
General |
aile ile ilgili |
domestic adj.
|
|
391 |
General |
ev/aile ile ilgili |
domestic adj.
|
|
392 |
General |
aile boyu |
king-size adj.
|
|
393 |
General |
kalabalık (aile) |
large adj.
|
|
394 |
General |
aile yönelimli |
family-oriented adj.
|
|
395 |
General |
aile içi |
intrafamilial adj.
|
|
396 |
General |
aile karşıtı |
antifamily adj.
|
|
397 |
General |
ev işi yapma karşılığında aile yanında kalan |
au pair [french] adj.
|
|
398 |
General |
aile hayatına alışık olmayan |
undomesticated adj.
|
|
399 |
General |
aile yaşamıyla ilgili nitelikleri olan |
homelike adj.
|
|
400 |
General |
aile işletmesi |
mom and pop adj.
|
|
401 |
General |
aile bağıyla ilgili |
gentilitial adj.
|
|
402 |
General |
aile bağıyla ilgili |
gentilitian adj.
|
|
403 |
General |
aile bağıyla ilgili |
gentilitious adj.
|
|
404 |
General |
(aile ilişkisinde) her iki tarafla da ilgili |
double adj.
|
|
405 |
General |
aile üyesi ile ilgili |
domicillary adj.
|
|
406 |
General |
aile üyesine ait |
domicillary adj.
|
|
407 |
General |
aile için |
familiar adj.
|
|
408 |
General |
aile ile ilgili |
familiary adj.
|
|
409 |
General |
aile için uygun |
family adj.
|
|
410 |
General |
aile tarafından kullanılan |
family adj.
|
|
411 |
General |
aile düşkünü |
family-minded adj.
|
|
412 |
General |
birinci nesil başarılı aile üyelerine ait veya ilgili |
first-generation adj.
|
|
413 |
General |
tek aile ile ilgili |
single-family adj.
|
|
414 |
General |
aile terbiyesi almış |
soft [obsolete] adj.
|
|
415 |
General |
aile arasında |
en famille adv.
|
|
416 |
General |
aile fertleri ile |
en famille adv.
|
|
417 |
General |
aile gibi |
in a family way adv.
|
|
418 |
General |
(māori halkında) aile üyesine seslenme ifadesi |
cuz [new zealand] interj.
|
|
419 |
General |
(aborijin halkında) aile üyesine seslenme ifadesi |
cuz [australia] interj.
|
|
Phrases |
|
420 |
Phrases |
aile uygarlığın çekirdeğidir |
the family is the nucleus of civilization expr.
|
|
Proverb |
|
421 |
Proverb |
aile her şeyden önce gelir |
blood runs thicker than water
|
|
422 |
Proverb |
birlikte dua eden aile birbirinden ayrılmaz |
family that prays together stays together
|
|
423 |
Proverb |
aile her şeyden önce gelir |
blood is thicker than water
|
|
424 |
Proverb |
aile her şeyden önemlidir |
blood is thicker than (something)
|
|
425 |
Proverb |
aile her şeyin üstündedir |
blood is thicker than (something)
|
|
426 |
Proverb |
aile her şeyden önce gelir |
blood is thicker than (something)
|
|
427 |
Proverb |
aile her şeyden ağır basar |
blood is thicker than (something)
|
|
428 |
Proverb |
özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşma |
do not wash your dirty linen in public
|
|
Colloquial |
|
429 |
Colloquial |
büyük mutlu bir aile |
one big happy family n.
|
|
430 |
Colloquial |
kocaman mutlu bir aile |
one big happy family n.
|
|
431 |
Colloquial |
geniş aile |
tribe n.
|
|
432 |
Colloquial |
aile adamı |
a family man n.
|
|
433 |
Colloquial |
dağılmış aile |
broken home n.
|
|
434 |
Colloquial |
küçük bir aile problemi |
a little family problem n.
|
|
435 |
Colloquial |
parçalanmış aile |
broken home n.
|
|
436 |
Colloquial |
yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi |
kissing cousin n.
|
|
437 |
Colloquial |
yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi |
kissing cousins n.
|
|
438 |
Colloquial |
yakından akraba olunmayan ama tanınan/iyi bilinen aile ferdi |
kissing kin n.
|
|
439 |
Colloquial |
tüm aile fertleri |
whole fam damily n.
|
|
440 |
Colloquial |
tüm aile fertleri |
the whole fam damily n.
|
|
441 |
Colloquial |
siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek yapılan söz düellosu |
the dozens n.
|
|
442 |
Colloquial |
büyük/kocaman mutlu bir aile gibi |
one big happy family n.
|
|
443 |
Colloquial |
çift gelirli çocuksuz aile |
dink n.
|
|
444 |
Colloquial |
genellikle siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek yapılan sözlü düello |
the dirty dozens n.
|
|
445 |
Colloquial |
aile toplantılarında çocukların ayrı olarak bir arada oturduğu masa |
kiddie table n.
|
|
446 |
Colloquial |
aile arabası |
waggon n.
|
|
447 |
Colloquial |
aile işletmesinden yüksek gelir elde etmesine rağmen kar amacı güden bir kurumda çalışan kimse |
lota [philippines] n.
|
|
448 |
Colloquial |
aile içi şiddet |
domestic n.
|
|
449 |
Colloquial |
aile ferdi |
folk n.
|
|
450 |
Colloquial |
bir aile kurmak |
start a family v.
|
|
451 |
Colloquial |
genellikle siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek söz düellosu yapmak |
play the dozens v.
|
|
452 |
Colloquial |
siyahi amerikalılar arasında şaka olarak birbirlerinin aile üyelerine hakaret ederek söz düellosu yapmak |
shoot the dozens v.
|
|
453 |
Colloquial |
varlıklı bir aile ile ilişkili |
silver-spooned adj.
|
|
454 |
Colloquial |
tüm aile |
whole fam damily expr.
|
|
455 |
Colloquial |
aile boyu |
whole fam damily expr.
|
|
456 |
Colloquial |
tüm aile |
the whole fam damily expr.
|
|
457 |
Colloquial |
aile boyu |
the whole fam damily expr.
|
|
Idioms |
|
458 |
Idioms |
aile ocağı |
hearth and home n.
|
|
459 |
Idioms |
iyi aile çocuğu |
mr. nice guy n.
|
|
460 |
Idioms |
aile sırrı |
a skeleton in the cupboard n.
|
|
461 |
Idioms |
aile sırrı |
a skeleton in the closet n.
|
|
462 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveyn |
an empty nester n.
|
|
463 |
Idioms |
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile |
an empty nester n.
|
|
464 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveyn |
an empty nester n.
|
|
465 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveyn |
an empty nester n.
|
|
466 |
Idioms |
çocuklarının belli bir yaştan sonra evi terk ettiği aile |
an empty nester n.
|
|
467 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveyn |
an empty nester n.
|
|
468 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveynler |
empty-nesters n.
|
|
469 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveynler |
empty-nesters n.
|
|
470 |
Idioms |
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveynler |
empty-nesters n.
|
|
471 |
Idioms |
aile bakkalı/dükkanı |
mom-and-pop shop n.
|
|
472 |
Idioms |
aile sırrı |
skeleton in the cupboard n.
|
|
473 |
Idioms |
(özellikle aile meselelerine) burnunu sokmak |
go between the bark and the tree v.
|
|
474 |
Idioms |
(özellikle aile meselelerine) müdahale etmek |
go between the bark and the tree v.
|
|
475 |
Idioms |
(özellikle aile meselelerine) karışmak |
go between the bark and the tree v.
|
|
476 |
Idioms |
aile yadigarını satmak |
sell the family silver v.
|
|
477 |
Idioms |
aile yadigarını elden çıkarmak |
sell the family silver v.
|
|
478 |
Idioms |
özel aile sorunlarını ortalık yerde konuşmak |
wash your dirty linen in public v.
|
|
479 |
Idioms |
aile gibi güçlü |
as strong as a family expr.
|
|
480 |
Idioms |
aile arasında (gizli vb) |
all in the family expr.
|
|
481 |
Idioms |
aile arasında (gizli vb) |
in the family expr.
|
|
Speaking |
|
482 |
Speaking |
aile üyeleri nasıl hissediyorlar? |
how do the family members feel? expr.
|
|
483 |
Speaking |
aile toplumun en küçük birimidir |
family is the smallest unit of society expr.
|
|
484 |
Speaking |
aile üyelerinden borç almak iyi değil |
it's not good to borrow money from family members expr.
|
|
485 |
Speaking |
içlerinden birine dalaşırsan tüm aile peşine düşer |
if you mess with one person you will have the whole family after you expr.
|
|
486 |
Speaking |
ismini (hangi aile büyüğünden vb) kimden aldın? |
who are you named after? expr.
|
|
487 |
Speaking |
ne mükemmel bir aile! |
what a great family! expr.
|
|
488 |
Speaking |
senin aile anlayışın |
your idea of family expr.
|
|
489 |
Speaking |
sizin aile anlayışınız |
your idea of family expr.
|
|
490 |
Speaking |
tek ihtiyacımız olan şey aile |
all we need is family expr.
|
|
491 |
Speaking |
tek ihtiyacımız aile |
all we need is family expr.
|
|
492 |
Speaking |
tüm ihtiyacımız aile |
all we need is family expr.
|
|
493 |
Speaking |
tüm ihtiyacımız olan şey aile |
all we need is family expr.
|
|
Trade/Economic |
|
494 |
Trade/Economic |
miras olmaksızın sonradan servet edinmiş varlıklı kişi veya aile |
new money n.
|
|
495 |
Trade/Economic |
tek gelirli aile |
one-income family n.
|
|
496 |
Trade/Economic |
aile şirketi |
proprietary company n.
|
|
497 |
Trade/Economic |
aile bileti |
family ticket n.
|
|
498 |
Trade/Economic |
aile planlaması programları |
family-planning programs n.
|
|
499 |
Trade/Economic |
aile sorunları |
family affairs n.
|
|
500 |
Trade/Economic |
aile şirketi |
family company n.
|
|