large - Turc Anglais Dictionnaire

large

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "large" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 54 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
large adj. iri
The snow was falling in large flakes.
Kar iri taneler halinde yağıyordu.

More Sentences
large adj. geniş
We must not allow large margins of appreciation in budgetary law.
Bütçe kanunlarında geniş takdir marjlarına izin vermemeliyiz.

More Sentences
large adj. büyük
The project has also met with very well-founded criticism from a large part of the research community in Spain.
Proje aynı zamanda İspanya'daki araştırma camiasının büyük bir bölümünün haklı eleştirileriyle de karşılaşmıştır.

More Sentences
General
large adj. çok
Such exclusions would affect the sale of a large number of insurance products involving important risks.
Bu tür istisnalar, önemli riskler içeren çok sayıda sigorta ürününün satışını etkileyecektir.

More Sentences
large adj. bol
He endowed the college with a large sum of money.
O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.

More Sentences
large adj. okkalı
I'm giving you a large discount.
Sana okkalı bir indirim yapıyorum.

More Sentences
large adj. kocaman
The universe is a large school.
Kainat kocaman bir okul.

More Sentences
large adj. büyük
A large percentage of the overall assistance is allocated to institution building and it is increasing all the time.
Toplam yardımın büyük bir yüzdesi kurumsal yapılanmaya ayrılmakta ve bu oran her geçen gün artmaktadır.

More Sentences
large adj. fazla
I am very conscious of the fact that the number of young people involved is large.
Katılan gençlerin sayısının çok fazla olduğunun bilincindeyim.

More Sentences
large adj. kapsamlı
Thus, writing a whole operating system is a very large job.
Bu nedenle bütün işletim sistemini yazmak oldukça kapsamlı bir iştir.

More Sentences
large n. özgürlük
large n. bağımsızlık
large n. 24 inçe 19 inçlik bir mukavva ölçüsü
large adj. enlice
large adj. kapı gibi
large adj. büyücek
large adj. koca
large adj. büyük (servet)
large adj. kalabalık (aile)
large adj. cömert
large adj. alicenap
large adj. kaba
large adj. bayağı
large adj. kendini beğenmiş
large adj. abartılı
large adj. övüngen
large adj. bol
large adj. rahat
large adj. üstünde baskı olmayan
large adj. böbürlenen
large adj. kendini öven
large adv. bol bol
Colloquial
large adj. balaban
Technical
large n. büyük hazne
Marine
large n. rüzgarı kemere gerisinde kullanarak yapılan seyir
large v. (rüzgarın) geminin kıç tarafından esecek şekilde yönü değişmek
large adj. açık ve elverişli (hava)
large adj. pupadan gelen (rüzgar)
large adj. uygun yönden esen
large adv. pupa yelken
Mining
large n. cevheri bulunan kaya katmanı
large n. damar
large n. maden damarı
Printing
large adv. büyük harflerle
large adv. kalın harflerle
Music
large n. ölçekli notasyondaki en uzun nota
Ottoman Turkish
large n. cesamet
large adj. kallavi
large adj. külliyetli
large adj. mebzul
large adj. cesim
Archaic
large adj. çok az kısıtlamaya sahip
large adj. özgürlüğe büyük ölçüde izin veren
Slang
large n. bin dolar

Sens de "large" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
large amount n. çok miktar
The Swiss consume a large amount of beer.
İsviçre çok miktarda bira tüketiyor.

More Sentences
large scale n. büyük ölçek
On a large scale, offenders are given the death penalty after a very brief trial.
Büyük ölçekte, suçlulara çok kısa bir yargılamanın ardından ölüm cezası verilmektedir.

More Sentences
large majority n. büyük çoğunluk
That means that the large majority of customers will incur higher costs.
Bu, müşterilerin büyük çoğunluğunun daha yüksek maliyetlere maruz kalacağı anlamına gelir.

More Sentences
large breasts n. büyük göğüsler
Many men have larger breasts than women.
Birçok erkeğin, kadınlardan daha büyük göğüsleri vardır.

More Sentences
large project n. büyük proje
We need fewer but larger projects with real impact.
Gerçek etki yaratacak daha az sayıda ama daha büyük projelere ihtiyacımız var.

More Sentences
large industry n. büyük sanayi
Italy invests in small and middle industries, while America invests in large industries.
İtalya küçük ve orta sanayiye yatırım yaparken, Amerika büyük sanayiye yatırım yapar.

More Sentences
large amount n. büyük miktar
A large amount of money and high-quality research is required.
Büyük miktarda para ve yüksek kalitede araştırma gerekmektedir.

More Sentences
large factory n. büyük fabrika
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Bir kasabada veya yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduktan sonra insanlar iş bulmaya gelir ve kısa süre içinde bir sanayi bölgesi gelişmeye başlar.

More Sentences
large quantity n. büyük miktar
Thirdly, we still import large quantities of beef from outside Europe.
Üçüncü olarak, hala Avrupa dışından büyük miktarlarda sığır eti ithal ediyoruz.

More Sentences
large pizza n. büyük pizza
Let's order a couple of large pizzas.
Bir çift büyük pizza sipariş edelim.

More Sentences
at large adj. özgür
He is still at large.
Hâlâ özgür.

More Sentences
at large adj. serbest
Yet guilty men and women are still at large.
Ancak suçlu kadın ve erkekler hala serbesttir.

More Sentences
at large adj. kaçak
The prisoner who escaped is still at large.
Kaçan tutuklu hâlâ kaçak.

More Sentences
large sized adj. büyük beden
Do you have a larger size?
Daha büyük bedeni var mı?

More Sentences
too large adj. çok büyük
We simply have too large a fleet fishing for too few fish in the EU.
AB'de çok az balık için avlanan çok büyük bir filomuz var.

More Sentences
large-scale adj. büyük ölçekli
Monsanto is also behind the large-scale genetic modification of plants.
Monsanto aynı zamanda bitkilerin büyük ölçekli genetik modifikasyonunun da arkasındadır.

More Sentences
rather large adj. oldukça büyük
The age gap between them is rather large.
Aralarındaki yaş farkı oldukça büyük.

More Sentences
quite large adj. oldukça büyük
It will mean quite large changes in Europe, and it will mean a lot for public health.
Bu, Avrupa'da oldukça büyük değişiklikler anlamına gelecek ve halk sağlığı için çok şey ifade edecektir.

More Sentences
large-scale adj. büyük çapta
The aid organisations have been warning of a large-scale disaster since September.
Yardım kuruluşları Eylül ayından bu yana büyük çaplı bir felaket uyarısında bulunuyor.

More Sentences
by and large adv. genellikle
By and large, your idea is a good one.
Genellikle senin fikrin iyi bir fikir.

More Sentences
in large flakes adv. lapa lapa
Snow fell in large flakes.
Lapa lapa kar yağdı.

More Sentences
in large quantities adv. büyük miktarlarda
That these rules also apply to wild game on sale to consumers in large quantities is only logical.
Bu kuralların tüketicilere büyük miktarlarda satılan yabani av hayvanları için de geçerli olması mantıklıdır.

More Sentences
in large measure adv. büyük ölçüde/oranda
The Commission has moved, in large measure, to implement what we in the temporary committee recommended.
Komisyon, büyük ölçüde, geçici komitede bizim önerdiklerimizi uygulamak üzere harekete geçti.

More Sentences
Colloquial
by and large expr. genelde
By and large, Tom is an easygoing person in almost everything he does.
Genelde, Tom neredeyse yaptığı her şeyde uyumlu bir insandır.

More Sentences
Idioms
loom large v. büyük önem taşımak
My second point relates to subsidiarity, which does, indeed, loom large in the Convention's deliberations.
Değineceğim ikinci husus, Konvansiyon'un müzakerelerinde gerçekten de büyük önem taşıyan yetki ikamesi ile ilgilidir.

More Sentences
Trade/Economic
large sum (of money) n. büyük meblağ
The UMTS licences were auctioned for very large sums.
UMTS lisansları çok büyük meblağlar karşılığında açık arttırmaya çıkarıldı.

More Sentences
Technical
large city n. büyük kent
Bergen is the second largest city in Norway.
Bergen, Norveç'teki ikinci en büyük kenttir.

More Sentences
large-scale adj. büyük ölçekli
Increased large-scale irrigation is no longer possible.
Büyük ölçekli sulamanın arttırılması artık mümkün değil.

More Sentences
General
large mass n. geniş kitle
a large wrasse n. labros
large saw n. hızar
large dictionary n. kamus
large intestine n. göden
large nomad tent n. oba
large poodle n. büyük fino
large scale integrated circuit n. büyük ölçüde bütünleşik devre
a large carp n. sarıbalık
large mortar n. dibek
large diameter n. büyük çap
a large bonito n. akyabalığı
large rowboat n. patalya
large scale computer n. büyük ölçekli bilgisayar
large cave n. kulyuç
large closet for bedding n. yüklük
large chemical company n. büyük kimya firması
large basket n. küfe
large metal plop n. kotan
large store n. mağaza
large intestine n. bumbar
a large crowd of reporters n. medya ordusu
large estate n. malikane
large calorie n. bol kalori
large coffee house n. gazino
large intestine n. kalınbağırsak
a large proportion of the profits n. karın büyük bir bölümü
large cupboard for bedding n. yüklük
very large scale integration n. çok büyük boyutta integrasyon
large knot n. büyük budak
large earthquake n. büyük deprem
large earthenware jar n. küp
large number n. büyük sayı
a large white falcon n. şahbaz
large ears n. kepçekulak
large deep copper dish n. lenger
large order n. büyük sipariş
criminal still at large n. hapishane kaçkını
large bath towel n. silecek
large leather saddlebag n. hurç
large printed kerchief n. çember
large fishing net n. ablatya
large civet n. büyük kedi
large plow n. kutan
large format film n. geniş film
a large body of water n. derya
large gunboat n. topçeker
large commercial building n. han
a large medlar n. beşbıyık
large bluefish n. kofana
large integer n. çok büyük tamsayı
large room n. koğuş
large shuttle n. mengeç
rib bones of a large fish n. gelmiç
large type books n. büyük harfli kitaplar
large bowel n. kalın bağırsak
large discount n. büyük indirim
large order n. zor iş
large order n. zor mesele
large order n. yüklü sipariş
a large crowd of faces n. insan kalabalığı
the large part of n. büyük kısmı
the large part of n. büyük bölümü
large turnout n. yoğun katılım
large circle n. geniş daire
large fleet n. geniş filo
large vehicle n. geniş araç
large level of participation n. rekor seviyede katılım
large part of the year n. yılın büyük bölümü
extra-large shirt n. battal boy gömlek
large-sized pea n. araka
large yellow lady's-slipper n. venüs çarığı
large yellow lady's-slipper n. hanım pabuç otu
xx-large n. battal boy
xx-large n. battal beden
xx-large n. xx-büyük
large assortment n. zengin mal çeşitleri
large plant n. büyük fabrika
a large segment of the society n. toplumun geniş kesimi
a large section of the community n. toplumun geniş bir kesimi
a large section of the community n. toplumun geniş kesimi
a large segment of the society n. toplumun geniş bir kesimi
large mass of people n. geniş halk kitlesi
large-scale excavation work n. geniş kazı çalışması
large vocabulary n. zengin kelime dağarcığı
large vocabulary n. zengin dağarcık
large penis n. büyük penis
large envelope n. büyük zarf
large cake n. büyük pasta
large variability n. geniş değişkenlik
suspect at large n. kaçak zanlı
large/lower intestine n. kalın bağırsak
large bottle n. büyük şişe
large fall n. büyük düşüş
a large industrial installation n. büyük bir sanayi tesisi
wealth on a large scale n. büyük çapta zenginlik
a large staff n. zengin kadro
a large staff n. geniş kadro
a kind of large handkerchief n. yağlık
large pizza n. büyük boy pizza
large blow n. büyük darbe
large appliance n. beyaz eşya
large-heartedness n. cömert ruhluluk
large-heartedness n. iyi kalplilik
large-heartedness n. cömertlik
large-heartedness n. eli açıklık
large-heartedness n. bonkörlük
large-heartedness n. gönlü zengin olma
large [obsolete] n. eli açıklık
large [obsolete] n. cömertlik
large person n. iri yarı kimse
large person n. ortalama birinden daha iri kimse
common at large n. herhangi bir toprak mülkiyetine bağlı bulunmayıp bağımsız olan ve devredilmesi için tapu gereken arazi parçası
loom large in v. önemli bir yeri olmak
bulk large v. büyük görünmek
loom large in v. ağır basmak
talk large v. büyük konuşmak
grow large v. irileşmek
make large v. irileştirmek
set someone at large v. bir mahpusu serbest bırakmak
be at large v. kayıplara karışmak
loom large v. gözünde büyümek
spread on a large area v. geniş alana yayılmak
reach the large masses v. geniş kitlelere ulaştırmak
reach the large masses v. geniş kitlelere ulaşmak
reach large masses v. geniş kitlelere duyurmak
find a large market v. büyük sürüm imkanı bulmak
ask someone to take a large risk v. birinden büyük bir riske girmesinii istemek
remain at large v. kayıp olmak
remain at large v. sırra kadem basmak
remain at large v. hala/henüz yakalanmamış olmak
remain at large v. kayıplara karışmak
gather together in large numbers v. kalabalıklar halinde toplaşmak
ask someone to take a large risk v. birinden büyük bir riske girmesini istemek
donate large sums of money v. büyük meblağlar bağışlamak
spread a large clew v. çok sayıda yelken taşımak
spread a large clew v. etkileyici görünmek
large and clumsy adj. battal
a large amount of adj. çok miktarda
somewhat large adj. büyütken
large and small adj. irili ufaklı
large scale adj. büyük ölçekli
large scaled adj. büyük ölçekli
large leafed adj. geniş yapraklı
as large as adj. kadar geniş
having large grains adj. devedişi
as large as life adj. doğal büyüklükte
large enough adj. yeterince geniş
as large as life adj. sapasağlam
at large adj. ortada dolaşan
a large quantity of adj. çok miktarda
large scaled adj. geniş çaplı
large and strong adj. aygır gibi
somewhat large adj. büyükçe
at large adj. kanundan kaçan
sort of large adj. irice
large-scaled adj. büyük ölçekte
large-handed adj. eli açık
large-sized adj. büyük boy
large-minded adj. geniş görüşlü
large-scale adj. büyük
large-hearted adj. halden anlayan
large-hearted adj. iyi kalpli
large-minded adj. geniş fikirli
large-grained adj. iri taneli
a large number of adj. çok sayıda
too large adj. çok geniş
very large adj. çok geniş
in a large number of adj. çok sayıda
a large variety adj. çok çeşitli
at-large adj. bütünüyle temsil eden
at-large adj. tamamıyla ilgili
large-handed adj. cömert
large-hearted adj. cömert ruhlu
large-hearted adj. iyi kalpli
large-minded adj. hoşgörülü
large-mouthed adj. geniş ağızlı
large-mouthed adj. büyük ağızlı
large-size adj. büyük
large-size adj. geniş
large-size adj. büyük beden
large-size adj. geniş beden
large-souled adj. cömert
large-souled adj. iyi yürekli
large-souled adj. iyi kalpli
large-acred adj. çok geniş arazilere sahip olan
large-acred adj. hektar hektar arazisi olan
large-headed adj. kafası büyük olan
large-headed adj. büyük başlı
large-headed adj. geniş başlı
medium-large adj. en büyük olmayıp oldukça büyük olan
writ large adj. büyütülmüş
writ large adj. büyük ölçekte
writ large adj. büyük boyutta
large and sturdy adj. müheykel
on a large scale adv. geniş ölçüde
in large crowds adv. alay alay
by and large adv. genel olarak
at large adv. bütün ayrıntılarıyla
to a large extent adv. büyük ölçüde
at large adv. tamamen
at large adv. genellikle bütün ayrıntılarıyla
at large adv. genellikle
by a large majority adv. oy çokluğu
at large adv. bütünüyle
in large part adv. geniş ölçüde
in the large adv. bütün kapsamı ile
on a large scale adv. büyük ölçüde
in large adv. bütünüyle
on a large scale adv. büyük çapta
by a large majority adv. oy çokluğu ile
in large scale adv. büyük ölçekte
to a large extent adv. büyük oranda
at large adv. genel olarak
at large adv. ayrıntılı olarak
at large adv. etraflıca
to a large extent adv. büyük ölçüde/çapta
on a large scale adv. büyük ölçekte
lp (large paper) abrev. büyük sayfa
lp (large post) abrev. büyük posta
Phrases
large spectrum of expr. çeşitli sayıda
large spectrum of expr. çok miktarda
a large number expr. çok sayıda
large spectrum of expr. çok sayıda
large spectrum of expr. geniş yelpazeli
large spectrum of expr. geniş bir yelpazede
people at large expr. genellikle herkes
by a large majority expr. oy çokluğuyla
a large number expr. önemli oranda
of large amount expr. yüksek montanlı
of large amount expr. yüksek miktarda
of large amount expr. yüksek miktarlı
Proverb
a little stone may upset a large cart ummadık taş baş yarar
Colloquial
have it large [uk] v. dağıtmak
have it large [uk] v. kendini eğlenceye vermek
have it large [uk] v. eğlencenin dibine vurmak
large it v. içip dağıtmak
large it v. içip eğlenmek
large it v. eğlencenin dibine vurmak
large it v. kendini eğlenceye vermek
large it v. dağıtmak
very large adj. faraş gibi
in large part expr. büyük bir bölümü/kısmı
by and large expr. genel anlamda
for a large portion of my life expr. hayatımın büyük bir bölümünde
at large expr. hapisten kaçmış
in large part expr. neredeyse tamamı
large it [uk] expr. eğlencenin dibine vuralım
large it [uk] expr. çalsın sazlar oynasın kızlar
large it [uk] expr. ver coşkuyu
Idioms
large order n. zor istek/iş
large order n. zor görev
a small cog in a large machine n. çarkın ufak dişlisi
a small cog in a large machine n. okyanustaki damla gibi olma
large adult son n. ergen gibi davranan kazık kadar adam
large adult son n. küçülmüş de büyümüş adam
large adult son n. yaşının adamı olmayan adam
the world at large n. bütün dünya
the world at large n. dünyanın tümü
living large n. lüks hayat/yaşam
be (a bit) on the large side v. ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade)
talk large v. büyük konuşmak
play a large part in something v. büyük bir rol oynamak
come out in large numbers v. çok sayıda gelmek
loom large v. çok önemli olmak
loom large on the horizon v. gelecekte büyük önem arz edecek şekilde belirmek
large it up v. içip dağıtmak
live large v. lüks yaşamak
live large v. lüks içinde yaşamak
come out in large numbers v. sürüler halinde gelmek
loom large on the horizon v. (ufukta) ciddi bir olasılık olarak belirmek
be/make a (big, large, great) hit with somebody v. (biri) tarafından (çok) beğenilmek
be/make a (big, large, great) hit with somebody v. (birileri) arasında (büyük) bir hit olmak
give it large [uk] v. dağıtmak
give it large [uk] v. eğlenceye vermek
give it large [uk] v. eğlencenin dibine vurmak
give it large [uk] v. hakaret etmek
give it large [uk] v. sözlü tacizde bulunmak
give it large [uk] v. şiddetle/abartılı şekilde ikaz etmek
give it large [uk] v. yükselmek
give it large [uk] v. sesini yükseltmek
give it large [uk] v. çıkışmak
give it large [uk] v. övünmek
give it large [uk] v. böbürlenmek
give it large [uk] v. iftihar etmek
give it large [uk] v. yüceltmek
give it large [uk] v. etkilemeye çalışmak
give it large [uk] v. göz doldurmak
have it large [uk] v. dağıtmak
have it large [uk] v. kendini eğlenceye vermek
have it large [uk] v. eğlencenin dibine vurmak
play a large role (in something) v. (bir şeyde) büyük bir rol oynamak
play a large role (in something) v. (bir şeyde) önemli bir rol oynamak
be (a bit) on the large side v. (biraz) büyük gibi olmak/durmak
play a large part v. büyük bir rol oynamak
play a large part v. büyük rolü/etkisi olmak
a small cog in a large machine expr. büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası
a small cog in a large machine expr. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
a small cog in a large machine expr. sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi
a small cog in a large machine expr. büyük makinedeki küçük dişli
a small cog in a large wheel expr. büyük bir işin ya da örgütün olmazsa olmaz ama çok önemli olmayan bir parçası
a small cog in a large wheel expr. çalışmada çok küçük bir payı olan kimse
a small cog in a large wheel expr. sistemin işlemesini sağlayan önemsiz kişi
a small cog in a large wheel expr. büyük makinedeki küçük dişli
writ large expr. apaçık
writ large expr. belirgin
writ large expr. bariz
as large as life and twice as ugly expr. birdenbire/bir anda (belirme)
out in large numbers expr. bir sürü
as large as life expr. bizzat
in large part expr. çoğunlukla
in large part expr. geniş ölçüde
as large as life expr. kesin
as large as life expr. ta kendisi (bir de ne göreyim/tam karşımda/gelmiş)
large as life expr. ta kendisi
a little stone can upset a large cart expr. ummadık taş baş yarar
at large expr. bol miktarda
at large expr. belirli bir ülkeye atanmamış
at large expr. ulusu, eyaleti veya bölgeyi bir bütün olarak temsil eden
large as life expr. kanlı canlı
by and large expr. her şey düşünüldüğünde
by and large expr. her şey göz önüne alındığında
by and large expr. bütününe/bütün olarak bakıldığında
Speaking
do you have this in large? expr. bunun large'ı var mı?
do you have this in large? expr. bunun büyük boyu var mı?
we are a large faimly expr. biz büyük bir aileyiz
elephants have large ears expr. fillerin büyük kulakları vardır
Trade/Economic
large salary n. dolgun maaş
large amount of savings n. büyük miktarda birikim
large taxpayer units n. büyük mükellef birimleri
large manufacture n. büyük ölçekli üretim
large lot n. büyük parti
large amount of money n. büyük meblağ
large-scale production n. büyük ölçekli üretim
large company n. büyük şirket
large and small caps n. büyük ve küçük şirket yatırım fonları
large scale production n. büyük ölçekli üretim
large-size taxpayers n. büyük mükellefler
large scale systems n. büyük ölçekli sistemler
large-denomination time deposits n. büyük miktarlı standart vadeli mevduat hesapları
large taxpayer office (lto) n. büyük mükellefler vergi dairesi
large investor n. büyük yatırımcı
large-scale economies n. büyük ölçekli ekonomiler
large-dollar payments system n. büyük miktarlı ödeme sistemleri
a large pay-rise n. büyük maaş zammı
law of large numbers n. büyük sayılar yasası
large-scale factories n. büyük ölçekli fabrikalar
law of large numbers n. büyük sayılar kanunu
large sum of money n. büyük meblağ
large stock n. geniş stok
large storage areas n. geniş depolama alanları
large service network n. geniş hizmet ağı
large product range n. geniş ürün gamı
large storage areas n. geniş depolama sahaları
large float n. halkın elinde bol olan hisse senetleri
creditor at large n. teminatsız alacaklı
large trade volume n. yüksek ticaret hacmi
statues at large n. yürürlükteki kanunlar
large trade capacity n. yüksek ticaret hacmi
large production capacity n. yüksek üretim kapasitesi
large cap n. büyük miktarda işletme sermayesine sahip şirket
have a large customer base v. büyük bir müşteri hacmine sahip olmak
have a large customer base v. müşterisi bol olmak
find a large sale v. seri sürüm imkanı bulmak
large-cap adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait
large-cap adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili
large-cap adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait
large-cap adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili
large-cap adj. hisselerinin toplam piyasa değeri en az beş milyar dolar olan anonim şirketlere ait
large-capitalisation adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait
large-capitalisation adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili
large-capitalisation adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait
large-capitalisation adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili
large-capitalisation adj. hisselerinin toplam piyasa değeri en az beş milyar dolar olan anonim şirketlere ait
large-capitalization adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait
large-capitalization adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili
large-capitalization adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait
large-capitalization adj. önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili
large-capitalization adj. hisselerinin toplam piyasa değeri en az beş milyar dolar olan anonim şirketlere ait
on a large scale expr. büyük ölçüde
on a large scale expr. büyük ölçekte
at large expense expr. büyük masrafla
on a large scale expr. geniş ölçüde
Law
law of large numbers n. büyük adetler kanunu
statutes at large n. yürürlükteki kanunlar
statutes at large n. yürürlüğe giren kanunlar
Politics
large taxpayer unit n. büyük vergi mükellefleri birimi
large exposure n. büyük risk
large commodity producer n. büyük emtia üreticisi
large conferences n. büyük konferanslar
large employer offices n. büyük işveren ofisleri
delegate-at-large n. doğal delege
at-large delegate n. doğal delege
large influx of refugees n. mültecilerin kitlesel sığınması
ambassador-at-large n. özel yetkili büyükelçi
ambassador at large n. özel elçi
international commission on large dams n. uluslararası büyük barajlar komisyonu
electors at large n. parlamento üyeleri
electors at large n. ülkenin bir bölümünü değil, tamamını temsil etmek üzere seçilmiş temsilciler
congressman-at-large n. bütün bir eyalet oyu ile seçilen abd temsilciler meclisi üyesi
congressman-at-large n. bir eyaleti tamamen temsil eden milletvekili
large-scale adj. geniş kapsamlı
Institutes
department of large and small ruminant breeding n. büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık daire başkanlığı
ınternational commission on large dams (ıcold) n. uluslar arası büyük barajlar komisyonu
Tourism
large tomb n. kümbet
Media
editor-at-large n. bağımsız/serbest editör/yazar
large circulation n. yüksek tiraj
with large circulation adj. yüksek tirajlı
Technical
large adjustable spanner n. ayarlı pense
large bell hopper n. büyük çan hoperi
large tent n. büyük çadır
coaxial double ring test on flat specimens with large test surface areas n. büyük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
flat specimen with large test surface area n. büyük yüzey alanlı düz deney numunesi
large diameter ball n. büyük çaplı bilya
large dam n. büyük baraj
ldh (large diameter hose) n. büyük çaplı hortum
large-scale integration n. büyük çapta tümleşme
extra large press n. büyük pres
large panel n. büyük pano
large scale integration n. büyük çapta tümleşim
large format n. büyük boyut
large door-leaf n. büyük kapı kanadı
law of large numbers n. büyük sayılar kuralı
large diameter n. büyük çap
large-scale computer n. büyük ölçekli bilgisayar
large calorie n. büyük kalori
large-scale process and production n. büyük hacimli proses ve ürün
large-core multimode fibres n. büyük özlü çok yönlü lifler
large-scale process and production n. büyük ölçekli proses ve üretim
large city n. büyük şehir
large bell n. büyük çan
large slab n. büyük kesitli yassı kütük
large area composite structure repair n. büyük alanlı karma yapı onarımı
law of large numbers n. büyük sayılar yasası
large-panel production n. büyük boy pano üretimi
large-surface form panel n. büyük yüzeyli kalıp panosu
extra large series n. çok geniş seriler
very large-scale integration n. çok büyük çapta tümleşme
very large scale integration n. çok büyük çapta tümleşim
large-screen television projector n. geniş ekranlı televizyon göstericisi
large-angle convergent beam electron diffraction n. geniş açılı gelenışınlı elektron kırınımı
large scale integration n. geniş tümleşim
large angle bounday n. geniş açılı sınır
large series n. geniş seriler
large scale integration n. geniş ölçekte tümleşme
large ignition source n. geniş/büyük yakma kaynağı
large scale test n. geniş kapsamlı deney
large screen television projector n. geniş ekranlı televizyon göstericisi
large angle grain boundary n. geniş açılı tane sınırı
large opening n. geniş açıklık
large headed nail n. geniş başlı çivi
large-scale integration n. geniş ölçekli tümleşme
large-particle composite n. iri parçacıklı karma
large shingle n. iri çakıl
large-particle composite n. iri parçacıklı kompozit
large grain graphite n. iri taneli grafit
large pebbles n. iri çakıl
large grain extruded graphite n. iri taneli sıkma grafit
large form shutters n. kalıp panoları
large shingle n. kaba çakıl
large pebbles n. kaba çakıl
large unprotected power and control cables n. korumasız büyük enerji ve kumanda kabloları
large diameter ball n. küçük çaplı bilya
normal and large series n. normal ve geniş seriler
ordinary large container n. normal büyük kap
asymptotic stability in the large n. sonuşmazdaki genel kararlılık
large transportable vacuum insulated vessel n. taşınabilir vakum yalıtımlı büyük kap
extra large press n. tv ekran presi
slsi (super-large-scale integration) n. süper geniş ölçekli tümleşim
atacama large millimeter array n. atacama büyük milimetre dizisi
large scale adj. büyük ölçekli
large scale adj. büyük boyutlu