Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | için ölmek | die to v. |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | (bir şey) için ölmek | be dying for (something) v. | ||
I am dying for you. Senin için ölüyorum. More Sentences |
||||
Colloquial | (bir şey yapmak) için ölmek | be dying to (do something) v. | ||
He was dying to kiss her. Onu öpmek için ölüyordu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | ülkesi için ölmek | die for his country v. | ||
General | duymak için ölmek | be dying to hear v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | (biri/bir şey) için ölmek | die for (someone or something) v. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | bir şey/bir şey yapmak için ölmek | be dying for something/to do something v. | ||
Colloquial | bilmek/öğrenmek için ölmek | be dying to know v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | bir şey için ölmek | be dying to do v. | ||
Idioms | bir şey için ölmek | be dying for v. | ||
Idioms | (bir şey) için ölmek | be hell-bent on (something) v. | ||
Idioms | aptalca, tehlikeli bir şey/bir şey yapmak için ölmek | be hell-bent on something/on doing something v. |