Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | intervention n. | müdahale | ||
Military intervention escalated the conflict even further. Askeri müdahale çatışmaları daha da tırmandırdı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | intervention n. | girişim | ||
And that is what I shall focus on in my intervention. Ve ben de girişimimde bu konuya odaklanacağım. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | intervention n. | müdahale | ||
Would personal intervention by the President of the Commission not be necessary in this case? Bu durumda Komisyon Başkanı'nın kişisel müdahalesi gerekli değil midir? More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | intervention n. | müdahale | ||
France and the United Kingdom have a right of veto which would prevent this intervention. Fransa ve Birleşik Krallık'ın bu müdahaleyi engelleyecek bir veto hakkı var. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | intervention n. | müdahale | ||
To close, allow me to congratulate the rapporteur on his essential interventions in the original proposal. Kapanış olarak raportörü orijinal teklife yaptığı önemli müdahalelerden dolayı tebrik etmeme izin verin. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | intervention n. | müdahale | ||
The United Nations' intervention has once again turned into a fiasco. Birleşmiş Milletler'in müdahalesi bir kez daha fiyaskoya dönüştü. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Sport | intervention n. | müdahale | ||
But I thank you for your intervention. Ama size müdahaleniz için teşekkür ederim. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | intervention n. | araya girme | ||
General | ||||
General | intervention n. | aracılık | ||
General | intervention n. | geçme | ||
General | intervention n. | nüfuzunu kullanma | ||
General | intervention n. | arada olma | ||
General | intervention n. | karışma | ||
General | intervention n. | başkalarının çıkarlarını etkileyebilecek müdahale | ||
General | intervention n. | ticari senedi tavassutsuz ödeyen kimse | ||
General | intervention n. | araya girerek ödeme | ||
General | intervention n. | belirli eylemleri yaptırmak için bir ülkenin iç işlerine müdahale etme | ||
General | intervention n. | tedavi veya ameliyat yoluyla bir hastalığın veya yaralanmanın gidişatını değiştiren eylem | ||
General | intervention n. | birini sorunlarına dair ikaz edip durumla yüzleştirmek için yapılan sürpriz toplantı | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | intervention n. | aracılık etme | ||
Trade/Economic | intervention n. | hükümet müdahalesi | ||
Trade/Economic | intervention n. | hükümetin fiyat istikrarı sağlamak için döviz piyasasında yaptığı düzenleme alım ve satımları | ||
Trade/Economic | intervention n. | tavassut | ||
Trade/Economic | intervention n. | merkez bankalarının bir para biriminin uluslararası değerini korumak için yüksek miktarda para satın alması | ||
Trade/Economic | intervention n. | ab'nin piyasa değeri belirli bir düzeyin altına düşen fazla ürünü satın alması | ||
Law | ||||
Law | intervention n. | aracılık | ||
Law | intervention n. | davaya müdahale | ||
Law | intervention n. | davaya katılma | ||
Technical | ||||
Technical | intervention n. | karışma | ||
Informatics | ||||
Informatics | intervention n. | araya girme | ||
Informatics | intervention n. | karışma | ||
Military | ||||
Military | intervention n. | birliği hedeften saptırmaya yönelik eylem |