Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kneel down v. | diz çökmek | ||
We all knelt down to pray. Hepimiz dua etmek için diz çöktük. More Sentences |
||||
General | kneel down v. | dizlerinin üstüne çökmek | ||
She knelt down as she came into the church. Kiliseye girince dizlerinin üstüne çöktü. More Sentences |
||||
General | kneel down v. | çökmek | ||
General | kneel down v. | diz üstü çökmek |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | kneel down to pick it up v. | almak için yere eğilmek |
Phrasals | ||
Phrasals | kneel down before (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) önünde diz çökmek |
Phrasals | kneel down before (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) önünde eğilmek |
Phrasals | kneel down before (someone or something) v. | (birine/bir şeye) boyun eğmek |
Phrasals | kneel down before (someone or something) v. | (birinin/bir şeyin) önünde dizinin/dizlerinin üzerine çökmek |
Idioms | ||
Idioms | make someone kneel down v. | birisine diz çöktürmek |
Idioms | kneel down before someone v. | birinin önünde diz çökmek |