regular - Turc Anglais Dictionnaire

regular

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "regular" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 99 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
regular adj. düzenli
The Commission does, however, provide them with regular training sessions.
Ancak Komisyon bu kişilere düzenli eğitimler vermektedir.

More Sentences
General
regular adj. sıradan
Tom is a regular kid.
Tom sıradan bir çocuk.

More Sentences
regular adj. düzenli
The importance of transport safety is highlighted on a regular basis in this Parliament, and rightly so.
Ulaşım güvenliğinin önemi bu Parlamentoda düzenli ve haklı olarak vurgulanmaktadır.

More Sentences
regular adj. normal
We may need to set up a quality evaluation programme for this purpose, as is done in regular education.
Bu amaçla, normal eğitimde olduğu gibi bir kalite değerlendirme programı oluşturmamız gerekebilir.

More Sentences
regular adv. düzenli olarak
You are all familiar with the regular technical examination of private cars.
Hepiniz özel araçların düzenli olarak teknik incelemeye tabi tutulduğunu biliyorsunuz.

More Sentences
Trade/Economic
regular adj. her zamanki
A greater and more regular political presence in the region is therefore required more than ever.
Bu nedenle bölgede daha büyük ve daha düzenli bir siyasi varlığa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.

More Sentences
regular adj. sürekli
He's a regular at the bars and pubs around here.
Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.

More Sentences
Technical
regular adj. olağan
This additional Annex requires approval by a regular majority of the Members.
Bu ekin, Üyelerin olağan çoğunluğu tarafından onaylanması gerekmektedir.

More Sentences
Computer
regular adj. normal
We may need to set up a quality evaluation programme for this purpose, as is done in regular education.
Bu amaçla normal eğitimde olduğu gibi bir kalite değerlendirme programı oluşturmamız gerekebilir.

More Sentences
Linguistics
regular adj. düzenli
We must oblige businesses to pay for regular breaks throughout the day.
İşletmelere gün boyunca düzenli molalar için ödeme yapma zorunluluğu getirmeliyiz.

More Sentences
Common Usage
regular adj. müdavim
regular adj. muntazam
General
regular n. düzen
regular n. intizam
regular n. meslekten olan asker
regular n. kural
regular n. keşiş
regular n. devamlı müşteri
regular n. müdavim
regular n. bağlı kimse
regular n. sadık kimse
regular n. güvenilir kimse
regular adj. devamlı (müşteri)
regular adj. nizamlı
regular adj. dürüst
regular adj. nizami
regular adj. devamlı
regular adj. meslekten
regular adj. değişmez
regular adj. kurallara uygun
regular adj. inişleri ve çıkışları olmayan
regular adj. güvenilir
regular adj. mazbut
regular adj. intizamlı
regular adj. inci gibi
regular adj. gedikli
regular adj. kadrolu
regular adj. kurallı
regular adj. muvazzaf
regular adj. düzgün
regular adj. kanuna uygun
regular adj. kurala uygun
regular adj. usullere uygun
regular adj. hakiki
regular adj. sahici
regular adj. saf
regular adj. daimi
regular adj. temiz
regular adj. posta ücreti kısıtlaması olmayan (pul)
regular adj. kurallara uyan
regular adj. mensup
regular adv. muntazaman
Colloquial
regular adj. tamamlanmış
regular adj. esaslı
regular adj. iyi
regular adj. hoş
regular adj. buz gibi
Trade/Economic
regular adj. menkul kıymetlerin alımdan sonraki üçüncü iş gününde teslim edilmesini gerektiren (işlem)
regular adj. muntazam
regular adj. usulüne uygun
Politics
regular adj. kurala uygun
regular adj. mutat
regular adj. usule uygun
Technical
regular adj. alışılmış
regular adj. düzgün
Computer
regular expr. düz
Textile
regular n. standart beden
Medical
regular adj. regüler
Physiology
regular adj. normal sıklıkta (adet döngüsü, bağırsak hareketi, vb.)
Gastronomy
regular adj. ortalama miktarda süt veya krema içeren (kahve)
Math
regular n. regüler
regular adj. analitik
regular adj. kurallı
regular adj. cebirsel analiz yöntemleriyle kanıtlanabilen
regular adj. kendi tanım kümesinin her noktasında türevlenebilen (karmaşık değişken fonksiyon)
Geometry
regular adj. eşit kenar ve açılara sahip (çokgen)
regular adj. yüzleri düzgün çokgen olan, eşit açılara sahip (çokyüzlü)
Chemistry
regular adj. kübik
regular adj. izometrik
regular adj. birbirine dik açıda üç eşit ekseni olan (kristal)
Biochemistry
regular adj. kuramsal
Marine Biology
regular adj. denizkestanelerinin regularia şubesinden olan
regular adj. soyu tükenmiş regulares takımından olan
regular adj. kuralsal
Botanic
regular adj. parçaları simetrik ve benzer ölçülerde olan (bitki)
regular adj. aktinomorf
regular adj. radyal olarak simetrik (bitki)
Linguistics
regular adj. kurallı
Religious
regular n. ruhban sınıfından olan kimse
regular n. tarikat üyesi olan kimse
regular n. hristiyan manastır düzenine mensup kimse
regular adj. tarikata mensup
regular adj. tarikata bağlı
regular adj. hristiyan manastır düzenine ait
Military
regular n. muvazzaf asker
regular adj. muvazzaf
Sport
regular n. müsabakaların çoğunluğunda yer alan sporcu
Slang
regular adj. ortama uyan
regular adj. herkes gibi

Sens de "regular" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 274 résultat(s)

Anglais Turc
General
regular price n. normal fiyat
Everything at that store is 10 percent off the regular price.
O mağazada her şey normal fiyattan yüzde 10 indirimli.

More Sentences
regular maintenance n. düzenli bakım
You should perform regular maintenance on your car.
Arabanıza düzenli bakım yaptırmalısınız.

More Sentences
as regular as adj. kadar düzenli
If only English were as regular as Esperanto.
Keşke İngilizce de Esperanto kadar düzenli olsaydı.

More Sentences
(on a) regular basis adv. düzenli olarak
And where they do, they do not necessarily inspect it on a regular basis, so the vibrations increase.
Ve bunu yaptıkları yerlerde de düzenli olarak kontrol etmiyorlar, bu nedenle titreşimler artıyor.

More Sentences
at regular intervals adv. düzenli aralıklarla
Elections are free and democratic and take place at regular intervals by secret ballot.
Seçimler, serbest ve demokratik olup, düzenli aralıklarla ve gizli oyla yapılır.

More Sentences
Colloquial
not regular expr. düzenli değil
The cycle of blood is not regular.
Kan dolaşımı düzenli değil.

More Sentences
Idioms
regular guy n. sıradan biri
Tom is just a regular guy.
Tom sıradan bir adam.

More Sentences
Trade/Economic
regular meeting n. düzenli toplantı
We have an ongoing discussion about the preparation of our regular meetings with the development NGOs.
Kalkınma STK'ları ile düzenli toplantılarımızın hazırlanması konusunda devam eden bir görüşmemiz var.

More Sentences
regular customer n. düzenli müşteri
Tom isn't a regular customer.
Tom düzenli müşteri değil.

More Sentences
Politics
regular report n. düzenli rapor
As regards social dialogue at all levels no major progress has been made since the last Regular report.
Bütün düzeylerde sosyal diyalog konusunda, geçen düzenli rapordan bu yana büyük bir ilerleme sağlanmış değildir.

More Sentences
regular report n. ilerleme raporu
As indicated in the last Regular report, Turkey has a number of workers' and employers' organisations.
Son İlerleme Raporunda da belirtildiği gibi, Türkiye'de çok sayıda işçi ve işveren örgütü vardır.

More Sentences
Technical
at regular intervals adv. düzenli aralıklarla
Results will be made available at regular intervals.
Sonuçlar düzenli aralıklarla sunulacaktır.

More Sentences
Common Usage
regular member n. daimi üye
General
regular payment n. düzenli ödeme
the regular practice n. adet
the regular practice n. alışkanlık
regular smoking n. sigara kullanma (sürekli)
regular army n. nizamiye
regular gas n. normal benzin
regular customer n. devamlı müşteri
regular smoking n. düzenli içicilik
regular smoking n. sürekli içicilik
regular work hours n. normal mesai
regular point n. düzenli nokta
regular high-school n. normal lise
regular member n. daimi üye
regular high school n. düz lise
regular sleep routine n. uyku düzeni
regular sleep pattern n. uyku düzeni
regular salary n. düzenli maaş
regular wear n. günlük giyim
regular sex n. düzenli seks
a regular sex life n. düzenli bir seks hayatı
regular service n. düzenli sefer
regular life n. düzenli yaşam
regular life n. düzenli hayat
regular family life n. düzenli aile hayatı
regular family life n. düzenli aile yaşamı
regular price n. sezon fiyatı
regular price n. indirimden önceki fiyat
regular clothes n. günlük kıyafetler
regular diet n. düzenli beslenme
regular repeat n. düzenli tekrar
regular repetition n. düzenli tekrar
regular post n. normal posta
regular interval n. düzenli aralık
regular passport n. umuma mahsus pasaport
regular recurrence n. düzenli tekrar
regular recurrence n. düzenli tekrarlama
regular year n. hicri takvimde 354 gün
regular year n. yahudi takviminde 384 günlük artık yıl
regular sleep n. düzenli uyku
regular size n. orta boyut
make regular v. düzenli hale getirmek
become a regular at v. abone olmak
become a regular at v. müdavimi olmak
be a regular customer of v. ayağı alışmak
get a regular job v. düzenli bir işe girmek
be assessed by echocardiography at regular intervals v. düzenli aralıklarla ekokardiyografik incelemeye tabi tutulmak
have regular sex v. düzenli seks yapmak
have regular job v. sürekli/devamlı bir işi olmak
have a regular job v. düzenli bir işi olmak
have regular job v. düzenli bir işi olmak
have a regular job v. sürekli/devamlı bir işi olmak
on a regular basis adv. muntazaman
at regular intervals adv. ara sıra
on a regular basis adv. düzenli olarak
in regular turn adv. muntazam sırayla
at regular intervals adv. düzenli aralıklarda
in regular turn adv. sırayla
on a regular basis adv. düzenli biçimde
in regular intervals adv. düzenli aralıklarla
at regular intervals adv. düzenli aralarla
at regular intervals adv. belli aralıklarla
at regular intervals adv. belirli aralıklarla
on a regular basis adv. düzenli aralıklarla
Phrases
in regular basis expr. düzenli aralıklarla
in regular intervals expr. düzenli aralıklarla
Colloquial
a regular guy doing something remarkable n. kayda değer bir şeyler yapan sıradan biri
regular fellow n. güvenilir kimse
regular fellow n. dürüst kimse
regular fellow n. iyi biri
regular fellow n. düzgün biri
regular fellow n. iyi huylu kimse
get a regular job v. düzgün bir iş bulmak
regular [usa] adj. güvenilir
regular [usa] adj. nezih
regular [usa] adj. efendi
on the reg (on the regular) expr. düzenli bir şekilde
on the reg (on the regular) expr. muntazaman
on the reg (on the regular) expr. düzenli olarak
on the reg (on the regular) expr. sürekli
on the reg (on the regular) expr. devamlı olarak
on the regular expr. düzenli bir şekilde
on the regular expr. muntazaman
on the regular expr. düzenli olarak
on the regular expr. sürekli
on the regular expr. devamlı olarak
Idioms
regular fixture n. demirbaş
regular fixture n. gedikli
regular fixture n. müdavim
regular brick n. güvenilir adam
regular brick n. iyi huylu adam
be as regular as clockwork v. dakik olmak
be as regular as clockwork v. saat gibi düzenli olmak
regular as clockwork expr. düzgün ve sağlıklı tuvalet alışkanlığına sahip
as regular as clockwork expr. düzgün ve sağlıklı tuvalet alışkanlığına sahip
as regular as clockwork expr. dakik
regular as clockwork expr. dakik
as regular as clockwork expr. saat gibi düzenli
he is a/works like a/a regular trojan expr. çalışkan kimse
he is a/works like a/a regular trojan expr. azimli kimse
he is a/works like a/a regular trojan expr. kararlı kimse
he is a/works like a/a regular trojan expr. enerjik kimse
Trade/Economic
regular sales n. işlem yapıldıktan bir gün sonra teslim edilebilir olan malların satışı
regular market n. ana pazar
regular member n. asli üye
regular meeting n. belli aralıklarda yapılan toplantı
regular customer n. devamlı müşteri
regular cash flow n. düzenli nakit akışı
regular dividend n. düzenli temettü
regular payment n. düzenli ödeme
regular way delivery n. düzenli dağıtım yolu
regular income n. düzenli gelir
regular demand n. düzenli talep
regular contributions n. düzenli katkı payı
regular transit service n. düzenli transit servis
regular supplier n. düzenli tedarikçi
regular public disclosure form n. kamuyu sürekli bilgilendirme formu
regular rate n. nizami mesai zamanı ücreti
regular general assembly n. olağan genel kurul
regular mail n. normal posta
regular rate n. normal ücret
regular employment n. sürekli iş
regular customer n. sürekli müşteri
regular mail n. (elektronik olmayan) normal posta
be a regular customer v. devamlı müşterisi olmak
Law
regular court n. asıl mahkeme
Politics
regular [usa] n. sadık parti üyesi
regular [usa] n. partinin yetkili organları tarafından seçilmiş kimse
regular meeting of the council of ministers of foreign affairs n. dışişleri bakanları konseyi olağan toplantısı
regular follow-up n. düzenli izleme
regular election n. düzenli aralıklarla yapılan seçim
regular budget n. olağan bütçe
regular [usa] adj. partisine sadık
regular [usa] adj. partinin yetkili organları tarafından seçilmiş
Institutes
administrative office of regular passport n. umumi pasaport büro amirliği
Insurance
regular contributions n. düzenli katkı payı
regular public disclosure form n. kamuyu sürekli bilgilendirme formu
Tourism
regular service n. düzenli sefer
Media
regular show n. sürekli dizi
Technical
regular soil structure n. düzgün zemin yapısı
regular octagon n. düzgün sekizyüzlü
regular point n. düzenli nokta
regular estimator n. düzenli kestirici
regular copolymer n. düzenli eşpolimer
regular polygon n. düzgün çokgen
regular solution n. düzenli çözelti
regular pyramid n. düzgün piramit
regular prism n. düzgün prizma
regular function n. düzenli işlev
regular reflection n. düzgün yansıma
regular copolymer n. düzenli kopolimer
regular penetration n. düzgün penetrasyon
regular pentagon n. düzgün beşgen
regular tetrahedron n. düzgün dörtyüzlü
regular polyhedron n. düzgün çokyüzlü
regular curve n. düzenli eğri
regular account n. normal hesap
regular gypsum wallboard n. normal alçı levha
regular alumina n. olağan alumina
regular production option n. normal üretim seçeneği
regular sheaf n. paralel demet
completely regular space n. tamamen düzgün uzay
stereo-regular rubbers n. uzam-düzenli kauçuklar
regular transition n. uygun geçiş
regular transition n. uygun transizyon
slow and regular wear n. yavaş ve düzenli aşınma
emitting a continuous or regular intermittent light adj. sürekli veya düzenli aralıklarla ışık yayan
Computer
regular expression n. düzenli ifade
regular language n. düzenli dil
regular expression n. kurallı ifade
regular menus n. normal menüler
regular text n. normal metin
regular hyphen n. normal tire
regular hours n. normal çalışma saatleri
regular layout n. normal düzen
regular link n. normal bağlantı
Telecom
regular signalling link n. düzenli işaretleşme hattı
Textile
regular leg n. düz paça
regular cut n. düz kesim
regular fit n. standart kesim (bel)
Lighting
regular reflection n. aynasal yansıma
regular reflection n. düzgün yansıma
regular transmittance n. düzgün geçirme çarpanı
regular reflectance n. düzgün yansıtma çarpanı
regular transmission n. düzgün geçme
Automotive
regular cab n. iki kapılı kamyonet
unleaded regular gasoline n. kurşunsuz normal benzin
regular gasoline n. normal benzin
regular production option n. standart üretim opsiyonu
regular production option n. standart üretim seçeneği
Traffic
regular passenger service n. düzenli yolcu servisi
Aeronautic
regular passenger n. ücretli yolcu
regular flight n. zorunlu uçuş
Marine
regular placing n. düzenli yerleşme
port of regular calling n. düzenli uğranılan liman
regular waves n. düzenli dalgalar
Medical
regular fluid intake n. düzenli sıvı alımı
regular screening n. düzenli tarama
regular intake of folic acid n. dönemde düzenli folik asit alınımı
a regular treatment regimen n. düzenli bir tedavi rejimi
intravenous infusion of regular insulin n. intravenöz regüler insülin infüzyonu
neutral regular insulin n. nötral regüler insülin
regular insulin n. regüler insülin
Optics
regular astigmatism n. düzenli astigmatizm
Math
regular polygon n. düzenli çokgen
regular polyhedron n. düzgün çokyüzlü
regular representation n. düzgün temsil
regular polygon n. düzgün çokgen
regular function n. düzenli işlev
regular representation n. düzenli adlanım
regular matrix n. düzenli dizey
regular matrix n. düzenli matris
regular tetrahedron n. düzenli dörtyüzlü
regular function n. düzenli fonksiyon
regular icosahedron n. düzenli yirmiyüzlü
regular polyhedron n. düzenli çokyüzlü
regular semigroup n. düzgün yarıgrup
completely regular space n. tümel düzenli uzay
completely regular space n. tamamen düzgün uzay
Geometry
regular convex polyhedron n. düzgün dışbükey çokyüzlü
regular convex solid n. düzgün dışbükey çokyüzlü
regular dodecahedron n. düzgün on iki yüzlü
regular hexagon n. düzgün altıgen
regular hexahedron n. düzgün altı yüzlü
regular icosahedron n. düzgün yirmi yüzlü
regular octahedron n. düzgün sekiz yüzlü
Statistics
regular estimator n. düzenli tahmin edici
regular stationary point process n. düzenli durağan nokta süreci
regular markov renewal process n. düzenli markov yenileme süreci
non-regular estimator n. düzensiz tahmin edici
regular best asymptotically normal estimator n. düzenli en iyi asimptotik normal tahmin edici
regular state n. düzenli durum
regular group divisible incomplete block design n. düzenli grup bölünebilir tamamlanmamış blok tasarı
Physics
regular circular movement n. düzgün dairesel hareket
regular reflection n. düzenli yansıma
regular reflection n. olağan yansıma
regular reflection n. normal yansıma
Education
regular teacher n. asil öğretmen
regular classroom teacher n. sınıf öğretmeni
Linguistics
regular verb n. düzenli eylem
regular verb n. kurallı fiil
regular conjugation n. düzenli fiil çekimi
regular verb n. regelmäßiges Verb
regular verb n. düzenli fiil
Religious
regular canon n. St. Austin'in kurallarına bağlı manastır topluluğunda yaşamış kimse
regular canoness n. yoksulluk yemini etmiş dini tarikat üyesi kadın
regular clergy n. ruhban sınıfından olan kimse
regular clerk of st. paul n. 1530'da milan'da kurulan bir katolik tarikatına üye kimse
Military
regular army n. daimi ordu
regular army n. düzenli ordu
regular drill n. düzenli eğitim
regular army n. muvazzaf ordu
regular force n. muntazam kuvvet
regular flight n. meleke koruma uçuşu
regular troops n. muvazzaf birlikler
regular army reserve n. muvazzaf ordu ihtiyatı
regular personnel n. muvazzaf personel
indicator-regular n. tanzim kadranı
regular soldier n. birliğinde/garnizonda yaşayan ve çalışan tam zamanlı asker
regular noncommissioned officer adj. gedikli
Sport
regular grip n. düz tutuş
Slang
a regular brick n. çok uyumlu arkadaş