|
Catégorie |
Anglais |
Turc |
|
General |
|
1 |
General |
risk factors n.
|
risk faktörleri |
|
In addition to the socio-economic and lifestyle factors the genotype is an important risk factor in breast cancer.
Sosyo-ekonomik ve yaşam tarzı faktörlerinin yanı sıra genotip de meme kanserinde önemli bir risk faktörüdür.
More Sentences
|
2 |
General |
risk reduction n.
|
risk azaltma |
|
The risk reduction methods that feature in the recommendation are well established.
Tavsiyede yer alan risk azaltma yöntemleri iyi bir şekilde belirlenmiştir.
More Sentences
|
3 |
General |
risk reduction n.
|
risk azaltımı |
|
The scope of the recommendation is, however, focused on risk reduction.
Ancak önerilerin kapsamı risklerin azaltılmasına odaklanmıştır.
More Sentences
|
4 |
General |
fire risk n.
|
yangın riski |
|
Because of the high fire risk, the governor of California issued a statewide campfire ban.
Yüksek yangın riski nedeniyle Kaliforniya valisi eyalet çapında kamp ateşi yasağı yayınladı.
More Sentences
|
5 |
General |
risk communication n.
|
risk iletişimi |
|
Risk communication will also be a key element.
Risk iletişimi de kilit bir unsur olacaktır.
More Sentences
|
6 |
General |
risk management n.
|
risk yönetimi |
|
You have to see this as a tool for risk management.
Bunu risk yönetimi için bir araç olarak görmelisiniz.
More Sentences
|
7 |
General |
risk assessment n.
|
risk değerlendirme |
|
Will the risk assessments finally rule out its use?
Risk değerlendirmeleri sonunda kullanımını ortadan kaldıracak mı?
More Sentences
|
8 |
General |
high risk n.
|
yüksek risk |
|
Nobody benefits from lower costs that result in a higher risk for travellers and staff.
Yolcular ve personel için daha yüksek riskle sonuçlanan daha düşük maliyetlerden kimse fayda sağlamaz.
More Sentences
|
9 |
General |
accident risk n.
|
kaza riski |
|
Moreover, it is important that the sites with the highest accident risk should be mapped and represented graphically.
Ayrıca en yüksek kaza riskine sahip alanların haritalandırılması ve grafiksel olarak gösterilmesi önemlidir.
More Sentences
|
10 |
General |
risk-taking n.
|
risk alma |
|
It also considers the influence of society at large on entrepreneurial initiative and risk-taking.
Ayrıca toplumun genelinin girişimcilik ve risk alma üzerindeki etkisini de göz önünde bulundurmaktadır.
More Sentences
|
11 |
General |
risk of fire n.
|
yangın riski |
|
Hot and blustery conditions will exacerbate the risk of fire tomorrow.
Sıcak ve poyrazlı koşullar yarın yangın riskini daha da arttıracaktır.
More Sentences
|
12 |
General |
special risk n.
|
özel risk |
|
The Commission recognises the special risk characteristics associated with home loans.
Komisyon, konut kredileriyle ilişkili özel risk özelliklerinin farkındadır.
More Sentences
|
13 |
General |
a big risk n.
|
büyük bir risk |
|
Erica removing a patient from the hospital is a big risk.
Erica'nın bir hastayı hastaneden çıkarması büyük bir risktir.
More Sentences
|
14 |
General |
risk of rain n.
|
yağmur riski/olasılığı |
|
Today there is no risk of rain.
Bugün yağmur riski yok.
More Sentences
|
15 |
General |
risk of losing n.
|
kaybetme riski |
|
It would be insane to abandon these proposals at the risk of losing transparency and, thus, European democracy.
Şeffaflığı ve dolayısıyla Avrupa demokrasisini kaybetme riskini göze alarak bu önerilerden vazgeçmek delilik olacaktır.
More Sentences
|
16 |
General |
risk prevention n.
|
risk önleme |
|
For the current period, 2000-2006, many programmes also contain risk prevention actions.
Mevcut dönem olan 2000-2006 için, birçok program risk önleme eylemleri de içermektedir.
More Sentences
|
17 |
General |
risk of n.
|
riski |
|
This means that there is a risk of people too being infected.
Bu da insanlara da bulaşma riski olduğu anlamına gelmektedir.
More Sentences
|
18 |
General |
put at risk v.
|
riske atmak |
|
Ultimately that would put at risk humans eating the meat.
Aslında bu, eti yiyen insanları riske atacaktır.
More Sentences
|
19 |
General |
take a risk v.
|
riske girmek |
|
He said he was going to take a risk.
Bir riske gireceğini söyledi.
More Sentences
|
20 |
General |
take a risk v.
|
risk almak |
|
He took a risk when he helped me.
Bana yardım ederek risk aldı.
More Sentences
|
|
21 |
General |
take the risk v.
|
tehlikeyi göze almak |
|
If I'm willing to take the risk, I don't see why you should care whether I do it or not.
Ben tehlikeyi göze alıyorsam bunu yapıp yapmamam sana niye dert oluyor, anlamıyorum.
More Sentences
|
22 |
General |
take the risk v.
|
riske girmek |
|
Why should I take the risk?
Neden riske girmem gerekiyor?
More Sentences
|
23 |
General |
reduce the risk v.
|
risk azaltmak |
|
Those green suits are special suits for reducing the risk of biological contamination.
Bu yeşil giysiler biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel giysiler.
More Sentences
|
24 |
General |
pose a risk v.
|
risk teşkil etmek |
|
An order that is harshly enforced poses a risk to the operators concerned.
Sert bir şekilde uygulanan bir emir, ilgili operatörler için risk teşkil eder.
More Sentences
|
25 |
General |
eliminate the risk v.
|
riski ortadan kaldırmak |
|
The application of fiscal conventions agreed between the States should eliminate the risk of double taxation.
Devletler arasında kabul edilen mali sözleşmelerin uygulanması çifte vergilendirme riskini ortadan kaldırmalıdır.
More Sentences
|
26 |
General |
pose a risk v.
|
risk oluşturmak |
|
It poses a risk to the environment, is bioaccumulating and has been found in human breast milk.
Çevre için risk oluşturur, biyolojik olarak birikir ve anne sütünde bulunmuştur.
More Sentences
|
27 |
General |
high risk adj.
|
yüksek riskli |
|
The Mediterranean has become a high risk area and needs special measures.
Akdeniz yüksek riskli bir bölge haline gelmiştir ve özel tedbirlere ihtiyaç duymaktadır.
More Sentences
|
28 |
General |
risk-bearing adj.
|
risk taşıyan |
|
This would be a form of deceit and would lead to recklessness in consumption and risk-bearing investment.
Bu bir tür aldatma olacaktır ve tüketimde ve risk taşıyan yatırımlarda umursamazlığa yol açacaktır.
More Sentences
|
Phrases |
|
29 |
Phrases |
at risk (from/of something) expr.
|
(bir şey) riski altında |
|
Things have to be done properly, especially when our fishermen are clearly at risk of being seriously harmed.
Özellikle de balıkçılarımız ciddi zarar görme riski altındayken, işlerin düzgün bir şekilde yapılması gerekir.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
30 |
Trade/Economic |
potential risk n.
|
potansiyel risk |
|
You will be aware that this includes a comprehensive free-market assessment of the potential risks.
Bunun potansiyel risklere ilişkin kapsamlı bir serbest piyasa değerlendirmesini de içerdiğini biliyorsunuzdur.
More Sentences
|
31 |
Trade/Economic |
risk management n.
|
risk yönetimi |
|
This disaster has shown the limitations of risk management policy.
Bu felaket, risk yönetimi politikasının sınırlarını göstermiştir.
More Sentences
|
32 |
Trade/Economic |
risk-averse n.
|
riskten kaçınma |
|
This investment is not for the risk-averse.
Bu yatırım riskten kaçınanlar için değil.
More Sentences
|
General |
|
33 |
General |
health risk n.
|
sağlığı tehdit eden risk |
|
34 |
General |
economic risk analysis n.
|
ekonomik risk analizi |
|
35 |
General |
baseline risk assessment n.
|
temel risk tesbiti |
|
36 |
General |
risk estimation n.
|
risk tahmini |
|
37 |
General |
environmental risk n.
|
çevre riski |
|
38 |
General |
risk society n.
|
risk toplumu |
|
39 |
General |
risk perception n.
|
risk sezgisi |
|
40 |
General |
risk taker n.
|
tehlikeyi göze alan |
|
41 |
General |
maternity risk n.
|
analık riski |
|
42 |
General |
risk assessment n.
|
risk tespiti |
|
43 |
General |
commensurable risk n.
|
katlanılabilir risk |
|
44 |
General |
residual risk n.
|
kalıntı riski |
|
45 |
General |
motherhood risk n.
|
analık riski |
|
46 |
General |
inherent risk n.
|
içsel risk |
|
47 |
General |
old age risk n.
|
yaşlılık riskleri |
|
48 |
General |
tolerated risk n.
|
karşılanan risk |
|
49 |
General |
acceptable risk n.
|
katlanılabilir riziko |
|
50 |
General |
risk assessment code n.
|
risk değerlendirme kodu |
|
51 |
General |
risk ratio n.
|
risk oranı |
|
52 |
General |
inherent risk n.
|
doğal risk |
|
53 |
General |
assessment of risk equalizing n.
|
risk dağıtım değerlendirilmesi |
|
54 |
General |
risk assurance n.
|
risk sigortası |
|
55 |
General |
high probable risk areas for disaster n.
|
afetin olabileceği yüksek riskli yerler |
|
56 |
General |
risk management n.
|
riziko yönetimi |
|
57 |
General |
acceptable risk n.
|
kabul edilir risk |
|
58 |
General |
seismic risk map n.
|
sismik risk haritası |
|
59 |
General |
risk mapping n.
|
risk haritalaması |
|
60 |
General |
specific risk n.
|
özgün risk |
|
61 |
General |
flood risk n.
|
sel riski |
|
62 |
General |
the risk of nursing neediness n.
|
bakıma muhtaçlık riski |
|
63 |
General |
threat risk n.
|
tehdit unsuru |
|
64 |
General |
atomic bomb risk n.
|
atom bombası rizikosu |
|
65 |
General |
quarantine risk n.
|
karantina riski |
|
66 |
General |
fire risk n.
|
yangın rizikosu |
|
67 |
General |
risk tracking n.
|
risk takip |
|
68 |
General |
taking extreme risk n.
|
aşırı risk alma |
|
69 |
General |
country risk n.
|
ülke riski |
|
70 |
General |
high risk group n.
|
yüksek risk grubu |
|
71 |
General |
risk warning n.
|
risk uyarısı |
|
72 |
General |
risk warning n.
|
tehlike uyarısı |
|
73 |
General |
sole risk n.
|
tek risk |
|
74 |
General |
risk measurement n.
|
risk hesaplama |
|
75 |
General |
significant risk n.
|
önemli risk |
|
76 |
General |
legal risk n.
|
hukuki risk |
|
77 |
General |
risk awareness n.
|
risk bilinci |
|
78 |
General |
risk sensitive n.
|
riske duyarlı |
|
79 |
General |
risk sensitive n.
|
risk duyarlı |
|
80 |
General |
accident risk n.
|
kaza yapma riski |
|
81 |
General |
impairment risk n.
|
özürlülük riski |
|
82 |
General |
risk monitoring n.
|
risk takibi/izleme |
|
83 |
General |
health risk n.
|
hayat tehlikesi |
|
84 |
General |
consumer's risk n.
|
tüketicinin çekincesi |
|
85 |
General |
risk of fire n.
|
yangın tehlikesi |
|
86 |
General |
material risk n.
|
maddi risk |
|
87 |
General |
war risk n.
|
savaş riski |
|
88 |
General |
explosion risk n.
|
infilak rizikosu |
|
89 |
General |
explosion risk n.
|
patlama riski |
|
90 |
General |
fishing risk n.
|
balık avı rizikosu |
|
91 |
General |
fishing risk n.
|
balıkçılık riski |
|
92 |
General |
death risk n.
|
ölüm riski |
|
93 |
General |
voyage risk n.
|
seyahat riski |
|
94 |
General |
voyage risk n.
|
seyahat rizikosu |
|
95 |
General |
travellers risk n.
|
seyahat riski |
|
96 |
General |
travellers risk n.
|
seyahat rizikosu |
|
97 |
General |
death risk n.
|
ölüm tehlikesi |
|
98 |
General |
death risk n.
|
yaşam tehlikesi |
|
99 |
General |
hair loss risk n.
|
saç dökülmesi riski |
|
100 |
General |
hair loss risk n.
|
saç dökülme riski |
|
101 |
General |
risk-based decision-making n.
|
risk tabanlı karar alma |
|
102 |
General |
probable risk factors n.
|
olası risk faktörleri |
|
103 |
General |
possible risk factors n.
|
olası risk faktörleri |
|
104 |
General |
potential risk factors n.
|
olası risk faktörleri |
|
105 |
General |
a major risk n.
|
büyük bir risk |
|
106 |
General |
a great risk n.
|
büyük bir risk |
|
107 |
General |
legal risk n.
|
yasal risk |
|
108 |
General |
behavioural risk n.
|
davranışsal risk |
|
109 |
General |
risk of showers n.
|
yağmur riski/olasılığı |
|
110 |
General |
risk of fall n.
|
düşme riski/tehlikesi |
|
111 |
General |
risk mitigation n.
|
risk azaltma |
|
112 |
General |
timing risk n.
|
zamanlama riski |
|
113 |
General |
calculated risk n.
|
hesaplanmış risk |
|
114 |
General |
risk mitigant n.
|
risk azaltıcı/hafifletici |
|
115 |
General |
element of risk n.
|
risk unsuru |
|
116 |
General |
violence risk assessment n.
|
şiddet riski değerlendirilmesi |
|
117 |
General |
negative risk n.
|
negatif risk |
|
118 |
General |
negative risk n.
|
olumsuz risk |
|
119 |
General |
key risk n.
|
ana risk |
|
120 |
General |
disaster risk reduction n.
|
afet riski azaltma |
|
121 |
General |
risk mitigation n.
|
risk önleme |
|
122 |
General |
risk aversion n.
|
riskten kaçınma |
|
123 |
General |
risk management plan n.
|
risk yönetim planı |
|
124 |
General |
risk management plan n.
|
risk yönetim planı |
|
125 |
General |
climate risk n.
|
iklim riski |
|
126 |
General |
existential risk n.
|
varoluşsal risk |
|
127 |
General |
run the risk of v.
|
tehlikesini göze almak |
|
128 |
General |
risk one's reputation v.
|
itibarıyla oynamak |
|
129 |
General |
be under risk v.
|
uçurumun kenarında olmak |
|
130 |
General |
take a risk v.
|
göze almak |
|
131 |
General |
put at risk v.
|
tehlikeye atmak |
|
132 |
General |
risk taking v.
|
risk almak |
|
133 |
General |
risk one's neck v.
|
hayatını tehlikeye koymak |
|
134 |
General |
be at risk v.
|
tehlikede olmak |
|
135 |
General |
run a risk v.
|
riske girmek |
|
136 |
General |
risk one's life v.
|
hayatını riske atmak |
|
137 |
General |
risk one's life v.
|
hayatını riske sokmak |
|
138 |
General |
risk one's life v.
|
canını tehlikeye atmak |
|
139 |
General |
run a risk v.
|
tehlikeyi göze almak |
|
140 |
General |
even if it involves a risk your life v.
|
kelleyi koltuğa almak |
|
141 |
General |
make risk assessment v.
|
risk analizi yapmak |
|
142 |
General |
have a risk of death v.
|
ölüm riski taşımak |
|
143 |
General |
entail a risk v.
|
risk teşkil etmek |
|
144 |
General |
avoid risk v.
|
riskten kaçınmak |
|
145 |
General |
minimize the risk v.
|
risk azaltmak |
|
146 |
General |
entail a risk v.
|
risk yaratmak |
|
147 |
General |
pose a risk v.
|
risk yaratmak |
|
148 |
General |
take a great risk v.
|
büyük risk almak |
|
149 |
General |
create risk v.
|
risk yaratmak |
|
150 |
General |
have risk v.
|
risk taşımak |
|
151 |
General |
pose risk v.
|
risk teşkil etmek |
|
152 |
General |
run a risk v.
|
rizikoya girmek |
|
153 |
General |
pose risk v.
|
risk arz etmek |
|
154 |
General |
pose risk v.
|
risk arzetmek |
|
155 |
General |
pose a risk v.
|
tehlikeli bir durum ortaya çıkarmak |
|
156 |
General |
take a risk over v.
|
riski üzerine almak |
|
157 |
General |
take an unnecessary risk v.
|
boş yere riske girmek |
|
158 |
General |
have a risk of death v.
|
hayati tehlikesi bulunmak |
|
159 |
General |
take an unnecessary risk v.
|
gereksiz bir risk almak |
|
160 |
General |
undertake a risk v.
|
risk üstlenmek |
|
161 |
General |
expose to risk v.
|
tehlikeye maruz bırakmak |
|
162 |
General |
remove the risk v.
|
riski ortadan kaldırmak |
|
163 |
General |
insure against sea risk v.
|
deniz kazasına karşı sigortalamak |
|
164 |
General |
face the risk of v.
|
riskiyle karşı karşıya kalmak |
|
165 |
General |
face the risk of v.
|
riskiyle burun buruna gelmek |
|
166 |
General |
face the risk of v.
|
tehlikesiyle karşılaşmak |
|
167 |
General |
take risk v.
|
risk almak |
|
168 |
General |
minimize the risk v.
|
riski en aza indirmek |
|
169 |
General |
pose a risk v.
|
risk doğurmak |
|
170 |
General |
risk everything v.
|
her şeyi riske atmak |
|
171 |
General |
risk one's life v.
|
hayatını tehlikeye atmak |
|
172 |
General |
risk someone's safety v.
|
birinin güvenliğini tehlikeye sokmak |
|
173 |
General |
increase the risk of injury v.
|
sakatlık riskini arttırmak |
|
174 |
General |
increase the risk of injury v.
|
sakatlık riskini artırmak |
|
175 |
General |
decrease the risk of injury v.
|
sakatlık riskini azaltmak |
|
176 |
General |
ask someone to take a large risk v.
|
birinden büyük bir riske girmesinii istemek |
|
177 |
General |
be faced with the risk of being shot v.
|
vurulma tehlikesiyle karşı karşıya olmak |
|
178 |
General |
be faced with the risk of being shot v.
|
vurulma riskiyle karşı karşıya olmak |
|
179 |
General |
put oneself at great risk v.
|
büyük bir riske girmek |
|
180 |
General |
put oneself at great risk v.
|
kendini tehlikeye atmak |
|
181 |
General |
risk death v.
|
ölümü göze almak |
|
182 |
General |
take big risk v.
|
büyük risk almak |
|
183 |
General |
bear no risk v.
|
risk taşımamak |
|
184 |
General |
bear no risk v.
|
risk altında olmamak |
|
185 |
General |
be under risk v.
|
risk altında olmak |
|
186 |
General |
be under the risk of v.
|
... riski altında olmak |
|
187 |
General |
measure risk v.
|
risk ölçmek |
|
188 |
General |
have risk v.
|
risk içermek |
|
189 |
General |
include risk v.
|
risk içermek |
|
190 |
General |
contain risk v.
|
risk içermek |
|
191 |
General |
ask someone to take a large risk v.
|
birinden büyük bir riske girmesini istemek |
|
192 |
General |
risk [scotland] v.
|
çatırdamak |
|
193 |
General |
risk [scotland] v.
|
gıcırdamak |
|
194 |
General |
risk free adj.
|
tehlikesiz |
|
195 |
General |
free of risk adj.
|
tehlikesiz |
|
196 |
General |
low risk adj.
|
düşük riskli |
|
197 |
General |
risk free adj.
|
risksiz |
|
198 |
General |
at one's own risk adj.
|
riski kendi kabul ederek |
|
199 |
General |
risk-increasing adj.
|
risk artıran |
|
200 |
General |
risk-driven adj.
|
risk odaklı |
|
201 |
General |
risk-reducing adj.
|
risk azaltıcı/hafifletici |
|
202 |
General |
risk-prone adj.
|
riske meyilli |
|
203 |
General |
risk-prone adj.
|
riske yatkın |
|
204 |
General |
high-risk adj.
|
tehlikeye maruz kalan |
|
205 |
General |
high-risk adj.
|
riske maruz kalan |
|
206 |
General |
high-risk adj.
|
finansal olarak güvenilir olmayan |
|
207 |
General |
at the risk of adv.
|
mek pahasına |
|
208 |
General |
at the risk of adv.
|
pahasına |
|
209 |
General |
at your risk adv.
|
ziyan olduğu takdirde sizin hesabınıza |
|
210 |
General |
at the risk of adv.
|
göze alarak |
|
211 |
General |
at your risk adv.
|
tehlike sorumluluğu size ait olmak üzere |
|
212 |
General |
at one's own risk adv.
|
riski kendine ait olmak üzere |
|
213 |
General |
at risk adv.
|
tehlikede |
|
214 |
General |
at the risk of one's life adv.
|
canı pahasına |
|
215 |
General |
at your own risk adv.
|
riski size ait olmak üzere |
|
216 |
General |
at the risk of adv.
|
-mek pahasına |
|
217 |
General |
at risk adv.
|
risk altında |
|
218 |
General |
at the risk of one's life adv.
|
hayatını tehlikeye atarak |
|
219 |
General |
at the risk of one's life adv.
|
hayatı pahasına |
|
Phrasals |
|
220 |
Phrasals |
risk of (some inclement weather) n.
|
(kötü hava) riski |
|
221 |
Phrasals |
risk of (some inclement weather) n.
|
(yağmur, kar, şimşek) olasılığı |
|
222 |
Phrasals |
risk something on someone v.
|
biri üzerine bir şeyi riske atmak |
|
223 |
Phrasals |
risk (something) on (someone or something) v.
|
(bir şeyi biri/bir şey) üzerinden riske atmak |
|
224 |
Phrasals |
risk (something) on (someone or something) v.
|
(bir şeyi birine/bir şeye) güvenerek riske atmak |
|
225 |
Phrasals |
risk (something) on (someone or something) v.
|
(bir şeyi biri/bir şey) üzerine iddiaya/bahse girerek riske atmak |
|
226 |
Phrasals |
risk on v.
|
üzerine riske atmak |
|
227 |
Phrasals |
risk on v.
|
üzerinden/güvenerek riske atmak |
|
Phrases |
|
228 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendi/birinin/bir şeyin riskini alarak |
|
229 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul ederek |
|
230 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul etmek suretiyle |
|
231 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle |
|
232 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendi/birinin/bir şeyin riskini bilerek |
|
233 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendini/birini/bir şeyi riske atarak |
|
234 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendini/birini/bir şeyi riske attığını bilerek |
|
235 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendini/birini/bir şeyi riske attığının bilincinde olarak |
|
236 |
Phrases |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
kendi/biri/bir şey pahasına |
|
237 |
Phrases |
enter at your own risk expr.
|
riskin size ait olduğunu bilerek girin |
|
238 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini alarak |
|
239 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden kabul ederek |
|
240 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden kabul etmek suretiyle |
|
241 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle |
|
242 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini bilerek |
|
243 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birini/bir şeyi/kendini) riske atarak |
|
244 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birini/bir şeyi/kendini) riske attığını bilerek |
|
245 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(birini/bir şeyi/kendini) riske attığının bilincinde olarak |
|
246 |
Phrases |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
(biri/bir şey/kendi) pahasına |
|
247 |
Phrases |
at risk (from/of something) expr.
|
(bir şeyden dolayı) tehlikede |
|
248 |
Phrases |
at risk (from/of something) expr.
|
(bir şeyden dolayı) risk altında |
|
249 |
Phrases |
at risk (from/of something) expr.
|
(bir şey) tehlikesi altında |
|
250 |
Phrases |
at the risk of (doing something) expr.
|
(bir şey yapmak) pahasına |
|
251 |
Phrases |
at the risk of (doing something) expr.
|
(bir şey yapmayı) göze alarak |
|
252 |
Phrases |
at the risk of (doing something) expr.
|
(bir şey yapma) riskine girerek |
|
Colloquial |
|
253 |
Colloquial |
flight risk n.
|
firmalarda yokluğunda işler sarpa saracak kilit personel |
|
254 |
Colloquial |
flight risk n.
|
işi bırakıp gitme ihtimali olan çalışan |
|
255 |
Colloquial |
risk on n.
|
üzerindeki risk |
|
256 |
Colloquial |
take the same risk v.
|
aynı riski almak |
|
257 |
Colloquial |
take more risk v.
|
daha fazla risk almak |
|
258 |
Colloquial |
take more of a risk v.
|
daha fazla risk almak |
|
259 |
Colloquial |
insure oneself against a risk v.
|
kendini bir riske karşı sigortalamak |
|
260 |
Colloquial |
be at risk v.
|
risk altında olmak |
|
261 |
Colloquial |
be at risk v.
|
tehlikede olmak |
|
Idioms |
|
262 |
Idioms |
risk one's neck v.
|
büyük riske girmek |
|
263 |
Idioms |
put someone at risk v.
|
birini riske atmak |
|
264 |
Idioms |
risk life and limb v.
|
çok riskli bir şey yapmak |
|
265 |
Idioms |
risk one's life v.
|
canını hiçe saymak |
|
266 |
Idioms |
risk one's neck v.
|
hayatını tehlikeye atmak |
|
267 |
Idioms |
risk life and limb v.
|
hayatını tehlikeye atmak |
|
268 |
Idioms |
risk one's life v.
|
hayatını riske atmak |
|
269 |
Idioms |
risk life and limb v.
|
hayatını riske atmak |
|
270 |
Idioms |
run the risk of v.
|
göze almak |
|
271 |
Idioms |
risk one's neck v.
|
kellesini ortaya koymak |
|
272 |
Idioms |
risk one's neck v.
|
kelleyi koltuğa almak |
|
273 |
Idioms |
run the risk of v.
|
riskini göze almak |
|
274 |
Idioms |
run the risk of doing something v.
|
yapmayı göze almak |
|
275 |
Idioms |
do (something) at (one's) own risk v.
|
(bir şeyi) riski kendine ait olmak üzere yapmak |
|
276 |
Idioms |
do (something) at (one's) own risk v.
|
(bir şeyi) riski göze alarak yapmak |
|
277 |
Idioms |
do something at your own risk v.
|
riski kendine ait olmak üzere yapmak |
|
278 |
Idioms |
do something at your own risk v.
|
riski kendin kabul ederek yapmak |
|
279 |
Idioms |
do something at your own risk v.
|
riski kendi üzerine alarak yapmak |
|
280 |
Idioms |
do something at your own risk v.
|
sorumluluğu kendin alarak yapmak |
|
281 |
Idioms |
do something at your own risk v.
|
riski kendin göze alarak yapmak |
|
282 |
Idioms |
risk your neck v.
|
hayatını tehlikeye koymak |
|
283 |
Idioms |
risk your neck v.
|
hayatını tehlikeye atmak |
|
284 |
Idioms |
risk your neck v.
|
kelleyi koltuğa almak |
|
285 |
Idioms |
risk your neck v.
|
kellesini ortaya koymak |
|
286 |
Idioms |
risk your neck v.
|
büyük riske girmek |
|
287 |
Idioms |
run the risk v.
|
riski göze almak |
|
288 |
Idioms |
run the risk v.
|
tehlikeyi göze almak |
|
289 |
Idioms |
run the risk v.
|
riske girmek |
|
290 |
Idioms |
run the risk of (something) v.
|
(bir şey) riskini göze almak |
|
291 |
Idioms |
run the risk of (something) v.
|
(bir şey) tehlikesini göze almak |
|
292 |
Idioms |
run the risk of (something) v.
|
(bir şey) riskine girmek |
|
Speaking |
|
293 |
Speaking |
I can't risk losing the kid expr.
|
çocuğu kaybetme riskini göze alamam |
|
294 |
Speaking |
it increases the risk of cancer expr.
|
kanser riskini artırır |
|
295 |
Speaking |
no risk, no gain expr.
|
risk olmadan, kazanç olmaz |
|
296 |
Speaking |
he attended the meeting despite the risk of facing opposition of all his friends expr.
|
tüm arkadaşlarını karşısına almak pahasına o toplantıya katıldı |
|
Trade/Economic |
|
297 |
Trade/Economic |
risk diversification n.
|
risk çeşitlendirmesi |
|
298 |
Trade/Economic |
transshipment risk n.
|
aktarma riski |
|
299 |
Trade/Economic |
perceived risk n.
|
algılanan risk |
|
300 |
Trade/Economic |
federal institute for risk assessment n.
|
alman risk değerlendirme federal enstitüsü |
|
301 |
Trade/Economic |
depreciation risk n.
|
amortisman riski |
|
302 |
Trade/Economic |
principal risk n.
|
ana para riski |
|
303 |
Trade/Economic |
anomalous risk n.
|
anormal risk |
|
304 |
Trade/Economic |
abnormal risk n.
|
anormal risk |
|
305 |
Trade/Economic |
anomalous risk n.
|
anormal riziko |
|
306 |
Trade/Economic |
residual risk n.
|
artık risk |
|
307 |
Trade/Economic |
unwished risk n.
|
arzu edilmeyen risk |
|
308 |
Trade/Economic |
unwished risk n.
|
arzu edilmeyen riziko |
|
309 |
Trade/Economic |
downside risk n.
|
aşağı doğru risk |
|
310 |
Trade/Economic |
downside risk n.
|
aşağı yönlü risk |
|
311 |
Trade/Economic |
residual risk n.
|
bakiye risk |
|
312 |
Trade/Economic |
associated risk n.
|
bağlı risk |
|
313 |
Trade/Economic |
affiliated-institution risk n.
|
bağlı kuruluş-ana kuruluş riski |
|
314 |
Trade/Economic |
fishing risk n.
|
balık avı rizikosu |
|
315 |
Trade/Economic |
residual risk n.
|
bakiye risk |
|
316 |
Trade/Economic |
relative risk index n.
|
bağıl risk indeksi |
|
317 |
Trade/Economic |
default risk n.
|
borçları ödeyememezlik riski |
|
318 |
Trade/Economic |
ice risk n.
|
buz tehlikesi |
|
319 |
Trade/Economic |
great risk n.
|
büyük risk |
|
320 |
Trade/Economic |
default risk n.
|
borcu zamanında ödememe riski |
|
321 |
Trade/Economic |
unloading risk n.
|
boşaltma riski |
|
322 |
Trade/Economic |
employment risk n.
|
çalışma rizikosu |
|
323 |
Trade/Economic |
cross currency risk n.
|
çapraz kur riski |
|
324 |
Trade/Economic |
retention risk n.
|
çalışanı elde tutamama riski |
|
325 |
Trade/Economic |
sea risk n.
|
deniz riski |
|
326 |
Trade/Economic |
detect risk n.
|
deteksiyon riski |
|
327 |
Trade/Economic |
warehouse risk n.
|
depo rizikosu |
|
328 |
Trade/Economic |
diversifiable risk n.
|
dağıtılabilir risk |
|
329 |
Trade/Economic |
audit risk n.
|
denetim riski |
|
330 |
Trade/Economic |
marine risk n.
|
deniz rizikosu |
|
331 |
Trade/Economic |
natural risk n.
|
doğal risk |
|
332 |
Trade/Economic |
exchange risk n.
|
döviz kuru riski |
|
333 |
Trade/Economic |
foreign exchange risk n.
|
döviz kuru riski |
|
334 |
Trade/Economic |
exchange rate risk n.
|
döviz riski |
|
335 |
Trade/Economic |
exchange rate risk n.
|
döviz kuru riski |
|
336 |
Trade/Economic |
regulatory risk n.
|
düzenlemelerle ilgili risk |
|
337 |
Trade/Economic |
currency risk n.
|
döviz riski |
|
338 |
Trade/Economic |
inflation risk premium n.
|
enflasyon risk primi |
|
339 |
Trade/Economic |
inflation risk n.
|
enflasyon riski |
|
340 |
Trade/Economic |
industrial risk n.
|
endüstriyel risk |
|
341 |
Trade/Economic |
industrial risk n.
|
endüstri rizikosu |
|
342 |
Trade/Economic |
prepayment risk n.
|
erken ödeme riski |
|
343 |
Trade/Economic |
risk of inflation n.
|
enflasyon riski |
|
344 |
Trade/Economic |
inflation risk n.
|
enflasyon riski |
|
345 |
Trade/Economic |
early amortization risk n.
|
erken amortisman riski |
|
346 |
Trade/Economic |
nonsystematic risk n.
|
firma riski |
|
347 |
Trade/Economic |
unique risk n.
|
firmaya özgü risk |
|
348 |
Trade/Economic |
financial risk management n.
|
finansal risk yönetimi |
|
349 |
Trade/Economic |
interest rate risk n.
|
faiz oranı riski |
|
350 |
Trade/Economic |
income risk n.
|
gelir riski |
|
351 |
Trade/Economic |
financial risk n.
|
finansal risk |
|
352 |
Trade/Economic |
risk structure of interest rates n.
|
faiz oranlarının risk yapısı |
|
353 |
Trade/Economic |
non-cash risk management n.
|
gayrinakit risk yönetimi |
|
354 |
Trade/Economic |
price risk n.
|
fiyat riski |
|
355 |
Trade/Economic |
revenue risk n.
|
gelir riski |
|
356 |
Trade/Economic |
misconduct risk n.
|
görevi suistimal riski |
|
357 |
Trade/Economic |
undiversible risk n.
|
giderilemeyen portfolyo riski |
|
358 |
Trade/Economic |
reward/risk index n.
|
getiri/risk indeksi |
|
359 |
Trade/Economic |
tail risk n.
|
gerçekleşme ihtimali yüzde yarımdan az olarak hesaplanan durumlar |
|
360 |
Trade/Economic |
a risk of stock n.
|
hisse senedi riski |
|
361 |
Trade/Economic |
estimate of risk n.
|
hasar tespiti |
|
362 |
Trade/Economic |
stock risk premium n.
|
hisse senedi risk primi |
|
363 |
Trade/Economic |
sickness risk n.
|
hastalık rizikosu |
|
364 |
Trade/Economic |
excluded risk n.
|
hariç bırakılan risk |
|
365 |
Trade/Economic |
theft risk n.
|
hırsızlık riski |
|
366 |
Trade/Economic |
stock risk n.
|
hisse senedi riski |
|
367 |
Trade/Economic |
climate risk n.
|
iklim sigortası |
|
368 |
Trade/Economic |
employment risk n.
|
işçi rizikosu |
|
369 |
Trade/Economic |
assumption of risk n.
|
işçinin uğrayacağı kazalardan kendisinin mesul olması |
|
370 |
Trade/Economic |
export risk guarantee n.
|
ihracat riski garantisi |
|
371 |
Trade/Economic |
operational risk n.
|
işletme rizikosu |
|
372 |
Trade/Economic |
business risk n.
|
iş riski |
|
373 |
Trade/Economic |
unwished risk n.
|
istenilmeyen risk |
|
374 |
Trade/Economic |
risk of business n.
|
iş riski |
|
375 |
Trade/Economic |
internal risk transfer n.
|
işletme içi risk transferi |
|
376 |
Trade/Economic |
transaction risk n.
|
işlem riski |
|
377 |
Trade/Economic |
explosion risk n.
|
infilak rizikosu |
|
378 |
Trade/Economic |
added risk n.
|
ilave risk |
|
379 |
Trade/Economic |
protection of workers from the risk related to exposure to noise at work n.
|
işyerindeki gürültüye maruz kalma ile ilgili risklerden etkilenen işçilerin korunması |
|
380 |
Trade/Economic |
profitability risk n.
|
karlılık riski |
|
381 |
Trade/Economic |
hooks risk n.
|
kanca riski |
|
382 |
Trade/Economic |
commingling risk n.
|
karışma riski |
|
383 |
Trade/Economic |
counterparty default risk n.
|
karşı tarafin hükümlerini yerine getirememe riski |
|
384 |
Trade/Economic |
concentration of risk n.
|
kefalet riski |
|
385 |
Trade/Economic |
own risk n.
|
kendi riski |
|
386 |
Trade/Economic |
added risk n.
|
katma risk |
|
387 |
Trade/Economic |
depreciation risk n.
|
kıymetten düşme riski |
|
388 |
Trade/Economic |
own risk n.
|
kendi rizikosu |
|
389 |
Trade/Economic |
risk of breakage n.
|
kırılma rizikosu |
|
390 |
Trade/Economic |
winter risk n.
|
kış riski |
|
391 |
Trade/Economic |
vicinity risk n.
|
komşuluk rizikosu |
|
392 |
Trade/Economic |
credit risk management n.
|
kredi risk yönetimi |
|
393 |
Trade/Economic |
control risk n.
|
kontrol riski |
|
394 |
Trade/Economic |
credit migration risk n.
|
kredi derecelendirme riski |
|
395 |
Trade/Economic |
exchange risk n.
|
kur riski |
|
396 |
Trade/Economic |
misconduct risk n.
|
kötüye kullanma riski |
|
397 |
Trade/Economic |
contiguity risk n.
|
komşu rizikosu |
|
398 |
Trade/Economic |
credit risk management n.
|
kredi riski yönetimi |
|
399 |
Trade/Economic |
corporate risk manager n.
|
kurumsal risk müdürü |
|
400 |
Trade/Economic |
currency risk n.
|
kur riski |
|
401 |
Trade/Economic |
credit risk n.
|
kredi riski |
|
402 |
Trade/Economic |
tail risk n.
|
kuyruk riski |
|
403 |
Trade/Economic |
port risk n.
|
liman riski |
|
404 |
Trade/Economic |
harbor risk n.
|
liman rizikosu |
|
405 |
Trade/Economic |
harbour risk n.
|
liman rizikosu |
|
406 |
Trade/Economic |
owner's risk n.
|
mal sahibinin riski |
|
407 |
Trade/Economic |
director of facilities and risk management n.
|
lojistik ve risk idaresi direktörü |
|
408 |
Trade/Economic |
financial risk n.
|
mali risk |
|
409 |
Trade/Economic |
liquidity risk n.
|
likidite riski |
|
410 |
Trade/Economic |
liquidity risk n.
|
likidite riski |
|
411 |
Trade/Economic |
lighter risk n.
|
mavna rizikosu |
|
412 |
Trade/Economic |
moral risk n.
|
moral rizikosu |
|
413 |
Trade/Economic |
risk of occupation n.
|
meslek riski |
|
414 |
Trade/Economic |
common risk n.
|
müşterek riziko |
|
415 |
Trade/Economic |
accounting risk n.
|
muhasebe riski |
|
416 |
Trade/Economic |
common risk n.
|
müşterek risk |
|
417 |
Trade/Economic |
moral risk n.
|
moral riziko |
|
418 |
Trade/Economic |
cash flow risk n.
|
nakit akış riski |
|
419 |
Trade/Economic |
risk on the customer n.
|
müşteri üzerindeki risk |
|
420 |
Trade/Economic |
positive risk n.
|
olumlu risk |
|
421 |
Trade/Economic |
transportation risk n.
|
nakliye riski |
|
422 |
Trade/Economic |
transport risk n.
|
nakliye riski |
|
423 |
Trade/Economic |
normal risk n.
|
normal riziko |
|
424 |
Trade/Economic |
moderate risk n.
|
orta risk |
|
425 |
Trade/Economic |
normal risk n.
|
normal risk |
|
426 |
Trade/Economic |
option risk n.
|
opsiyon riski |
|
427 |
Trade/Economic |
event risk n.
|
olay riski |
|
428 |
Trade/Economic |
operational risk management framework n.
|
operasyonel risk yönetimi çerçevesi |
|
429 |
Trade/Economic |
mortality risk n.
|
ölüm riski |
|
430 |
Trade/Economic |
idiosyncratic risk n.
|
özel durum riski |
|
431 |
Trade/Economic |
risk of material misstatement n.
|
önemli yanlışlık riski |
|
432 |
Trade/Economic |
perceived risk n.
|
öngörülen risk |
|
433 |
Trade/Economic |
political risk n.
|
politik risk |
|
434 |
Trade/Economic |
explosion risk n.
|
patlama rizikosu |
|
435 |
Trade/Economic |
market risk premium n.
|
piyasa risk primi |
|
436 |
Trade/Economic |
value at market risk n.
|
piyasa riskine maruz tutar |
|
437 |
Trade/Economic |
uncovered risk n.
|
teminatsız risk |
|
438 |
Trade/Economic |
project risk management n.
|
proje risk yönetimi |
|
439 |
Trade/Economic |
nonmarket risk n.
|
piyasa dışı risk |
|
440 |
Trade/Economic |
market risk n.
|
piyasa riski |
|
441 |
Trade/Economic |
risk capital n.
|
portföye yatırılan sermaye |
|
442 |
Trade/Economic |
risk aversion n.
|
riskten sakınma |
|
443 |
Trade/Economic |
basis risk spot n.
|
piyasadaki fiyatların piyasalardaki fiyatlar ile uyuşmama riski |
|
444 |
Trade/Economic |
portfolio risk n.
|
portföy riski |
|
445 |
Trade/Economic |
risk exposure n.
|
risk tutarı |
|
446 |
Trade/Economic |
risk response development n.
|
riske tepki geliştirme |
|
447 |
Trade/Economic |
risk transfer n.
|
risk devri |
|
448 |
Trade/Economic |
at your risk n.
|
risk size ait olmak üzere |
|
449 |
Trade/Economic |
revised risk estimates n.
|
revize edilmiş risk tahminleri |
|
450 |
Trade/Economic |
transfer of risk n.
|
risk transferi |
|
451 |
Trade/Economic |
war risk clause n.
|
savaş riski klozu |
|
452 |
Trade/Economic |
variation of risk n.
|
risk değişmesi |
|
453 |
Trade/Economic |
risk management n.
|
riziko yönetimi |
|
454 |
Trade/Economic |
assumption of risk n.
|
riskin üstlenilmesi |
|
455 |
Trade/Economic |
risk-weighting bucket n.
|
risk-ağırlıklandırma kümesi |
|
456 |
Trade/Economic |
risk assessment n.
|
risk değerlendirmesi |
|
457 |
Trade/Economic |
risk lover n.
|
risk alma |
|
458 |
Trade/Economic |
owner's risk n.
|
risk mal sahibine ait olmak üzere |
|
459 |
Trade/Economic |
at your risk n.
|
riziko size ait olmak üzere |
|
460 |
Trade/Economic |
total risk weighted items n.
|
risk ağırlıklı kalemler toplamı |
|
461 |
Trade/Economic |
war risk insurance n.
|
savaş riski sigortası |
|
462 |
Trade/Economic |
pronounced increase in the risk premium n.
|
risk priminde kayda değer artış |
|
463 |
Trade/Economic |
risk definitions n.
|
risk tanımları |
|
464 |
Trade/Economic |
risk taker n.
|
riske giren kişi |
|
465 |
Trade/Economic |
risk free return n.
|
risksiz getiri |
|
466 |
Trade/Economic |
risk analysis and management n.
|
risk analizi ve yönetimi |
|
467 |
Trade/Economic |
risk acceptance criteria n.
|
risk kabul kriterleri |
|
468 |
Trade/Economic |
reserve for war risk n.
|
savaş rizikosu rezervi |
|
469 |
Trade/Economic |
risk aversion n.
|
riski önleme |
|
470 |
Trade/Economic |
risk bearer n.
|
risk alan |
|
471 |
Trade/Economic |
mitigation of risk n.
|
riskin azaltılması |
|
472 |
Trade/Economic |
transfer of risk n.
|
risk deviri |
|
473 |
Trade/Economic |
risk appetite n.
|
risk iştahı |
|
474 |
Trade/Economic |
risk avoidance n.
|
riskten kaçınma |
|
475 |
Trade/Economic |
risk averse n.
|
riskten kaçınma |
|
476 |
Trade/Economic |
risk analysis n.
|
risk analizi |
|
477 |
Trade/Economic |
risk perception n.
|
risk algılaması |
|
478 |
Trade/Economic |
diminution of risk n.
|
rizikonun azalması |
|
479 |
Trade/Economic |
risk-weighting n.
|
risk-ağırlıklandırması |
|
480 |
Trade/Economic |
risk premia n.
|
risk primleri |
|
481 |
Trade/Economic |
termination of a risk n.
|
riskin sona ermesi |
|
482 |
Trade/Economic |
risk coverage n.
|
risk karşılığı |
|
483 |
Trade/Economic |
risk exposure n.
|
riske maruz kalma |
|
484 |
Trade/Economic |
risk indicator n.
|
risk göstergesi |
|
485 |
Trade/Economic |
risk monitoring n.
|
risk izleme |
|
486 |
Trade/Economic |
value at risk n.
|
riske maruz değer |
|
487 |
Trade/Economic |
risk premium n.
|
risk primi |
|
488 |
Trade/Economic |
risk seeking n.
|
risk arayışı |
|
489 |
Trade/Economic |
risk-free rate n.
|
risksiz oran |
|
490 |
Trade/Economic |
risk-return n.
|
risk-getiri |
|
491 |
Trade/Economic |
risk notice n.
|
risk bildirimi |
|
492 |
Trade/Economic |
risk spreading n.
|
risk dağıtma |
|
493 |
Trade/Economic |
risk dispersion n.
|
risk dağıtımı |
|
494 |
Trade/Economic |
premium for risk n.
|
riziko primi |
|
495 |
Trade/Economic |
risk premium n.
|
risk primi |
|
496 |
Trade/Economic |
risk factor n.
|
risk faktörü |
|
497 |
Trade/Economic |
risk evaluation n.
|
risk değerlendirmesi |
|
498 |
Trade/Economic |
risk reward ratio n.
|
risk kazanç oranı |
|
499 |
Trade/Economic |
risk arbitrage n.
|
risk arbitrajı |
|
500 |
Trade/Economic |
war risk policy n.
|
savaş rizikosu poliçesi |
|