tehlikede

Sens de "tehlikede" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	tehlikede	endangered adj.
That is because people's lives would be blighted and even endangered if that aid was not provided. Çünkü bu yardım sağlanmadığı takdirde insanların hayatları mahvolacak ve hatta tehlikeye girecektir. More Sentences
2	General	tehlikede	on the line adj.
Our ability to work together in Europe is also clearly on the line. Avrupa'da birlikte çalışma kabiliyetimiz de açıkça tehlikede. More Sentences
3	General	tehlikede	in danger adv.
In that way, the crisis is in danger of deepening. Bu şekilde kriz derinleşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. More Sentences
4	General	tehlikede	at stake adv.
If we do not act without delay, the credibility of the so-called developed countries will be at stake. Gecikmeden harekete geçmezsek, sözde gelişmiş ülkelerin güvenilirliği tehlikeye girecektir. More Sentences
5	General	tehlikede	in distress adv.
Thirdly, Member States must offer tangible help to ships and areas that are in distress. Üçüncü olarak, Üye Devletler tehlike altındaki gemilere ve bölgelere somut yardım sunmalıdır. More Sentences
Colloquial
6	Colloquial	tehlikede	in jeopardy adj.
After all it concerns millions of passengers per year and we cannot afford to put that in jeopardy. Neticede bu, yılda milyonlarca yolcuyu ilgilendiriyor ve bunu tehlikeye atmayı göze alamayız. More Sentences
General
7	General	tehlikede	in a bad way adj.
8	General	tehlikede	up adj.
9	General	tehlikede	at risk adv.
10	General	tehlikede	in peril of prep.
Colloquial
11	Colloquial	tehlikede	on the spot expr.
12	Colloquial	tehlikede	out on a limb expr.
13	Colloquial	tehlikede	at hazard expr.
Idioms
14	Idioms	tehlikede	between wind and water adv.
15	Idioms	tehlikede	on thin ice expr.
16	Idioms	tehlikede	in dickie's meadow [uk] expr.
17	Idioms	tehlikede	in the tube expr.
18	Idioms	tehlikede	in harm's way expr.

Sens de "tehlikede" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 53 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	tehlikede olmak	be in danger v.
We were told Tom is in danger. Bize Tom'un tehlikede olduğu söylendi. More Sentences
2	General	tehlikede olmayan	in the clear adv.
Then we'll be in the clear for another month. O zaman bir ay daha tehlikede olmayız. More Sentences
Colloquial
3	Colloquial	tehlikede olmak	be in danger v.
Tom told Mary that he was in danger. Tom, Mary'e tehlikede olduğunu söyledi. More Sentences
General
4	General	tehlikede olma	insecurity n.
5	General	tehlikede olma	insafety n.
6	General	tehlikede olma	corner n.
7	General	tehlikede olma	periclitation [obsolete] n.
8	General	tehlikede olmak	hang in the balance v.
9	General	tehlikede olmak	be at risk v.
10	General	tehlikede olmak	be on the line v.
11	General	tehlikede bulunmak	be in danger v.
12	General	tehlikede bulunmak	be in peril v.
13	General	tehlikede olmak	be in distress v.
14	General	tehlikede bulunmak	be at stake v.
15	General	tehlikede olmak	periclitate [obsolete] v.
16	General	tehlikede olan	insecure adj.
17	General	artık tehlikede değil	out of the woods adj.
18	General	artık tehlikede değil	out of the wood adj.
19	General	çok/kritik tehlikede	critically endangered adj.
20	General	tehlikede olmayan	unendangered adj.
21	General	herkesin önünde ve tehlikede olan	on the line adj.
22	General	soyu tehlikede olan	endangered adj.
23	General	herkesin önünde ve tehlikede	on the line adv.
Phrases
24	Phrases	hayatı tehlikede	in jeopardy of his life expr.
25	Phrases	(bir şeyden dolayı) tehlikede	at risk (from/of something) expr.
Colloquial
26	Colloquial	ilişkileri tehlikede olmak	be on the rocks v.
27	Colloquial	tehlikede olmak	be at hazard v.
28	Colloquial	tehlikede olmak	be at risk v.
Idioms
29	Idioms	tehlikede olmak	be in jeopardy v.
30	Idioms	tehlikede olmak	get in harm's way v.
31	Idioms	tehlikede olmak	be in harm's way v.
32	Idioms	sürekli canının tehlikede olduğundan korkmak	go in fear of (one's) life v.
33	Idioms	canının tehlikede olduğundan korkmak	be in fear of one's life v.
34	Idioms	hayatının tehlikede olduğundan korkmak	be in fear of one's life v.
35	Idioms	canının tehlikede olduğundan korkmak	go in fear of one's life v.
36	Idioms	hayatının tehlikede olduğundan korkmak	go in fear of one's life v.
37	Idioms	tehlikede/risk alarak hareket etmek	sail near the wind v.
38	Idioms	tehlikede olmak	be on the skids v.
39	Idioms	her an tehlikede	the sword of damocles hangs over someone's head expr.
40	Idioms	her an tehlikede	damocles' sword hangs over (one) expr.
41	Idioms	her an tehlikede	damocles' sword hangs over (one's) head expr.
Speaking
42	Speaking	balinaların soyu neden tehlikede?	why are whales endangered? expr.
43	Speaking	hayatlarımız tehlikede	our lives are in danger expr.
44	Speaking	hayatının tehlikede olduğunu söylüyor	he says his life's in danger expr.
45	Speaking	tehlikede miyiz?	are we in danger? expr.
Trade/Economic
46	Trade/Economic	tehlikede navlun	freight at risk n.
Law
47	Law	tehlikede bulunanları kendi haline bırakma	abandonment of persons in danger n.
Medical
48	Medical	bağışıklığı tehlikede	immunocompromised adj.
Marine Biology
49	Marine Biology	vantuz balıkları familyasına ait, nesli tehlikede olan bir balık	cui-ui (chasmistes cujus) n.
Military
50	Military	(ingiltere'de) silahsız polis memurlarının tehlikede olduğu durumlarda ateşli silahla müdahale etmek üzere eğitilmiş bir polis birimi	armed response unit n.
Slang
51	Slang	tehlikede olan	boned adj.
52	Slang	(birinin) itibarı, geçimi, sağlığı tehlikede	(one's) ass is on the line expr.
53	Slang	(birinin) itibarı, geçimi, sağlığı tehlikede	(one's) butt is on the line expr.