Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | sunny adj. | güneşli | ||
I shall no doubt accept the invitation to visit sunny Ireland. Güneşli İrlanda'yı ziyaret etme davetini şüphesiz kabul edeceğim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | sunny adj. | neşeli | ||
The child captivates everyone with his sunny smile. Çocuk, neşeli gülüşüyle herkesi cezbediyor. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | sunny adj. | aydınlık | ||
General | ||||
General | sunny adj. | parlak | ||
General | sunny adj. | günlük güneşlik | ||
General | sunny adj. | güneş gibi | ||
Botanic | ||||
Botanic | sunny n. | güneş levreği |