survive

Sens de "survive" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 31 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	survive v.	atlatmak
It is important that women and children should survive the winter. Kadınların ve çocukların kışı atlatması önemlidir. More Sentences
2	General	survive v.	ayakta kalmak
The only way farms could survive was to scale-up and undergo mechanisation. Çiftliklerin ayakta kalabilmesinin tek yolu ölçek büyütmek ve makineleşmeye gitmekti. More Sentences
3	General	survive v.	kalmak
Tom survived three days in the mountains. Tom dağlarda üç gün kaldı. More Sentences
4	General	survive v.	sağ kalmak
Tom survived the attack. Tom saldırıdan sağ kaldı. More Sentences
5	General	survive v.	sağ kurtulmak
Only women and some older men and children survived those wars. Bu savaşlardan sadece kadınlar ve bazı yaşlı erkekler ve çocuklar sağ kurtuldu. More Sentences
6	General	survive v.	dayanmak
Tom wouldn't survive a day in jail. Tom hapiste bir gün bile dayanamaz. More Sentences
7	General	survive v.	hayatta kalmak
Mr Mugabe is a figure who has survived the loss of two elections , the moral victor being the opposition. Bay Mugabe, ahlaki galibi muhalefet olan iki seçim kaybından sonra hayatta kalmayı başarmış bir şahsiyettir. More Sentences
8	General	survive v.	yaşamını sürdürmek
Can you survive on your salary? Maaşınla yaşamını sürdürebiliyor musun? More Sentences
9	General	survive v.	kurtulmak
The fishing communities in eastern Canada did not survive that. Kanada'nın doğusundaki balıkçı toplulukları bundan kurtulamadı. More Sentences
10	General	survive v.	zarar görmemek
Tom survived unharmed. Tom zarar görmeden kurtuldu. More Sentences
Trade/Economic
11	Trade/Economic	survive v.	geçerliliğini korumak
This objective of secrecy has even survived the introduction of universal suffrage. Bu gizlilik hedefi, genel oy hakkının getirilmesinden sonra bile geçerliliğini korumuştur. More Sentences
Technical
12	Technical	survive v.	hayatta kalmak
Reversion pensions provide for surviving spouses. Dönüşüm aylıkları hayatta kalan eşler için sağlanır. More Sentences
Military
13	Military	survive v.	hayatta kalmak
Without a continuous supply of water, we would not survive. Sürekli bir su kaynağı olmadan hayatta kalamayız. More Sentences
General
14	General	survive v.	uzun yaşamak (birinden)
15	General	survive v.	baki kalmak
16	General	survive v.	daha uzun yaşamak
17	General	survive v.	geriye kalmak
18	General	survive v.	yadigar kalmak
19	General	survive v.	sağ olmak
20	General	survive v.	sağ salim çıkmak
21	General	survive v.	yaşamayı sürdürmek
22	General	survive v.	-den sağ kurtulmak
23	General	survive v.	işlevini korumak
24	General	survive v.	sağlam olmak
25	General	survive v.	kullanılabilir durumda olmak
26	General	survive v.	yaşatmak
27	General	survive v.	yaşamasını sağlamak
28	General	survive v.	hayatta tutmak
29	General	survive v.	ebediyen var etmek
30	General	survive v.	kurtarmak
Technical
31	Technical	survive v.	yaşamayı sürdürmek

Sens de "survive" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 44 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	try to survive v.	hayatta kalmaya çalışmak
Tom is trying to survive on minimum wage. Tom asgari ücretle hayatta kalmaya çalışıyor. More Sentences
2	General	ability to survive and operate n.	hayatta kalma ve faaliyete devam etme kabiliyeti
3	General	struggle to survive n.	yaşam savaşı
4	General	the struggle to survive n.	hayatta kalma mücadelesi
5	General	instinct to survive n.	hayatta kalma içgüdüsü
6	General	survive the hardship v.	zorlukların üstesinden gelmek
7	General	survive the hardship v.	badireyi atlatmak
8	General	survive the hardship v.	badire atlatmak
9	General	survive a crisis v.	badire atlatmak
10	General	survive a crisis v.	badireyi atlatmak
11	General	struggle to survive v.	yaşam savaşı vermek
12	General	fight to survive v.	yaşam savaşı vermek
13	General	survive until today v.	günümüze kadar gelmek
14	General	survive assassination attempt v.	suikast girişiminden sağ olarak kurtulmak
15	General	strive to survive v.	var olma mücadelesi vermek
16	General	struggle to survive v.	var olma mücadelesi vermek
17	General	survive the plane crash v.	uçak kazasından sağ kurtulmak
18	General	survive a scandal v.	skandal atlatmak
19	General	survive a disaster v.	bir afetten/felaketten sağ kurtulmak
20	General	survive into adulthood v.	yetişkinliğe kadar hayatta kalmak
21	General	just enough to survive adv.	açlıktan ölmeyecek kadar
Phrasals
22	Phrasals	survive on v.	ile hayatta kalmak/yaşamını sürdürmek
Colloquial
23	Colloquial	too weak to survive expr.	hayatta kalamayacak kadar zayıf
Idioms
24	Idioms	survive a place v.	bir yeri yaşatmak
25	Idioms	survive a place v.	bir yeri ayakta tutmak
26	Idioms	fight to survive v.	ölüm kalım savaşı vermek
27	Idioms	survive the test of time v.	uzun süre dayanmak
28	Idioms	survive the test of time v.	uzun süre kullanılır olmak
29	Idioms	survive the test of time v.	uzun süre işlemek/çalışmak
30	Idioms	survive the test of time v.	zamana dayanmak
31	Idioms	survive the test of time v.	zamana meydan okumak
32	Idioms	survive the test of time v.	uzun süre devam etmek
33	Idioms	survive the test of time v.	uzun süre/yıllarca popülerliğini korumak
34	Idioms	survive the test of time v.	geçen yıllara direnmek
35	Idioms	survive the test of time v.	zamana yenik düşmemek
36	Idioms	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	çok tutumlu yaşamak
37	Idioms	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	çok idareli yaşamak
38	Idioms	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	sinekten yağ çıkarmak
39	Idioms	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	kıt kanaat yaşamak
40	Idioms	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	minimumda yaşamak
41	Idioms	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] v.	yokluk içinde idare etmek
Speaking
42	Speaking	I think I'll survive expr.	beni öldürmez
Medical
43	Medical	survive cancer v.	kanseri yenmek
Military
44	Military	survive to operate v.	harekat için hayatta kalmak