yakında - Turc Anglais Dictionnaire

yakında

Sens de "yakında" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yakında nearby adv.
It may be that many people from Slovakia will choose to seek work in nearby Vienna.
Slovakya'dan pek çok kişi yakınlardaki Viyana'da iş aramayı tercih edebilir.

More Sentences
General
yakında immediate adj.
There is only one pharmacy in the immediate area.
Bu yakında yalnızca bir eczane vardır.

More Sentences
yakında shortly adv.
But we will shortly hear whether we have pulled it off.
Ancak bunu başarıp başaramadığımızı yakında öğreneceğiz.

More Sentences
yakında before long adv.
The baseball season opens before long.
Beyzbol sezonu yakında açılacak.

More Sentences
yakında close by adv.
Tom lives quite close by.
Tom oldukça yakında yaşıyor.

More Sentences
yakında near adv.
What one cannot see is what is distant; instead, look at what is near.
İnsanın göremediği şey uzaktaki şeydir; onun yerine yakındakine bakın.

More Sentences
yakında sometime soon adv.
We need to talk about this sometime soon.
Bunu yakın bir zamanda konuşmalıyız.

More Sentences
yakında soon adv.
That will soon become clear, because competition between ports is ruthless.
Bu yakında netleşecek çünkü limanlar arasındaki rekabet acımasızdır.

More Sentences
Idioms
yakında by and by expr.
That movie will be released by and by.
O film yakında vizyona girer.

More Sentences
Technical
yakında soon adv.
Let us hope that some progress is made soon.
Umalım ki yakında bir ilerleme kaydedilsin.

More Sentences
General
yakında at hand adj.
yakında proximate adj.
yakında imminently adv.
yakında anon adv.
yakında around the corner adv.
yakında at an early date adv.
yakında recently adv.
yakında presently adv.
yakında in the offing adv.
yakında hard by adv.
yakında round adv.
yakında ere long adv.
yakında incidentally adv.
yakında hereabouts adv.
yakında of late adv.
yakında about adv.
yakında down the line adv.
yakında in one's way [brit] adv.
yakında locally adv.
yakında soonly adv.
yakında by prep.
yakında in the way [uk] expr.
Colloquial
yakında in a little bit expr.
yakında any day now expr.
yakında (at) any minute/moment (now) expr.
yakında any moment now expr.
Idioms
yakında close at the hand expr.
yakında round the corner expr.
yakında near at the hand expr.
yakında around the corner expr.
yakında not a hundred/thousand/million miles away/from here expr.
yakında near to hand expr.
yakında at fingertips expr.
yakında (close/near) at hand expr.
yakında for the foreseeable future expr.
yakında in the foreseeable future expr.
yakında within grasp expr.
Archaic
yakında timely adv.
yakında anigh adv.
yakında eftsoons adv.
yakında fast adv.
Slang
yakında within cooee expr.

Sens de "yakında" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 169 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakında olacak imminent adj.
The other structural need derives from the very fact that enlargement is imminent.
Diğer yapısal ihtiyaç ise genişlemenin yakın olduğu gerçeğinden kaynaklanmaktadır.

More Sentences
Phrases
çok yakında pretty soon expr.
Pretty soon he'll have a nice family.
Çok yakında iyi bir ailesi olacak.

More Sentences
Colloquial
çok yakında very soon adv.
These measures will fortunately be implemented very soon.
Bu önlemler neyse ki çok yakında uygulamaya konulacak.

More Sentences
Idioms
çok yakında near at hand expr.
The station is near at hand.
İstasyon çok yakında.

More Sentences
çok yakında around the corner expr.
Spring is just around the corner.
Bahar çok yakında geliyor.

More Sentences
Speaking
yakında dönecek back soon expr.
Tom thinks Mary will be back soon.
Tom Mary'nin yakında döneceğini düşünüyor.

More Sentences
yakında evleniyor married soon expr.
They say that she'll get married soon.
Yakında evleneceğini söylüyorlar.

More Sentences
yakında görüşürüz see you soon expr.
See you soon!
Yakında görüşürüz!

More Sentences
General
yakında evlenecek çift soon-to-wed couple n.
yakında olan şey veya kimse neighbor n.
yakında olan şey veya kimse neighbour n.
(yakında ölüp kargalara leş olacak) bir deri bir kemik at crow-bait n.
yakında tutmak hold close v.
yakında olmak be at hand v.
yakında olmasından korkulan imminent adj.
yakında tutulmuş held close adj.
yakında yanında at hand adj.
yakında olmuş recent adj.
yakında olan recent adj.
yakında çıkacak forthcoming adj.
yakında olacak olan approaching adj.
yakında donacak (olan) soon-to-be-frozen adj.
yakında çok soğuyacak (olan) soon-to-be-frozen adj.
yakında olan unhackneyed adj.
yakında olan latterday adj.
yakında olan latter-day adj.
yakında olmasından korkulan looming adj.
yakında ortadan kaldırılacak olan impermanent adj.
zaman veya sıra olarak yakında olan contiguous adj.
en yakında olan side by side adj.
yakında çıkacak olan provenient adj.
yakında gerçekleşecek olan sudden [obsolete] adj.
çok yakında most recently adv.
pek yakında soon adv.
çok yakında on door steps adv.
çok yakında anytime soon adv.
çok yakında momentarily adv.
çok yakında oversoon adv.
en yakında in front prep.
yakında olmuş anlamını veren bir ön ek fresh- pref.
çok yakında in the wings expr.
Phrasals
çok yakında olmak close in v.
(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek ask someone over v.
(komşuyu/yakında oturan birisini) eve davet etmek ask over v.
Phrases
çok yakında not long in coming adv.
çok yakında coming soon expr.
yakında uygulanacak available soon expr.
yakında gelecek available soon expr.
pek yakında in the not-too-distant future expr.
çok yakında in the not-too-distant future expr.
Proverb
yakında kıyamet kopacak fat is in the fire
Colloquial
(bir durum vb) yakında olması kesin olmak stare in the face v.
çok yakında olmak be upon v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way to (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) one's way to (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way towards (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) one's way towards (something) v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way towards something v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on your way towards something v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on the way to something v.
(amacına/sonuca) yakında ulaşacak olmak be (well) on your way to something v.
çok yakında round the bend adj.
çok yakında around the bend adj.
çok yakında in a couple of shakes expr.
gelecekte/yakında down the road expr.
yakında görüşürüz I'll see you anon expr.
yakında görüşürüz see you anon expr.
yakında alışırsın you'll get onto it expr.
yakında öğrenirsin you'll get onto it expr.
yakında alışırsın you'll get into it expr.
yakında öğrenirsin you'll get into it expr.
(bir şey) çok yakında! roll on (something)! expr.
ödeme yakında gönderilecek/yapılacak cheque is in the mail expr.
ödeme yakında ulaşır cheque is in the mail expr.
yakında döneceğim bbs (be back soon) expr.
çok yakında (at) any moment (now) expr.
çok yakında (at) any minute (now) expr.
çok yakında any second now expr.
pek yakında any second now expr.
çok yakında any minute now expr.
umarım (yakında) tekrar görüşürüz (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
umarım seni (yakında) tekrar görürüm (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
(yakında) tekrar görüşmek dileğiyle (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
(yakında) yine görüşmek dileğiyle (I) hope to see you again (soon/sometime) expr.
yakında tekrar görüşürüz (I'll) see you (again) (real) soon expr.
yakında tekrar görüşmek üzere (I'll) see you (again) (real) soon expr.
çok yakında görüşürüz (I'll) see you (again) (real) soon expr.
çok yakında tekrar görüşmek üzere (I'll) see you (again) (real) soon expr.
yakında görüşürüz (I'll) see you in church [dated] expr.
yakında tekrar görüşürüz (I'll) smell ya later expr.
yakında tekrar görüşürüz (I'll) smell you later expr.
çok yakında any minute now expr.
çok yakında any minute/moment expr.
çok yakında (at) any minute/moment (now) expr.
çok yakında any moment expr.
çok yakında any moment now expr.
çok yakında any second expr.
pek yakında in the not too distant future expr.
çok yakında in the not too distant future expr.
kokusu çıkar yakında is rotten in denmark expr.
… çok yakında! roll on...! [uk] expr.
yakında görüşürüz sys (see you soon) expr.
yakında görüşürüz cuic (see you in church) abrev.
Idioms
çok yakında olmak/gerçekleşmek be in the wind v.
çok yakında meydana gelecek olmak be in the air v.
yakında ölecek olmak not be long for this world v.
çok yakında olmak be within sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be within sight v.
çok yakında olmak be in sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be in sight v.
yakında öbür dünyaya gidecek olmak be knocking on heaven's door v.
çok yakında olmak be in sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be in sight v.
çok yakında olmak be within sight v.
çok yakında olacak/gerçekleşecek olmak be within sight v.
yakında ölecek olmak be not long for this world v.
yakında olmak be on hand v.
yakınında/yakında bulundurmak have at fingertips v.
yakında öbür dünyaya gidecek knocking on heaven's door adj.
çok yakında sands are running out expr.
yakında havaya karışacak it will soon blow over expr.
yakında mazide kalacak it will soon blow over expr.
bağırdığında duyulabilecek kadar yakında within shouting distance expr.
bağırdığında duyulabilecek kadar yakında within calling distance expr.
bağırdığında duyulabilecek kadar yakında within hailing distance expr.
çok yakında over the short haul expr.
çok yakında in two shakes of a lamb's tail expr.
çok yakında/yakın within a stone's throw (of something) expr.
çok yakında/yakın just a stone's throw away (from something) expr.
çok yakında in the short haul expr.
çok yakında in the short run expr.
çok yakında/yakın a stone's throw (from something) expr.
çok yakında around the bend expr.
çok yakında round the bend expr.
çok yakında round the corner expr.
çok yakında bulunan about the ears expr.
çok yakında near by expr.
kokusu çıkar yakında something is rotten in the state of denmark expr.
kokusu çıkar yakında something is rotten in denmark expr.
çok yakında on (one's) doorstep expr.
çok yakında bir şey olacak there's something in the wind expr.
çok yakında one minute to midnight expr.
çok yakında near to hand expr.
çok yakında a stone's throw away expr.
çok yakında within one's grasp expr.
'-den yakında gidecek/ayrılacak not long for expr.
yakında uykuya dalacak the sandman's coming expr.
Speaking
çok yakında hizmetinizde at your service soon expr.
çok yakında görüşürüz I'll see you real soon expr.
yakında iyileşeceksin you're going to feel better soon expr.
umarım yakında iyileşirsin I hope you feel better soon expr.
yakında bitecek it will be over soon expr.
yakında huzura kavuşacaksın you'll be at peace soon expr.
yakında çok fazla para kazanacaksın you will earn a lot of money soon expr.
yakında her şey bitecek this will all be over soon expr.
yakında geleceğim I'll be there soon expr.
yakında görürsün you'll see soon enough expr.
yakında bir park var mı? is there a park near here? expr.
yakında hava kararacak it's gonna be dark soon expr.
ne kadar yakında? how soon? exclam.
Chat Usage
çok yakında rsn (real soon now) abrev.
Trade/Economic
vadesi yakında gelecek borçlar current maturity n.
yakında gelecek (mal, ürün) to-arrive adj.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç ex new adj.
yakında ortaya çıkacak bazı haklar hariç olarak ex new adv.
Mining
(cevher yatağı) yüzeye çok yakında gelişen supergene adj.
Religious
mesih'in yakında dünyaya gelişini bekleyen hristiyan mezhebinin üyesi second adventist n.
Sport
çok yakında sahalara dönebilecek olan day-to-day adj.
Baseball
ayağı sayı kalesinden geri çekilmiş atıcıya en yakında olacak şekilde in the bucket adv.