big difference - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
big difference büyük fark n.
  • These are practical measures that will make a big difference in the short term.
  • Bunlar kısa vadede büyük fark yaratacak pratik tedbirlerdir.
  • The biggest difference between bandy and floorball is that bandy is played on ice.
  • Bandy ve floorball arasındaki en büyük fark, bandy'nin buz üzerinde oynanmasıdır.
  • What's the biggest difference?
  • En büyük fark nedir?
Show More (6)
big difference büyük farklılık n.
  • Thirdly, the big differences between the Member States damage the internal market.
  • Üçüncü olarak Üye Devletler arasındaki büyük farklılıklar iç pazara zarar vermektedir.
  • For historical reasons there are big differences between the labour market systems in Member States.
  • Tarihsel nedenlerden dolayı Üye Devletlerdeki işgücü piyasası sistemleri arasında büyük farklılıklar vardır.
  • Thirdly, this situation, involving big differences in taxation, creates scope for social dumping.
  • Üçüncü olarak vergilendirmede büyük farklılıklar içeren bu durum, sosyal damping için alan yaratmaktadır.
Show More (2)