İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | take-away i. | paket servis |
Genel | take-away i. | paket servisi |
Genel | take-away i. | başka yerde yenilmek üzere sıcak yemekleri paketlenmiş olarak satan dükkan |
Genel | take-away i. | ana fikir |
Genel | take-away i. | bir hikayeden çıkarılan ders |
Genel | take-away i. | sözleşme görüşmeleri sırasında sendika verdiği taviz |
Genel | take-away i. | sendika ödünü |
Tourism | ||
Turizm | take-away i. | gel-al |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | take away f. | götürmek | ||
What positive experiences do pupils or students take away with them? İlk-ortaöğretim veya üniversite öğrencileri yanlarında hangi olumlu deneyimleri götürüyorlar? More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | take away f. | çıkarmak (matematik) | ||
10 take away 2 is 8. 10'dan 2'yi çıkarırsak 8 eder. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | uzaklaştırmak | ||
Children in the town were taken away for safety. Şehirdeki çocuklar güvenlik için uzaklaştırıldı. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | kaldırmak | ||
If you take away a cornerstone, much more may come tumbling down. Eğer bir köşe taşını kaldırırsanız, çok daha fazlası yıkılabilir. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | götürmek | ||
One takes away from one, and you're left with nothing. Biri diğerini götürür ve elinizde hiçbir şey kalmaz. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | ortadan kaldırmak | ||
This proposal does not take away the national responsibilities of the national policy-makers. Bu öneri, ulusal politika yapıcıların ulusal sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | almak | ||
Money has been taken away even from the strengthening of the second pillar that has been called for on all sides. Tüm tarafların çağrıda bulunduğu ikinci ayağın güçlendirilmesinden bile para alınmıştır. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | çalmak | ||
Money has been taken away even from the strengthening of the second pillar that has been called for on all sides. Her taraftan talep edilen ikinci sütunun güçlendirilmesinden bile para çalındı. More Sentences |
||||
Genel | take away f. | alıp götürmek | ||
And those three seconds took away two whole years. Ve o üç saniye iki koca yılı alıp götürdü. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | take away f. | alıp götürmek | ||
And those three seconds took away two whole years. O üç saniye koskoca iki seneyi alıp götürdü. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | take-away cup i. | termos | ||
Genel | take away from f. | gölge düşürmek | ||
Genel | take away f. | çekmek (desteği) | ||
Genel | take away f. | elinden almak (bir hakkı) | ||
Genel | take away weapons f. | silah bırakmak | ||
Genel | take away from f. | ayırmak (başka birinden/başka bir yerden) | ||
Genel | take away f. | götürmek (birini/bir şeyi başka bir yere) | ||
Genel | take away f. | dışarıya çıkarmak | ||
Genel | take away from f. | çıkarmak (bir sayıyı başka bir sayıdan) | ||
Genel | take away from f. | bir sayıyı başka bir sayıdan çıkarmak | ||
Genel | order a take away f. | dışarıdan eve yemek sipariş etmek | ||
Genel | order a take away f. | dışarıdan eve yemek söylemek | ||
Genel | take away f. | paket servisi yapmak | ||
Genel | have a take-away f. | (artan yemeği) paket yaptırmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | take away f. | başka yere götürmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | alıp uzaklaştırmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | ayırmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | yoksun bırakmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | kötülemek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | masayı toplamak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | çekmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | azaltmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | erişimini/kullanımını yasaklamak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | kullanma hakkını elinden almak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | tutuklamak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | ele geçirmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | göz altına almak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | restorandan başka yerde tüketmek üzere paket almak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | restorandan siparişini paket olarak alıp götürmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | paket servis almak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | edinmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | ile çıkmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | yanında götürmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | hapsetmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | hapse atmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | birini alıp götürmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | büyülemek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | duygusal olarak etkilemek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | açık ara farkla yenmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | açık ara yenmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | kolayca yenmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | kolayca almak/kazanmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | çarpıcı bir farkla yenmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | bozguna uğratmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | tozunu attırmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | restorandan paket yiyecek alıp götürüp başka yerde yemek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | eksik bırakmak | ||
Öbek Fiiller | take away f. | eksiltmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | kötüleştirmek | ||
Öbek Fiiller | take away f. | değerini düşürmek | ||
Öbek Fiiller | take away from f. | eksik bırakmak | ||
Öbek Fiiller | take away from f. | eksiltmek | ||
Öbek Fiiller | take away from f. | kötüleştirmek | ||
Öbek Fiiller | take away from f. | değerini düşürmek | ||
Öbek Fiiller | take away from (something) f. | (bir şeye) gölge düşürmek | ||
Öbek Fiiller | take away from (something) f. | (bir şeyi) eksiltmek | ||
Öbek Fiiller | take away from (something) f. | (bir şeyin) değerini düşürmek | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | take away one’s chance f. | elinden şansını almak | ||
Idioms | ||||
Deyim | give with one hand and take away with the other f. | bir elle verdiğini öbür elle almak | ||
Speaking | ||||
Konuşma | to eat here or to take away? [uk] expr. | burada mı yiyeceksiniz yoksa paket mi olsun? | ||
Konuşma | to eat here or to take away? [uk] expr. | burada mı yiyeceksiniz paket mi olsun? | ||
Food Engineering | ||||
Gıda | take-away foods i. | paket servis | ||
Hunting | ||||
Silah/Atıcılık | gun take away i. | silahın düşmandan alınarak etkisiz hale getirilmesi |