|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
öne çıkan |
prominent s.
|
|
Prominent in this report is a whole set of demands for speeding up the process of liberalisation in various sectors.
Bu raporda, çeşitli sektörlerde serbestleşme sürecinin hızlandırılmasına yönelik bir dizi talep öne çıkmaktadır.
More Sentences
|
General |
|
2 |
Genel |
sahip çıkan |
possessive s.
|
|
I think Tom is possessive.
Sanırım Tom sahip çıkan.
More Sentences
|
3 |
Genel |
öne çıkan |
outstanding s.
|
|
There is also an extensive list of decisions outstanding in the field of cooperation over criminal issues.
Cezai konularda işbirliği alanında öne çıkan kararların kapsamlı bir listesi de bulunmaktadır.
More Sentences
|
4 |
Genel |
son çıkan |
latest s.
|
|
It's office and retail space, plus housing all built with the latest green technology.
Ofis ve geri dönüşüm alanları, ayrıca son çıkan çevreci teknoloji ile tasarlanmış konutlar.
More Sentences
|
|
5 |
Genel |
öne çıkan |
salient s.
|
|
What are the salient points for the liberal group?
Liberal grup için öne çıkan noktalar nelerdir?
More Sentences
|
6 |
Genel |
yola çıkan |
off s.
|
|
We were off in the morning, headed somewhere new.
Sabah yola çıktık, yeni bir yere gidiyorduk.
More Sentences
|
7 |
Genel |
yaygın geleneklere karşı çıkan |
iconoclastic s.
|
|
The author's iconoclastic views challenged societal norms.
Yazarın yaygın geleneklere karşı çıkan görüşleri toplumsal normlara meydan okuyordu.
More Sentences
|
8 |
Genel |
öne çıkan |
standout s.
|
|
She was a standout performer in the talent show.
Yetenek gösterisinde öne çıkan performansçılardan biriydi.
More Sentences
|
9 |
Genel |
(asıl performansa göre) önde çıkan |
warm-up s.
|
|
The warm-up comedian entertained the audience with hilarious jokes.
Önden çıkan komedyen komik esprileriyle seyircileri eğlendirdi.
More Sentences
|
Common Usage |
|
10 |
Yaygın Kullanım |
gece ortaya çıkan |
nocturnal s.
|
|
General |
|
11 |
Genel |
turneye çıkan oyuncu |
barnstormer i.
|
|
12 |
Genel |
balayına çıkan |
honeymooner i.
|
|
13 |
Genel |
güneş fırtınaları sonucu ortaya çıkan görsel olgu |
aurora borealis i.
|
|
14 |
Genel |
ökalüptüsten çıkan yağ |
eucalyptole i.
|
|
15 |
Genel |
düşünce hayatında ortaya çıkan yeni akım |
current i.
|
|
16 |
Genel |
şekerciboyasının yeni çıkan yaprakları |
poke i.
|
|
17 |
Genel |
haftada iki defa çıkan (yayın) |
semiweekly i.
|
|
18 |
Genel |
kuzey atlantik'te çıkan oldukça değerli bir deniz balığı |
saithe i.
|
|
19 |
Genel |
hasattan sonra çıkan otlar |
aftermath i.
|
|
20 |
Genel |
arka çıkan kimse |
backer i.
|
|
21 |
Genel |
uzun yürüyüşe çıkan kimse |
hiker i.
|
|
22 |
Genel |
karşı çıkan |
encounterer i.
|
|
23 |
Genel |
gelenek veya kurumlara karşı çıkan kimse |
iconoclast i.
|
|
24 |
Genel |
arka çıkan kimse |
sponsor i.
|
|
|
25 |
Genel |
ökalüptüsten çıkan yağ |
eucalyptols i.
|
|
26 |
Genel |
kazançlı çıkan kimse |
gainer i.
|
|
27 |
Genel |
üç ayda bir çıkan dergi |
quarterly i.
|
|
28 |
Genel |
iki sert yüzün birbirine sürtünmesinden çıkan ses |
crepitation i.
|
|
29 |
Genel |
bir kuluçkada çıkan yavrular |
brood i.
|
|
30 |
Genel |
kamuya ait su kaynaklarına flüor eklenmesine karşı çıkan kimse |
antifluoridationist i.
|
|
31 |
Genel |
fazla miktarda glikojen depolanması şeklinde ortaya çıkan metabolik bir hastalık |
glycogenesis i.
|
|
32 |
Genel |
genizden çıkan ses |
twang i.
|
|
33 |
Genel |
arka çıkan kimse |
push i.
|
|
34 |
Genel |
lenf dokularının genişlemesiyle çıkan koşullar |
lymphomatoses i.
|
|
35 |
Genel |
yumurtadan çıkan hayvanlar |
hatching i.
|
|
36 |
Genel |
karşı çıkan |
exceptor i.
|
|
37 |
Genel |
daha sonradan ortaya çıkan etki |
aftereffect i.
|
|
38 |
Genel |
çıkan şey |
emanation i.
|
|
39 |
Genel |
belirli aralıklarla çıkan gazete |
newsletter i.
|
|
40 |
Genel |
geceleri çıkan solucan |
nightcrawler i.
|
|
41 |
Genel |
aynı kuluçkadan çıkan yavruların tümü |
covey i.
|
|
42 |
Genel |
çürüğe çıkan kimse |
reject i.
|
|
43 |
Genel |
bağlandığı yerde aşağı yukarı inip çıkan düğüm |
slipknot i.
|
|
44 |
Genel |
sık aralıklarla çıkan duman veya buhar kümelerinden biri |
puff i.
|
|
45 |
Genel |
kuluçkadan bir defada çıkan civcivler |
clutch i.
|
|
46 |
Genel |
karşı çıkan |
antagonist i.
|
|
47 |
Genel |
çıkan şey |
ejection i.
|
|
48 |
Genel |
arka çıkan kimse |
supporter i.
|
|
49 |
Genel |
geceleri ortaya çıkan bir güve türü |
noctuid i.
|
|
50 |
Genel |
karşı çıkan |
gainsayer i.
|
|
51 |
Genel |
belirli aralıklarla çıkan haber gazetesi |
newsletters i.
|
|
52 |
Genel |
ağızda çıkan küçük yara |
canker sore i.
|
|
53 |
Genel |
karşı çıkan |
naysayer i.
|
|
54 |
Genel |
ağızdan dışarı doğru çıkan büyük diş |
buckteeth i.
|
|
55 |
Genel |
bir anda ortaya çıkan tehdit |
immediate threat i.
|
|
56 |
Genel |
kontrolden çıkan at |
bolter i.
|
|
57 |
Genel |
tohumdan çıkan ilk yaprak |
cotyledon i.
|
|
58 |
Genel |
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız |
debutante i.
|
|
59 |
Genel |
yumurtadan çıkan hayvanlar |
hatch i.
|
|
60 |
Genel |
ortaya çıkan gelişmeler |
the emerging developments i.
|
|
61 |
Genel |
anayola çıkan veya anayoldan ayrılan yol |
side-road i.
|
|
62 |
Genel |
yumurtadan çıkan yavrular |
hatching i.
|
|
63 |
Genel |
sosyeteye ilk defa çıkan kız |
debutante i.
|
|
64 |
Genel |
çıkan kavga |
fight broke out i.
|
|
|
65 |
Genel |
aniden çıkan olay |
emergency i.
|
|
66 |
Genel |
spor sanat camiasından öne çıkan isimler |
prominent names in sports and art i.
|
|
67 |
Genel |
spor sanat camiasından öne çıkan isimler |
prominent figures in sports and art i.
|
|
68 |
Genel |
içinden dilek çıkan uzak doğu kurabiyesi |
fortune-cookie i.
|
|
69 |
Genel |
limon kabuğunun rendesinden çıkan parçacıklar |
lemon zest i.
|
|
70 |
Genel |
değişime karşı çıkan |
aginner i.
|
|
71 |
Genel |
içinden fal çıkan kurabiyeler |
fortune cookies i.
|
|
72 |
Genel |
beklenmedik işler veya sorunlarla başa çıkan |
disturbance handler i.
|
|
73 |
Genel |
mera/otlak/yayla vb yerlerde yerden çıkan (temiz) su kaynağı |
pasture spring i.
|
|
74 |
Genel |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
opening act (us) i.
|
|
75 |
Genel |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
warm-up act (us) i.
|
|
76 |
Genel |
ortaya çıkan bilgi |
revealed knowledge i.
|
|
77 |
Genel |
film sonunda çıkan yazılar |
the credits at the end of a movie i.
|
|
78 |
Genel |
seçim gezisine çıkan politikacı |
barnstormer i.
|
|
79 |
Genel |
vaftize karşı çıkan kimse |
anabaptist i.
|
|
80 |
Genel |
vaftize karşı çıkan mezhep |
anabaptism i.
|
|
81 |
Genel |
iki ayda bir çıkan dergi |
bimonthly i.
|
|
82 |
Genel |
karşı çıkan kişi |
deprecator i.
|
|
83 |
Genel |
vaftize karşı çıkan kimse |
dipper i.
|
|
84 |
Genel |
açığa çıkan şey |
disclosure i.
|
|
85 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clumping i.
|
|
86 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clunking i.
|
|
87 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clip-clop i.
|
|
88 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clop i.
|
|
89 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clippety-clop i.
|
|
90 |
Genel |
atın ayaklarını sert zemine vurduğunda çıkan ses |
clopping i.
|
|
91 |
Genel |
haftada iki defa çıkan (yayın) |
semi-weekly i.
|
|
92 |
Genel |
deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun |
whac-a-mole i.
|
|
93 |
Genel |
ortaya çıkan ışık |
emerging light i.
|
|
94 |
Genel |
bir kart çekip çıkan kelimeyi aynı gruptaki oyunculara çizerek anlatmaya çalıştığınız bir oyun |
pictionary i.
|
|
95 |
Genel |
son çıkan |
brand new i.
|
|
96 |
Genel |
ortaya çıkan yeni özellikler |
emergent properties i.
|
|
97 |
Genel |
en çok öne çıkan ürün |
tentpole i.
|
|
98 |
Genel |
milattan önce 2. yüzyılda ortaya çıkan bir yahudi mezhebi |
pharisaism i.
|
|
99 |
Genel |
yelkenin sarkan veya dışa çıkan kısmı |
bag i.
|
|
100 |
Genel |
paf takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu |
call-up i.
|
|
101 |
Genel |
genç takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu |
call-up i.
|
|
102 |
Genel |
sefere çıkan |
campaigner i.
|
|
103 |
Genel |
hesap yapıldıktan sonra ortaya çıkan masraflar |
back charges i.
|
|
104 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
aginner i.
|
|
105 |
Genel |
küçük nesneler içeren torbadan çıkan tıkırtı |
rattlebag i.
|
|
106 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapan kişi |
cartophilist i.
|
|
107 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapma |
cartophily i.
|
|
108 |
Genel |
şişleri kenardan dışarı çıkan tekerlek |
catharine wheel i.
|
|
109 |
Genel |
kartlardan veya kağıttan dışarı çıkan delik |
chad i.
|
|
110 |
Genel |
ağız dolusu ısırıkla çıkan ses |
champ i.
|
|
111 |
Genel |
arka çıkan kimse |
backstop i.
|
|
112 |
Genel |
yeni çıkan şey |
novity i.
|
|
113 |
Genel |
kendiliğinden ortaya çıkan duygular |
nature i.
|
|
114 |
Genel |
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütünü |
new age i.
|
|
115 |
Genel |
önüne çıkan ilk kişi |
the next man i.
|
|
116 |
Genel |
göğüsten çıkan süt |
titty [dialect] i.
|
|
117 |
Genel |
ortaya çıkan kimse |
emergent i.
|
|
118 |
Genel |
aniden çıkan olay |
emergent [obsolete] i.
|
|
119 |
Genel |
ortaya çıkan kişi |
emergent i.
|
|
120 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan aksaklık |
joker i.
|
|
121 |
Genel |
dar eteğin arkasındaki etek ucu çizgisine kadar çıkan plikaşe |
kick pleat i.
|
|
122 |
Genel |
av köpeğiyle ava çıkan kimse |
beagler i.
|
|
123 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
exceptioner i.
|
|
124 |
Genel |
ana konvoya katılmak üzere yola çıkan küçük konvoy |
joiner convoy i.
|
|
125 |
Genel |
en son çıkan şey |
last word i.
|
|
126 |
Genel |
son çıkan yenilikler |
latest i.
|
|
127 |
Genel |
en son çıkan haberler |
latest i.
|
|
128 |
Genel |
randevuya çıkan bir kadının üzerinde taşıdığı, partneri ile kavga etmeleri durumunda eve dönmesine yetecek kadar yol parası |
mad money i.
|
|
129 |
Genel |
bir kimsenin karşısına çıkan en büyük fırsat |
main chance i.
|
|
130 |
Genel |
1980'lerde ortaya çıkan bir dans stili |
vogueing i.
|
|
131 |
Genel |
afrika'da ortaya çıkan atalara tapınma biçiminde bir din |
voudouism i.
|
|
132 |
Genel |
afrika'da ortaya çıkan atalara tapınma biçiminde bir din |
vodun i.
|
|
133 |
Genel |
safariye çıkan kimse |
safarist i.
|
|
134 |
Genel |
1920'li yıllarda abd'de ortaya çıkan bir dans |
black bottom i.
|
|
135 |
Genel |
korna veya ıslıktan tek seferde çıkan ses |
blast i.
|
|
136 |
Genel |
tetkik gezisine çıkan kimse |
junketeer i.
|
|
137 |
Genel |
kitap sayfalarından çıkan etiket veya hatırlatma kağıdı |
ledgit i.
|
|
138 |
Genel |
suni sinekten çıkan horoz tüyleri |
hackle i.
|
|
139 |
Genel |
baskın çıkan kimse |
queller i.
|
|
140 |
Genel |
aniden ağızdan çıkan bir ifade |
blirt [scotland] i.
|
|
141 |
Genel |
aniden ağızdan çıkan bir ifade |
blurt i.
|
|
142 |
Genel |
belirli dönemlerde yeniden ortaya çıkan şey |
hardy perennial i.
|
|
143 |
Genel |
belirli bir uyaran sonucu ortaya çıkan engramların oluşturduğu şablon |
meaning i.
|
|
144 |
Genel |
zihnin çabukluğu ve dikkati ile ortaya çıkan zeka |
mental dexterity i.
|
|
145 |
Genel |
belirli türden fikir veya faaliyetler konusunda öne çıkan kimse |
merchant i.
|
|
146 |
Genel |
ingiltere kilisesi'ndeki wesleyan dirilişiyle ortaya çıkan mezheplerden birinin üyesi |
methodist i.
|
|
147 |
Genel |
yoklamada çıkan kişi sayısı |
head count i.
|
|
148 |
Genel |
dik bir tepeye çıkan yol |
borstal [dialect] [uk] i.
|
|
149 |
Genel |
dik bir tepeye çıkan yol |
borstall [dialect] [uk] i.
|
|
150 |
Genel |
ana tomurcuktan çıkan küçük tomurcuk |
budlet i.
|
|
151 |
Genel |
toplum kurallarına karşı çıkan genç |
hippie i.
|
|
152 |
Genel |
toplum kurallarına karşı çıkan genç |
hippy i.
|
|
153 |
Genel |
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç |
holdover i.
|
|
154 |
Genel |
izne çıkan kimse |
holidaymaker i.
|
|
155 |
Genel |
izne çıkan kimse |
holiday-maker i.
|
|
156 |
Genel |
ateşli silahtan çıkan sesin bir kısmını azaltmak için kullanılan bir cihaz |
moderator i.
|
|
157 |
Genel |
çamur volkanından çıkan çamur püskürmesi |
mudflow i.
|
|
158 |
Genel |
çamur kaynağından çıkan çamur püskürmesi |
mudflow i.
|
|
159 |
Genel |
iki farklı basıma ait kalıptan çıkan madeni para |
mule i.
|
|
160 |
Genel |
iki farklı basıma ait kalıptan çıkan jeton |
mule i.
|
|
161 |
Genel |
kamusal anlaşmazlıklarda rakip cenaha karşı çıkan kimse |
gladiator i.
|
|
162 |
Genel |
ses organlarının pozisyon değiştirmesi sırasında çıkan önemsiz ses |
glide i.
|
|
163 |
Genel |
erkeklerde yüzün yan ve kulakların ön kısmında çıkan sakallar |
mutton chop i.
|
|
164 |
Genel |
bazı yerleşik politikalara karşı çıkan kimse |
objector i.
|
|
165 |
Genel |
(yüz kasılması sonucu ortaya çıkan) alaycı yüz ifadesi |
rictus i.
|
|
166 |
Genel |
(kasılma sonucu ortaya çıkan) açıklık |
rictus i.
|
|
167 |
Genel |
aniden çıkan gürültülü ses |
claik [scotland] i.
|
|
168 |
Genel |
m.s. 1346'da ortaya çıkan bir kıyafet süslemesi |
dagges i.
|
|
169 |
Genel |
sahneye ilk kez çıkan kimse |
debutant i.
|
|
170 |
Genel |
bir şey eridiğinde ortaya çıkan madde |
deliquescence i.
|
|
171 |
Genel |
bir şey çözündüğünde ortaya çıkan madde |
deliquescence i.
|
|
172 |
Genel |
bir şey sıvılaştığında ortaya çıkan madde |
deliquescence i.
|
|
173 |
Genel |
kurt ve köpeğin çiftleşmesi sonucu ortaya çıkan yavru |
demiwolf i.
|
|
174 |
Genel |
varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat |
demonstration i.
|
|
175 |
Genel |
yola çıkan kimse |
departee i.
|
|
176 |
Genel |
aniden ortaya çıkan bir şey dalga |
gust i.
|
|
177 |
Genel |
birden fazla biçimde ortaya çıkan organizma, halk hikayesi gibi oluşumlara verilen ad |
multiform i.
|
|
178 |
Genel |
öne çıkan kimse |
oner i.
|
|
179 |
Genel |
öne çıkan şey |
oner i.
|
|
180 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
opposer i.
|
|
181 |
Genel |
satışa sunulan veya dağıtıma çıkan basılı bir malzemenin sayısı (dergi, gazete) |
opus i.
|
|
182 |
Genel |
turneye çıkan dj |
road show i.
|
|
183 |
Genel |
turneye çıkan müzisyen |
road show i.
|
|
184 |
Genel |
turneye çıkan sanatçı |
road show i.
|
|
185 |
Genel |
turneye çıkan şarkıcı |
road show i.
|
|
186 |
Genel |
turneye çıkan dj |
roadshow i.
|
|
187 |
Genel |
turneye çıkan müzisyen |
roadshow i.
|
|
188 |
Genel |
turneye çıkan sanatçı |
roadshow i.
|
|
189 |
Genel |
turneye çıkan şarkıcı |
roadshow i.
|
|
190 |
Genel |
ortaya çıkan etki |
rub-off i.
|
|
191 |
Genel |
ihmal sonucu ortaya çıkan olumsuz etki |
rust i.
|
|
192 |
Genel |
can çekişirken çıkan hırıltı |
ruttle [dialect] [uk] i.
|
|
193 |
Genel |
öne çıkan özellik |
impress i.
|
|
194 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
impugner i.
|
|
195 |
Genel |
(kötü veya zor bir şeye ait) öne çıkan örnek |
devil i.
|
|
196 |
Genel |
kültürel sınırlamaların önemsenmemesi sonucu ortaya çıkan serbest davranış |
disinhibition i.
|
|
197 |
Genel |
baskın siyasi ve sosyal değerlere karşı çıkan kimse |
dissidents i.
|
|
198 |
Genel |
(aynı arkadaş grubu arasında çıkan) tartışma |
in-fighting i.
|
|
199 |
Genel |
yıldız etkisinde ortaya çıkan mizaç |
influence [obsolete] i.
|
|
200 |
Genel |
öne çıkan özellik |
distinctive feature i.
|
|
201 |
Genel |
başarı, zenginlik, nüfuz gibi özellikler ile öne çıkan üçgenimsi bölge |
golden triangle i.
|
|
202 |
Genel |
şişeden çıkan tıpa sesi |
cloop i.
|
|
203 |
Genel |
şişeden çıkan tıpa sesi |
clunk [dialect] i.
|
|
204 |
Genel |
türünün öne çıkan örneği |
doyen i.
|
|
205 |
Genel |
gelişigüzel ortaya çıkan önemsiz şey |
dribble i.
|
|
206 |
Genel |
çok sayıda çizgi ile ortaya çıkan şekil |
polygram i.
|
|
207 |
Genel |
ilk olarak on altıncı yüzyılda ortaya çıkan bir maya destanı |
popol vuh i.
|
|
208 |
Genel |
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup |
supporting act [uk] i.
|
|
209 |
Genel |
yangın veya rüzgar hasarından sağ çıkan ağaç |
holdover i.
|
|
210 |
Genel |
kuluçkadan çıkan civcivler |
cletch i.
|
|
211 |
Genel |
tavırla ortaya çıkan saygınlık |
consequence i.
|
|
212 |
Genel |
(iki bitişik duvardaki pencereler gibi) karşılıklı durmayan kaynaklardan çıkan ışık |
crosslight i.
|
|
213 |
Genel |
arka çıkan kimse |
favorite [obsolete] i.
|
|
214 |
Genel |
arka çıkan kimse |
favourite [obsolete] i.
|
|
215 |
Genel |
öne çıkan dergi makalesi |
feature article i.
|
|
216 |
Genel |
on dokuzuncu yüzyılın ortasında ispanya'da ortaya çıkan bir mimari tarzı |
isabellino style i.
|
|
217 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
issue i.
|
|
218 |
Genel |
yeni çıkan kuş tüyleri |
pen i.
|
|
219 |
Genel |
tümseklerden geçilirken çıkan ses |
pounding i.
|
|
220 |
Genel |
öne çıkan şey |
salience i.
|
|
221 |
Genel |
öne çıkan şey |
saliency i.
|
|
222 |
Genel |
gemi pompasından çıkan tüp veya oluk |
dale i.
|
|
223 |
Genel |
türünün öne çıkan örneği |
deuce i.
|
|
224 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
archaeozoology i.
|
|
225 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
zooarchaeology i.
|
|
226 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
zooarcheology i.
|
|
227 |
Genel |
arkeolojik kazılarda çıkan hayvan kalıntılarını inceleyen bilim dalı |
faunal analysis i.
|
|
228 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
contradicter i.
|
|
229 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
contradictor i.
|
|
230 |
Genel |
randevuya çıkan kimse |
dater i.
|
|
231 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
disagreer i.
|
|
232 |
Genel |
karşı çıkan kimse |
disavower i.
|
|
233 |
Genel |
içi çift çıkan yemiş ile oynanan lades oyununda verilen hediye |
fillipeen i.
|
|
234 |
Genel |
saldırı sonucu çıkan yangın |
fire storm i.
|
|
235 |
Genel |
mesleğinde öne çıkan adam |
first gentleman i.
|
|
236 |
Genel |
alanında öne çıkan kadın |
first lady i.
|
|
237 |
Genel |
inip çıkan parça |
flail [obsolete] i.
|
|
238 |
Genel |
en çok öne çıkan konum |
forefront i.
|
|
239 |
Genel |
öne çıkan konum |
foreground i.
|
|
240 |
Genel |
gülünce ortaya çıkan çukurlara verilen ad |
gelasin i.
|
|
241 |
Genel |
ortaya çıkan durum |
ordination i.
|
|
242 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
outgo i.
|
|
243 |
Genel |
dışarı çıkan kimse |
outgoer i.
|
|
244 |
Genel |
çıkan kimse |
outgoer i.
|
|
245 |
Genel |
evden çıkan kiracı |
outgoer i.
|
|
246 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
outgoing i.
|
|
247 |
Genel |
menzili keşfe çıkan kovboy |
outrider i.
|
|
248 |
Genel |
dışarı çıkan şey |
outthrust i.
|
|
249 |
Genel |
bölünme ile ortaya çıkan şey |
partage i.
|
|
250 |
Genel |
dil kökü ile boğaz bölümünden çıkan ses |
pharyngeal i.
|
|
251 |
Genel |
dıştan açığa çıkan iç karakter |
physiognomy i.
|
|
252 |
Genel |
derisidikenlilerde ilk çıkan plaka |
primary i.
|
|
253 |
Genel |
barutlu silahın patlaması sonucu silahtan çıkan duman |
pluff i.
|
|
254 |
Genel |
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız |
presentee i.
|
|
255 |
Genel |
kazıma sonucu ortaya çıkan şey |
scarification i.
|
|
256 |
Genel |
metal kesme sırasında ortaya çıkan metal tozu |
scissil i.
|
|
257 |
Genel |
kabul görmüş uygulamalara karşı çıkan kimse |
scofflaw i.
|
|
258 |
Genel |
(yeteneksiz yazar elinden çıkan) kötü eser |
scribblement i.
|
|
259 |
Genel |
acele hareketten çıkan gürültü |
scurry i.
|
|
260 |
Genel |
düz çizgiden çıkan alan |
set i.
|
|
261 |
Genel |
printerdan çıkan veri |
printout i.
|
|
262 |
Genel |
iki haftada bir çıkan yayın |
fortnightly i.
|
|
263 |
Genel |
öne çıkan kimse |
snifter [australia] i.
|
|
264 |
Genel |
socinus önderliğinde polonya'da ortaya çıkan akılcı öğretiler bütünü |
socinianism i.
|
|
265 |
Genel |
geleneklere karşı çıkan kimse |
solecist i.
|
|
266 |
Genel |
çürüme ile açığa çıkan ürünler |
putrilage i.
|
|
267 |
Genel |
burnu çekerken çıkan ses |
snuffle i.
|
|
268 |
Genel |
ıslanmış botla yürürken çıkan ses |
squash i.
|
|
269 |
Genel |
(sulu veya çamurlu bir yerde yürürken çıkan) şlap sesi |
squash i.
|
|
270 |
Genel |
(sulu veya çamurlu bir yerde yürürken çıkan) vıç vıç sesi |
squash i.
|
|
271 |
Genel |
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses |
squelch i.
|
|
272 |
Genel |
çamur benzeri maddelere basarken çıkan ses |
squidge i.
|
|
273 |
Genel |
(yürürken çıkan) vıç vıç ses |
squish i.
|
|
274 |
Genel |
kalıpların dışına çıkan kimse |
standout i.
|
|
275 |
Genel |
aniden çıkan ses |
start i.
|
|
276 |
Genel |
(gelişimin bozulması ile ortaya çıkan) şekil bozukluğu |
stasimorphy i.
|
|
277 |
Genel |
yoldan çıkan kimse |
strayer i.
|
|
278 |
Genel |
yün yıkanırken ortaya çıkan sabunsu atık su |
sud i.
|
|
279 |
Genel |
öne çıkan kimse |
surpasser i.
|
|
280 |
Genel |
önceden ayrı durumdaki elementlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan ürün |
symphyogenesis i.
|
|
281 |
Genel |
yeni çıkan grupları desteklemek |
promote up-and-coming bands f.
|
|
282 |
Genel |
motorlu testerenin ağzından çıkan keresteyi yönlendirmek |
tail out f.
|
|
283 |
Genel |
öne çıkan olmak |
highlight f.
|
|
284 |
Genel |
kazı veya maden kazısı sırasında çıkan (yumuşak toprak, killi toprak, çakıl, taş) malzemeyi temizlemek |
muck f.
|
|
285 |
Genel |
(kontrolden çıkan yangını) söndürmeye çalışmak |
fight f.
|
|
286 |
Genel |
karşı çıkan |
opposed s.
|
|
287 |
Genel |
gelenek veya kurumlara karşı çıkan |
iconoclastic s.
|
|
288 |
Genel |
boşa çıkan |
frustrated s.
|
|
289 |
Genel |
karşı çıkan |
exceptive s.
|
|
290 |
Genel |
sesi hep çıkan |
vocal s.
|
|
291 |
Genel |
ortaya çıkan |
emergent s.
|
|
292 |
Genel |
öne çıkan |
featured s.
|
|
293 |
Genel |
meydana çıkan |
arisen s.
|
|
294 |
Genel |
yazın çıkan |
aestival s.
|
|
295 |
Genel |
inanç öğretilerinden çıkan |
dogmatic s.
|
|
296 |
Genel |
ortaya çıkan |
generated s.
|
|
297 |
Genel |
dışarı çıkan |
protrusive s.
|
|
298 |
Genel |
meydana çıkan |
emergent s.
|
|
299 |
Genel |
yazın çıkan |
estival s.
|
|
300 |
Genel |
yoldan çıkan |
astray s.
|
|
301 |
Genel |
yerleşmiş geleneklere karşı çıkan |
iconoclastic s.
|
|
302 |
Genel |
üç ayda bir çıkan |
trimonthly s.
|
|
303 |
Genel |
inip çıkan |
undulant s.
|
|
304 |
Genel |
sahip çıkan |
protective s.
|
|
305 |
Genel |
sonucunda ortaya çıkan |
resultant s.
|
|
306 |
Genel |
yukarı çıkan |
ascending s.
|
|
307 |
Genel |
sahip çıkan |
proprietary s.
|
|
308 |
Genel |
inip çıkan |
swinging s.
|
|
309 |
Genel |
karşı çıkan |
antagonistic s.
|
|
310 |
Genel |
-den çıkan |
resultant s.
|
|
311 |
Genel |
cepten çıkan |
out-of-pocket s.
|
|
312 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan |
subsequent s.
|
|
313 |
Genel |
yeni ortaya çıkan |
of recent vintage s.
|
|
314 |
Genel |
yeni çıkan |
up and coming s.
|
|
315 |
Genel |
ingiliz kilisesine karşı çıkan |
recusant s.
|
|
316 |
Genel |
yavaş ilerleyen/gerçekleşen/ortaya çıkan |
slow-to-materialize s.
|
|
317 |
Genel |
rahiplerin politikaya karışmasına karşı çıkan |
anticlerical s.
|
|
318 |
Genel |
şiddetle karşı çıkan |
damning s.
|
|
319 |
Genel |
karşı çıkan |
deprecatory s.
|
|
320 |
Genel |
alaca karanlıkta çıkan |
crepuscular s.
|
|
321 |
Genel |
ön plana çıkan |
prominent s.
|
|
322 |
Genel |
kazara açığa çıkan/açığa çıkmış |
released accidentally s.
|
|
323 |
Genel |
sesi çıkan |
self-assertive s.
|
|
324 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan |
acolouthic s.
|
|
325 |
Genel |
sonradan ortaya çıkan |
acoluthic s.
|
|
326 |
Genel |
bilimsel ve endüstriyel gelişim sonucu ortaya çıkan |
technological s.
|
|
327 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapan |
cartophilic s.
|
|
328 |
Genel |
sigara ya da sakız kutularından çıkan kartlardan koleksiyon yapma ile ilgili |
cartophilic s.
|
|
329 |
Genel |
karşı çıkan |
recusative s.
|
|
330 |
Genel |
iki katına çıkan |
reduplicate s.
|
|
331 |
Genel |
cehennemde ortaya çıkan |
hell-born s.
|
|
332 |
Genel |
geceleri ortaya çıkan |
night s.
|
|
333 |
Genel |
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat |
nouveau s.
|
|
334 |
Genel |
son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat |
nouveaux s.
|
|
335 |
Genel |
1970'lerde ortaya çıkan manevi ve bilinç arttırıcı akımlar bütününe ait veya ilgili |
new age s.
|
|
336 |
Genel |
ortaya çıkan |
generate s.
|
|
337 |
Genel |
öne çıkan |
up-front s.
|
|
338 |
Genel |
arka çıkan |
uppropping s.
|
|
339 |
Genel |
karşı çıkan |
exceptant s.
|
|
340 |
Genel |
ortaya çıkan |
exurgent s.
|
|
341 |
Genel |
üç ayda iki kez çıkan |
biquarterly s.
|
|
342 |
Genel |
iki haftada bir çıkan |
bi-weekly s.
|
|
343 |
Genel |
haftada iki kez çıkan |
bi-weekly s.
|
|
344 |
Genel |
(istihbarat operasyonlarında) ana kaynaktan farklı bir yerden çıkan |
black s.
|
|
345 |
Genel |
dışarı çıkan |
jutting s.
|
|
346 |
Genel |
cehennemden çıkan |
hellborn s.
|
|
347 |
Genel |
cehennemde ortaya çıkan |
hellborn s.
|
|
348 |
Genel |
yükseğe çıkan |
highflying s.
|
|
349 |
Genel |
yükseğe çıkan |
high-flying s.
|
|
350 |
Genel |
ayak bileğinin üstüne kadar çıkan |
hightop s.
|
|
351 |
Genel |
ayak bileğinin üstüne çıkan |
high-top s.
|
|
352 |
Genel |
insanlara karşı duyulan nefret veya iğrenme duygusu ile öne çıkan |
misanthropic s.
|
|
353 |
Genel |
insanlara karşı duyulan nefret veya iğrenme duygusu ile öne çıkan |
misanthropical s.
|
|
354 |
Genel |
üstün kalitesi ile öne çıkan |
monumental s.
|
|
355 |
Genel |
dinden çıkan |
renunciatory s.
|
|
356 |
Genel |
öne çıkan |
lustrous s.
|
|
357 |
Genel |
öne çıkan |
burning s.
|
|
358 |
Genel |
şiddetle karşı çıkan |
loath (to) s.
|
|
359 |
Genel |
öne çıkan |
goggled s.
|
|
360 |
Genel |
tarihi bağlantılar ile öne çıkan |
classical s.
|
|
361 |
Genel |
yazınsal eser ile öne çıkan |
classical s.
|
|
362 |
Genel |
şam'dan çıkan |
damask s.
|
|
363 |
Genel |
öne çıkan |
heavy-duty s.
|
|
364 |
Genel |
öne çıkan stili olan |
idiomatic s.
|
|
365 |
Genel |
her an her yerden çıkan |
omnivagant s.
|
|
366 |
Genel |
aşırı planlama sonucu ortaya çıkan |
overplanned s.
|
|
367 |
Genel |
denizaşırı ülkelerde ortaya çıkan |
overseas s.
|
|
368 |
Genel |
referans çizgisinden çapraz olarak çıkan |
diagonal s.
|
|
369 |
Genel |
ortaya çıkan |
ingenerate [obsolete] s.
|
|
370 |
Genel |
uykusuzluk döneminde ortaya çıkan |
insomniac s.
|
|
371 |
Genel |
öne çıkan |
distinct [obsolete] s.
|
|
372 |
Genel |
öne çıkan |
distingué s.
|
|
373 |
Genel |
öne çıkan |
distinguishable [obsolete] s.
|
|
374 |
Genel |
ölmeden biraz önce ortaya çıkan |
dying s.
|
|
375 |
Genel |
sivil toplumdan çıkan |
civilian s.
|
|
376 |
Genel |
abartılı komediyle öne çıkan |
custard-pie s.
|
|
377 |
Genel |
(uzunluk) öne çıkan |
dominating s.
|
|
378 |
Genel |
istek sonucu ortaya çıkan |
fanatic s.
|
|
379 |
Genel |
(yaprak) bir noktadan çıkan lobları olan |
palmated s.
|
|
380 |
Genel |
lobları bir noktadan çıkan |
palmately-lobed s.
|
|
381 |
Genel |
bir noktadan çıkan lobları olan |
palm-shaped s.
|
|
382 |
Genel |
pasifizm ile öne çıkan |
pacifist s.
|
|
383 |
Genel |
barışseverlik ile öne çıkan |
pacifist s.
|
|
384 |
Genel |
farklı yerlerden çıkan |
polygenetic s.
|
|
385 |
Genel |
farklı zamanlarda çıkan |
polygenetic s.
|
|
386 |
Genel |
mantıklı çıkarımla ortaya çıkan |
consequent s.
|
|
387 |
Genel |
pencere ile öne çıkan |
fenestrate s.
|
|
388 |
Genel |
pencere ile öne çıkan |
fenestrated s.
|
|
389 |
Genel |
bir şeyin kendi içinde ortaya çıkan |
internal s.
|
|
390 |
Genel |
duyu organı içinde ortaya çıkan |
internal s.
|
|
391 |
Genel |
aniden başka bir şeyin ortasına çıkan bir şeyle ilgili |
intersilient s.
|
|
392 |
Genel |
sabit hacimde ortaya çıkan |
isometric s.
|
|
393 |
Genel |
sabit hacimde ortaya çıkan |
isometrical s.
|
|
394 |
Genel |
(bir yerden, kaynaktan) çıkan |
issuant s.
|
|
395 |
Genel |
panik ile öne çıkan |
panicky s.
|
|
396 |
Genel |
adı çıkan |
pegged s.
|
|
397 |
Genel |
pozitivizm ile öne çıkan |
positivist s.
|
|
398 |
Genel |
öne çıkan |
saliant s.
|
|
399 |
Genel |
mevcut görüşe karşı çıkan |
contrarian s.
|
|
400 |
Genel |
gerçeklere karşı çıkan (hipotez) |
contrary to fact s.
|
|
401 |
Genel |
korolla üzerinde çıkan |
corolline s.
|
|
402 |
Genel |
taç yaprak üzerinde çıkan |
corolline s.
|
|
403 |
Genel |
karşı çıkan |
disagreeable [obsolete] s.
|
|
404 |
Genel |
hızlı ışık ve renk değişikliği ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
405 |
Genel |
rüyaya benzer flu görüntü ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
406 |
Genel |
gerçeklik ve hayal arası görüntü geçişi ile öne çıkan |
phantasmagorian s.
|
|
407 |
Genel |
hızlı ışık ve renk değişikliği ile öne çıkan |
phantasmagoric s.
|
|
408 |
Genel |
üst üste binmiş görüntü ile öne çıkan |
phantasmagorical s.
|
|
409 |
Genel |
hızlı ışık ve renk değişikliği ile öne çıkan |
phantasmagorical s.
|
|
410 |
Genel |
öne çıkan |
precise s.
|
|
411 |
Genel |
tadı akşam yemeği öncesinde çıkan |
predinner s.
|
|
412 |
Genel |
minbere çıkan |
pulpited s.
|
|
413 |
Genel |
minbere çıkan |
pulpitical s.
|
|
414 |
Genel |
kendi içinde ortaya çıkan |
self-born s.
|
|
415 |
Genel |
(bir şeyin) önceki halinden çıkan |
self-born s.
|
|
416 |
Genel |
uzun sözcükler ile öne çıkan |
sesquipedalian s.
|
|
417 |
Genel |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeve s.
|
|
418 |
Genel |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeves s.
|
|
419 |
Genel |
açıklık ile öne çıkan |
shirt-sleeved s.
|
|
420 |
Genel |
alışılmışın dışına çıkan |
fresh s.
|
|
421 |
Genel |
gerçek hayattan alınmış kesitler ile öne çıkan |
slice-of-life s.
|
|
422 |
Genel |
üretim ile öne çıkan |
smokestack s.
|
|
423 |
Genel |
ağır sanayi ile öne çıkan |
smokestack s.
|
|
424 |
Genel |
çok uluslu bir topluluk olarak öne çıkan |
society s.
|
|
425 |
Genel |
fransa'da 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan mimari tarza ait veya ilgili |
beaux arts s.
|
|
426 |
Genel |
karşı çıkan |
protest s.
|
|
427 |
Genel |
başka bir mineralin beklendiği yerde çıkan |
proxy s.
|
|
428 |
Genel |
öne çıkan |
spotted s.
|
|
429 |
Genel |
seremoni ile öne çıkan |
state s.
|
|
430 |
Genel |
hapşırma ile öne çıkan |
sternutative s.
|
|
431 |
Genel |
satırlar ile öne çıkan |
stichometric s.
|
|
432 |
Genel |
satırlar ile öne çıkan |
stichometrical s.
|
|
433 |
Genel |
tüyleri yeni çıkan |
stipulate s.
|
|
434 |
Genel |
tüyleri yeni çıkan |
stipuled s.
|
|
435 |
Genel |
caddeye çıkan |
street s.
|
|
436 |
Genel |
sokağa çıkan |
streetward s.
|
|
437 |
Genel |
ansızın ortaya çıkan |
subitaneous s.
|
|
438 |
Genel |
ansızın ortaya çıkan |
subitany s.
|
|
439 |
Genel |
bir şeyin altından çıkan |
subnascent s.
|
|
440 |
Genel |
rüzgar ile ortaya çıkan |
subventaneous s.
|
|
441 |
Genel |
arka çıkan |
subventitious s.
|
|
442 |
Genel |
(kilise müziğinde) oktavın dışına çıkan |
superfluous s.
|
|
443 |
Genel |
(çanak) yumurtalıktan çıkan |
superior s.
|
|
444 |
Genel |
baskın çıkan |
superordinate s.
|
|
445 |
Genel |
simbiyoz olarak öne çıkan |
symbiotical s.
|
|
446 |
Genel |
ortak yaşam ile öne çıkan |
symbiotical s.
|
|
447 |
Genel |
sembol kullanımı ile öne çıkan |
symbological s.
|
|
448 |
Genel |
semboloji ile öne çıkan |
symbological s.
|
|
449 |
Genel |
semboller ile öne çıkan |
symbological s.
|
|
450 |
Genel |
aynılaşma ile öne çıkan |
syncretistical s.
|
|
451 |
Genel |
bağdaştırmacılık ile öne çıkan |
syncretistical s.
|
|
452 |
Genel |
seçmecilik ile öne çıkan |
syncretistical s.
|
|
453 |
Genel |
eş anlamlılar ile öne çıkan |
synonymic s.
|
|
454 |
Genel |
anlamdaşlar ile öne çıkan |
synonymic s.
|
|
455 |
Genel |
eş anlamlılar ile öne çıkan |
synonymical s.
|
|
456 |
Genel |
anlamdaşlar ile öne çıkan |
synonymical s.
|
|
457 |
Genel |
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan |
synoptic s.
|
|
458 |
Genel |
bütüncül bakış açısı ile öne çıkan |
synoptical s.
|
|
459 |
Genel |
sonucunda ortaya çıkan |
resultant s.
|
|
460 |
Genel |
genizden çıkan ses gibi |
twangily zf.
|
|
461 |
Genel |
engel olarak karşısına çıkan |
in someone's way zf.
|
|
462 |
Genel |
'-den çıkan |
of ed.
|
|
463 |
Genel |
(bir şeyden) çıkan |
off ed.
|
|
464 |
Genel |
kimin elinden çıkan |
whose zm.
|
|
465 |
Genel |
(sirk çalışanları ile izleyiciler arasında çıkan kavgada) diğer sirk çalışanlarını kavgaya çağırmak için sirk görevlilerin söylediği söz |
hey rube ünl.
|
|
466 |
Genel |
(makas açıp kapatırken çıkan ses) şıt şıt |
snip ünl.
|
|
467 |
Genel |
… içinde ortaya çıkan anlamına gelen ön ek |
idio- ök.
|
|
468 |
Genel |
-den çıkan anlamı veren son ek |
-genous snk.
|
|
469 |
Genel |
karlı bir yere bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması |
snow-blindness i.
|
|
Phrasals |
|
470 |
Öbek Fiiller |
fermentasyon sürecinde şarabın yüzeyine çıkan tabakayı şaraba basmak |
punch down f.
|
|
471 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan birini takip etmek |
follow out f.
|
|
472 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan birinin arkasından gitmek |
follow out f.
|
|
473 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan (birini/bir şeyi) takip etmek |
follow someone or something out f.
|
|
474 |
Öbek Fiiller |
dışarı çıkan (birinin/bir şeyin) arkasından gitmek |
follow someone or something out f.
|
|
Phrases |
|
475 |
İfadeler |
kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez |
a camel is a horse designed by a committee expr.
|
|
Proverb |
|
476 |
Atasözü |
her kafadan bir ses çıkan kalabalık bir grubun yaptığı işten hayır gelmez |
a camel is a horse designed by a committee
|
|
477 |
Atasözü |
yoluna çıkan her şeyden istifade etmesini bilmelisin |
all is fish that comes to his net
|
|
Colloquial |
|
478 |
Konuşma Dili |
satın alınıp bozuk çıkan şey |
a lemon i.
|
|
479 |
Konuşma Dili |
satın alınıp bozuk çıkan şey |
a real lemon i.
|
|
480 |
Konuşma Dili |
zorlayan, ağzından girip burnundan çıkan kişi |
arm-twister i.
|
|
481 |
Konuşma Dili |
her şeye karşı çıkan çocuk/adam/kişi |
but-boy i.
|
|
482 |
Konuşma Dili |
yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri |
coon eye i.
|
|
483 |
Konuşma Dili |
yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri |
coon eyes i.
|
|
484 |
Konuşma Dili |
kendinden yaşça bir hayli küçük birisiyle çıkan |
cradle-robber i.
|
|
485 |
Konuşma Dili |
kendisinden en az yedi yaş büyük bir kadınla çıkan erkek |
man-cub i.
|
|
486 |
Konuşma Dili |
aniden ortaya çıkan durum/görev |
fire drill i.
|
|
487 |
Konuşma Dili |
hızlı çıkan |
a fast worker i.
|
|
488 |
Konuşma Dili |
bilgisayardan çıkan bipleme sesi |
feep i.
|
|
489 |
Konuşma Dili |
iki veya daha fazla şeyin birleşiminden ortaya çıkan sonuç, ürün |
fruit of the union i.
|
|
490 |
Konuşma Dili |
gazete magazin ekinde çıplak/yarı çıplak pozları çıkan model |
page three girl i.
|
|
491 |
Konuşma Dili |
(beyzbol) atış bölgesinin dışına çıkan dört atıştan sonra vurucunun ilk kaleye gelmesi/yürümesi |
base on balls i.
|
|
492 |
Konuşma Dili |
büyük bunalım sırasında sinema izleyicilerinden birine çıkan nakit para şeklindeki piyango |
bank night [obsolete] [us] i.
|
|
493 |
Konuşma Dili |
erkek genital bölgesinde kızarıklıkla ortaya çıkan enfeksiyon |
gunge i.
|
|
494 |
Konuşma Dili |
dolaylı etki sonucu ortaya çıkan şey |
knock-on [uk] i.
|
|
495 |
Konuşma Dili |
oyun salonlarında deliklerden çıkan nesneleri bir çekiç yardımıyla vurarak puan kazanmaya dayalı oyun |
whack-a-mole i.
|
|
496 |
Konuşma Dili |
kendi türünün öne çıkan örneği |
hell i.
|
|
497 |
Konuşma Dili |
alkol yoksunluğu veya aşırı tüketimi sonucu ortaya çıkan ve öldürücü olabilen aşırı korku |
horror i.
|
|
498 |
Konuşma Dili |
(özellikle suç soruşturması sırasında ortaya çıkan) bir dizi bağlantılı finansal işlem ve takas |
money trail i.
|
|
499 |
Konuşma Dili |
(mantar enfeksiyonu nedeni ile ortaya çıkan) kasık kaşıntısı |
crotch-rot i.
|
|
500 |
Konuşma Dili |
(yürürken çıkan) vıç vıç ses |
squoosh i.
|
|