-ton - Türkçe İngilizce Sözlük

-ton

"-ton" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 205 sonuç

İngilizce Türkçe
General
ton i. ton
Waste products could be sold to processors for £25 a ton.
Atık ürünler işleyicilere tonu 25 sterline satılabilir.

More Sentences
Idioms
a ton of (people or things) expr. tonla (insan/şey)
I have a ton of stuff to do.
Yapacak tonla işim var.

More Sentences
a ton of (people or things) expr. bir ton (insan/şey)
There's a ton of dust on top of the fan blades.
Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.

More Sentences
Trade/Economic
per ton zf. ton başına
In the areas in question an extra EUR 5 per tonne should be paid in subsidies.
Söz konusu bölgelerde ton başına ekstra 5 Avro sübvansiyon ödenmelidir.

More Sentences
Automotive
ton i. ton
Of this, Denmark alone is responsible for 600 000 to 700 000 tons.
Bunun 600.000 ila 700.000 tonundan sadece Danimarka sorumludur.

More Sentences
General
ton i. moda
long ton i. 1016 kilo
short ton i. ton
gross ton i. bin ton
long ton i. büyük ton
gross ton i. groston
ton i. ton, 1000 kg
bon ton i. kibar tavır
ton mile i. ton mil
foot-ton i. ayak-ton
ton-up i. saatte yüz mil hız yapma
gross ton i. gros ton
gross ton i. büyük ton
metric ton i. metrik ton
ton-force i. ton-kuvvet
ton per hour (tph) i. ton/saat
metric ton i. metre ton
ton [brit] i. saatte yüz mil hız yapma
ton i. şıklık
ton i. stil
ton i. sosyete
ton i. moda dünyası
ton [obsolete] i. büyük şarap fıçısı
ton-up i. saatte yüz mil veya daha fazla hız yapmayı seven kimse
bon ton i. yüksek sosyete
bon ton i. şıklık
bon ton i. modaya uygunluk
in the ton s. şık
ton-up s. saatte yüz mil hız yapabilen
ton-up s. saatte yüz mil hız yapmayı seven
Colloquial
like a ton of bricks zf. (cezalandırma, azarlama) ağır biçimde
thanks a ton expr. çok teşekkürler
thanks a ton expr. çok sağ ol/sağ olun
Idioms
a ton of trouble i. bir dolu dert
a ton of trouble i. bir dolu sorun
a ton of trouble i. bir sürü sorun
(hit you) like a ton of bricks f. balyoz gibi inmek
hit somebody like a ton of bricks f. eşekten düşmüşe dönmek
hit somebody like a ton of bricks f. feleği şaşmak
come down like a ton of bricks f. gülle gibi inmek
hit somebody like a ton of bricks f. neye uğradığını şaşırtmak
weigh a ton f. kurşun gibi ağır olmak
come down like a ton of bricks f. öfke ile üzerine yürümek
hit somebody like a ton of bricks f. tokat gibi çarpmak
be down on (one) like a ton of bricks f. (birinin) tepesine balyoz gibi inmek
be down on (one) like a ton of bricks f. (birinin) tepesine gülle gibi inmek
be down on (one) like a ton of bricks f. (birini) bir güzel benzetmek
be down on (one) like a ton of bricks f. (birini) eşekten düşmüşe çevirmek
be down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birine) bir ton laf söylemek
be down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birine) bir ton fırça çekmek/atmak
be down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birini) fena halde azarlamak
be down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birini) fena halde paylamak
be down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birini) fena halde haşlamak
be down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birine) bir güzel giydirmek
come down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birine) bir ton laf söylemek
come down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birine) bir ton fırça çekmek/atmak
come down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birini) fena halde azarlamak
come down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birini) fena halde paylamak
come down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birini) fena halde haşlamak
come down on somebody like a ton of ˈbricks f. (birine) bir güzel giydirmek
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. öfkeyle birinin üstüne gitmek/yürümek
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. birine bir ton laf söylemek
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. birine bir ton fırça çekmek/atmak
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. birine bir araba laf söylemek
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. birini fena halde azarlamak/paylamak
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. birine bir güzel giydirmek
be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f. birini yerden yere vurmak
hit (one) like a ton of bricks f. (birini) beyninden vurulmuşa döndürmek
hit (one) like a ton of bricks f. (birini) derinden sarsmak
hit (one) like a ton of bricks f. (birini) çok üzmek
hit (one) like a ton of bricks f. (birini) mahvetmek
hit (one) like a ton of bricks f. (birini) dağıtmak/darmaduman etmek
hit (one) like a ton of bricks f. (birini) çok etkilemek
hit (one) like a ton of bricks f. (birine) balyoz/tokat gibi inmek
a ton zf. büyük bir güçle
in the ton expr. modaya uygun
(hit you) like a ton of bricks expr. tokat gibi inmek
a ton of (people or things) expr. bir sürü (insan/şey)
a ton of (people or things) expr. çok sayıda (insan/şey)
a ton of (people or things) expr. bir dolu (insan/şey)
a ton of (people or things) expr. sürüsüne bereket (insan/şey)
a ton of (people or things) expr. sürüyle (insan/şey)
Trade/Economic
per ton i. beher tonu
measurement ton i. deniz tonu
dead weight ton i. dedveyt ton
ton mile i. mil başına bir ton
metric ton i. metrik ton
million ton equivalent of petroleum i. milyon ton eşdeğeri petrol
freight ton (f/t) i. navlun ton
shipping ton i. sevkiyat tonu
guaranteed space per ton i. ton başına garanti edilen yer
deadweight ton i. tonaj
long ton i. uzun ton
shipping ton i. yükleme tonu
deadweight ton i. detveyt ton
Technical
ton troy i. 2001 pound troya (746.000 grama) eşit kütle birimi
ton-foot i. bir ton ağırlığındaki bir nesneyi 30 cm yüksekliğe kaldırırken yerçekimine karşı harcanan bir birim enerji
foot-ton i. bir ton ağırlığındaki bir nesneyi 30 cm yüksekliğe kaldırırken yerçekimine karşı harcanan bir birim enerji
weight ton i. ağırlık tonu
gross ton i. büyük ion
gross ton i. brüt ton
long ton i. büyük ton
ton i. delikli kart
short ton i. kısa ton
short ton i. küçük ton
long ton i. long ton
freight ton i. ölçme tonu
refrigeration ton i. soğutma tonu
water ton i. su tonu
long ton i. uzun ton
metric ton i. 1000 kilograma eşit olan bir ağırlık birimi
long ton i. 1016 kiloluk ton
long ton i. 1016 kilo
assay ton i. deney yaparken kullanılan 29.166 gram değerinde ağırlık
lt (long ton) kısalt. uzun ton
lt (long ton) kısalt. 1016 kiloluk ton
Automotive
gross ton i. gros ton
short ton i. kısa ton
Railway
ton mile i. ton mil
ton mile i. belirli bir sürede demiryolu ile taşınan yükü gösteren bir ölçü birimi
ton mileage i. ton mil
ton mileage i. belirli bir sürede demiryolu ile taşınan yükü gösteren bir ölçü birimi
ton-kilometer i. ton kilometre
ton-kilometer i. demiryolu ile belirli bir sürede taşınan yükün ölçü birimi
Aeronautic
carried ton-km i. taşınan ton-km
Marine
gross ton i. gros ton
displacement ton i. hacim tonu
register ton i. gros tonilato
register ton i. gros ton
gross ton i. gros tonilato
short ton i. küçük ton
net register ton i. net hacim
freight ton i. navlun tonu
freight ton i. yük ton
shipping ton i. yükleme tonu
displacement ton i. tekneden taşan su hacmini gösteren bir birim
freight ton i. hacim tonu
freight ton i. tekneden taşan su hacmini gösteren bir birim
Gastronomy
won ton i. çin mutfağına özgü içi baharatlı domuz kıyması ile doldurulmuş ve genellikle çorbaların içinde servis edilen bir tür mantı
won ton i. çin mantısı
won ton i. içinde çin mantısı olan çorba
Marine Biology
ton (thunnus alalunga) i. ton balığı
ton (thunnus alalunga) i. uzunkanat orkinos
ton (thunnus thynnus) i. mavi yüzgeçli atlantik orkinosu
metric ton i. ton
Astronomy
ton 618 i. ton 618
ton 618 i. 66 milyar güneş kütlesine sahip şimdiye dek keşfedilmiş en büyük kara delik
Military
register ton i. gayri safi ton
displacement ton i. hacim tonu
short ton i. kısa ton
short ton i. kısa ton (907.18 kg)
ship ton i. mesaha tonu
Sport
ton i. krikette 100 koşu puanı
Slang
come down on (one) like a ton of bricks f. (birine) bir ton laf söylemek
come down on (one) like a ton of bricks f. (birine) bir ton fırça çekmek/atmak
come down on (one) like a ton of bricks f. (birini) fena halde azarlamak
come down on (one) like a ton of bricks f. (birini) fena halde paylamak
come down on (one) like a ton of bricks f. (birini) fena halde haşlamak
come down on (one) like a ton of bricks f. (birine) bir güzel giydirmek
come down on (one) like a ton of bricks f. öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek
come down on someone like a ton of bricks f. birine bir ton laf söylemek
come down on someone like a ton of bricks f. birine bir ton fırça çekmek/atmak
come down on someone like a ton of bricks f. birini fena halde azarlamak
come down on someone like a ton of bricks f. birini fena halde paylamak
come down on someone like a ton of bricks f. birini fena halde haşlamak
come down on someone like a ton of bricks f. birine bir güzel giydirmek
come down on someone like a ton of bricks f. öfkeyle birinin üstüne gelmek/yürümek
a metric shit ton expr. bir ton
a metric shit ton expr. bir sürü
a metric shit ton expr. çok fazla
a metric shit ton expr. aşırı derecede/miktarda
a metric shit ton expr. tonla
a metric shit ton expr. deve yüküyle
a metric shit ton expr. inanılmaz derecede çok/fazla
a metric shit ton expr. bok gibi
a metric shit ton expr. birçok
a metric shit ton expr. başından aşkın
a metric shit ton expr. bir dolu
a metric shit ton expr. aşırı ölçüde
a metric shit ton expr. çok miktarda
a metric shit ton expr. çok
a metric shit ton expr. dünya kadar
a metric shit ton expr. sürüsüne bereket
a shit ton expr. çok fazla
a shit ton expr. tonla
a shit ton expr. bir ton
a shit ton expr. bir sürü
a shit ton expr. aşırı derecede/miktarda
a shit ton expr. deve yüküyle
a shit ton expr. bok gibi
a shit ton expr. başından aşkın
a shit ton expr. bir dolu
a shit ton expr. aşırı ölçüde
a shit ton expr. çok miktarda
a shit ton expr. dünya kadar
a shit ton expr. sürüsüne bereket
a shit ton expr. sürüyle
a shit ton expr. bir dünya
British Slang
ton i. (skor, mil mesafesi) yüze ulaşmak
Star Wars
ton-falk-class escort carrier i. ton-falk-sınıfı eskort kurye

"-ton" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 411 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ton balığı tuna i.
The issue of the application of rules of origin for Turkish tuna products is also still outstanding.
Türk ton balığı ürünleri için menşe kurallarının uygulanması konusu da halen çözülmemiştir.

More Sentences
ton balığı tuna fish i.
Can I get a kilo of tuna fish fillets please?
Lütfen bir kilo ton balığı filetosu alabilir miyim?

More Sentences
General
ton (renge ait) shade i.
That's a nice shade of blue.
Mavinin güzel bir tonu.

More Sentences
ton (ses veya renge ait) tone i.
I should like to say that I agree with the tone which Galeote Quecedo's speech set here.
Galeote Quecedo'nun burada yaptığı konuşmanın tonuna katıldığımı belirtmek isterim.

More Sentences
ton ton i.
Steel production is estimated to have reached 100 million tons last year.
Geçen yıl çelik üretiminin 100 milyon tona ulaştığı tahmin edilmektedir.

More Sentences
ton tonne i.
The shipment weighed several tonnes.
Sevkiyat birkaç ton ağırlığındaydı.

More Sentences
(ses) ton pitch i.
The saleswoman is very calm and has a slow-talking pitch, which convinces the customers.
Satıcı kadın çok sakin ve yavaş tonda konuşuyor, bu da müşterileri ikna ediyor.

More Sentences
Idioms
bir ton (insan/şey) a ton of (people or things) expr.
I've got a ton of homework.
Bir ton ev ödevim var.

More Sentences
Trade/Economic
ton başına per ton zf.
As a result of five increases, export refunds on skimmed milk have risen from EUR 0 to 650 per tonne.
Beş artış sonucunda, yağsız süt ihracat iadeleri ton başına 0 Avro'dan 650 Avro'ya yükselmiştir.

More Sentences
Automotive
ton ton i.
This stone weighs five tons.
Bu taş beş ton çeker.

More Sentences
Gastronomy
ton balıklı salata tuna salad i.
I ate a tuna salad.
Ton balıklı salata yedim.

More Sentences
ton balıklı sandviç tuna fish sandwich i.
Tom sat down at the counter and ate a tuna fish sandwich.
Tom tezgâha oturdu ve bir ton balıklı sandviç yedi.

More Sentences
ton balıklı sandviç tuna sandwich i.
I love eating toasted cheese and tuna sandwiches.
Kızarmış peynirli ve ton balıklı sandviç yemeyi seviyorum.

More Sentences
ton balığı konservesi can of tuna i.
Since we didn't have any time to prepare food, we ate a can of tuna.
Yemek yapmaya vakit kalmadığından ton balığı konservesi yedik.

More Sentences
ton balığı konservesi canned tuna i.
Tom got mercury poisoning from eating canned tuna every day.
Tom her gün ton balığı konservesi yediği için cıva zehirlenmesi geçirdi.

More Sentences
Common Usage
ton balığı tunny i.
ton tone i.
General
büyük ton long ton i.
ton manner i.
ton duyarsızlığı tone deafness i.
ton gradation i.
kilo ton kiloton i.
ton chord i.
ton color i.
ton, 1000 kg ton i.
yarım ton halftone i.
bin ton gross ton i.
yarım ton semitone i.
ton (renk için) hue i.
ton colour i.
ton short ton i.
ton shade i.
ton t i.
yabancı ton alien tone i.
ton tonicity i.
ton cast i.
açık bir ton (renkte) tint i.
gros ton gross tonnage i.
renk veya ton çıkartma vignetting i.
ton mil ton mile i.
ton line i.
1 milyar ton gigaton i.
yarı ton halftone i.
ton sağırlığı tone deafness i.
karmaşık ton complex tone i.
ayak-ton foot-ton i.
gros ton gross ton i.
büyük ton gross ton i.
metrik ton metric ton i.
ton değişimi tint change i.
yan ton(yan ses) sidetone i.
ton-kuvvet ton-force i.
ton/saat ton per hour (tph) i.
metre ton metric ton i.
çalarken ton değiştirme özelliğine sahip afrika'ya özgü bir vurmalı çalgı talking drum i.
elektronik ton yerine orijinal ses kaydının kullanıldığı cep telefonu zil sesi realtone i.
ton timber [dialect] i.
yaban mersini kırmızısı veya orta ton nar kırmızısından daha sarımsı ve daha mat olan koyu bir kırmızı marroon i.
koyu ton dark i.
koyu ton darkness i.
ton balığı german i.
(org çalınırken) sürdürülen ton pedal i.
uyumsuz ton percussion i.
ton schade i.
ton scug [scotland] i.
alt ton subtone i.
(ses) ton note i.
ton vermek tone f.
ton vermek entune f.
(renk tonunu) başka bir renk veya ton ekleyerek değiştirmek break f.
ton ile ilgili tonic s.
ton farkları çok olan contrasty s.
ton farklı checkered s.
(ton) keskin brilliant s.
(ton) net brilliant s.
(ton) akıcı liquid s.
koyu sarımsı pembe ile orta ton turuncu arasındaki tonlara ait rufous s.
kederli ton sullen s.
ton cinsinden in tonnes zf.
Phrasals
(bir şeye bir şeyle) açık bir ton vermek tinge (something) with (something) f.
Colloquial
bir ton a basinful of expr.
Idioms
sessizlik giderici ton comfort noise i.
sessizlik giderici ton comfort tone i.
bir ton para a pile jack rice couldn't jump over i.
bir ton para a roll Jack rice couldn't jump over i.
(birine) bir ton laf söylemek be down on somebody like a ton of ˈbricks f.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak be down on somebody like a ton of ˈbricks f.
(birine) bir ton laf söylemek come down on somebody like a ton of ˈbricks f.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak come down on somebody like a ton of ˈbricks f.
birine bir ton laf söylemek be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f.
birine bir ton fırça çekmek/atmak be/come down on somebody like a ton of ˈbricks f.
(birinden bir ton) fırça/papara yemek take (a lot of) stick (from someone) f.
Trade/Economic
dedveyt ton dead weight ton i.
mil başına bir ton ton mile i.
milyon ton eşdeğeri petrol million ton equivalent of petroleum i.
metrik ton metric ton i.
navlun ton freight ton (f/t) i.
sicile kayıtlı gros ton gross register tonnage i.
ton başına yük taşıma kapasitesi tonnage i.
ton başı ücret tonnage rate i.
ton başına ödenen ücret tonnage rate i.
ton hesabı üzerinden ücret tonnage rate i.
ton hesabı üzerinden ödenen ücret tonnage rate i.
ton başına garanti edilen yer guaranteed space per ton i.
uzun ton long ton i.
detveyt ton deadweight ton i.
Politics
uluslararası atlantik ton balıklarını koruma komisyonu international commission for the conservation of atlantic tunas i.
Institutes
atlantik ton balığının korunmasına ilişkin uluslararası komisyon international commission for the conservation of atlantic tuna i.
Insurance
brüt ton gross tons i.
Technical
bir ton ağırlığındaki bir nesneyi 30 cm yüksekliğe kaldırırken yerçekimine karşı harcanan bir birim enerji ton-foot i.
bir ton ağırlığındaki bir nesneyi 30 cm yüksekliğe kaldırırken yerçekimine karşı harcanan bir birim enerji foot-ton i.
bir ton kömürün 8000 kilovat saat (kwh) enerji sağladığı fikrine dayanarak yapılan enerji üretimi/tüketimi ölçüsü tonne of coal equivalent i.
aynı ton etkisi tone-in-tone effect i.
bir milyon ton megaton i.
bir sesin ton ölçü birimi decibel i.
brüt ton gross ton i.
büyük ton long ton i.
bin ton kiloton i.
kısa ton short ton i.
küçük ton short ton i.
long ton long ton i.
metrik ton mt i.
milyar ton gigaton i.
salt ton pure tone i.
saf ton kemik iletimi odiyometresi pure-tone bone-conduction audiometry i.
saf ton hava iletimi eşik odiyometrisi pure tone air conduction threshold audiometry i.
tam ton full shade i.
ton pekiştirici line enhancer i.
ton tone i.
ton susturma tone squelch i.
ton azaltılması tone down i.
ton ayarı tone control i.
temel saf ton hava ve kemik iletimi eşik odyometrisi basic pure tone air and bone conduction threshold audiometry i.
ton olarak ağırlığı the weight in tons i.
uzun ton long ton i.
yarım ton halftone i.
yarı ton halftone i.
1016 kiloluk ton long ton i.
21 ton kömüre tekabül eden bir ölçü birimi keel i.
iki rengin aynı ton, canlılık ve açıklığa sahip olması match i.
zar zor duyulabilen seslerden oluşan ton wildtrack i.
bir milyon ton trinitrotoluene eşdeğer bir patlama enerjisi birimi megaton i.
tahta veya mermerde farklı ton veya renkte uzun dalgalı çizgi vein i.
(yarım ton baskıda) en koyu/yoğun nokta solid i.
ton değişimi tonal shift i.
ton başına düşen mineral içerik miktarı (belirtilen şekilde) çıkmak mill-run f.
uzun ton lt (long ton) kısalt.
1016 kiloluk ton lt (long ton) kısalt.
Computer
açık gri ton light grayscale i.
gri ton grayscale i.
gri ton greyscale i.
gri ton grey scale i.
gri ton dolgulu siyah black with grayscale fill i.
karmaşık ton complex tone i.
karmaşık ton complex sound i.
orta ton midtone i.
salt sinüzoidal ton pure tone i.
sinüzoidal ton pure tone i.
ton hue i.
ton tint i.
ton ana rengi tint base color i.
ton denetimleri tone controls i.
ton kullanımda ışığı tone enable led i.
ton pekiştirici line enhancer i.
ton yok tones off expr.
Informatics
gri ton histogramı intensity histogram i.
sinüs biçimli ton pure tone i.
ton üreteci tone generator i.
yan ton sidetone i.
Telecom
çift ton çok frekanslı işaretleşme dual tone multi frequency signalling i.
iki ton işaretli telgraf two-tone telegraph i.
konuşma yan ton işareti speech sidetone i.
meşgul ton busy tone i.
saf ton ses diyagramı pure tone audiogram i.
ton ile işaretleşme tone signaling i.
ton farklılığı tone diversity i.
ton çeşitliliği tone diversity i.
telefon yan ton işareti telephone sidetone i.
yeniden düzenlenen ton işareti reorder tone i.
Electric
ton ayarı tone control i.
Mechanic
makinenin/motorun uyguladığı basınç veya itkinin ton cinsinden değeri tonnage i.
Textile
ton üzerine ton tone-on-tone i.
Construction
ton (renk) tonality i.
Dyeing
orta ton sarımsı yeşil bir renk zinc green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk cobalt green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk rinnemann's green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk saxony green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk smalt green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk cinnabar green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk milori green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk silk green i.
orta ton sarımsı yeşil bir renk deep chrome green i.
orta ton mavi ile lacivert arasında bir renk lapis i.
su yeşilinden daha sarı ve koyu olan orta ton bir yeşil myrtle i.
su yeşilinden daha sarı ve koyu olan orta ton bir yeşil myrtle green i.
tütün kahverengisinden daha açık, yoğun ve daha kızıl olan orta ton kahverengi malabar i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi manchu i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi sherry brown i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi sherry i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi clove i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi manganese brown i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi manganese bister i.
doru renginden daha sarı ve açık olan orta ton bir kahverengi rangoon i.
hakiden daha açık, canlı ve kırmızı olan açık ton sarımsı bir kahverengi manila i.
hakiden daha açık, canlı ve kırmızı olan açık ton sarımsı bir kahverengi manilla i.
yaban mersini kırmızısı veya orta ton nar kırmızısından daha sarımsı ve daha mat olan koyu bir kırmızı marron i.
yaban mersini kırmızısı veya orta ton nar kırmızısından daha sarımsı ve daha mat olan koyu bir kırmızı marroon i.
macenta pembesinden daha mavimsi ve soluk bir ton maul i.
macenta pembesinden daha mavimsi ve daha soluk bir ton mallow red i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi air blue i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi armenian stone i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi blue ashes i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi cendre i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi chessylite blue i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi copper blue i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi hungarian blue i.
kobalt camı renginden daha soluk olan bir orta ton mavi lambert's blue i.
kobalt camı renginden daha yeşil ve daha soluk olan bir orta ton mavi stone blue i.
soluk turuncu sarı veya sarımsı gri bir ton moonlight i.
sarımsı bir orta ton gri gull i.
sarı yaldız renginden daha soluk bir ton mummy i.
orta ton bir kırmızımsı turuncu flamingo i.
ton rengi shade i.
(rengi) başka bir ton ile karıştırarak nötr hale getirmek neutralize f.
(rengi) başka bir ton ile karıştırarak nötr hale getirmek neutralise f.
(daha güçlü bir ton ile) bastırmak overtone f.
Automotive
gros ton gross ton i.
kısa ton short ton i.
tam ton mass tone i.
Transportation
brüt ton grt (gross registered tons) kısalt.
Railway
ton mil ton mile i.
ton mil ton mileage i.
ton kilometre ton-kilometer i.
demiryolu şirketinin belirli bir süre içinde taşıdığı yolcu ve ton ağırlığın mil cinsinden toplam birimi traffic mile i.
Aeronautic
taşınan ton-km carried ton-km i.
Marine
açık deniz ton balığı uzunyol balıkçılığı pelagic tuna longline fishery i.
bir hacme kaç ton mal yükleneceğini belirten rakam stowage factor i.
gros ton gross ton i.
gros ton register ton i.
küçük ton short ton i.
net ton net tonnage i.
yük ton freight ton i.
Petrol
ton eşdeğer petrol (tep) tons of oil equivalent (toe) i.
ton eşdeğer petrol (tep) tonne of oil equivalent (toe) i.
t.e.p. (ton eşdeğer petrol) t.o.e. (tonnes of oil equivalent) i.
Medical
saf ton kemik iletimi odiyometrisi pure tone bone conduction audiometry i.
(odyolojide) göreceli bir ton aralığı birimi mel i.
uskumru ve ton balığı gibi balıkların ürettiği bir zehir scombrotoxin i.
Printing
baskı görseline nokta vb. transparan şekillerle ton ekleme ben day i.
baskı görseline nokta vb. transparan şekillerle ton ekleme benday i.
(yarım ton baskı plakasında) noktaları ovalayıp büyüterek koyu alan oluşturmak burnish f.
Gastronomy
mayonezli ton balığı tuna mayonnaise [brit] i.
konserve ton balığı canned tuna i.
konserve ton balığı tinned tuna i.
ton tuna fish i.
ton balıklı makarna salatası tuna pasta salad i.
ton balığı tunny fish i.
ton balığı ezmesi fish spread i.
ton balıklı salata tuna fish salad i.
konserve ton balığı can of tuna i.
konserve ton balığı canned tuna i.
Physics
ton-kuvvet tone-force i.
temel ton fundamental tone i.
müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa ohm’s law i.
müzikal sesin kulakta bir dizi kurucu saf harmonik ton olarak algılandığını belirten bir yasa ohm's law i.
Marine Biology
ton balığı alalonga i.
ton balığı albicore i.
ton balığı ton (thunnus alalunga) i.
ton balığı tunnyfish i.
çizgili ton skipjack tuna i.
ton balığı albacore i.
ton balığı northern bluefin tuna i.
ton balığı skipjack tuna i.
ton tipi yüzme thunniform swimming i.
ton metric ton i.
ton northern bluefin tuna i.
pasifik okyanusunda bulunan, ton balığı avında yem olarak kullanılan küçük bir hamsi anchoveta (cetengraulis mysticetus) i.
pasifik okyanusunda bulunan, ton balığı avında yem olarak kullanılan küçük bir hamsi anchovetta i.
pasifik okyanusunda bulunan, ton balığı avında yem olarak kullanılan küçük bir hamsi pacific anchoveta i.
atlantik ve pasifik okyanusunun ılıman sularında yetişen ton balığı benzeri orta boy bir balık atlantic bonito (sarda sarda) i.
atlantik ve pasifik okyanusunun ılıman sularında yetişen ton balığı benzeri orta boy bir balık skipjack i.
çizgili ton balığı bonito i.
uskumrudan büyük, ton balığından küçük benzer cinsteki çeşitli balıklara verilen ad bonita i.
ton balığı horse mackrel (orcynus thunnus) i.
Astronomy
ton 618 ton 618 i.
Zoology
soyu ingiliz soğuk kanlı at ırkına dayanan 180 cm uzunluğunda ve 1 ton ağırlığında bir at shire horse i.
ton balığı thon i.
Fishery
ton balığı avında kullanılan bir breton yelkenli teknesi thonnier i.
pasifik okyanusunda ton balığı avında kullanılan dizel motorlu tekne tuna clipper i.
akdeniz'de ton balığı yakalamak için kullanılan büyük bir balık havuzu madrague i.
akdeniz'de ton balığı yakalamak için kullanılan ablatya madrague i.
ton balığı filetosu fletch i.
(ton balığı avında kullanılan) suni kalamar yemi squid i.
Linguistics
belirli bir dil veya ağızda kullanılan ton sistemi tonal system i.
belirli bir dil veya ağızda kullanılan ton sistemi tone system i.
ton bilgisi öğrenen öğrenci tonetician i.
bileşik ton compound tone i.
düz ton level tone i.
kayan ton contour tone i.
seken ton register tone i.
ton bilgisi tonetics i.
ton değişkesi allotone i.
ton tone i.
ton tamber i.
ton uzunluğu tone length i.
ton dilleri tone languages i.
ton dili tone language i.
ton dili tonal language i.
ton seçimi tone selection i.
ton değişimi tone change i.
yalın ton simple tone i.
kelimede diğerinden daha yüksek olan (ton) upstepped s.
kelimede diğerinden daha yüksek olan (ton) upstepping s.
History
yabancı tüccarlarca ithal edilen her ton başına iki şilin vergi prisage i.
Environment
ton ayrımı reversal i.
Meteorology
ton climature [rare] i.
Military
gayri safi ton register ton i.
kısa ton (907.18 kg) short ton i.
kısa ton short ton i.
patlama enerjisi bir milyon ton trinitrotoluene eşdeğer bir nükleer silah megaton bomb i.
Art
göreceli bir mesafeyi netlik, ton ve renk kullanarak yansıtma atmospheric perspective i.
göreceli bir mesafeyi netlik, ton ve renk kullanarak yansıtma aerial perspective i.
ara ton half tone i.
açık ile koyu arasında yer alan ara ton demitint i.
orta ton demitint i.
açık ile koyu arasında yer alan ara ton half tint i.
orta ton half tint i.
resmin bir bölümünü ton veya renk olarak solgun boyamak keep down f.
Music
bir ton yaratmak için basılan tuş tasto i.
baritonun bir ton üstündeki yetişkin erkek sesi tenor voice i.
normal ses perdesi aralığında ton veren bir org düğmesi tierce i.
ton timber i.
asimetrik ton asymmetric tone i.
ton özelliği tonality i.
ton hafıza seçme düğmeleri tone memory selector buttons i.
ton sağırlığı tone deafness i.
yarım ton demitone i.
on iki ton sistemi dodecaphony i.
belirli bir ton veya ölçeğe bağlı kalmadan beste yapan kimse atonalist i.
(antik yunan müziğinde) yüksek ton ecbole i.
tüm vokal veya enstrümantal ton aralığının alt yarısı bass i.
ton rengi klangfarbe i.
çeyrek ton quarter tone i.
çeyrek ton quartertone i.
çeyrek ton quarter-tone i.
çeyrek ton quarter tone i.
yarım ton half tone i.
(ton) tokluk body i.
orta ton mezza voce i.
yarım ton mezza voce i.
temel ton ve ürettiği ardışık harmonikler harmonic series i.
(ton) sonlandırma bridge i.
ton keskinliği brilliance i.
ton netliği brilliance i.
havalı ton roundelay i.
(ayin şarkısında) ton değişikliği inflection i.
(ayin şarkısında) farklı ton inflection i.
(ayin şarkısında) ton değişikliği inflexion i.
(ayin şarkısında) farklı ton inflexion i.
çok farklı frekanstaki iki saf ton birlikte çalındığında duyulan kombine ve subjektif ses combination tone i.
çeyrek ton diesis i.
(genellikle yumuşak ton çıkaran) borulu org düğmesi dolce i.
ortak ton bulundurmayan çalgı telleri irrelative chords i.
yumuşak çıkan ton piano i.
(gaydada) ton port i.
genellikle tonik veya baskın olan tek bir ton organ point i.
benzer ton kalitesine sahip org borusu seti organ stop i.
temel bir tonla karışarak tınısını etkileyen üst ton veya harmonikler partial tones i.
diyatonik gamda belirli bir tonun dört basamak yukarısı veya aşağısındaki ton fourth i.
(ana) ton key i.
ton vermek intone f.
ton değiştirmek modulate f.
(majörü veya tam aralığı) yarım ton artırmak augment f.
majör veya tam aralıktan yarım ton fazla olan augmented s.
aralıklı ton kullanan chromatic s.
geleneksel ton özelliğine bağlı kalmadan belirli bir ton sırasına sahip olan (müzik) serial s.
titreşimsiz (ton) shallow s.
rezonanssız (ton) shallow s.
tam aralıktan yarım ton fazla olan (perde farkı) sharp s.
Painting
ara ton semitone i.
genel ton tonality i.
ton andırımı high tone i.
ton geçişlerinin uygulandığı bir resim tekniği luminism i.
Cinema
abd film endüstrisine özgü gösterişli kaba bir ton veya atmosfer hollywood i.
Photography
fotoğrafın ton veya yoğunluk değerlerini ters çevirme transposal i.
fotoğrafın ton veya yoğunluk değerlerini ters çevirme transposition i.
tek ton monotint i.
(tonlandırma) farklı ton değerlerine maruz bırakılan ara negatifler yapma lith processing i.
nesneyi açık bir arka plan üzerinde yalnızca iki ton kullanarak sergileyen fotoğraf silhouette i.
(fotoğraf baskısı veya negatifi) yarı ton veya geçişe sahip olmamak block (up) f.
(baskı görseline) transparan şekillerle ton eklemek benday f.
baskı görseline transparan şekillerle ton ekleme yöntemini içeren benday s.
baskı görseline transparan şekillerle ton ekleme yönteminde kullanılmış benday s.
orijinale yakın ton ve ışık sunan positive s.
Abbreviation
ton tn. i.
ton başına çalışılan saat tmh (tons per man hour) i.
günde bir ton tpd (tons per day) i.
gün/ton tpd (tons per day) i.
Archaic
açık ile koyu arasında yer alan ara ton mezzotint i.
orta ton mezzotint i.
Slang
bir ton loads [uk] i.
(birine) bir ton laf söylemek come down on (one) like a ton of bricks f.
(birine) bir ton fırça çekmek/atmak come down on (one) like a ton of bricks f.
birine bir ton laf söylemek come down on someone like a ton of bricks f.
birine bir ton fırça çekmek/atmak come down on someone like a ton of bricks f.
bir ton a metric shit ton expr.
bir ton a metric shitload expr.
bir ton metric shitload expr.
bir ton a shit ton expr.
bir ton a shitload expr.
Star Wars
ton-falk-sınıfı eskort kurye ton-falk-class escort carrier i.