Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | arkeolojik alan | site i. | ||
This archaeological site was damaged during the war. Bu arkeolojik alan savaş sırasında hasar gördü. More Sentences |
||||
Archaeology | ||||
Arkeoloji | arkeolojik alan | archeological site i. | ||
Ancient archeological sites are under threat in Syria. Suriye'deki antik arkeolojik alanlar tehdit altında. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Archaeology | ||
Arkeoloji | kamboçya'nın kuzeybatısında bulunan önemli bir arkeolojik alan | angkor i. |
Arkeoloji | (mısır'ın el minye şehrinin doğusunda yer alan) arkeolojik kazı alanı | oxyrhynchus i. |
Arkeoloji | zengin defineler ve eserlerin bulunduğu la tène arkeolojik alanının adını alan avrupa'nın demir çağına ait | la tène s. |