arttırmak - Türkçe İngilizce Sözlük

arttırmak

"arttırmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
arttırmak enhance f.
Extra products should enhance pension security, not undermine it.
Ekstra ürünler emeklilik güvenliğini zayıflatmamalı, arttırmalıdır.

More Sentences
arttırmak increase f.
We have managed to increase our ability to deliver humanitarian assistance.
İnsani yardım sağlama kabiliyetimizi arttırmayı başardık.

More Sentences
Trade/Economic
arttırmak raise f.
The EU must agree to raise taxes on alcohol, hence reducing consumption and the harm it does.
AB alkol üzerindeki vergileri arttırmayı kabul etmeli, böylece tüketimi ve verdiği zararı azaltmalıdır.

More Sentences
Technical
arttırmak promote f.
Clarity about factors that distort the market promotes the effectiveness of a market for emission rights.
Piyasayı bozan faktörler konusunda netlik, emisyon hakları piyasasının etkinliğini arttırır.

More Sentences
arttırmak boost f.
I also regard as very important the point of view that biofuels are a means of boosting employment.
Biyoyakıtların istihdamı arttırıcı bir araç olduğu görüşünü de çok önemli buluyorum.

More Sentences
arttırmak stimulate f.
Moderate exercise stimulates the circulation of blood.
Makul bir egzersiz kan dolaşımını artırır.

More Sentences
arttırmak compound f.
Competition would, in fact, compound these difficulties, as competition hampers cooperation.
Rekabet işbirliğini engellediğinden, rekabet aslında bu zorlukları daha da arttıracaktır.

More Sentences
Common Usage
arttırmak augment f.
General
arttırmak pile up something f.
arttırmak redound f.
arttırmak ratchet up f.
arttırmak majorate [obsolete] f.
arttırmak hight [dialect] f.
arttırmak jack f.
arttırmak crowd f.
arttırmak parlay f.
Phrasals
arttırmak build something up f.
arttırmak amp up f.
arttırmak pick up f.
arttırmak hike up f.
arttırmak ratchet up f.
Idioms
arttırmak whack up f.
arttırmak jack up f.
Technical
arttırmak multiply f.
Slang
arttırmak bump f.

"arttırmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 133 sonuç

Türkçe İngilizce
General
verimliliği arttırmak increase productivity f.
The second action plan is an action plan for improving quality at work and increasing productivity.
İkinci eylem planı, iş yerinde kalitenin iyileştirilmesi ve verimliliğin arttırılmasına yönelik bir eylem planıdır.

More Sentences
kaliteyi arttırmak improve the quality f.
The Commission should therefore improve the quality of its reports in future.
Bu nedenle Komisyon gelecekte raporlarının kalitesini arttırmalıdır.

More Sentences
güvenliği arttırmak improve safety f.
This document is attempting to do something to improve safety for the lives of the seamen who work in ports.
Bu belge, limanlarda çalışan denizcilerin can güvenliğini artırmak için bir şeyler yapmaya çalışmaktadır.

More Sentences
maliyet arttırmak increase the cost f.
Last, but not least, it would increase the costs of insurance mediation.
Son olarak, sigorta arabuluculuğunun maliyetini arttıracaktır.

More Sentences
hız arttırmak increase the speed f.
The pilot increased the speed of the plane.
Pilot uçağın hızını artırdı.

More Sentences
fiyatı arttırmak increase the price f.
I would like to increase the price.
Fiyatı arttırmak istiyorum.

More Sentences
evin değerini arttırmak için yapılan dekorasyon çalışması home improvement i.
desteği arttırmak ve popüler olmak için yapılan kampanya charm campaign i.
muharebe kabiliyetini arttırmak için standartlaştırılan mesaj formatı united states message text format i.
etkisini arttırmak lift effectiveness f.
vergileri arttırmak boost tax receipts f.
hareket alanını arttırmak delocalize f.
sayısını arttırmak augment f.
yetkisini arttırmak increase one's authority f.
yetkisini arttırmak expand one's authority f.
arttırmak (üretimi vb) ramp up f.
etkinliği arttırmak gear up f.
verimi arttırmak increase efficiency f.
verimliliği arttırmak raise productivity f.
verimliliği arttırmak improve productivity f.
değerini arttırmak increase the value f.
hareket alanını arttırmak increase the radius of action f.
maaşını arttırmak increase one's salary f.
hızını arttırmak increase one's speed f.
kaliteyi arttırmak enhance the quality f.
güvenlik önlemlerini arttırmak tighten the security measures f.
güvenliği arttırmak tighten the security f.
kaliteyi arttırmak raise the quality f.
yoğunluğunu arttırmak potentiate f.
dozunu arttırmak potentiate f.
gücünü arttırmak potentiate f.
talebi arttırmak boost the demand f.
talebi arttırmak increase the demand f.
performansını arttırmak improve one's performance f.
performansını arttırmak enhance one's performance f.
koordinasyonu arttırmak increase the coordination f.
karlılığını arttırmak improve one's profitability f.
önemini arttırmak increase one's importance f.
karlılığını arttırmak increase one's profitability f.
kapasiteyi arttırmak expand the capacity f.
kapasiteyi arttırmak increase the capacity f.
maliyet arttırmak push up the cost f.
önemini arttırmak raise the importance of f.
önemini arttırmak increase the significance of f.
sermayeyi arttırmak increase the capital f.
sermayeyi arttırmak raise the capital f.
dozunu arttırmak (ilaç vb) potentiate f.
vites arttırmak step up gear f.
fiyat arttırmak mark up price f.
fiyatı arttırmak mark up the price f.
çalışma etkinliği arttırmak gear up f.
değerini arttırmak improve f.
süratini arttırmak step on the juice f.
performansı arttırmak increase the performance f.
motor gücünü arttırmak increase the engine power f.
mukavemetini arttırmak increase its strength f.
mukavemetini arttırmak increase the strength f.
verimi arttırmak enhance productivity f.
verimi arttırmak increase productivity f.
sakatlık riskini arttırmak increase the risk of injury f.
bağlılığını/sadakatini arttırmak deepen one's commitment f.
tempoyu arttırmak speed up the tempo f.
kendine olan saygısını arttırmak boost one's self esteem f.
kirayı yüzde 10 arttırmak increase the rent by 10 percent f.
kirayı yüzde 10 arttırmak raise the rent by 10 percent f.
miktarını arttırmak supersize f.
baskıyı arttırmak turn up pressure f.
tansiyonu arttırmak increase the tension f.
hareket alanını arttırmak delocalise f.
heyecanı arttırmak elevate excitement f.
değerini arttırmak uprate f.
karlılığı arttırmak increase profitability f.
olabildiğince arttırmak maximize f.
olabildiğince arttırmak maximise f.
değerini arttırmak increase the value of (something) f.
değerini arttırmak increase the value of (something) f.
yeniden arttırmak reincrease f.
memnuniyet arttırmak improve satisfaction f.
(fiyatı) arttırmak hain [uk] [dialect] f.
miktarını arttırmak fatten f.
başarılı olma olasılığını arttırmak favor f.
başarısını arttırmak favor f.
başarılı olma olasılığını arttırmak favour f.
başarısını arttırmak favour f.
içindeki tuz yoğunluğunu arttırmak salinate f.
(hayvan postunu ütmede kullanılan kalsiyum hidroksitli kireç suyunun) faaliyetini sodyum sülfür ekleyerek arttırmak sharpen f.
Phrasals
düzeylerini arttırmak level up f.
pokerde arttırmak gerekirken sadece görmek limp in f.
Idioms
bir gruptaki insanların sayısını arttırmak swell the ranks f.
cinsel gücünü arttırmak put lead in your pencil f.
cinsel gücünü arttırmak put lead in one's pencil f.
değerini/fiyatını arttırmak put a premium on something f.
temposunu ve etkinliğini arttırmak move up a gear f.
temposunu ve etkinliğini arttırmak step up a gear f.
tempoyu arttırmak pick up the pace f.
temposunu ve etkinliğini arttırmak step (it) up a gear f.
Trade/Economic
boş gemiye denge arttırmak için alınan safra water ballast i.
karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletme trading on the equity i.
kiraları arttırmak (bir bölgedeki) push up the rents i.
karı arttırmak amacıyla düşük faizle para alıp yüksek faizle işletmek trade on the equity f.
pazar payını arttırmak increase one's market share f.
değerini arttırmak upvalue f.
Industry
işgücünü arttırarak faaliyet giderlerini arttırmak upsize f.
Technical
kritik sıcaklığın üzerindeki tavlanmış çeliği sertliğini arttırmak için yağ veya diğer bir sıvıya batırarak aniden soğutma işlemi hardening i.
eski lokomotiflerde kalkış sırasında sürtünmeyi arttırmak için tekerlek ile ray arasına kum dökme vazifesi gören boru sand gall i.
eski lokomotiflerde kalkış sırasında sürtünmeyi arttırmak için tekerlek ile ray arasına kum dökme vazifesi gören boru sand pipe i.
yapışmayı arttırmak için anlık olarak bastırmak nip f.
yangın hortumundaki basıncı arttırmak için birkaç motordan (su) pompalamak relay f.
dayanıklığını arttırmak corroborate f.
şiddetini arttırmak intensify f.
çözünürlüğünü arttırmak upscale f.
Computer
(programın) hesaplama hızını ve verimliliğini arttırmak optimalise f.
(programın) hesaplama hızını ve verimliliğini arttırmak optimalize f.
(programın) hesaplama hızını ve verimliliğini arttırmak optimize f.
(programın) hesaplama hızını ve verimliliğini arttırmak optimise f.
Television
bir resim veya videonun kalitesini arttırmak için yapılan düzenleme upconversion i.
Textile
yalıtımı arttırmak için döşemeyle halı arasına serilen kalın keçe underfelt i.
Architecture
binanın güzelliğini arttırmak veya istenmeyen optik etkilerin üstesinden gelmek amacıyla mekanik kusursuzluktan sapma refinement i.
Marine
teknenin rüzgarla açısını arttırmak fall off f.
Medical
performansı arttırmak veya kas büyümesini teşvik etmek için kaslara genetik materyalin enjekte edildiği bir tür doping gene doping i.
Printing
alfa selüloz içeriğini arttırmak için işleme tabi tutulmuş kimyasal selüloz alpha pulp i.
Physics
suyun birim kütle sıcaklığını bir derece arttırmak için gerekli ısı miktarı unit of heat i.
Biochemistry
antijenlik özelliğini arttırmak için antijene eklenen madde freud's adjuvant i.
Tobacco
tütüne rutubet tutma yeteneğini arttırmak amacıylakatılan maddeler humectant i.
Basketball
fiziksel dayanıklılığı arttırmak için yapılan çalışma şekilleri conditioning i.
Card
oyunda kalmak için bahis arttırmak whipsaw f.
Wagering
bir oyunun muhtemel sonucunu eşitlemek ve bahsin değerini arttırmak için güçsüz olan tarafa tanınan handicap i.
bahsi arttırmak raise f.
sürülen parayı arttırmak raise f.
Photography
filmi az ışıklayarak duyarlığını arttırmak uprate f.
filmi düşük ışıklayarak hızını arttırmak uprate f.
Archaic
darbenin gücünü arttırmak için dönerek hareket eden şey whirlbat i.
Slang
pokerde bir önceki oyuncunun belirlediği potu arttırmak outcall f.