avukat - Türkçe İngilizce Sözlük

avukat

"avukat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
avukat lawyer i.
Seen in this light, professional confidentiality is a lawyer's inalienable duty.
Bu açıdan bakıldığında, mesleki gizlilik bir avukatın devredilemez görevidir.

More Sentences
avukat advocate i.
You are our advocate Tom.
Sen bizim avukatımızsın, Tom.

More Sentences
avukat attorney i.
Often, these disputes cannot be resolved without the help of an attorney.
Çoğu zaman bu anlaşmazlıklar avukat yardımı olmadan çözülemez.

More Sentences
avukat solicitor i.
I asked the solicitor to make out my will.
Avukattan vasiyetimi hazırlamasını istedim.

More Sentences
avukat barrister i.
We are not lawyers or barristers.
Biz avukat ya da avukat değiliz.

More Sentences
General
avukat counsel i.
This violates professional independence and the principle of confidentiality between client and counsel.
Bu durum mesleki bağımsızlığı ve müvekkil ile avukat arasındaki gizlilik ilkesini ihlal etmektedir.

More Sentences
avukat attorney i.
Sami is a local attorney.
Sami yerel bir avukattır.

More Sentences
Trade/Economic
avukat attorney i.
Tom is a great attorney.
Tom harika bir avukat.

More Sentences
avukat lawyer i.
Human rights lawyers have been assassinated as well by loyalist paramilitaries.
İnsan hakları avukatları da sadık paramiliterler tarafından öldürülmüştür.

More Sentences
avukat advocate i.
I believe he is not an advocate.
Sanırım o bir avukat değil.

More Sentences
Law
avukat advocate i.
I believe he is not an advocate.
Ben onun bir avukat olmadığına inanıyorum.

More Sentences
avukat attorney i.
Sami's attorney hired a forensic pathologist.
Sami'nin avukatı bir adli patolog tuttu.

More Sentences
avukat barrister i.
She practised as a barrister for many years.
O yıllarca bir avukat olarak çalıştı.

More Sentences
avukat solicitor i.
I asked the solicitor to make out my will.
Avukattan vasiyetimi yazmasını rica ettim.

More Sentences
avukat lawyer i.
He said we must not always be carried along by lawyers.
Her zaman avukatlar tarafından yönlendirilmememiz gerektiğini söyledi.

More Sentences
General
avukat counselor i.
avukat mouthpiece i.
avukat counselor at law i.
avukat pleader i.
avukat atty i.
avukat counsellor i.
avukat counsellor-at-law i.
avukat practitioner i.
avukat legal adviser i.
avukat counsellor at law i.
avukat brief i.
avukat counselor-at-law i.
avukat esquire [uk] i.
avukat paraclete i.
avukat paranymph i.
avukat orator [obsolete] i.
avukat solicitant i.
avukat syndic i.
Colloquial
avukat legal-beagle i.
avukat legal-eagle i.
avukat fixer i.
Idioms
avukat mouth i.
Trade/Economic
avukat pleader i.
avukat attorney at law i.
avukat public attorney i.
Law
avukat advocator i.
avukat public attorney i.
avukat countor i.
avukat barrister-at-law i.
avukat attorney at law i.
avukat defensor i.
avukat pleader i.
avukat law agent [scotland] i.
avukat jurist [us] i.
avukat limb of the law i.
avukat officer i.
avukat circuiteer i.
avukat squire i.
Latin
avukat consiliarius i.
Archaic
avukat lawer i.
British Slang
avukat brief i.

"avukat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 189 sonuç

Türkçe İngilizce
General
avukat istemek want a lawyer f.
Tom wants a lawyer.
Tom bir avukat istiyor.

More Sentences
tutmak (avukat vb) retain f.
He has to retain a lawyer to fight her allegations.
İddialara karşı kendini savunmak için bir avukat tutmak zorunda.

More Sentences
avukat talep etmek demand a lawyer f.
Sami demanded a lawyer.
Sami bir avukat talep etti.

More Sentences
(doktor, avukat) olarak çalışmak practice f.
He started practicing as a psychologist in 1978.
1978'de psikolog olarak çalışmaya başladı.

More Sentences
(doktor, avukat) olarak çalışmak practise f.
He started practising as a psychologist in 1978.
1978'de psikolog olarak çalışmaya başladı.

More Sentences
Speaking
avukat tut get a lawyer expr.
I suggest you get a lawyer.
Bir avukat tutmanı öneririm.

More Sentences
Law
avukat tutmak hire a lawyer f.
Sami hired a lawyer.
Sami bir avukat tuttu.

More Sentences
Common Usage
stajyer avukat trainee solicitor i.
General
avukat ücreti attorney's fee i.
avukat ruhsatı attorney's certificate i.
kötü şöhretli avukat shyster i.
aşağılık küçük avukat pettifogger i.
en yüksek mahkemelerde dava görebilen avukat barrister i.
avukat ve müvekkil attorney and client i.
avukat masrafı lawyer expense i.
ücretli avukat fee-earner i.
eşcinsel bir avukat a homosexual lawyer i.
üst düzey bir avukat a top lawyer i.
mahkemenin atadığı avukat court-appointed attorney i.
yahudi avukat jewish lawyer i.
avukat tutma briefing i.
avukat tutma brief i.
emekli avukat retired lawyer i.
avukat olmayan kimse nonlawyer i.
kadın avukat egeria i.
avukat evrak çantası brief bag [uk] i.
hileli işler yapan avukat pettifogger i.
hileli işler yapan avukat leguleian i.
doktor, avukat gibi mesleki işlerin yürütüldüğü yer office i.
kadın avukat portia i.
avukat cübbesi lawyer gown i.
(avukat stajyeri vb gibi) zor/angarya dolu bir iş yapmak devil f.
avukat tutmak retain a lawyer f.
avukat tayin etmek designate a lawyer to f.
avukat tutmak instruct a solicitor f.
ücretle tutmak (avukat vb) retain f.
avukat olarak yetiştirilmek be bred up to the law f.
avukat olarak çalışmak work as a lawyer f.
avukat talep etmek request a lawyer f.
avukat tutmak brief f.
avukat stajeri olarak çalışmak devil f.
avukat istemek ask for a lawyer f.
avukat gibi lawyerlike s.
müşterisi olmayan (avukat) briefless s.
avukat gibi lawyerly s.
avukat gibi leguleian s.
Colloquial
deneyimli bir avukat an experienced lawyer i.
uyanık, yetenekli avukat legal-eagle i.
paragöz ve çakal avukat shark i.
yaralanmalı kazalarda mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden avukat shark i.
çok başarılı avukat superlawyer i.
önde gelen avukat superlawyer i.
duayen avukat superlawyer i.
avukat zihniyetli pinstriped s.
ben avukat değilim ianal (I am not a lawyer) expr.
Idioms
usta/becerikli/işini bilen avukat legal beagle i.
uyanık, yetenekli avukat legal eagle i.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat an ambulance chaser i.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden/mağdura hukuki tavsiye vererek iş almaya çalışan avukat an ambulance chaser i.
(avukat) meslekten çıkarılmak strike (one) off the roll (of solicitors/attorneys) f.
(avukat) meslekten çıkarılmak strike (one) from the roll (of solicitors/attorneys) f.
avukat olmak go to the bar f.
(öğretmen, avukat) şapkasını takmak have your [teacher's/lawyer's etc.] hat on f.
(öğretmen, avukat) gömleğini giymek have your [teacher's/lawyer's etc.] hat on f.
Speaking
ben avukat olmak istiyorum I want to be a lawyer expr.
iyi bir avukat biliyorum I know a good lawyer expr.
Trade/Economic
avukat masrafları legal fees i.
avukat yanında yapılan staj clerkship i.
müşterek avukat joint attorney i.
yardımcı avukat associate counsel i.
Law
ingiliz kraliyet mahkemesinde yarı zamanlı yargıç olarak atanmış en az on yıllık avukat recorder i.
ingiltere ve galler'deki profesyonel avukat derneklerinde yaz dönemi trinity term i.
avukat giderleri attorney fees i.
avukat ücreti attorney's fee i.
avukat giderleri attorney costs i.
avukat gideri solicitor's bill i.
avukat ve müvekkil arasındaki davanın kazanılmamasına karşılık ücret ödememe anlaşması no-win no-fee i.
avukat stajyeri paralegal i.
avukat tezkeresi letter of attorney i.
avukat ücreti solicitor’s fee i.
avukat ücreti counsel's fee i.
avukat adayı prospective lawyer i.
avukat ücreti attorney fee i.
avukat tutma varakası retainer i.
avukat asistanı paralegal i.
avukat masrafları legal fees i.
avukat asistanı legal assistant i.
avukat gideri solicitor costs i.
avukat asistanı lawyer's assistant i.
avukat ve dava vekillerinin suistimali misconduct by lawyers and solicitors i.
avukat adayı hukuk stajyeri trainee solicitor i.
avukat gideri attorney fees i.
avukat gideri attorney costs i.
aşağı dereceli avukat junior counsel i.
avukat aracılığıyla mahkemede temsil edilme appearance by counsel i.
avukat görüşü counsel's opinion i.
avukat müvekkil gizliliği attorney-client privilege i.
avukat müvekkil ilişkisi lawyer client relation i.
avukat tutma hakkın var you have the right to an attorney i.
avukat yardımcısı legal assistant i.
avukat yardımcısı paralegal i.
avukat yardımcısı lawyer's assistant i.
avukat yardımı legal assistance i.
avukat-müvekkil gizliliği legal professional privilege i.
davacı avukat counsel for the prosecution i.
devir işlemlerine bakan avukat conveyancer i.
duruşmaya çıkan avukat barrister i.
doğru ve kanuni avukat true and lawful attorney i.
ferağ ile uğraşan avukat conveyancer i.
genç avukat junior counsel i.
hükümeti temsil eden avukat state's attorney i.
hükümeti temsil eden avukat state attorney i.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat serjeant-at-law i.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat sergeant-at-law i.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat serjeant i.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat sergeant i.
kadın avukat solicitress i.
kötü şöhretli avukat pettifogger i.
mahkeme dışında dava veya savunma söylevi vermeye yetkili avukat utter barrister i.
mahkemece görevli müşavir avukat official solicitor i.
mahkeme huzuruna çıkmayan avukat solicitor i.
mahkemeden avukat tayin edilmesini isteme hakkı benefit of counsel i.
müşavir avukat chamber counsel i.
müşterisiz avukat briefless i.
müdahil avukat intervening lawyer i.
müdahil avukat joint attorney i.
müşavir avukat solicitor at law i.
müşavir avukat chamber counselor i.
özel avukat private attorney i.
serbest avukat self-employed lawyer i.
stajyer avukat legal practitioner i.
stajyer avukat law apprentice i.
stajyer avukat apprentice to law i.
sözleşmeli stajyer avukat articled clerk i.
ücretsiz avukat sağlama legal aid i.
yardımcı avukat paralegal i.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden avukat ambulance chasing lawyer i.
yasaları en ince ayrıntısına kadar bilen avukat philadelphia lawyer i.
yaralanmayla sonuçlanan kazaları takip ederek mağduru tazminat davası açmaya teşvik eden avukat ambulance chaser i.
(yasaların püf/açık noktalarını bilen) kurnaz avukat philadelphia lawyer i.
yönetici avukat managing lawyer i.
yönetici avukat executive lawyer i.
(avukat) vekalet ücreti contingency fee i.
(bir hukuk bürosunda ortak olmadan çalışan) ücretli/maaşlı avukat associate attorney i.
avukat müvekkil ilişkisi attorney-client relation i.
lord avukat'a sunulan iddianame endictment [scottish] i.
doğu akdeniz ülkelerinde bir çeşit avukat kahani i.
eyalet veya federal hükümet tarafından görevlendirilen avukat public defender i.
stajyer avukat law clerk i.
(ingiliz hukukunda) mahkemedeki bölmenin dışında oturan düşük rütbeli avukat heyeti utter bar i.
kraliçe'nin vekili olmayan avukat utter barrister i.
stajyer avukat judicial clerk i.
ingiltere'de kraliçenin vekili olmayan avukat junior i.
avukat kırtasiyesi law stationer i.
kötü avukat lawmonger i.
adi avukat lawmonger i.
stajyer avukat writer [scotland] i.
kolluk kuvvetlerinin gözaltına alınan kimseyi sessiz kalma ve avukat tutma hakkına sahip olduğu konusunda uyarmasını zorunlu kılan hüküm miranda rule [us] i.
avukat tutma hakkı right to an attorney i.
avukat olarak çalışmaya hak kazananların listesi roll [uk] i.
içtihat hukukunda uzmanlaşmış avukat common lawyer i.
davanın yürütülmesine ilişkin olarak müvekkil-avukat arasında paylaşılan bilgi ve ayrıntılar instructions i.
girdiği davalarda birtakım manüpilatif teknikler uygulayarak zafer kazanmaya çalışan avukat philadelphia lawyer i.
ingiliz bir yöneticinin danışmanı olarak seçilen avukat counsel to the crown i.
ingiliz mahkemelerindeki avukat countour i.
ingiliz mahkemelerinde görev yapan yüksek dereceli bir avukat sergeant at law i.
özel kıdeme sahip avukat serjeant at law i.
hükümet tarafından atanan ücret talep etmeyen avukat duty solicitor i.
hükümet tarafından atanan ücret talep etmeyen avukat duty counsel i.
hükümet tarafından atanan ücret talep etmeyen avukat duty lawyer i.
ingiliz mahkemesine avukat olarak kabul edilmiş kimse solicitor i.
avukat olmak be called to the bar [uk] f.
(avukat) görev gezisine çıkmak circuiteer f.
avukat veya hukuk danışmanı olarak hizmet vermek solicit f.
avukat ile ilgili advocatory s.
avukat ile ilgili causidical s.
kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin miranda s.
yardımcı avukat ile ilgili paralegal s.
avukat desteği olmadan in propria persona zf.
avukat hakkın var you have the right to an attorney expr.
eğer avukat tutacak durumda değilsen senin için bir avukat atanacaktır one will be appointed expr.
eğer avukat tutacak durumda değilsen if you cannot afford an attorney expr.
Education
(ingiltere'deki avukat derneklerinde) bardan içecek almaya yetecek miktarda akşam yemeğine katılmış olmak keep term f.
History
(19. ve 20. yüzyılda) hindistan'da avukat mukhtar i.
Archaic
on altı yıldan az mesleki deneyimi olan avukat prentice i.
on altı yıldan az mesleki deneyimli avukat prentice of law i.
Slang
stajyer avukat devil i.
kar amacıyla aynı anda birden çok davalının davasına bakan avukat dump truck i.
polis sorgusunda soruları cevaplamayıp avukat istemek lawyer up f.