Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | büyük olasılıkla | probably zf. | ||
Despite that, this House will most probably accept this report. Buna rağmen bu Meclis büyük olasılıkla bu raporu kabul edecektir. More Sentences |
||||
Genel | büyük olasılıkla | quite likely zf. | ||
It's quite likely that he'll be late. Büyük olasılıkla geç kalacak. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | büyük olasılıkla | in all likelihood zf. | ||
This uneasiness is, in all likelihood, about the possible consequences within the governing party, too. Bu tedirginlik, büyük olasılıkla, iktidar partisi içindeki olası sonuçlarla da ilgilidir. More Sentences |
||||
Konuşma Dili | büyük olasılıkla | in all probability zf. | ||
Osama bin Laden is still at large and Saddam Hussein will, in all probability, remain at large. Osama bin Ladin hala serbest ve Saddam Hüseyin de büyük olasılıkla serbest kalmaya devam edecek. More Sentences |
||||
Phrases | ||||
İfadeler | büyük olasılıkla | with a high degree of probability zf. | ||
İfadeler | büyük olasılıkla | five will get you ten expr. | ||
İfadeler | büyük olasılıkla | (the) odds are (that) expr. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | büyük olasılıkla | as likely as not expr. | ||
Konuşma Dili | büyük olasılıkla | most/very likely expr. | ||
Konuşma Dili | büyük olasılıkla | probablee expr. | ||
Konuşma Dili | büyük olasılıkla | likely as not expr. |